18 Şubat 2012 Cumartesi

Libya’yı kurtarmaya çalışırken 12 Adaları kaybetmiştik-Erhan Afyoncu

Libya 100 yıl sonra tekrar gündemde. Afrika'daki son toprağımız olan Libya'yı kurtarmaya çalışırken Rodos'un da içinde bulunduğu 12 adaları kaybetmiştik.



Bugün Libya çatısı altında bulunan Trab­lus, Bingazi, Fizan bölgeleri geçmişte birbirinden ayrı ayrı bölgelerdi. Bingazi, Mısır'ın fethinden sonra kontrol altına girmişti. Trablusgarb ise 1551'de Turgut Reis tarafından fethedilmişti. Çok az nüfusun yaşadığı Fizan bölgesi de bu sırada kontrol altına girdi.

DAYILAR YÖNETİMİ

Trablusgarb başlangıçta merkezden gönderilen beylerbeyiler tarafından idare edildi. Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun Afrika'daki eyaletleriyle bağları 17. yüzyılın ortalarından itibaren zayıfladı. 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeniçeriler kendi aralarından seçtikleri bir reis "Dayı" adıyla Garb ocaklarının asıl idarecisi oldu ve Osmanlı valisinin hükmü kalmadı.
1711'de dayılığa gelen Karamanlı Ah­med Bey, beylerbeyi gönderme uygulama­sını tamamen sona erdirdi. Dayılık babadan oğla geçtiği ve sultanın adına bölgeyi yöneten Karaman­lı adı verilen hanedanı kurdu. Bölge özerk bir yapı kazansa da Osmanlı Devleti'ne bağlılığı devam ediyordu.

18. yüzyılın sonlarında Karamanlı ailesi içinde başlayan iktidar çekişmeleri de Trablusgarb'ta kaosa yol açtı. Bâbıâli, yani Osmanlı hükümeti Karamanlı ailesi mensuplarını barıştırarak bölgede kontrolü sağlamaya çalıştı. Ancak Karamanlı ailesinin kendi aralarındaki hâkimiyet mücadelesi bitmedi. İkiye ayrılan aşiretler de mücadeleyi sürdürüyorlardı.

Sonunda 1835'te bölgeye bir miktar Osmanlı askeri gönderilerek Trablusgarb'ın merkeze bağ­landığı ilân edildi. Ancak aşiretlerin isyanı 1856'ya kadar devam etti. Tanzimat'tan sonra Libya, eya­let sancak, kaza ve nahiyelere ayrıldı. 1877'de Meşrutî idareye geçilmesiyle açılan meclise Trablus'tan iki mebus katıldı.

Fransa'nın 1881'de Tunus'u, İngiltere'nin de I882'de Mısır'ı işgaliyle Osmanlı Devleti'nin elinde kalan Afrika'daki tek toprak parçası Libya oldu. Osmanlı yönetimi, buranın da elden çıkmaması için yerli halkın savaşa hazırlayıp, çeşitli yerlerde silah depoladı. Bölgedeki önemli tarikatlar devlet tarafına kazanıldı.

İTALYAN İŞGALİ

İtalya 1896'da Etiyopya'yı ele geçirmeye çalışmış, ancak mağlup olmuştu. Bunun üzerine Libya'ya yöneldi. Libya'da postaneler açıp, Banco di Roma'nın bir şubesini kurdu. Böylece bölgede nüfuz kurmaya başlamıştı.

İtalya, 29 Eylül 1911'de Libya'nın liman şehirlerini bombalayarak fiili işgalin ilk adımını attı. Ancak bölgedeki çok az Osmanlı askerine karşılık İtalya sahilden içeri geremedi. Balkanlar'da meydana gelmesi muhtemel bir karışıklıktan dolayı Osmanlı yönetimi takviye birlikler gönderemedi. Ama Enver Paşa, Eşref Kuşçubaşı, Mustafa Kemal Atatürk gibi genç subayların bölgeye gitmesine izin verildi. Osmanlı subaylarının halkı örgütlemesiyle İtalyanlar'ın işi iyice zora girdi.

Zor durumda kalan İtalya, savaşı Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer taraflarına yaydı. Beyrut limanındaki iki Osmanlı gemisini batırdı. Çanakkale Boğazı'na saldırdı. Çanakkale Boğazı saldırısı başarısız olunca adaları işgale yöneldi. Rodos'u ve diğer 12 adayı işgal etti. İtalya'nın adaları işgalinin gerekçesi silah ve cephane nakline engel olmaktı.
Balkan savaşı başlayınca İtalya ile barış görüş­meleri hızlandı. Sonunda 18 Ekim 1912'de Uşi Antlaşması imzalanarak bölgedeki İtalyan hâkimiyeti kabul edildi. İtalya, antlaşmaya göre adaları tahliye edecekti. Ancak Balkan Savaşı'nın devam etmesi, ardından da Birinci Dünya Savaşı çıkınca adalar geri alınamadı. Lozan Antlaşması'yla da adalardaki İtalya hâkimiyeti kabul edildi.

GARB OCAKLARI

Osmanlı İmparatorluğu'nun Garb Ocakları diye anılan Kuzey Afrika Eyaletleri, Türk denizciliğinin en önemli merkezleriydiler. Amerika'dan İngiltere'ye kadar oldukça geniş bir sahada deniz akınlarında bulunurlardı. Garb Ocakları'nın en büyük geliri deniz akınlarından sağlanırdı. Avrupalı devletler, Türk korsanlarına saldırılarından korunmak için haraç verirlerdi.

Garb Ocakları 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kadar Yeniçeri Ocağı içerisinden çıkan ve "dayı" adı verilen idareciler tarafından yönetildi. Yeniçeri Ocağı içerisinde bileği kuvvetli olanlar dayı olurlardı. Dayıların yönetimiyle birlikte Cezayir, Tunus ve Trablusgarb Osmanlı Devleti'nden kopmamakla birlikte, imparatorluğun özerk bölgeleri hâline geldiler.

12 ADALAR

12 adalar adı verilen ve Rodos'un da içinde bulunduğu adalar sayıdan değil bölgedeki yönetim sisteminden kaynaklanır. Bölgede Rodos'la birlikte 16 ada ve birçok kayalık vardır. Rodos, Kaşot, Kerpe, Limoniye, Sömbeki, İlyaki, İncirli, Yalı, İstanköy, Kilimli, Herke, Patmos, Meis, Koçbaba, Lipos ve Leros adaların belli başlılardır.

Hiç yorum yok: