13 Şubat 2012 Pazartesi

Masonluk ve Gizli Sembollerinin Anlamları


Bir hayır kurumu olduğunu iddia eden masonların aşırı önem verdikleri ketumiyet ya da gizlilik, her zaman masonlar hakkında şüphe duyulmasına neden olmuştur. Ancak masonlar genellikle bu iddiayı kabul etmezler. Bu konuda Türkiye’deki üstad masonlardan Şekür Ökten bir röportajda şunları söylemektedir:
“Derneğimiz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre faaliyette bulunur. Gizli değildir. Bizim hiçbir toplantımız ve merasimimiz gizli değildir.” (Nokta Dergisi, 13 Ekim 1985)

Oysa masonlar kendi üyeleri içim yazmış oldukları kitaplarda bu görüşlerin tam tersini savunurlar. Mason yükümlülüklerini anlatan ve masonluğun anayasası olarak kabul edilen Anderson Yasası, Davranış Maddesi, dördüncü fıkrası şöyle demektedir:
“Mason olmayan, yabancılar bulunduğunda, sözleriniz ve tutumlarınız öyle ketum ve ihtiyatlı olunuz ki, en ince zekalı yabancı bile duyulması uygun olmayan şeylerin farkına varması.”
Mason Localarının üyeleri, yapmış oldukları ketumiyet yemininde gizliliğin masonluk içinde ne derece önemli olduğunu vurgulamaktadırlar:
“Şimdi veya daha sonra öğretilecek Kadim Masonluk Misterleri ile bunlara ait gizli sanatları, yönleri ve noktaları, bu dereceye ve usulüne göre kabul edilmiş olanların dışında hiç kimseye, kim olursa olsun hiçbir surette açıklamayacağım. Yine söz veririm ki, bu sırları, hareketli ve hareketsiz hiçbir şey üzerinde yazmayacak, basmayacak, kazımayacak, işaretlemeyecek, resmetmeyecek, kesmeyecek veya elimden geldiği ve gücümün yettiğince başkalarına yaptırmayacağım. (Çırak, 1. Derece Ritüeli, Tanju Koray, sf. 32-33)
Kendisini uluslararası bir yardım kurumu olarak tanıtan bir kuruluşun niçin böyle bir gizliliğe gerek duyduğu, masonluk hakkında cevaplanamayan soruların başında gelir.

Masonlukta bu gizliliğin bir sonucu olarak iletişim sadece semboller aracılığıyla olur. Bu sembollerin manasını bilmeyen yabancılar verilen mesajı hiçbir zaman anlayamayacaklardır. Mason localarında ve masonlukla bağlantılı olan bir çok marka, ambLem ve simgede masonluğun dünyadaki gücünü göstermeyi amaçlayan semboller görmek mümkündür…

“Dul Kadının Çocukları”

Masonları ifade etmek için kullanılan “Dul Kadının Çocukları” deyimi üzerinde bir çok arastırma yapılmıştır. Ortak fikir, masonluğun temellerinin dayandırıldığı ve Hz. Süleyman mabedini inşa eden Hiram Usta’nın dul bir kadının çocuğu oluşu üzerinde toplanmaktadır. (Çırak, Usta, Kalfa, s.106)

Bu deyimin ne manaya geldiğini masonların ağzından ifade etmek için şu örnek yeterli olacaktır. “Dünyada ve Türkiye’de Masonluk ve Masonlar” kitabının yazarı İlhami Soysal’ın “Dul kadının çocuğuna yardım ne demek?” sorusuna ünlü mason Nazif Ekemen şu yanıtı vermiştir:
“Bu masonik bir deyimdir. Masonlar her biri teker teker dul kadının çocukları sayılırlar. Dul kadın Üstad Hiram’ın anasıdır. Dolayısıyla, bir masonun yardım dileyen bir başka masona yardım etmesine dul kadının çocuğuna yardım denir. Bu bir zorunluluktur.”

Sembollerin Anlamı

Sembolizm, Masonlar için çok büyük önem taşır. Semboller kanalıyla açıkça ifade edilmesi mümkün olmayan pek çok mesaj, gizli bir şekilde anlatılır. Bu bir bakıma, yasadışı örgüt mensuplarının kendi aralarında haberleşmek için geliştirdikleri şifre sistemine benzer. Mason olmayanların farkına dahi varmadığı bir simge, Masonlar için değişik anlamlar taşır. Bu yazıda kendi yorumlarımızın dışında masonların kendi bünyelerinde yayınladıkları süreli yayınlardan alıntılar yapmaya özen gösterdik. Çünkü masonların gizledikleri esrarengiz dünyanın sırlarını kendi yayınlarındaki satır aralarından yakalamak mümkün…

Sembolizmin kendileri için taşıdığı büyük anlamı Masonlar şöyle dile getirirler:
“Masonlukta semboller, masonik ilkeleri daha iyi anlatmak, ritüellerin içerdiği aşılamaları ve öğütleri belleklere iyice yerleştirmek, bunların uzun ömürlü olmalarını sağlamak için kullanılırlar. Masonlukta sır olarak nitelendirilen şeylerin başında masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen anlamlar gelir.” (Sözlük, Büyük Mason Mahfili Yayınları, s. 158.)
Semboller, Masonluğun gerçek yüzünü gizlemesine olanak sağlar. Bu sayede, yukarıdaki alıntıda da belirtildiği gibi, yeni Masonlar, Masonik eğitim ve telkinler doğrultusunda yetiştirilirler. Masonların ilk aşamalarda bu sistemin gözü kapalı üyeleri olmaları ve ilerideki yıllarda da faal temsilcileri olmalarında, sembolizmin payı büyüktür.

Türkiye Büyük Mason Locası’nın yayın organı olan Mimar Sinan Dergisi’nde de Masonluk, sembollerle tasvir edilen bir sistem olarak tanımlanır:
“Masonluğun bir tarifi onun “Allegori perdesi arkasına gizlenmiş sembollerle tasvir edilen bir ahlak sistemi” olduğudur. Loca içinde dilsiz, sessiz, hatta tozlanmamış duran amblemlerin manalarını incelemek ve bu suretle hakikatleri meydana çıkarmak hepimizin vazifesidir. Yani Masonluğun sistemiyle, allegorileriyle, sembolleriyle ne öğretmek istediği hakkında bilgimiz olmalıdır.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 13, yıl: 4.)
Sembollerin önemi, bir başka kaynakta Masonlar tarafından şöyle dile getirilir:

“Günümüzde milyonlarca insanı aynı çatı altında, ayni ülkü uğruna toplayan Masonluk sembolsüz olamaz. Eğer Masonlukta semboller ortadan kalkarsa, üç asırdır ayakta duran bu yüce kuruluşun çökmesi işten bile değildir.” (Semboller, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001, http://www.mason.org.tr/sembol.html. )

Bu yazıda detaylı olarak incelemeye çalıştığımız bu sembollere, ilk bakışta Masonlukla alakasız görünen pek çok yerde rastlamak mümkündür: Bazı ülkelerin bayraklarındaçeşitli şirket ve kuruluşların amblemlerinde, kimi derneklerin armalarında, bazı resim, kitap ve yayınların logolarında. Buralarda yer alan belirli semboller, oradaki Mason hakimiyetini diğer Masonlara haber verirler. Nasıl bir ressam, tablosuna bu resmi kendisinin yaptığını belirten imzasını atarsa; Masonlar da bunu özel işaret ve semboller aracılığıyla yaparlar.

Masonik sembollerin hangi kaynaktan geldiğine baktığımızda, çarpıcı bir gerçekle karşılaşırız.Sembollerin hemen hepsi Yahudi felsefesinin temeli olan Kabbala’dan, Yahudi kaynakları ve efsanelerinden ve Değiştirilmiş Tevrat’tan alınmıştır. Şimdi, masonik felsefeyi oluşturan sembollerin en önemlilerini, bunların içerdiği manaları ve sırları inceleyelim.

Yakin – Boaz Sütunları
Mason localarındaki Yakin-Boaz sütunları ve bunlarla ilgili bazı sırlar Mimar Sinan Dergisi’nde şöyle açıklanır:

“… mabedimize girelim. İki sütun arasında düzenli duruş ve işaret ile üstadı muhteremi selamlıyalım… B ve J sütunları…Kutsal kitap, Tevrat 1. Krallar Bap 7 Ayet 21, BOAZ VE JAKIN kelimelerinin ilk harfleri…
Bu sütunlar aslında dış aleme aittirler, mabedin dışında telakki edilmeleri icapeder. Nitekim bu sütunlara gelinceye kadar, loca içinde olmamıza rağmen serbest yürürüz ve sadakat duruşunda değiliz. Bu sütunlar harici alemle iç alemimiz arasındaki hududdur.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 17, s. 47.)

Söz konusu iki sütun Masonluğun temel sembollerindendir; aynı zamanda Mason localarının olmazsa olmaz dekorlarındandır. Yukarıdaki alıntıda belirtildiği gibi, J ve B harfleri masonluğun kuvvetle tesis, üreme ve çoğalma politikalarını sembolize etmektedir


Üç Sütun


Mason locasında, girişteki sütunlardan ayrı olarak, üç sütun daha bulunur. Bunlar akıl, kuvvet ve güzelliği temsil ederler. Sözü edilen üç sütunun Kabbala’ya uzanan kökeni bir Masonik kaynakta şöyle anlatılır:

“Akl-ü hikmet, Kuvvet ve Güzellik

İskoç ritine göre, Üç Sütun, Uzun karenin köşelerinde Gönye şeklinde olmalıdır: biri, güney-doğu açısında, diğeri güney-batıda, üçüncü de kuzey-batıda.
Yalnız bu üç sütunu Mabedin girişindeki iki Sütun ile karıştırmamak lazımdır.
Bu üç sütunun adlarının Kabbal’in üç Sefirotunun adı ile aynı olduğu görülmektedir. Bilindiği gibi, İbrani Kabbal’i ilahi tezahürün özel bir ifade şeklidir. Sefirotlardaki Üç Sütun, Chochmah, Geburah ve Chesed’dir. Dördüncü bir Sütun, görüneni görünmeyene bağlayan Binah (yüksek zeka), maddeden kurtulduğu için, mevcuttur, fakat ölümlü gözlere gözükmez.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 17, s. 47.)


Üçgen ve Göz


“Üçgen” Masonluğun önemli sembollerinden birisidir. Mimar Sinan Dergisi’nde üçgen üzerine şunlar yazılıdır:

“Sembol’e örnek olarak “üçgen”, allegori’ye örnek olarak da “Hiram Efsanesi” gösterilebilir.
Üçgen, operatif masonlar tarafından teslisin sembolü olarak kabul edilmiş ve böylece spekülatif masonluğa intikal etmiştir.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 17, s. 47.)

Şunu da belirtmek gerekir ki üçgen sembolü çoğu zaman içinde yer alan bir göz sembolüyle birlikte kullanılır. Mason localarında ve eserlerinde yeralan ışık saçan üçgen içindeki göz simgesi dikkat çekicidir.Bu sembol Masonlara, kendilerine verilen sırları titizlikle saklamaları gerektiğini ve “göz”ün üzerlerinde olduğunu hatırlatır.
Işık saçan üçgen içindeki göz sembolüne, görünüşte masonlukla alakası olmayan yerlerde de rastlamak olasıdır. Masonlar bunu, diğer başka sembollerle birlikte, güçlerini ve hakimiyetlerini vurgulamak amacıyla kullanırlar. Örnek olarak, 1 Amerikan Doları üzerindeki üçgen içindeki ışık saçan göz figürü verilebilir.

Gönye ve Pergel

(Sion yildizi içinde gönye ve pergel. Yahudilik ve Masonluğun iç içe olmalarinin bir baska örnegi)



Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın internet sitesinde gönye ve pergel sembolü hakkında şunlar yazar:
“Genellikle Mason olmayanların da Masonluğun simgesi olarak bildikleri gönye ve pergel çok eski kaynaklara kadar gider. Bu birbiri üzerine yerleştirilen avadanlıklar sadece duvarcıların işaretleri değil, aynı zamanda en eski misterlerde bile bulunan ve çok yaygın sembollerdi. Örneğin Dürer’in Melankoli adlı tablosunda da bu sembolleri görmekteyiz. Bugüne kadar açıklaması yapılmayan bu tablodaki gönye ve pergel sembolünün çok eski zamanlardan gelen bir geleneğin devamı oldugu kuşkusuz.”(Semboller, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001, http://www.mason.org.tr/sembol.html. )
Bu sembolü Masonlara ait olan neredeyse her şeyde ve her yerde görmek mümkündür. Gönye ve pergelin kaynağı yukarıdaki alıntıda, “çok eski zamanlardan gelen bir geleneğin devamı” şeklinde geçiştirilmiştir.

İşte bu geleneğin kökeni binlerce sene öncesine dayanan Hiram Efsanesi’nden başkası değildir.Masonlar Hiram Usta’nın kullandığı bazı inşaat aletlerini ve malzemelerini sembol olarak benimsemişlerdir; gönye ve pergel de bunların en başta gelenleridir.

Yıldız

(Israildeki arkeolojik kazilarda bulunan bu bes ve alti köseli yildizlar, yüzyillardan beri Yahudi ve Masonlarin kullandiklari ortak simgelerdir.)


Hemen her yerde karşılaştığımız yıldız figürü gerçekte bir Mason sembolüdür. Masonlar gerek altı köşeli yıldızı gerekse beş köşeli yıldızı yaygın olarak kullanırlar. Kendi kaynaklarında yıldız sembolünü şöyle yorumlarlar:
“Evvela, 5 kollu yıldıza, yani ışık saçan yıldıza, Pentagrama dikkat edelim. Doğuda yer alan, içinde evrenin ulu mimarinin remzi olan G harfi ile. Bu yıldız, yenileşen insanın sembolüdür.” (Mason Dergisi, sayı: 37-38, s. 41.)


Güneş-Ay


Güneş ve ay sembolleri mason ritüellerinde önemli bir yer tutar. Bu sembollerin Masonluğa karşı olanları dağıtmak için kullanıldığı ve ayrıca disiplini sembolize ettiği bilinmektedir. Localarda güneş doğu tarafında, ay ise batı yönünde yerleştirilir. Bunların loca çalışmalarında ve ritüellerdeki önemi masonik kaynaklarda şöyle anlatılır:
“Güneş, ay ve yıldızlar ilahi ve geometrik gerçekleri oluştururlar. Bu ilahi ve geometrik gerçekler loca çalışmalarında doğruyu süslerler.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 60, 1986, s. 22.)


Tokmak


Hiram Usta’nın inşaat aletlerinden birisi olan tokmak sembolleştirilerek masonluğa alınmıştır. İlk Mason üstadı olarak kabul edilen Hiram Usta’nın, elinde mason tokmağı olan heykeline sıklıkla rastlamak mümkündür. Hiram Usta’nın bu heykeli diğer Masonik sembollerle beraber, Mason Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası’nın Karaköy’deki binasında da bulunmaktadır.

Güvercin


Güvercin figürü Masonlar tarafından bir sembol olarak kullanılır ve temsil ettiği anlam şöyle açıklanır:
“Güvercin masonlukta Nuh’un habercisinin bir sembolüdür. Eski sembolizmde, güvercin saflığı ve masumiyeti temsil etti.” (“Brother George Washington’s Masonic Apron”, Grand Lodge of Pennsylvania, 2001,http://www.pagrandlodge.org/mlam/apron/index.html. )


Kartal


Kartal sembolü ülkeler ve firmalar tarafından sıklıkla kullanılan bir şekildir. Bunlar arasında en çok tanınanı Amerika Birleşik Devletleri ile ilgili olandır. Kartal, 18. yüzyılda Birleşik Devletler’inulusal kuşu olarak ilan edilmiştir. Günümüzdeki resmi armasının üzerindeki hakim figür kanatlarını açmış bir kartaldır.

Kartalın yaygın olarak kullanılmasının gerçek nedeni Masonluktur. Çünkü kartal önemli bir Masonik simgedir ve Masonluktaki en üst derece olan 33. derecenin sembolüdür.

Yılan


Masonik sembollerde kullanılan hayvanlardan birisi de yılandır. Yılanın anlamı Mimar Sinan Dergisi’nde şöyle belirtilir:
“Yılan bir çok zaman iki yılan birbirine sarılmış şekilde resim edilmektedir, bu şekil hayatı, çiftleşmeyi ifade eder.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 26, s. 57.)


Yedi Kollu Şamdan


Şamdanlar Mason localarının olmazsa olmaz aksesuarlarındandır. Ayrıca bunların 7 tane olması gerektiği Masonik kaynaklarda şöyle belirtilir:
“Şamdanlar, Mason Mabedindeki kutsal ateştir. Mabet, sembolik olarak, alevlerle aydınlatılmalıdır. Usta derecesinde yedi şamdan bulunması şarttır.” (“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 70.)


Burada bir noktaya çekmek isteriz: İnsanların çoğunluğu katıldıkları bir toplantı veya davette, masanın üzerindeki 7 kollu şamdanı dekoratif bir eşya olarak değerlendirecektir. Oysa bu, toplantıya katılan masonlar için, oradaki mason hakimiyetini gizlice vurgulayan bir mesaj niteliği taşıyabilmektedir.

Akasya ve Çelenk


Bazı mimari yapılarda, çeşitli ülkelerin armalarında ve paralarında, kimi şirketlerin amblemlerinde akasya dallarından yapılmış çelenklere rastlamak mümkündür. Gerek akasya dalları gerekse bunlardan oluşturulmuş çelenkler Masonik sembollerdir. Masonik efsaneye göre, Hiram Usta’nın cesedinin gömülü olduğu yerin bulunabilmesi için mezarının üstüne bir akasya dalı dikilmiştir. Sembollerden ayrı olarak, Masonik törende akasya dalının kullanımı şu şekildedir:
“Hiram, efsanede, öldürücü darbeyi yedikten sonra düşer. Masonik ritüelde, Aday, işte o zaman, tabuta yatırılır, üzerine siyah bir örtü, bunun üzerine de bir akasya dalı konur.” (“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 104.)


Işık Saçan Kılıç


Bir adayın Masonluğa girişinde yapılan törende özel bir kılıç kullanılır. “Işık Saçan Kılıç” olarak adlandırılan bu kılıcın tekris törenindeki yeri şöyle açıklanır:
“Masonik törende, Işık Saçan Kılıç, Adayın takdisinde kullanılır. Çoğunlukla, Üstadı Muhterem, sol elinde tuttuğu kılıcın namlusunu Adayın başının üstüne uzatır ve namlusunun üstüne çekiçle üç kere vurur. Bazen de, Üstadı Muhterem, kılıcı önce Adayın başına, sonra sol omuzuna, daha sonra da sağ omuzuna koyar ve her seferinde de çekiçle bir darbe vurur. Bu ikinci halde, Keter (Taç), Binah (Zeka), Hokmah (Aklühikmet) sefirotik üçlüsüne uyulmaktadır.” (“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 41.)


Mason Mabedi


Masonların toplantılarını yaptıkları mason locası “Mabet” şeklinde de adlandırılır. Burada ilginç bir nokta vardır. Bir Mason, Mabed’inin boyutlarını dört duvarla çevrilmiş bir binanın ölçüleriyle sınırlandırmaz:
“Bir masona Mabed’in ölçüleri sorulduğunda: “Boyu Batıdan Doğuya, eni Kuzeyden Güneye” diye cevap verecektir.” (Mason Dergisi, sayı: 21, s. 38.)


Parola Sistemindeki Semboller

Gizliliğin önemli olduğu ortamlarda insanların birbirini tanımaları belirli parolalar aracılığıyla gerçekleşir. Gizli bir teşkilat olan Masonluk da sırlarının başkaları tarafından öğrenilmemesi için parolalar kullanma yolunu seçmiştir.

Masonların kendi aralarında kullandıkları şifre kelimelerden birisi de “maşnak”tır ve “et kemikten ayrılıyor, beden çürümüş” anlamındadır. Bu da Masonluğun hemen her noktasında izleri görülen Hiram hikayesinden alınmadır. Hiram Efsanesi’ne göre, ustalar Hiram’ın cesedini bulduklarında bu durumdadır; bunu gören ustalar kendi aralarında usta parolasının maşnak şeklinde olmasını kararlaştırırlar.

Mason locası, çok iyi korunur. Yabancılar locanın kapısından içeri alınmaz. İçeride olanların dış dünyada bilinmemesi için locaya girişlerde sistemli bir kontrol yapılır:
“Locaya ziyaretçi olarak gelenlerin Mason olup olmadığının usulüne uygun şekilde tahkik edilmesi. Kardeşler tarafından tanınmayan bir Masonun, imtihana tabi tutulmadan locaya girmesinin yasak oluşu.”


Mason olmayanların locaya girmesini engellemek için başvurulan bir yöntem parola kullanımıdır. Buradaki sistem, Şakül Gibi isimli mason dergisinde şöyle anlatılır:
“Kapıyı açan kimseye içeri girmek istediğimi söylediğim zaman, beklememi istedi. Ardından, sonradan Ali Shan Muhterem Locasının Üstad-ı Muhteremi olduğunu öğrendiğim Joe Lee K* geldi. Ne istediğimi sordu. Türkiye’den geldiğimi, çalışmalarına katılmak istediğimi belirtince, o zaman bana kelimeyi veriniz dedi, ve ritüellik heceleme faslına geçtik.” (Şakül Gibi, sayı: 19, cilt: 2, 1989, s. 5.)




Hiç yorum yok: