Hatıralara en çok yansıyan aksaklık, ordunun yoğun bir şekilde siyasete müdahil olmasıdır. Böyle olunca rakiplerin bir şekilde tasfiye edilmesi gerekmektedir. Siyasetin kendi doğasında ilerlemeyip, silah zoruyla ilerlemesi ya da şekil alması, hataları da beraberinde getirmiştir. Bu hatalar savaş öncesi yapıldığı gibi savaş boyunca da aynı şekilde devam ettirilmiştir.
Milliyetçiliğin hasat mevsimi olan Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti, Rumeli’deki hâkimiyetini tam manasıyla kaybetti. Balkanlar’daki her bir ulus artık müstakil bir devlet haline gelmişti. Bu durum Balkan milliyetçiliğinin Osmanlı zamanındaki doyum noktasıdır. 100 yıl içerisinde (1353-1453) İslam kimliğine giren Rumeli toprakları, 13 ay gibi kısa bir sürede de İslam medeniyetinden ve kimliğinden arındırılmaya çalışıldı. Bu taviz, savaştan çok kısa bir süre önce Balkan ittifakını kuran hükümetlerin eline verildi. Rusya’nın ve büyük güçlerin de desteği ile 8 Ekim 1912’de I. Balkan Savaşı Osmanlı ve Karadağ arasında başlamış oldu. Daha sonra Sırp, Yunan ve Bulgarların da savaşa dâhil olmasıyla Balkan Savaşlarının hacmi genişledi.