25 Aralık 2012 Salı

Alışveriş bağımlılığı hayatınızı karartmasın -ORHAN AKKURT


Alışverişkoliklik, alkol ve sigara bağımlılığı benzeri bir rahatsızlık. Amerika’da kadınların yüzde 6’sı, erkeklerin ise yüzde 5,5’i alışveriş bağımlısı. Psikolog April Benson, “Bu tarz insanlar için alışveriş o an büyük bir ihtiyaç. Alkol ve uyuşturucu bağımlıları alışverişkoliklere göre daha hızlı tedavi edilebilmektir.” diyor.Yıl sonu alışveriş sezonunun devam ettiği Amerika’da her gün milyonlarca kişi alışveriş merkezlerine adeta akın ediyor. Bu insanlardan bazıları ise herhangi bir ihtiyacı olmadığı halde alışveriş yapıyor. Alışveriş onlar için ihtiyaçtan öte bir hastalık. Uzmanlar, alışveriş hastalarını tıpkı uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlıları gibi görüyor. Bu hastalığın tedavisinin uyuşturucu bağımlılığından daha zor olduğunu söyleyenler bile var.
Alışverişkolik olarak adlandırılan bu insanlar ihtiyaçlarının ötesinde para harcayarak kendilerini rahatlatmaya çalışıyor. Alışveriş hastalığı, zihinsel ve duygusal zorluklar yaşayan kişilerin kendi dürtülerini kontrol edememesinden kaynaklanıyor. Yaş, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin birçok insanda görülebilen bu hastalık, yuvaların yıkılmasına bile neden olabiliyor. Çocuğunu evde tek başına bırakıp alışverişe giden anneden tutun, banka hesaplarındaki paranın hepsini harcayan babalara hatta ailesinden gizli alışveriş yapan öğrencilere bile rastlamak mümkün.
Alkol bağımlılığının tedavisi daha kolay
Stanford Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre Amerika’da kadınların yüzde 6’sı, erkeklerin ise yüzde 5,5’i alışveriş bağımlısı. Erkeklerin daha çok elektronik cihazlar, CD, kitap, kamera, fotoğraf makinesine ilgi gösterdiğini belirten Psikolog April Benson, kadınların makyaj malzemesi, takı ve ev araç gereçleri satın aldığını söylüyor. Hastalığın ilk olarak 19. yüzyılda teşhis edildiğini belirten Benson, bu sorunun sadece Amerika’da değil dünyanın birçok yerinde var olduğuna dikkat çekiyor. Alışveriş hastalığının sadece zengin insanlarda görülmediğini vurgulayan Benson, “Bu tarz insanlar, kredi kartı borçlarını ya da harcadıkları enerji ve zamanı hiç dikkate almıyor. Onlar için alışveriş o an büyük bir ihtiyaç, sanki bir alkol bağımlısı gibi. Fakat alkol ve uyuşturucu bağımlıları alışverişkoliklere göre daha hızlı tedavi edilebilmektir.” diyor.
Alışveriş bağımlılarının alkol ve uyuşturucu bağımlılarına kıyasla kendilerini çok daha fazla gizlediklerinin altını çizen Benson, “Günümüzde birçok kişi, alışveriş bağımlısı olanları zayıf ve zavallı olarak gördüğünden, pek çok bağımlı kendini deşifre etmemeye çalışır. O yüzden herkesin bu konuda dikkatli olması gerekir.” uyarısında bulunuyor.
Şu ana kadar bu hastalık için herhangi bir ilaç tavsiye edemediklerini söyleyen bir başka psikolog Bonny Forrest ise, “Bu rahatsızlığı alkol bağımlılığı ve yemek alışkanlığı gibi düşünebiliriz. Kesinlikle hafife almamak lazım.” diyor. Bağımlılıkları arabanın frenine benzeten Forrest, “Araba freninin hidroliği yoksa fren tutmaz. Alkol ve alışveriş de öyle. İnsan, dürtülerinin önüne geçemiyor ve alışveriş yaparak mutlu olmaya çalışıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Terapist ve yaşam koçu Dianne Long da alışveriş yapma rahatsızlığının insanların sosyal hayatında çok ciddi sorunlar oluşturduğuna dikkat çekiyor. Bu durumu kronik hastalık olarak niteleyen Long, “Nasıl bazı insanlar yemek yiyerek kendini mutlu hissediyorsa, alışverişkoliklerin durumu da aynı. Ancak yeni bir şeyler alırlarsa kendilerini iyi hissediyorlar. Onlar için yeni alınmış materyal çok önemli.” diyor.
4 ayda 100 el çantası aldı
Elizabeth Deiter (22), milyonlarca alışveriş bağımlısından biri. 4 ayda yaklaşık 100 el çantası aldığını belirten Deiter, bu halinden utandığını söylüyor. Alışveriş konusunda kendisini çok kötü hissettiğini dile getiren Deiter, “Biliyorum bir an önce bu çılgınlığa bir son vermeliyim.” itirafında bulunuyor. “Moralim bozuk olduğu zaman kendimi daha fazla alışverişe vermek zorunda hissediyorum.” diye konuşan Deiter, rahatsızlığının evliliğini tehlikeye attığını söylüyor: “Çok para harcadığım zaman eşimle tartışıyoruz. Bir gün eşim banka hesaplarını kontrol ederken 400 dolar harcandığını fark etmiş. Bana sorduğunda parayı nereye harcadığımı hatırlamadığımı söyledim. Bu şekilde harcamaya devam edersem evliliğimizin tehlikeye gireceğini söyleyerek beni tehdit etti.”
Bağımlılar alışveriş yaptıktan sonra genellikle kendilerini suçlu, utangaç ve mahcup hissetseler de rahatsızlıklarını ciddi bir problem olarak görmüyorlar. Alışverişkoliğin eşler arasında boşanmayla sonuçlanan sıkıntılara sebep olduğunu vurgulayan Dianne Long, bu hastalığa yakalanan bazı gençlerin, kredi kartı ile aldıkları yeni eşyaları ailelerinden saklamak için arkadaşlarının evinde muhafaza ettiğini anlatıyor. Long, “Harcamalar artınca, çiftler arasında sorun başlıyor. Daha sonra insanlar birbirine yalan söylemek zorunda kalıyor. Çünkü elinde değil, o alışverişi yapmak zorunda. Bunun yanında hasta olduğunu da kabul etmemesi işleri zorlaştırıyor. Hastalar bu durumu çok ciddiye almıyor.” diyor.

Alışveriş bağımlılığının sebepleri neler?

Uzmanlar alışveriş bağımlılığını özellikle, kredi kartları, alışveriş siteleri ve sosyal çevreye bağlıyor. Yine aynı uzmanlar, kredi kartlarının getirdiği taksit imkânlarına ve şirketlerin başlattığı indirimlere insanların aldanmaması gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle çocuklarına zaman ayırmayan ailelerin bu eksikliği hediyelerle kapatmaya çalışmasının çocuklar üzerinde olumsuz etkiye sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Maddî sorunlarla büyüyen insanların, ellerine iyi imkânlar geçtiğinde çok farklı hareket ettiklerini belirten Psikolog April Benson, “Bu tarz insanlar zamanında ekonomik problemler yaşadıkları için, paraları olduğu zaman kendilerini alışveriş yapmak zorunda hissediyorlar. Bu durum da onları son derece olumsuz etkiliyor.” diyor.

Bağımlılığı önlemek için neler yapılabilir?

İnsanların alışveriş bağımlılığının bir hastalık olduğunu kabul etmesi gerektiğine değinen terapist Dianne Long, “İnsanlar bu rahatsızlığı kendilerinde fark ettikleri anda, hemen psikoloğa başvurmalılar. Alışveriş merkezlerinden uzak durmak lazım. Doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanılmamalı. Etrafınızdaki insanları dikkate alarak alışveriş çılgınlığına dahil olmamak gerekir. Hayat arkadaşınıza sorunu açık bir şekilde anlatmalısınız. İhtiyaçlarınızın dışında fazladan hiçbir şey almamaya dikkat edin ve insanlardan bağımlılık hastalığı ile ilgili yardım istemeyi ise asla ihmal etmeyin.” tavsiyesinde bulunuyor.
Psikolog April Benson ise insanların asıl ihtiyaçlarını tespit edip ona göre harcama yapmasının önemini vurguluyor. Benson, insanların kendilerini üzgün, endişeli ve mutsuz hissettikleri zaman alışveriş merkezlerinden uzak durması gerektiğini hatırlatıyor: “Kimse tek başına alışveriş yapmamalı. Kendinizi bir başkası ile kesinlikle kıyaslamayın. Herkes kendi gücüne göre alışveriş yapar. Bazı hastalarıma alışveriş masrafları ile ilgili çeşitli testler yapıp onlara sonuçları anlatarak, yapılmaması gerekenleri anlatıyorum.”

Hiç yorum yok: