Kapitalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kapitalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Temmuz 2013 Pazar

Galata Bankerleri ve kazananların isyanı-İbrahim Kahveci

Osmanlı İmparatorluğunun sömürge merkezi neresiydi? Şüphesiz aklımıza ilk olarak ecnebi bankerlerin barındığı GALATA gelir.
Bir avuç finansal oligarşinin, tüm koca imparatorluğun canına okuduğu merkezin adıydı Galata.
Galata’dan başlayıp Taksim’e ulaşan Beyoğlu için Liman Von Sanders anılarında şöyle söylüyor: “Şimdiye kadar düşman olan askerlerin İstanbul’a gelişi karşısında Beyoğlu bir Türk şehrinden ziyade bir Yunan şehri manzarası arz etti. Bando ile geçen itilaf devletleri birliklerinin önünden şehrin sakinlerinden gruplar yürüyor, sevinçlerini göstermek için askerlere çiçek atıyor, büyük bir gürültü koparıyorlardı. Bütün bu göstericilere, harp boyunca ülkenin başkentinde hiçbir sataşma olmaksızın tahammül edildiğini göz önüne alan kimse, bu gösterilerde büyük bir vakar olduğunu iddia edemez.”
Birinci Dünya savaşını kaybeden Osmanlı İmparatorluğu, aslında ilk olarak ekonomik savaşı Galata Bankerlerine kaybetmişti. Üç yıl önce Çanakkale’de düşman askerlerine geçit vermeyen bu imparatorluğun bankerler semtinde, şimdi düşman askerleri coşkuyla karşılanıyordu.

Sermayenin çözülme süreci-İbrahim Kahveci

Bakan, bankacıları "ortalamanın üstü zekiler" olarak tanımlarken ben sanayicileri düşündüm.
Birde çalıştırdıkları işçileri.
Sanayicileruzun yılların belki de en zor günlerini yaşıyor. Doğal olarak çalıştırdıkları işçilere az ücret vererek onları da bu zorluğa iştirak ettiriyorlar.
Oysa ülkemiz bu dönemde finansal olarak başarıdan başarıya koşuyor. Bankaların kasası dolu; karları tıkırında. Bankalardan beslenen Merkez Bankasının da kasası dolu.
Merkez Bankasının kasası dövizden taşarken aynı günlerde sanayi sektörünün döviz açığı normalin üstünde artıyor.
Bankaların kârları rekor kırdıkça kırıyor ama aynı günlerde protestolu senetler, karşılıksız çekler kriz yılları düzeyine ulaşıyor.
Çelişki büyük.
Paul Krugman bu modele "refahsız büyüme" diyor. Yani ülkeler mali başarılar sağlıyor, milli gelirleri büyüyor ama topluma bu refah artışı yansıtıl(a)mıyor. Krugman bu görüşleri ile yıllar önce büyük buhranın geleceğini bildirmişti.

Her şey para mı -İbrahim Kahveci

Eskilerde eğitim zordu. O zamanlar ölçü birimleri farklı farklıydı. Uzunluk ölçü birimleri metre ile, alan ölçü birimleri metrekare ile, katı hacim ölçü birimleri metreküp ile, sıvı hacim ölçüleri litre ile, ağırlık ölçü birimleri ise kilogram ile yapılırdı. Şimdi öyle değil. Ölçü birimi neo-liberalizm sayesinde teke indirildi. Artık her şey para ile ölçülüyor. İnsanlık bile artık para ile ölçülüyor. Medyada insanlığa bu ağırlığına göre sayfalarında yer veriyor. Çok paralılara çok; az paralılara az. Oysa eski değerlere göre beş para etmezler artık çok para ediyorken; eskiden adamlık ile ölçülen değerler beş para etmez oluverdi. Bu değer ölçümleri halkın itibarı ile değil maalesef piyasaların diline göre verilmeye başlandı. Zaten sorun da burada. Piyasa ne derse o oluyor.
Küresel ekonomik buhranın nedenlerini sayacak olursak ilk sıraya ahlaksız ekonomik yapılanmayı koyabiliriz. Gelir dağılımındaki bozukluk ile bu sürecin yol açtığı vahşi kapitalizm, ahlaksız ekonominin bir numaralı dış yansıması olarak gösterilebilir. Piyasa kuralları yasamanın kurallarını ezer olmuştur. Duruma göre piyasanın kuralı, yasamanın da kuralı haline getirilmiştir. Biz buna Halkın siyasi hakimiyeti yerine, sermayenin hakimiyeti diyoruz. Hüküm piyasanındır.

İblis ve yardımcısı-Kemal Özer

19’uncu ve 20’nci yüzyıl, Müslüman dünya için kayıp tarih. 21’nci yüzyıl ise kazançlar asrı olacağa benziyor. İşte bunun ihtimali dahi şeytan ve yardımcısının çıldırtmaya yetiyor. 

Alman kökenli küresel tefeciler için, 18’nci yüzyılın ortalarından bu yana ‘kazanmak’ tabiî bir sonuç. Bunu sekteye uğratabilecek her ihtimal ve her girişim yok edilmeli. Çünkü her şey bu amaç uğruna cereyan ettiriliyor. Engellemek şöyle dursun, bunun uzak ihtimali bile büyük tehdit olarak görülüyor

11 Haziran 2013 Salı

Finans oligarşisinin hortumunu kesince ne olur? Cemil Ertem

Bilirsiniz Clinton ve ekibi 1992 seçimlerine ‘Önce ekonomi aptal!’ (It’s the economy, stupid!) sloganı ile hazırlanmıştı. Bu deyiş, Baba Bush’un neoliberal, daraltıcı, savaş yanlısı politikalarına tepki olduğu gibi, ekonominin yani ‘işin’ ve ‘aşın’ nihai olarak siyasette belirleyici olduğunu da anlatan bir strateji idi aynı zamanda. Şimdi artık bu deyiş, çok sık tekrar edilen, tarihi bir cümle oldu. Şunu da söyleyebiliriz; siyaset ekonominin yoğunlaşmış halidir. Birçok siyasi olay ve gelişmenin arkasında mutlaka bir ekonomik gelişme, karar vardır. Şimdi Türkiye’de şu üç gündür olan bitene baktığımız zaman, (Taksim’de Gezi Parkı’nda başlayan olayları basit bir çevre protestosu olarak göremeyeceğimize göre...) bütün bu gelişmelerin arkasında nasıl bir ekonomik neden var sorusunu sormamız gerekiyor. 

Madem faiz lobisi yok peki yakalananlar kim?-Süleyman Yaşar

Madem faiz lobisi yok peki yakalananlar kim?              
Bazıları yine "Faiz lobisi yoktur, faizler piyasada serbest rekabet koşullarında belirleniyor" diyerek vatandaşı aldatmaya çalışıyor. O halde onlara şu soruyu sormak gerekiyor: Madem faiz lobisi yok, Londra'da faiz hadlerini manipüle ettiği gerekçesiyle yaka- lanıp, 20 milyar dolar cezayı ödeyecek olanlar kim? Yine Türkiye'de Rekabet Kurumu tarafından yakalanıp, 13.3/193-100 sayılı Kurul kararıyla para cezasına çarptırılanlar kim?

21 Mayıs 2013 Salı

Küresel para oyunları-Bülent Erandaç

Son yapılan araştırmalara göre, Türkler'in yurtdışında 130 milyar dolarlık (233 milyar lira) bir nakit parasal varlığa sahip oldukları tahmin ediliyor. Bu paranın en az 17 milyar dolarlık (30 milyar liralık) bölümünün Türk ekonomisine sokulması amacıyla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Varlık Barışı" planını işletmeye başladı. Babacan, "Artık Avrupa'da olsun, vergi cennetlerinde olsun tutulan para eskisi kadar emniyette değil.
Türkiye'nin göreceli cazibesi 2013 yılında çok fazla artmış durumda" 
diyerek hükümetin para beyinlerini harekete geçirdi.
Başbakan Erdoğan da iki hafta önce Balıkesir'de yaptığı konuşmada "Rusya ile aramızdaki ticarette artık yabancı para kullanmıyoruz... Alışverişimizi, TL ve Ruble'yle yapıyoruz" demişti. 

9 Mayıs 2013 Perşembe

Arap Baharı IMF’ye Muhtaç Oldu-Mustafa Seven


Arap Baharı diye isimlendirilen hareketi hatırlıyorsunuz. Sözde bu ülkelere demokrasi getirilmesi amacıyla desteklenen hareketler, tam aksine bu ülkeleri ekonomik, sosyal ve siyasi açmazlara sürükledi. Bu sürecin siyasi ve sosyal yanı, iç karışıklıklar ve istikrarsızlıkla sonuç verirken, asıl sözde bu ülkelerin hayrına gerçekleştirilen bu hareket, Arap Baharı’nı özellikle de ekonomik anlamda kışa çevirdi. Ekonomik sorunları gün geçtikçe ağırlaşan bu ülkeler, IMF’nin kapısını çalmak zorunda kaldılar. Mısır’ın IMF ile yürüttüğü 4.8 milyar dolarlık kredi görüşmeleri sürerken, Tunus Hükümeti’nin 1.78 milyar dolarlık krediyi alabilmek için IMF’yle anlaştığı belirtildi.

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Yalancılara kanma, soyguncuya borçlanma! Murat Menteş


Yalancılara kanma, soyguncuya borçlanma!

Dünya, herkesin gereksinimlerini karşılayacak kadar büyük. Fakat tek bir açgözlüyü doyurmak için küçük!
[GANDHI]
'Ne o, beğenmedin mi?'
'Hayır baba. Bu ayakkabılar… çirkin.'
'Fakat ruhları güzel. Sümerbank… Çok sağlamdır. Sen bile eskitemezsin.'
Mahvolmuştum.
O ayakkabıları giymek istemiyordum. Ama başka seçenek yoktu.

30 Nisan 2013 Salı

Altına küresel hücum- Uğur Gürses

Fiziksel tarafta arz-talep dengesinde pek bir hareket yokken kâğıt üstündeki satışlarla 200 dolarlık ucuzlama fiziksel altın talebini patlattı.


Altın fiyatları sert biçimde düştü. Ama düşüş kadar sonrasında olanlar da bir o kadar ilginç bir hal aldı. Fiyat düşüşü, dünyanın her yerinde küçük yatırımcıların ‘altına hücumu’ haline dönüştü; sadece Türkiye’de değil, her yerde özellikle basılı altın para yok sattı.
Şuradan başlayalım; son 10 günde altın fiyatları neden sert biçimde düştü? Nedeni şu; fiziksel olarak satan olduğundan değil, kâğıt üstünde altın satışı yapanlar yüzünden.

Bakın nasıl oluyor?

Bitcoin ne menem iştir? Deniz Gökçe


Spekülasyon insanoğlunun damarlarındaki asil kanda bolca mevcuttur. Yıllarca önce lale soğanları manyaklığından  başlayıp, bugüne kadar da altın ile  devam eden, bazılarına çok kazandıran bazılarını da mahveden spekülasyon, bugün yeni bir 'oyuncak'la canlandı. Oyuncağın adı "bitcoin." Bitcoin 2009 yılında sirkülasyona başlamış bir sanal ve dijital para. Bu dijital parayı rivayete göre adı Satochi Nakamoto olarak geçen bir "hacker" veya "hacker grubu" çıkartmış. 

26 Nisan 2013 Cuma

Uygar barbar: Sarsak surat, makineleşmiş fosil! Yusuf Kaplan


Avrupa'da, yalnızca 'sosyalist'lerin 'insan' olduğunu düşünür/d/üm. Sosyalistlerin dışındakilerin, insanlıktan pek fazla nasipleri olmadığını.

Uzunca bir süre Frengistan'da yaşanmış bir tecrübenin gözlemleri, söylediklerim. Sosyalistler, insandır; çünkü hayatın tam kalbinde yaşar sosyalistler: Bütün acıları, sorunları, çelişkileri ve açmazlarıyla hayatı iliklerine kadar ve duyarak onlar yaşarlar.

O yüzden başka kültürlere, dinlere mensup kişilerle sadece sosyalistler ilişki ve iletişim kurarlar, kurabilirler.

21 Nisan 2013 Pazar

İHH devrimi ve Afrika'lıların Türkiye 'umudu'-Anakıta: 'Baba'sız kıta Afrika-Patlamaya hazır bomba: Afrika-Kıyametin ayak sesleri…-Büyük Oyun'un yeni adresi: Afrika ve üç kıyameti-21. yüzyılı Afrika'nın alacağı şekil belirleyecek…Yusuf Kaplan


İHH devrimi ve Afrika'lıların Türkiye 'umudu'

ZENZİBAR / TANZANYA.

Yazının başlığına bakıp da, 'Türkiye'nin Afrika'da umut olması' meselesini abarttığımı düşünecek olanlara bir hatırlatmada bulunmak istiyorum asıl yazıya girmeden önce.

Afrika'nın doğusundan batısına, Asya'nın Endenozya içlerine, Balkanlara ve Arap dünyasına kadar yaptığım seyahatlerde karşılaştığım ve beni şaşkına çeviren en önemli beklenti bu: Türkiye'yi bütün bir İslâm dünyası, umut olarak görüyor. Entelektüelinden halkına, devlet ricalinden ticaret erbabına kadar bütün toplum katmanlarında bu beklentiyi bizzat gördüm.

Başlangıçta ben de inanamadım ama sonraları bunun Afrika'dan Uzak Asya'ya kadar dillendirildiğine bizzat şahit olunca, meselenin ciddiyetini ve hayatiyetini bilfiil kavradım.

Para Üzerine Büyük Oynayanlar-Süleyman Yaşar


  • Dünya Bankası, Kuzey Kıbrıs olarak andığı KKTC’de kumarhaneler ile off-shore bankacılığın, karapara aklamanın birinci kaynağı olduğunu bildirdi. (Şubat 2006)
  • Lefkoşa’da bir Türk bankasının şube müdürü Mahmut Karımış’ın 7.5 milyon lirayla ortadan kaybolması, offshore skandalını ortaya çıkardı. KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’a gelen ihbarla başlayan operasyonda, Türk bankalarının Malta gibi ülkelerde offshore hesabı açarak, kayıt dışı bavulla para transferi yaptığı ortaya çıktı. (Temmuz 2012)

14 Nisan 2013 Pazar

Yeni-Ekonomi üzerine dağınık bir yazı...Kaan Göktaş


Geçtiğimiz gün gazetelere yansıyan bir haberdi : “Banka borcunu ödemek için, borçlu olduğu bankayı soydu...”

Diyarbakırlı Bülent Çora isimli bir vatandaş, bir banka şubesine elindeki kuru sıkı silahla girerek 19 bin lira çalıyor. Çora’nın aynı bankaya daha önce çekmiş olduğu bir kredi yüzünden 10 bin lira da borcu var. Soygundan bir kaç gün sonra hiç bir şey olmamış gibi banka şubesine gidiyor ve borcunu kapatıyor. Daha sonra da yakalanıyor.

Dünya krizin eşiğinde-Esfender Korkmaz

Bitcoin, aslında yalnızca internet kaydında olan sanal bir para birimi olarak yeni ortaya çıktı. Anlaşmalı kurumlar arasında da kullanılıyor. Şubat ayında 30, mart ayında 35 dolar olan Bitcion’un değeri şimdi 218 dolardan işlem görüyor.

Saadet zinciri gibi bir şey... Dünya tarihi bugünkü kadar spekülasyon yaşamadı. Artık finans sektörü ekonominin tamamını ve hatta siyaseti de yönetiyor. Dünya sanal bir refah yaşıyor. Bir yandan da 2008’de yaşanan kriz kontrol altına alınamadı. 

10 Nisan 2013 Çarşamba

Oligarklardan Plutokratlara- Emre Aköz


Rusya'da bir takım süper zengin işadamları olduğu ve bunlara oligark dendiği malumumuz... İngiliz Chelsea futbol takımını satın aldıktan sonra, kamyonla para harcayarak şampiyon yapan Abramoviç'i herkes biliyor.

Bu adamları 1991'den önce kimse tanımıyordu. Derken Rusya dağıldı. Ekonomi çöktü. Ülkeyi kapitalizmin bir parçası haline getirmek üzere, devlet tesislerinin özelleştirilmesi başladı.
Özelleştirme sisi dağıldığında, birtakım adamların enerji, bankacılık, votka üretimi gibi alanlarda hayallerin ötesinde zenginleştikleri ortaya çıktı.

5 Nisan 2013 Cuma

Lobinin başı Büyük Birader çıktı


Türkiye'ye yurtdışında en ağır eleştirileri yapan iki büyük yayın kuruluşu The Economist ve Financial Times'ın perde arkasından dünyanın en esrarengiz ailesi Rothschild'ler çıktı. Dünya Yahudi Lobisi'nin bir numaralı ismi olan, İsrail devletinin kuruculuğu ve hamiliğini yapan aile, savaşlardan, bankacılıktan ve petrolden kazanıyor

29 Mart 2013 Cuma

Gates'ler: Rockefeller'ı Öveyim Derken Sirkatini Söylüyor


Gates'ler: Rockefeller'ı Öveyim Derken Sirkatini Söylüyor
Küresel elitdoğum kontrolü ve nüfusun azaltılması için dünya çaplı bir operasyon başlattı. Bu amaçlarını, aşılar ve genetiği değiştirilmiş temel besin maddeleriyle gerçekleştirmeyi planlıyorlar.
Şayet böyle bir girişimin mümkün olduğuna veya bunu yapmaya gücü yetecek insanların var olduğuna inanamıyorsanız, geçmişe bakın. Bu çeşit bir tezgâh yeni değildir. Böyle bir kontrol,Plato tarafından 2.300 yıl önce Devlet isimli çalışmasında idealleştirilmişti. Plato, yönetici elitin, topluma rehberlik etmesi gerektiğini yazmıştı ve şunları belirtmişti:
''Onun amacı, toplum ortalamasını korumak olacak. Bu yöneticilerin, devleti korumak için göz önünde bulundurması gereken başka şeylerde var. İster çok büyük, isterse çok küçük olsun savaşların ve hastalıkların etkileri ve de bunlara benzeyen diğer şeyler gibi.''

26 Mart 2013 Salı

‘İnsan nesli' tehlikede!Hayati Sır


Küresel şirk-etler ‘insan nesli’ni bitireceklerdir! ‘İnsan’ üzerinden kârlarına kâr katacaklardır! ‘İnsan’ın olmadığı bir dünya onlar için çok kârlı olacaktır! İnsan vücudu bir nano-teknolojik cihaz deposu haline getirilecektir! ‘İnsan’, kendi vücudu içinden esir alınacaktır! Şeytanın insanı kuşatması nano-teknoloji üzerinden olacaktır! Nano-teknoloji üzerinden ‘yapay zekâ’ insan vücuduna girecektir! Ve içerde kendi kendini geliştirecektir! İnsanı dönüştürecektir! Bir ‘şey’e! Muhtevası ‘nar’ olan bir ‘şey’e!