18 Şubat 2012 Cumartesi

Sadece insanları değil mezardaki kemikleri bile yok -Erhan Afyoncutmişlerdi-

Yunan isyanı sırasında on binlerce Türk, kadın, çoluk çocuk demeden katledilmiş, Moralı Türkler'in mezarları açılıp, kemikleri bile yakılmıştı



Yunan Sky televizyonu tarafından gösterilen ve Yunanlılar'ın Osmanlı yönetimine karşı isyanlarını anlatan "1821¨ adlı 8 bölümlük belgesel, Yunanistan'da 'resmi tarih'in dışındaki üç beş farklı görüşten dolayı tepki çekti. Bu belgesel bana unuttuğumuz Mora Türkleri'ni ve dramlarını hatırlattı.

Bizi kurtarın

15. yüzyılın sonlarında fethi tamamlanan Yunanistan'ın Mora kısmı 17. yüzyılın sonlarında Viyana bozgun yıllarında Venedik'in eline geçti. Ancak Mora'daki Rumlar da, Katolik Venedik idaresinden hoşnut olmadıklarından İstanbul'daki patrik aracı­lığıyla yardım istiyorlardı. 
Venedikliler'in Katolikliği yaymak istemeleri, Osmanlılar zamanında mahalli halka verilmiş hak­lara dikkat etmemeleri ve uyguladıkları sıkı vergi siyaseti Orto­doks Rumları onlardan soğutmuştu. Fenerli Rumlar, Üçüncü Ahmed'e resmen müracaat ederek, Mora'nın Venedikliler'den kurtarılmasını talep ettiler. Bu faaliyetlerde başrolü patrikhane oynamıştı. Sadrazam Şehid Ali Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 1715 yılında İstanbul'dan hareket ederek Mora'yı tekrar fet­hetti.

Bir Rum tüccarı olan Manuel, Hoca Bey'de yanına iki kişi daha alarak Philike Heteiria'yı (Dostluk Cemiyeti) kurarak bağımsızlık yolunda ilk adımı attı. Cemiyetin başkanlığına Aleksandır İpsilanti getirildi.

Sırplar'la ve Avrupalı bazı devletlerle temasa geçen İpsi­lanti ayaklanma için faaliyetlerini tamamladıktan sonra, 6 Mart 1821'de Eflak ve Boğdan'da isyan başlattı. Sırplar'ın ve Ulahlar'ın bu isyana katılma­ması, Rus Çarı'nın desteklememesi ve Osmanlı İmparatorluğu'­nun da isyancılara karşı sert tedbirler alması ile isyan bastı­rıldı.

Eflak ve Boğdan'da başlayan ayaklanma Mora ile bazı adalara (Sakız, Semadirek, Sisam vs.) da yayıldı. Balyabadra Piskoposu Germanos liderliğindeki Rumlar 6 Nisan'da (Eski Yunan takvimine göre 21 Mart) Kalavrita Kalesi'ne bayrak dikerek isyanı başlatmışlardı.

Kemikleri yaktılar

Yunanlılar'ın isyan ettiği Mora ve Attike yarımadası ile Eğriboz Adası'nda çok sayıda Türk nüfus vardı. Rumlar isyan ettikleri yerlerde ilk olarak asırlardır beraber oldukları ve hakim konumdayken kendilerine dokunmayan Türk komşularını öldürerek işe başladılar. Ali Fuat Örenç'in "Unuttuğumuz Mora Türkleri" isimli kitabında Türkler'in başından geçen olayları ve Yunan isyanını bütün teferruatıyla anlatır.

İsyanın başladığı yer olan Kalavrita'da öldürülen 200'den fazla Türk katliamın başlangıcıydı. Atina, Benefşe, Navarin gibi birçok kalede teslim olan Müslümanlar antlaşma şartlarına rağmen Anadolu'ya götürülmeyerek katledildiler.

İsyan üzerine köy ve kasabalardaki Türkler katledilmemek için kalelere sığınmışlardı. Mora Yarımadası'nın merkezi Tripoliçe'ye on binlerce Türk gelmişti. Asiler burayı ele geçirmek için 1821 sonbaharında beş ay süreyle kuşattılar. 10 Ekim 1821'de bir ihanet sonucunda kale kapısının açılmasıyla Tripoliçe büyük bir katliama sahne oldu. Üç gün süren katliamda 40 bine yakın Türk öldürülmüştü. Kalenin direnişinin sembolü Kadı Halim Efendi ise üzerine yağ dökülerek katledildi. Katliamda dirilerden sonra sırayı ölüler aldı. Mezarlar açılarak kemikler çıkarılıp yakıldı.

Tarihçi William St. Clair, "That Greece Might Still be Free" isimli kitabında "20 binden fazla erkek, kadın, çocuk, Yunan komşuları tarafından birkaç haftalık katliamla öldürüldü. Onlar vicdan azabı duyulmadan kasten öldürüldüler ve bu olaylardan ne o zaman ne de daha sonra pişmanlık duyulmadı. Yunanistan Türkleri 1821 yılı baharında dünyanın geri kalanının kaydına girmeden ve yas tutulmaksızın ortadan kayboldular" diye Mora Türkleri'nin durumunu özetler.

Yunanistan Doğu Anadolu'dan önce fethedilmişti

1350'li yıllarda Rumeli'ye geçerek yerleşmeye başlayan Osmanlılar kısa süre içerisinde Dedeağaç, Dimetoka ve çevre­sini ele geçirip, daha sonra Evrenos Gazi idaresinde ilerleyerek Gümülcine'yi fethettiler. 1371'de Çirmen savaşını kazanan Os­manlı kuvvetleri İskeçe, Kavala, Drama, Serez ve Borla'yı kontrolleri altına aldılar. II. Murad zamanında Selanik, Yanya, Manastır ve Teselya gibi yerler kesin olarak Osmanlı toprakla­rına katıldı. Fatih devrinde, Bizans hanedanına mensup iki despotun idaresinde olan Mora ele geçirildi. Venedikliler'in elinde kalan son önemli noktalar olan Modon, Koron ve İnebahtı ise II. Bâyezid tarafından fethedildi. Yunanistan'ın tamamının fethi 15. yüzyılın sonlarında tamamlanırken, Doğu Anadolu'nun fethi ise Yavuz ve Kanunî dönemlerinde gerçekleşebilmiştir.

Hiç yorum yok: