12 Kasım 2012 Pazartesi

Mustafa Kemal neden Cumhuriyet'e karşıydı? Erkam Tufan Aytav


Yıl 25 Ocak 1923. Cumhuriyetin ilan edilmesine sadece 9 ay vardır. Bursa Şark sinemasında Mustafa Kemal halka bir konuşma yapar.

Bu konuşmayı Hakimiyet-i Milliye gazetesi şu şekilde verir;

‘Paşa Hazretleri milli inkılâbımızın esaslarına dair olan soruya geçerek, Osmanlı İmparatorluğu ile yeni Türkiye Devleti arasında bir mukayese yapmışlar, birincisinde görülen zaaf ve aczi, ikincisindeki kudreti açıklamışlar ve ‘TBMM hükümetinin mutlakıyet, meşrutiyet ve cumhuriyet şekillerinden hiç birine benzemediğini, bunların üzerinde olduğunu ispat ve Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun talebe, asker, genç, ihtiyar her millet ferdi tarafından Kuran nasları gibi ezberlenmek icap ettiğini' söylemiştir.

Mustafa Kemal'in Cumhuriyet rejimine karşı çıktığı beyanatına sadece Bursa'da rastlamıyoruz. 10 gün öncesinde yani 15 Ocak 1923'te Eskişehir'de ve ayrıca İzmir dönüşü Kilikya'da birer konuşma yapar. Bu konuşmalarında da ‘cumhuriyetin çürümüş ve zamanı geçmiş bir yönetim şekli olduğunu ve meclis hükümeti sisteminin Türk halkına daha uygun olduğunu' söyler.

Yıl 4 Mart 1923. Cumhuriyetin ilanına 8 ay vardır.

Daily Mail gazetesi muhabirinin ‘Türkiye'nin parlamenter cumhuriyet sistemine geçip geçmeyeceği' sorusu üzerine Mustafa Kemal Paşa; ‘Hayır… Mevcut meclis hükümeti sistemi devam edecektir, hatta bir gün İngiltere ve diğer demokrat milletler dahi bizim bu sistemimize geçecektir' der.

Nasıl şaşırdınız değil mi? Cumhuriyet sisteminin ne kadar geri olduğunu bir gün demokrat milletlerin bundan vazgeçeceklerini söylüyor. Cumhuriyetin ilanına 8 ay vardır ve Mustafa Kemal Cumhuriyet karşıtı konuşmalar yapmaya devam etmektedir.

Peki, "Gazi Paşa neden o tarihlerde Cumhuriyet sistemine karşıydı?" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.

Elbette bu konunun tarihçiler tarafından iyi analiz edilmesi gerekir. Şahsi kanaatim şudur ki;

Mustafa Kemal hiçbir zaman Cumhuriyet sistemi karşıtı olmadı. Hatta büyük bir sır olarak aklının bir köşesinde hep tuttu. Peki, o zaman bu beyanatları neden verdi?

Konjonktürü cumhuriyetin ilan edilmesi için doğru bulmuyordu. Cumhuriyet ilan edilmeden önce bütün muhalifler ekarte edilmiş olmalıydı ki tek adam olarak kalsın ve güçlü bir cumhurbaşkanı olabilsin. Gelecek adına kafasındakileri gerçekleştirebilmesi buna bağlıydı.

Hâlbuki hali hazırdaki mecliste ikinci grup adı verilen güçlü bir muhalefet vardı ve kendisinden de pek haz etmiyorlardı.

O halde o dönem kendisi için doğru tavır; cumhuriyete karşı çıkmak ve kuvvetler birliği esasına bağlı olarak meclis hükümetini savunmaktı.

28 Haziran 1923'te gerçekleştirilen seçimlerde ikinci grup ekarte edilmiştir. Artık tek adam olma yolunda Gazi'nin önünde engel kalmamış, Cumhuriyet fikrini açık açık ifade etmenin zamanı gelmiştir. Çok değil cumhuriyet karşıtı ifadelerin üzerinden henüz 7,5 ay geçmiştir.

22 Eylül 1923 günü Avusturya'nın Neue Freie Presse gazetesine verdiği röportajda ilk defa şöyle der; ‘yeni Türkiye Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kuvveti ve kanun yapma salahiyeti milletin yegane hakki temsilcisi olan mecliste tecelli etmiştir, bu iki maddeyi bir kelime ile özetlemek mümkündür: Cumhuriyet

Ve tarih 28 Ekim 1923 tarihini gösterdiğinde ‘arkadaşlar yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz' der ve 29 Ekim 1923 de Cumhuriyet ilan edilir.

Hiç yorum yok: