8 Mart 2013 Cuma

Kral'ın gözyaşları ve o gizli görüşme-İBRAHİM KARAGÜL


Ürdün Kralı ne zaman Türkiye'ye gelse, ziyaret sonrası bölgede umulmadık şeyler olur. Her ne kadar Anıtkabir'de akıttığı gözyaşı ile, ATAK helikopterinde verdiği pozlarla, Türk medyasına yönelik çalışmalarla, askeri teknolojiye ilgisiyle gündeme gelse de, öteden beri kişisel tecrübelerim; Kral'ın ziyaretleri sonrası 'tuhaf gelişmelerin yaşandığı' şeklinde olmuştur.


Hatta bu seferki ziyareti sırasında etrafımdakilere; 'Kral geldi, iyi izleyin bakın bölgede ne gibi şeyler olacak' türü cümlelerim bile oldu. Yanılmadım, yine Türkiye-Ürdün bağlantılı bir gelişme, ziyaretten bir gün sonra gazete manşetlerindeydi.

Haber şu:

Yasadışı yollarla Türkiye'ye girdikten yakalanan CIA'in en çok aradığı isimlerden El Kaide sözcüsü Süleyman Ebu Geyt, Ürdün'e gönderilir. CIA ajanları da onu Ürdün'den paketleyip ABD'ye götürür. İran'dan giriş yapan, 33 gün Türkiye'de tutulan, İran'a iadesi Tahran tarafından kabul edilmeyen, Ürdün üzerinden eskiden vatandaşı olduğu Kuveyt'e gönderilmek istenen Bin Ladin'in damadı Geyt, CIA operasyonuyla ele geçirilir.

Şimdi siz bu olayın böyle geliştiğine mi inanıyorsunuz? Ben inanmıyorum. Genelde böyle olmaz. Olayın, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Kral Abdullah'ın ziyaretiyle aynı zamana denk gelmesi sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Ortada ne bir CIA operasyonu var, ne de Ürdün'den paketleme işi. Görüşmeler yapılmış, Geyt ABD'ye nakledilmek istenmiş, anlaşılmış, Ürdün'e gönderilmiş ve oradaki CIA birimlerine teslim edilmiş. Geyt Kuveyt'e hiç gönderilmeyecekti, gönderilse bile Kuveyt'te teslim edilecekti.

Geyt, Kerry'nin Türkiye'ye geldiği gün Ürdün'e gönderildi, Kral'ın Türkiye'ye geldiği gün de Ürdün'de CIA'ya teslim edildi.

Ürdün Kralı bu tür örtülü operasyonları çok iyi bilir. Bölgede oynadığı tek rol de neredeyse budur. Bakmayın öyle gözyaşları döktüğüne; bölge genelindeki bazı örtülü operasyonlarda, ABD-İngiliz ve İsrail istihbaratıyla bağlantılı konularda her zaman gerekenden fazla yardımsever olmuştur.

Çok mu ağır bir yargı bu? Burada bir niyet ya da eylemi sorgulamıyorum. Sadece bazı tespitler yapıyorum ve bu 'rastlantılar' yıllarca dikkatimden kaçmıyor.

Öyle düşünüyorsanız bir başka olayı anlatayım. Vahim bir örnek bu ve bu örnek üzerinden Kral'ı kişisel vicdanımda yargılıyorum.

Yıl 2004. Ariel Şaron'un suikastleri bütün bölgede büyük nefret uyandırıyor. Şeyh Ahmed Yasin sabah namazında füze saldırısıyla havaya uçuruluyor. Ardından diğer liderler teker teker şehit ediliyor. Acımasız, dünyanın hiçbir tepki vermediği bir terör fırtınası esiyor.

Peki bu sadece Şaron'un acımasızlığı mıydı? Suikast politikasında ABD'nin rolü neydi. Ya da bölge ülkelerinden hangisi bu suikastleri onaylamış ya da İsrail'e destek vermişti?

İsrail, Amerika'nın ve bazı bölge ülkelerinin tavrını ölçmeden bütün Ortadoğu'yu ateşe verecek böyle bir saldırıyı yapar mıydı? ABD'nin haberinin olmaması ihtimal dışı. Elbette ABD, İsrail'e her türlü desteği verdiği için bu suikastlere de destek veriyordu.

Ama şaşırtıcı bur durum daha vardı.

Saldırıdan önce Ürdün Kralı Abdullah ile Şaron arasında hiç beklenmedik ve içeriği gizli tutulan bir görüşme yapıldı. Kral Abdullah, 16 Mart'ta Türkiye'ye geldi. 19 Mart'ta Şaron'un İsrail'in güneyindeki çiftlik evine giderek gizli bir görüşme yaptı. 22 Mart'ta ise Şeyh Yasin şehid edildi.

O zamanlar Hamas'ın, İslami Cihad'ın ve Hizbullah'ın tasfiyesine yönelik sürecin başlatılması bekleniyordu. Bu güçlerin yok edilmesi Amerika ve İsrail için Irak'ın işgalini içeren projenin bir unsuru olarak görülüyordu. Suikastlerle bu süreç başlatılmıştı.

O zamanlar, 'Eğer böyle bir süreç başlatıldıysa Şeyh Yasin suikastinden Ürdün'ün de, Türkiye'nin de, Mısır'ın da haberi var' diye yazmıştım.

Başbakan'ın çok ağır tepki verdiği Şeyh Yasin suikasti döneminde Türk-İsrail ilişkileri Türkiye'nin güvenlik stratejilerini belirleyen çevrelerin elindeydi. O çevrelerin İsrail bağlantıları yıllar sonra detaylı olarak ortaya çıktı ve bütün Türkiye gördü.

Ama Kral aynı Kral'dı. Kral Abdullah, Anıtkabir'de ne için gözyaşı döktü, bilmiyorum ama bu suikastler yüzünden çok kişinin gözyaşı akıttığını iyi biliyorum.

Hiç yorum yok: