Yıllardır bu konuda yazar çizer; sanatın, hassaten sinemanın ne kadar güçlü bir silah olduğunu dilimizin döndüğünce ifade ederiz. Bugünlerde bunun –maalesef olumsuz- bir örneğini yaşıyoruz. |
Ne kadar film denir bilmiyorum ama “Müslümanların Masumiyeti –Innocence of Muslims” isimli ‘tezgâh’ prodüksiyon ve sonrasında yaşananlar, Müslümanların toplumsal bilincinin düzeyini göstermek bir yana, sanata olan bakış açılarını da sorgulamak için bir fırsat sanırım.
Aslında bu art niyetli saçmalıktan ‘film’ diye bahsetmek ne kadar doğru bilemiyorum, zira ‘Müslümanların Masumiyeti’ hiçbir sinema kaynağında yok. Kolay kolay olamaz da. Çünkü 5 milyon dolarlık filmin bir jeneriği ve afişi bile yok yahu! İçeriğinden bahsetmek de abes ötesi bir şey, zira karşımızda bir zırvalık duruyor. Son derece berbat oyunculuklar, ucuz bir green-box kullanımı, saçma sapan ve sonradan eklemlendiği çok belli olan dublaj diyaloglar ve kötü bir yönetim. Senaryo filan zaten yok. Filmin bütününü de gören yok. Kimi 15 dakika diyor filme, kimi 1 saat, kimi 2 saat. Bırakanız orta mektep düzeyindeki müsamereyi,
Flash TV’nin burun kıvırdığımız Gerçek Kesit dramaları bile bu filmin yanında Oscar’lıktır emin olun!
Bu filmde küçük bir rolü olan Cindy Lee Garcian ağlayarak verdiği röportajda (NBC’ye) neredeyse ‘ekmek çarpsın ben böyle olduğunu bilmiyordum’ diyor, bin bir özür dileyerek: “Bana filmin ‘Çöl Savaşçıları’ adında ve 2 bin yıl önceki Mısır hakkında olacağı söylendi. Filmde elimden çocuğumu zorla alan kişinin adı ‘George’du. Fakat fragmanda bu kişinin ‘Muhammed’ olarak anılmasıyla şaşkınlığa düştüm!”
Film ne kadar aptalsa, gösterim hikâyesi ve sonrası için kurgulanan oyun o kadar sinsi ve şeytani…