Ermeni Dosyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ermeni Dosyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ağustos 2013 Pazar

ERMENİLER, ÇADIR KAMPLARA YERLEŞTİRİLİYOR-Cezmi Yurtsever

-Anadolu’dan Tehcire/zorunlu göçe  uğrayan Ermeniler Halep yakınlarına ve Deyrizor şehri’ndeki çadır kamplara yerleştirildiler.

-Göçmenlerin sayısı 1916 yılı şubat ayı içinde 486 bin rakamına kadar ulaştı.

-ABD’de Ermeni göçmenler için 30 milyon dolarlık yardım kampanyası açıldı.


Ermenilerin savaş bitinceye kadar Suriye ve Irak topraklarına zorunlu sevk ve iskanı böylece başladı. İnsanları olay bölgelerinden evinden alıp kafileler halinde “göç ettirme” gerçekten çok zor bir görevdi.  Hem göç edenler ve hem de göç ettirenler açısından. Göç ettirme işlemi öncelikle Zeytun yöresinden başladı.   Ermeni isyanları için “çıbanbaşı” olarak görülen Zeytun Ermenileri öncelikle Kayseriye daha sonra da Adana üzerinden Halep tarafında doğru gönderildiler.  Ermeni isyanlarının çıktığı Sivas yöresinden, Van bölgesinden, hatta Erzurum, Elaziz, Erzincan yöresinden Ermeniler kafileler halinde göç ettirildiler.  Başlangıçta “Sevk ve iskan” olarak başlayan uygulama kişilerin kendi iradesi dışında “zorunlu göç” halini aldığından bu duruma “TEHCİR” veya “TEBİD” kavramları uygun görüldü.  1915 yılı yaz ayları Ermenilerin öncelikle Suriye’deki Deyr-i Zor şehrindeki ana kampa gönderilmeleri ile başladı.  Göçmenlerin geride kalan   mal ve mülklerinin devlet tarafından koruma altına alındığı hakkında yasalar çıkarıldı. Göç ettirilenler içine Ermenilerden “Gregoryen” mezhebine dahil edildi. Protestanlar ve Katolikler tehcir’den muaf tutulmuştu.  Göç ettirme yetkisi valilere ve bölge kumandanlıklarına verildiğinden  Ege ve Marmara bölgesindeki uygulama çok farklı oldu. İstanbul, İzmir, Bursa ve Kütahya yöresinden  tehcire gidenlerin sayısı yok denecek kadar azdı.

3 Ağustos 2013 Cumartesi

ADANA VALİSİ CEMAL PAŞA’NIN ÖLDÜRÜLMESİ-Cezmi Yurtsever

Adana Valisi Cemal Paşa’yı Tiflis’te vurdular.  Katiller bulunmadı. Sadece cesedinin fotoğrafı çekildi.

Üç kişiydiler Tiflis sokaklarında. Kafkasya’nın karlı dağlarının eteklerinde Gürcistan’ın orta yerindeki Tiflis şehri beklenmedik misafirlerini ağırlamanın sıkıntısı yaşıyordu o günlerde. Tarihler Temmuz 1922 tarihini gösterdiğinde  Moskova’dan trenle Tiflis’e gelenler sessiz ve sakin kıyıda kalmış bir otele yerleştiler.  Hiç kimsenin kendilerini tanımasını da istemiyorlardı.  Bütün dikkatleri çok yakınlarda bulunan Türkiye tarafından kendilerine gelecek “davette” idi.  İçlerinde birisi vardı ki milyonlarca askerin kaderine yön veren hemen herkesin tanımak ve el sıkmak merhaba demek istediği… Ama şimdi o kaderinin rüzgarına kapılarak gelmişti Tiflis’e… Bir zamanların (1909-1911) Adana Valisi, İttihat ve Terakki Partisi’nin üç liderinden birisi olarak Osmanlı Devleti’nin en tepesindeki insan, IV. Ordu kumandanı ve şimdi de yurdundan yuvasından kaçak göçek dolaşan gizlenmeye çalışan bir insan… Cemal Paşa.

18 Temmuz 2013 Perşembe

Torosyan tartışması-Taha Akyol

ERMENİ Sarkis Torosyan’ın ‘anılar’ı üzerine çıkan tartışma Hürriyet’in dünkü manşetiyle geniş kitlelere ulaştı.İddiaya göre, Sarkis Torosyan Kayseri’nin Everek (Develi) ilçesinde doğmuş, bir yolunu bulup Harbiye’ye girmiş, Çanakkale’de kahramanca savaşmış, hatta ilk düşman zırhlısı batıran kahraman o olmuştu. Vatanına bu kadar hizmet ettiği halde zulümlere maruz kalmış, direniş düzenleyerek zulme karşı savaşan bir Ermeni kahramanı olmuştu, Soykırım Müzesi’nin internet sitesinde anlatılan budur.Torosyan’ın Ayhan Aktar tarafından dilimize çevrilen anılarını okuyup da etkilenmemek mümkün değil: Osmanlı vatanseveri bir Ermeni yüzbaşının bile zulme maruz kalması öylesine etkileyici bir hikâyedir ki, Robert Fisk, The Independent’teki yazısında, Soykırım Müzesi’nin internet sitesindeki Torosyan bölümünü olduğu gibi indirip kullanmıştı. (28 Ağustos 2007)Militan Ermeni milliyetçisi tarihçi Dadrian’ın da çok önem verdiği bir kitaptır Torosyan’ın “Çanakkale’den Filistin’e” adlı kitabı...

27 Mayıs 2013 Pazartesi

PALAOĞLU SÜLEYMAN’I VURDULAR HIRLAĞIN HANI YANINDA-Cezmi Yurtsever

-Palaoğlu Osmaniyede yaşayan Tacirli aşiretinin bey ailesine mensup idi.

-Fransızların Osmaniyeyi işgalinde Süleyman 20 yaşının içinde idi. V e emrinde 300 civarında çete kuvveti vardı.

-Palaoğlu Süleyman Osmaniye şehir merkezinde ve Ermeni Hırlakyan’ın otelinin önünde bir sabah vakti vuruldu, şehit düştü.

Genç olduğu kadar cesur idi. Hayatının baharında ve de yeni evlenmişti. Hayalleri vardı, o günlerde. Osmaniye’nin köklü Türkmen aşiretlerinden Tacirli’nin bey ailesine mensup idi. Ovalık yerde çiftlikleri,  şehir merkezinde de evleri bulunuyordu.” Dünyada sahip olunan mal ve mülk insanın kendisine emanettir” derler ya… İnsanın canı da öyle.Düşman işgali altında ne mal ne de mülk kalır sahip olunan. Hiç beklemedik bir anda kuş olup uçar…

BAHÇE MÜFTÜSÜ İÇİN AĞLAYANLAR-Cezmi Yurtsever

-Bahçe Müftüsü 1909 yılı 17 Aralık tarihinde Erzin’de idam edildi.

-Bahçe Müftüsünün idamı olayı yüzyılı aşkın bir zamandır ağıtladın konusu

-  Bahçe Müftüsünün şehit sayılarak tarihi onurunun iadesi için çalışmalar başlatıldı.

-Bahçe’de Ahmet Refik Müftüoğlu, dedesinin tarihi haklarının iadesi için Başbakan -Erdoğan’dan yardım bekliyor

İnsanlar vardır, yaşadıkları olaylar ile hatırlanan,unutulmayan…Bir insanın arkasından yüz yılı aşkın bir süredir ağıt yakılıyor ve gözyaşı dökülüyorsa vardır bir hikmeti, bilinmesi gereken.

BİR ERMENİNİN KALEMİNDEN KOZAN’DAKİ YAVER’İN KONAĞININ HİKAYESİ-TALİN SUCİYLAN’IN KALEMİNDEN ERMENİ YAVER AİLESİ-Cezmi Yurtsever

BİR ERMENİNİN KALEMİNDEN KOZAN’DAKİ YAVER’İN KONAĞININ HİKAYESİ
-Kozan’da tarihi ermeni manastırının ön kısmında bulunan ermeni Yaver ailesine ait konak son yıllarda restore edildi. Ve Turizme kazandırıldı.

-Ermeni Yaver ailesinin 1920 yılında Kozan’dan ayrılması ve Beyrut’a yerleşmesinin hikayesini Talin Suciyan yazdı. Ve yayınladı.

-Sayın Suciyanın kaleminden Yaver’in konağının yaşanmış hikayesi...
  
Ekim 2010’da Beyrut’taydım. Arkeolog ve aynı zamanda tarihçi olan bir arkadaşımı ziyaret etmiştim. Kendisi bir araştırma gezisi için gittiği Sis – Kozan’dan yeni dönmüştü. Büyük bir sevinçle bana çektiği fotoğrafları gösteriyordu. Çektiği fotoğraflar arasında Sis – Kozan’ın en güzel evlerinden biri olan Yaverin Konağı’nın fotoğrafları önemli bir yer tutuyordu. Arkadaşım bu evin bir Ermeni’ye ait olduğunu ve yıllarca kaderine terk edilmiş ve yarı yıkılmış bir halde olduğunu anlattı. Son dönemde ise, AK Parti’li belediyenin girişimiyle Konak restore edilmiş,  otel-restorana çevrilmiş ve Sis – Kozan’ın en gözde turistik mekânlarından biri haline gelmiş. İnternette, konağın resimlerinin, içinin ve odalarının dekorasyonunun görüldüğü bir websitesi bile var.

26 Mayıs 2013 Pazar

1915 öncesi Ermenistan’da da özlemle anılıyor / PINAR DEMIR

12 Mart 2012 / PINAR DEMIR
Hocalı katliamının 20. yıldönümü ve Fransa’daki soykırım yasası tartışmaları ile Türkiye bir kez daha hareketlendi. Ama meselenin bir de Ermenistan tarafı var...

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan Hocalı katliamının üzerinden 20 yıl geçti. Bu yıl Türkiye’nin farklı illerinde geniş katılımlı anma mitingleri düzenlendi. Açılan tahrik amaçlı pankartlar elbette Hocalı’daki trajedinin üzerini örtmeye yetmedi; ancak Ermenistan ile Türkiye arasındaki tarihî ihtilafların siyasi manipülasyonlara ne kadar açık olduğunu bir kez daha gösterdi. 1915 olaylarının da uluslararası ilişkilerde Türkiye’yi köşeye sıkıştırmanın aracı hâline getirildiğini biliyoruz. Tarihte cereyan etmiş bazı acı hadiselerin günlük siyasete malzeme yapılması meselenin insani olarak algılanması ve tartışılmasının önüne geçiyor. Propaganda savaşı, kamuoyunu olayların hakikatinden uzaklaştırırken soğukkanlı tartışma zemininin de kaybolmasına yol açıyor. Bütün bu tartışmaların Ermenistan’da nasıl algılandığını orada yaşayan bir Türk’ten öğrenmek istedik. Mehmet Fatih Öztarsu, Bakü’de uluslararası ilişkiler alanında lisans eğitimi aldıktan sonra yüksek lisans çalışmaları için Ermenistan’a giden bir araştırmacı. Aslen Malatyalı olan Öztarsu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Ermenistan Koordinatörlüğü’nü yapıyor.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

ADANA’DA İÇ SAVAŞIN YAŞANDIĞI GÜNLER-İÇ SAVAŞ ÇUKUROVA’NIN HER YERİNE YAYILDI-TAHTALI CAMİ İMAMI NURİ EFENDİ ÖLDÜRÜLDÜ-ADANA ŞEHİR MERKEZİ YANIYORDU VE BİNLERCE İNSAN CESEDİ SOKAKLARDA KOKMAYA BAŞLAMIŞTI-Cezmi Yurtsever


ADANA’DA İÇ SAVAŞIN YAŞANDIĞI GÜNLER


-1909 yılı 14 nisan tarihinde Adana’da Türkler ve Ermeniler arasında iç savaş yaşandı.

-Savaş kısa sürede Adana ilçelerine de yansıdı.

-Savaş devam ederken şehir merkezinde binlerce insan öldü.

-İngiltere’nin  Konsolos yardımcısı Wylie, savaşın çıkması ile birlikte Mersin’den Adana’ya geldi. Gördükleri dehşet verici idi.

ADANA VALİSİ CEMAL PAŞA’NIN TARİHİ YALANLARI- Cezmi Yurtsever


-Adana Savaşından sonra Cemal Paşa, Adana’ya geldi. Ve mahkemelere müdahale etti.
-Cemal Paşa, Ermeni ileri geleler ile görüştü. Olayların sorunlarını çözmeye çalıştı.

-Olaylar sonrasında hatıralarını yazdı. Bahçe Müftüsü’nü idam ettirdiğini başarı gibi açıkladı.

-Olayların asıl sorumlusu olan ermeni Papaz Muşeg’i yakalayamadığını söylüyordu. Ama gerçekte Muşeg, devletin bilgisi dahilinde Mısır’a idi.

İDAM SEHPASINA GİDEN BİR ERMENİ’NİN İTİRAFLARI-Cezmi Yurtsever


-Ermeni kasap Haço, Adana iç savaşında çok sayıda Türkü öldürmekle suçlandı. Ve İdam cezasına çarptırıldı.

-Taşköprü başındaki Kalekapısında idam sehpasına giderken din değiştirdiğini ve Müslüman olduğunu söyledi.

-Ermeni Papaz itiraz etti. Son anda Müslüman hocaya yaşadığı olayları itiraf etti.

12 Mayıs 2013 Pazar

Turgut Özal, Ermeni meselesini nasıl çözecekti?/ MESUT ÇEVİKALP


23 Nisan 2012 / MESUT ÇEVİKALP
Tam 19 yıl önce aramızdan ayrılan eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ermeni meselesine nasıl yaklaşıyordu ve bu meselenin halli için nasıl bir çözüm planı hazırlamıştı? Ermenilere taviz mi verecekti? Arşivlere özel atadığı uzmanların sunduğu rapor neyi savunuyordu?

3 Mayıs 2013 Cuma

Ermeni meselesinde doğrular ve yanlışlar-Ermeniler ve Kürtler-Kürtlerle Ermenilerin ilginç hikâyeleri-İbrahim Kiras

Ermeni meselesinde doğrular ve yanlışlar


1915 olayları insanlık namına başımızı öne eğdirmesi gereken türden olaylardır. Maalesef hem Türkler hem de Ermeniler açısından... diye yazmıştım birkaç sene önce, yine bir “24 Nisan” yıldönümünde. O gün bugündür değişen bir şey yok. Yine herkes kendi siyasî pozisyonuna veya esen rüzgâra göre bu konuda “fikir” açıklamaktan geri durmuyor. Tarihi realiteler kimsenin duruşunu değiştirmeye yetmiyor. O yüzden ben de söyleyecek yeni bir şey bulamadığımdan, kusura bakmazsanız, Batılıların “kendinden alıntı” dedikleri şeyi yaparak daha önce yazdıklarımın ikinci baskısını sunacağım:
Osmanlı Devleti’nin yedi düvelle savaş halinde olduğu yıllar... Osmanlı ordusu sekiz ayrı cephede savaşıyor. Kafkasya’da, Sina’da, Yemen’de, Galiçya’da... Çanakkale cephesinde dünya tarihinin en kanlı savaşlarından biri yapılıyor.

2 Mayıs 2013 Perşembe

Bazı yaralar zamanla iyileşmez...Sibel Yerdeniz


“İlkokula başladığım yıla kadar dilsiz olduğunu sanıyordum nenemin. Beni duyduğunu, anladığını hissederdim; bir şekilde iletişim yolu bulmuştuk ama hiç konuşmazdı. Tahta tabanlı, düzayak bir evin pencere kenarına konulmuş yatağından çok az kalkardı. Yanına gidip saatlerce onu izlerdim. Gür, bembeyaz saçları, solgun ve mağrur yüzü, sımsıkı kapalı incelmiş dudakları, uzun ince kemikli sol eli...

Katliam fetvası?-Taha Akyol

Sasunyan

Diyaspora Ermenilerinin radikallerinden Sasunyan’a göre 1909 yılında bir Türk müftüsü Ermenilerin katli için fetva vermiş, bu fetva ile Adana’da 30.000 Ermeni öldürülmüş, Mısır’daki El Ezher adlı din kurumundan başimam Salim el-Bişri ise Türk müftüsünü kınayan bir fetva yayınlamış...

Meşhur Şerif Hüseyin de 1917 yılında “tüm Müslümanların Ermenileri koruması” için “karar” çıkarmış... Amerika’da diyasporanın The Armenian Weekly adlı yayın organında Sasunyan’ın yazdığı makalenin özeti böyle.Şimdi biraz yakından bakalım.

20 Mart 2013 Çarşamba

Kars’ta Türklere Yönelik Ermeni Katliamı: Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı-Şenol Kantarcı

Kars’ta Türklere Yönelik Ermeni Katliamı: Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı

Şenol Kantarcı•


Özet

İncelemede, genelde Kars ve çevresinde yaşayan Türklere yönelik
Ermeni terörü anlatılırken özelde ise, Kars Kalo/Derecik köyündeki
Müslümanların Ermeniler tarafından yok edilişi arşiv belgeleri ve saha
araştırması ile ortaya konulmaktadır. İncelemede ayrıca, 30 Haziran – 1
Temmuz 2003'te (yazarın kendisinin de dâhil olduğu) Türk-yabancı bilim
adamı ve basın mensuplarının bulunduğu 67 gözlemci ile Kalo/Derecik
köyü toplu mezarının açılışı anlatılmış ve kazıyla ilgili bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ermeni Sorunu, Kars ve Çevresinde Ermeni
Terörü, Kars Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı, Kafkasya'da
Ermeni Faaliyetleri.

16 Mart 2013 Cumartesi

Hocalı katliamı-Taha Akyol


YARIN Hocalı katliamının yirminci yıldönümü. 26 Şubat 1992’de, Sovyetler’den kalma 336. mekanize alayının desteğindeki Ermenistan kuvvetleri Azerbaycan’ın Hocalı şehrine girerek katliam yapmışlardı.Katliamı yapan Ermenistan kuvvetlerinin komutanlarından biri, bugünkü Cumhurbaşkanı Sarkisyan’dır.

6 Mart 2013 Çarşamba

Hocalı'da Ermeni ve Rus vahşeti-Yavuz Bülent Bakiler


Hocalı'da Ermeni ve Rus vahşeti 1



ABD devlet başkanlarından Kennedy'nin bir ihtarı, 55 yıldan beri aklımda: "Dünyanın neresinde olursa olsun, bir ABD vatandaşına yapılan bir haksızlığı, bütün ABD milletine yapılmış kabul ederim!" Bu ihtarı okuyunca, ciddi bir devlet başkanı böyle konuşur dedim. 

5 Mart 2013 Salı

Soykırım savaşı-1915'te ne oldu ?Soykırım demek Türkiye’de serbest-Tarih savaşı-Taha Akyol,


Soykırım savaşı

BÜYÜK tarihçi Bernard Lewis, 1993 yılında Le Monde gazetesine “Ermeni olayları soykırım değildi” diye beyanat verdiği için Paris’te mahkûm edilmişti! Yine Fransa’da, 2005 yılında Quid adlı ansiklopedi 1915 olaylarını anlatırken Türk tezine de yer verdiği için mahkûm edilmiştir!

15 Şubat 2013 Cuma

Ermeniler acılarıyla yaşıyor ama geleceğe de umutla bakabiliyor-Barışa ulaşmak sadece devletlere bırakılamaz!-İş gençlere kalsa sınırlar beş dakika kapalı kalmaz!- DEMET BİLGE ERGÜN

Ermenistan'da kime dokunsan, ucu Anadolu'ya uzanan bir hikaye çıkıyor ortaya. Ermeniler geçmişten bugüne uzanan acılarını tartışmak değil, konuşmak ve anlatmak istiyor

Kimi Sovyet döneminden kalma kimi Ermeni taş ustalarının elinden çıkma binalar Erivan?ı tarihi bir şehir haline getiriyor. Ketin merkezindeki Cumhuriyet Meydanı?na hem turistler hem Erivanlılar büyük ilgi gösteriyor. fotoğraf: demet bilge ergün


Ermenistan’la sınırın açılıp açılmaması tartışmalarının sürdüğü günlerde Uluslarası Hrant Dink Vakfı ve Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin ‘Türkiye - Ermenistan Gazeteci Diyalag Projesi’ kapsamında Türkiye’den on gazeteci geçen hafta Ermenistan’daydık... 

Harflerinin heykelini diken halk-DEMET BİLGE ERGÜN

'Türkiye'de Ermeniler Cemaat-Birey-Yurttaş' kitabı, Ermeni toplumunun kapalı kapılarını aralıyor ve bu topraklarda Ermeni olmayı onların ağzından anlatıyor: 'Anneannem Âşık Veysel'le beşik kertmesiymiş. Ölüm döşeğinde bir tek onun plağıyla gözlerini açtı. ...Din hariç Türk gibiyiz... Aslında ne tam Türksün, ne tam Ermeni...'

Ermenistan’ın üçüncü büyük kenti Vanadzor’a giderken bir tepenin üzerinde Ermenice harflerin heykellerini görüyorsunuz... Bir resim müzesinde gezerken Gomidas’ın yüzüne oturmuş hüzünle resimleri çıkıyor karşınıza... Güzel bir klüpte Ermeni sanatçılarının seslendirdiği ‘arya’da Anadolu’ya gidip, ‘viran olmuş illerden’ habersiz dönen bir turnaya sistemi dinliyorsunuz... Erivan’daki taş binaların mimarisi hem tanıdık geliyor, hem yabancı...