Ceviz Kabuğu programlarından tanıdığımız Hulki Cevizoğlu’nu yeni bir TV programında dinledim. Ona ve Ayşe Hür’e dört saat kulak kesildim. Atatürk ve Cumhuriyet konusunun ele alındığı o TV programında gördüm ki, Cevizoğlu, tam bir Cumhuriyet aydını olarak konuşuyor. Yâni cümlelerinin başında da, ortasında da, sonunda da Atatürk var. Onun yanlışlarını noksanlarını birer birer buraya yazmam imkânsız. Ben özetin, özetinin özetini dikkatinize sunmaya çalışacağım. Kâzım Karabekir Paşanın İSTİKLÂL HARBİMİZ isimli 1171 sayfaya yayılan çok önemli bir kitabı var. O kitabı, böyle 40 sütunda bile özetlemek mümkün değil. Bana göre, Mustafa Kemal Paşa’yı Millî Mücadelemize ilk defa dâvet eden ve onu bütün imkânlarıyla destekleyen Karabekir Paşadır. Ve ben inanıyorum ki, K. Karabekir olmasaydı Mustafa Kemal de Atatürk olamazdı. Hulki Cevizoğlu bu fikre “Öyleyse Karabekir Paşa Millî Mücadeleyi neden kendisi yürütmedi?” diye itiraz ediyor. K. Karabekir Paşa Millî Mücadelemizin hiç dışında bulunmadı ki. O, Doğu Anadolusuz bir Millî Mücadele ve Türkiye olamayacağına inanıyordu. Doğudaki 15. Kolordu’nun başından ayrılamazdı. Doğu Anadolu’nun Ermenilere kaptırılmasına göz yumamazdı. Karabekir Paşa, İSTİKLÂL HARBİMİZ‘i Atatürk’ün sağlığında yazdı. Ama kitap daha matbaadan çıkmadan, bâzı yetkililer, aldıkları emirle onu kamyonlara doldurarak İstanbul surlarının dibinde yaktılar. Niçin? Niçin? Niçin? Kırk ayrı sebepten birincisi, kitabın 17. ve 18. sayfalarındadır. Karabekir Paşa diyor ki: “Mustafa Kemal Paşa ameliyat yaptırmış, Şişli’deki ikâmetgâhında yatıyordu. Kendisine gittim, aynen şunları söyledim: Paşam! Ben yarın Erzurum’a hareket ediyorum İstanbul’da, ne vaziyette kalırsanız kalınız; bir şey yapmak imkânsızdır. Behemehal, Anadolu’ya, ordu başına geliniz. Hem de Şarka (Doğuya). Milletin kurtuluş ümidi Şarktır. Orada her şey mümkündür. Ordu da kuvvetlidir. Halk da beraber gider. Benim ahdim tek dağ başı mezar oluncaya kadar uğraşmaktır.
Mustafa Kemal Paşa şu cevabı verdi: Bu da bir fikirdir. Size muvaffakiyetler dilerim. İyi olayım, size mülaki olmaya çalışırım vaadini verdi. Ben Şark’ta, millî hükümet esasını kurarken, M. Kemal Paşa’nın İstanbul’da, bir padişah hükümetinde, herhangi bir vazife alarak en kıymetli arkadaşları da etrafında toplanması ihtimali beni pek düşündürmüştü.”
Vahdeddin Hükümetinde bakan olmayı düşünen M. Kemal Paşa’yı ve 18 kurmay arkadaşını, Padişah, Samsun’a gönderdi. “Paşa! Paşa! Devleti kurtarabilirsin!” dedi. Ve Murat Bardakçı’nın ŞAHBABA kitabının 440. sayfasında, Şerif Paşa’nın hatırâtında belirttiği gibi, Vahdeddin, kendi cebinden M. Kemal Paşa’ya 30.000 lira (altın) verdi.
K. Karabekir Paşa, kitabının 897 ve devamı sayfalarında, Doğu Anadolu’muzda bir Ermeni devleti kurmak isteyen teşkilatlanmış Ermeni ordusunu Kars’ta nasıl yendiğini ve elde ettiklerini şöyle anlatıyor: “Ermeni ordusu 3 saat içinde perişan oldu. Akşama kadar karargâhımda toplanan esirler şunlardı: 3 general, 6 miralay, 12 kaymakam, 16 yüzbaşı, 59 mülazım, 16 sivil memur, 12 zabit namzedi. Esir askerlerin sayısı: 1150 idi. Sayılan Ermeni ölüsü 1100 idi. İstifade edilecek 337 top, tamire muhtaç 339 top, külliyetli miktarda tüfek, her türlü mermi ve mühimmat vesaire. Ermeni başkumandanı ve harbiye nazırı mütareke şartlarımızı kabul ettiler. Mütareke şartı olarak Ankara’nın istediği biner mermisiyle 2000 tüfek, 3 batarya seri ateşli koşulu dağ topu, yine koşulu 40 makineli tüfeği Ermenilerden alarak, şark cephesinin ilk zafer hediyesi olarak Garb cephemize yola çıkardım. Kars telgrafhanesinden Ankara’da Müdafaayı Milliye Vekili Fevzi Paşa ile görüştük. Kars’taki ganimetlerin, 10 yıl, İstiklâl harbimizin devamına yetecek derecede olduğunu bildirdim.” Atatürk’ün NUTUK’unda bu bilgilerden tek satır bile yok. Cevizoğlu da bunları bilmiyor. Bilmeden suçluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder