17 Mart 2013 Pazar

Çöl Suları

Gobi’nin aksine, bazı çöllerde su hiç olmuyor. Şili‘deki Atakama Çölü’nün bazı yerleri, Mars yüzeyi kadar tenha. Dünya üzerindeki en kuru yer. Burada, bazı insanlar doğadan esinlenerek yaptığı icatla kuru havadan su elde ediyor. Kaktüs çiçekleri, Güney Amerika develeri olan guanakolar için besin kaynağı. Aynı zamanda bu kaktüsler, su kaynağı demek. Kaktüsü kaplayan bu tüysü likenler hayadaki nemi hapsediyor. Orlando, kaktüslerdeki bu doğal çözümden esinlenmiş. Arkadaşlarıyla birlikte altı metre yüksekliğinde bir ağ dikiyor. Ağ gözleri, likenlerden esinlenerek yapılmış. Çünkü, Atakama Çölü kıyı şeridine, Pasifik Okyanusu’nda gelen nemli havaya sahipler. Burada, soğuk denizden gelen hava akıntısı, sıcak çöl havasıyla karşılaşınca büyük sis örtüleri oluşturuyor. Sis karaya vuruyor, kaktüsleri yalayarak geçiyor, tabi Orlando’nun ağlarını da. Sis kaktüsle karşılaştığında, liken yumağında yoğunlaşıyor ve kıymetli suyu hapsediyor. Kaktüs, zaman kaybetmeden çiği damlayır. Sis, ağlarda da aynı şeyi tekrarlar. Damla damla bu kıymetli su, depoya kanalize edilir. Bu mucizevi ağlar, neredeyle her gün 500 litre su üreterek Orlando’nun bu topraklarda bitki yetiştirmesine izin veriyor. Ama onu daha büyük fikirleri var. Çölde su bulmada, insan oğlunun sınırsız dehasının son icadı.


Dünya çevresinde, yeryüzünde gördüğümüz aşınmış yerler, bizlere suyun önceden geçtiği yerleri işaret ediyor. 7 bin yıl önce Sahra, nehirler ve göllerle çevrili bir yerken çöle dönmüştür. Bu kıraç topraklarda bu sulardan bir kısmı hala bulunmakta. Yeraltındaki kayaların derinliklerinde. Cezayir‘in orta kesimlerindeki Ba’amarlıların inanılmaz yetenekleri, toprağı kazıp bu antik sulara ulaşmak. Ama bundan nasıl faydalanacağını bilmek zorundasın. 70 yaşındaki Mafourdi, çöl hayatını yaşatıyor. Her sabah, namazdan sonra, erkekler su bulmaya uğraşıyor. Bir adanmışlık duygusuyla ve basit aletlerle kuyu kazıyorlar. Çöl kayalarını oyup, kuyuları açmak altı aylarını alıyor. Bunca zamandan sonra, en tehlikeli görevleri için hazırlar. En yaşlıları, aynı zamanda en tecrübelileri Mafourdi, aşağıya tek başına iniyor. Dokuz metrelik dik bir iniş. Elle kazılmış derin dehlizlerde eğilerek ilerliyor. Mafourdi, su kaynağının akışını kotrol altına almanın önemini biliyor. Ama bir çok erkek, duvarların çökmesiyle canlı canlı gömüldü. Su, kayalardan sızıyor. Mafourdi, binlerce yıldır bu suların burda olduğunun farkında. Bu antik su, üzerinden akmak için kullandığı yerden ayrılarak oluşmuştur. Fakat bir kuyu yeterli değildir. Asıl numara, bir takım kuyuları birbirine bağlayarak yeraltında su kanalları oluşturmaktır. Mafourdi’nin komşusu Abdullah da, altı aydır bir kuyu kazıyordu. Bugün, ikisinin birleşeceği gün. Ama Abdullah Marfourdi’den uzaklaşmalı. Tünelleri birleştirmek, işin en tehlikeli kısmı. Toprağın yer değişmesiyle birlikte 30 ayak boyu kaya her an çökebilir. Eğer Mafourdi toprak altında kalırsa, kurtuluş için hiç bir şansı yok demektir. Yukarıda Abdullah, Marfourdi için dua ediyor. Sonunda Mofourdi tünele ulaşıyor. Ama duvarlar dayanabilecek mi? Bu yeni kanal artık daha büyük bir sistemin parçası. 700 yıldır her bir nesil, yeni kuyular açıyor ve birbirine bağlıyorlar. Çölün altında 60 kilometre boyunca uzanan, hali hazırda 800 kuyuları mevcut. Dehlizlerden aşağı devamlı, azar azar suları akıyor. Sular yüzeye ulaştığında, köyün varlığını idamesi için için taksim ediliyor. Başka türlü asla var olamazlardı. Marfourdi, suyunun kendi payıyla hurma ağaçlarından bir vaha yaratmış ve bir çok süpriz ziyaretçiyi cezbediyor. Elinizce sürekli su kaynağınız varsa, her şey mümkün oluyor.

Ürdün‘de bulunan antik Petra şehri, bir zamanlar 20,000 insana günde 40 milyon litre su taşıyan kemerlere sahipdi. Bir çok çöl sakini için hayat, yetersiz yağmurların etrafında dönüyor. Sadece yağmur bir sonraki kavurucu yıl için hayatta kalma umududur. Fakat Mali’de, çöl yağmurları hiç bir şeydir, ama güvenilirdir. Bazı yıllar, hiç gelmezler. Ama köylüler, yağrumurun geldiği zaman sert geleceğini biliyorlar. Bu yüzden tahıl ambarlarını sudan korunaklı yapmalılar. Yağrurdan önce kum fırtıları geliyor. Bu yüzden insanlar gökyüzünü izliyor, yıkıcı toz bulutunu bekliyorlar. 50 kilometre genişliğinde ve saatte 100 kilometre hızla gelen kum fırtınası, bir dakika içinde köyü yutacak. Ama insanlar, bu karanlığın sonunun iyiye işaret olduğunu biliyorlar. Sonunda yağmur kendini salıveriyor. 20 dakikada 15 santimetreye ulaşan yağmur, çölü nehir kanallarına çeviriyor. Tüm sene boyunca beklemek, aniden sevinç çığlıklarına dönüşüyor. Dünyanın öte ucundaki çöller, yağmurla birlikte şekil değiştiriyor. Su olmadan yaşamın uzun sürmeyeceğininin anlaşıldığı an. Yağmur kesildi.

Batı Afrika, Nijer‘deki Wodaabe halkı için bu, aşka açılan bir pencere. Eğer yağmur yeterince yağmışsa, izole edilmiş normal hayatlarından uzaklaşabiliyorlar. Yeterli yiyecek ve içecekleri bulunan bir kaç yüz Wodaabe, en önemli çocuk sahibi olma ve flört etme toplantıları için bir araya geliyorlar. Etkinlikteki insanlardan biri Djao. Gerewol denilen yarışmaya katılabilmek için 80 kilometre yol gelmiş. Yarışma, birliktelik için kur yapma. Kazanmak, yeni bir eş bulmak demek. Bu yıl özel. Altı yıllık kurak dönemden sonraki ilk Gerewol. Bu yüzden beklentiler üst seviyede. Djao zaten evli ve karısı Tembe de burada. Gerçekten de bu etkinlik, evli çiftlerle dolu. Djao’nun güzelliği, dans etmesi ve şarkı söylemesi dikkatle izlenecek. Büyük gösterisi sadece bir kaç saat sonra. Erkekler, kendilerini çekici göstermek için, ezdiklikleri çöl killeriyle kendilerini süslüyor, kömürleştirdikleri akbalıkçıl kemikleriyle siyah rujlar elde ediyor, ve çöl bitkilerinden parfüm yapıyorlar. Djao’nun müzikle yüzleşme vakti. Erkekler, dikkate süzen bir kalabalığın karşısındalar. Bir bölüm dansçının ayrılmasıyla Djao, arenaya doğru adımını atıyor. Kadınlar, belli özellikleri arıyorlar. Denge mükemmel olmalı, aynı bir akbalıkçıl gibi. Dişlerini göstermeli, dudaklarını hareket ettirmeli ve boğazdan şarkı söylemeliler. Senkronize dans etmeli ve omuz pozisyonlarını bir çizgide tutmalılılar. Djao üzerindeki baskı artıyor. Herhangi bir kayış, yedi yıldır beklediği şeyi kaybetmesine yol açacak. Beş saatin sonunda, gerçekle yüzleşmenin vakti. Üç hakem de kendi şampiyonlarını seçmek için yaklaşıyor. İlk erkeklere yaklaştığında, kendini belli etmeyen bir hareketle, rüyalarındaki erkekleri işater ediyorlar. Ama Djao’yu seçmiyor. İkincisi de. Üçüncü de. Djao, şansını kaybetti. Bir sevgili elde edebilmek için çabaları yeterli olmadı. Bir daha dans etme imkanı bulabilmesi için en az bir yıl geçmesi gerekecek. Erkekler ve kadınlar dağılıyor. Bazıları yeni sevgilileriyle, bazıları eski. Fakat sınırlanmış çöllerine dönmeden önce, herbiri, verimliliğin ve topluluğun heyecanından nasibini alıyor.


Hiç yorum yok: