Bir televizyon programında dinledim. Konuşmacılardan biri, Türkiye’de, başbakan İsmet İnönü’nün isteğine uyularak 64.000 kişinin kafataslarının ölçüldüğünü iddia ediyordu. Hatta, bu kafatası ölçme işinde çok ileri gidildiğini, Mimar Sinan’ın bile mezarının açıldığını, kafatasının ölçüldüğünü sonra her nasılsa, koca mimarın kafatasının kaybolup gittiğini söylüyordu.
Yapılan açıklamaları, büyük bir şaşkınlıkla dinledim. Söylenenler doğruydu; fakat 64.000 kişinin kafataslarının İsmet İnönü’nün emriyle ölçüldüğü kocaman bir yanlıştı. Anladığım kadarıyla, programa katılan kişi, kafatası ölçmenin çok yanlış, çok geri, çok tehlikeli bir iş olduğuna inanmış, Atatürk’ü de birtakım suçlamalardan uzak tutmak için, suçu(!) İsmet İnönü’nün üstüne yıkmak istemişti. Halbuki Türkiye’mizde 64.000 kişinin teker teker, kafataslarını ölçtürmek için emir veren Atatürk’tür. Kitaplarımın arasında, Türk Tarih Kurumu Yayınları arasında 15 numaralı olarak çıkan bir çalışma var. Dr. Afet İnan tarafından hazırlanan ve Atatürk’ün sağlığında, Türk Tarih Kurumu Kongresine tebliğ olarak sunulan bu çalışmanın kapağında aynen şunlar yazılı: “TÜRKİYE HALKININ ANTROPOLOJİK KARAKTERİ VE TÜRKİYE TARİHİ, TÜRK IRKININ VATANI ANADOLU.”
(64.000 Kişi üzerinde anket)
Dr. Afet İnan’ın çalışmasına; hocası Prof. Dr. Eguene PİTTARD bir önsöz yazmış. Tebliğin 5. sayfasında PİTTARD diyor ki:
“Bayan Afet bu teşebbüse girişti. Atatürk, o teşebbüsü tahakkuk ettirdi. Burada söylenmesi icab eden bir nokta vardır ki, o da hiçbir devletin, bu nevi bir antropoloji envanteri vücuda getirmediğidir. Trakya ve Anadolu’da 64.000 kişi ölçülmüş ve tetkik edilmiştir. Her birinin fişinde 38 kayıt vardır. Demek oluyor ki, bu kayıtların toplamı: 2.432.000’dir. İtiraf etmeliyiz ki, bu rakam hayli ehemmiyetlidir.”
Dr. Afet İnan da tebliğinin giriş kısmında şunları yazıyor:
“Bu esere başlarken, Atatürk’e karşı olan derin minnettarlığımı ifade ile, bu minnettarlığı onun hâtırasına ithaf etmek isterim. O olmasaydı, bu araştırmalara alaka göstermese ve onların yapılması hususundaki emirlerinin otoritesi olmasaydı antropoloji ilmi, pek mümkündür ki, böyle bir anket kaydedemeyecekti!”
1937 yılında, ikinci Türk Tarih Kongresine sunulan tebliğler arasında Dr. Sadi Irmak’ın Türk Irkının Biyolojisine Dair Araştırmalar (Kan grupları ve parmak izleri) Dr. Nureddin Onur’un “Kan Grupları Bakımından Türk Irkının Menşei Hakkında Bir Etüd.”
Marguerite Dellonbachin “Türklerin Antropolojik Tarihlerine Dair İlmî Çalışmaları” vardır.
Atatürk böyle çalışmaların yapılmasını istemekle kötü bir iş mi yaptırmıştır? Hayır! Aksine çok doğru çok faydalı ve zaruri bir hizmetin başında olmuştur.
Eğer Allah, bir Türk ırkı yaratmışsa, bu ırkın çeşitli özelliklerini bilmekten neden korkalım? Bugün bir hemşin bir legorn tavuk ırkının bütün özelliklerini bulup inceliyoruz. Bugün insanların kan gruplarını ve bazı doku yapılarını bilmeden ameliyat yapamıyoruz. Türk ırkı, bir tavuk cinsinden daha mı ehemmiyetsiz? Türkiyeli komünistler, Türk milliyetçilerine; ırkçılar, kafatasçılar, faşistler diyerek saldırdıkları için, bazı câhil Atatürkçüler de sözüm ona, Atatürk’ü korumak için “Kafataslarımızı İsmet İnönü ölçtürdü!” yalanıyla gülünç duruma düşüyorlar. Yazık ve ayıp. Bu korku neden?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder