24 Ağustos 2012 Cuma

Mustafa Kemal kimdir? - Hangi Mustafa Kemal? - Abdurrahman Dilipak

Antep'te yaşanan olayları bir kaç gün sonra yazacağım.
Olay biraz daha netleşsin istiyorum. İlk bakışta son zamanlardaki olaylar İsrail ve Suriye'nin Türkiye'ye karşı örtülü bir savaşı gibi gözüküyor. Bu olaylar daha çok bir 6. kol faaliyetini hatırlatıyor. Yangına körükle gidercesine ASALA'nın da ortaya çıkması ilginç. Bu tabloda Yunanistan eksik sanki.. Birileri düğmeye basmış ve "topyekun bir saldırı" söz konusu olabilir..
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörükleri'ndendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.
Fatih Bayhan'ın yeni çalışması ortalığı karıştıracak gibi görünüyor. Bize öğretilen kurgulanmış bir tarih olan resmi tarihi bir kenara bırakın şimdi. Bu tartışmaların ortaya çıkarttığı bir gerçek var: Gerçeği bilmiyoruz. Çünkü bu konuyu tartışmak bir şekilde yasaklanmış.
Yine bir başka gerçek: Resmi tarih gerçekleri yansıtmıyor.
Soru şu: Peki buna niçin gerek duyuldu? Bu kadar basit gerçekler bile böylesine manipüle edildiyse, tartışmalı bir çok konu ve siyasi gerçeklerin manipüle edilmiş olması da mümkün.
İddia o ki; Mustafa Kemal, Ali Rıza'dan olma, Zübeyde'den doğma değil.. Selanikli de değil. Malatyalı.. Akçadağ'dan, Çakıroğulları'ndan.. Yeğenleri de hâlâ hayatta..
TTK eski başkanı Yusuf Halaçoğlu'na göre "Kocacık Yörükleri'nden. Kocacık Yörükleri Konya ile Ankara bölgesinde yaşarlar."
Bu aile daha sonra Balkanlar'a göçmüş..
Bir başkasına göre, Selanik'e daha sonra gelmişler. Daha doğrusu Selanik bir eyaletin adı. Tırhala'dan Selanik merkezine göç etmişler..
İddialar bununla da sınırlı değil..
Mustafa Kemal'e benzerliğiyle dikkat çeken ve Zübeyde Hanım tarafından büyütülen Abdurrahim Tuncak hakkındaki, "Atatürk'ün oğlu" iddiaları her zaman gündemin gizli ajandasında yerini almaya devam etti. Adam Bursa'da sırları ile birlikte öldü gitti. Nasıl olup da geniş vakıf arazilerinin sahibi olduğu da kozmik bir sır olarak kaldı..
Fatih Bayhan'ın ulaştığı bilgilere göre, Zübeyde Hanım'ın eşkiya yolunu kesmiş, kaçırmış, Bir kaç gün sonra kurtarılabilmiş.. Dedikodu olmasın diye, çiftlikte çalışan Ali Rıza ile evlendirip Selanik'e göndermişler. Mustafa'nın babası, Malatya'da çeteler tarafından şehit edilince Ayşe Hanım, oğlunu alıp Selanik'e gidiyor. O da vefat edince Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım, küçük Mustafa'yı nüfusuna geçiriyor." Hepsi bu kadar değil. Devamı da var. "Atatürk, 1931 yılında Malatya'ya gidince aileyi belediye hoparlöründen anons ettirmiş. Daha sonra da maaş bağlatmış. Atatürk'ün abisi Ömer de cephede şehit olunca maaş çocuklarına geçmiş. Halen de ödenmeye devam ediyormuş..."
Böylece "19 Mayıs 1881, Mustafa Kemal, Selanik'te doğdu" iddiasının gerçek olmadığı anlaşılıyor... İddiaya göre küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selanik'e dönüp okulunu bitirdi. Selanik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra, 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi..
Şemsi Efendi Mektebi hikayesi 1927'lerde ortaya çıktı. Şemsi Efendi dedikleri, Abdulhamid'in Selanik sürgünü sırasında evinde ikamete mecbur edildiği Yahudi iş adamı Alatini Efendi'nin mali desteği ile, Kabbalistik inanç sahibi ailelerin çocuklarınna dini eğitim vermek üzere açılan bir mektep. Kurucusu da Şemsi Efendi değil Şimon Zwi. Daha doğrusu Şemsi Efendi'nin gerçek adı Şimon Zwi. O da bir raw!
Şimdi size başka bir iddiayı aktarayım. Bayramdan bir gün once Sahip İhsan Tansuk isimli bir adam vefat etti. 35 yıldır Tayland Fahri Konsolosluğu yapmış. Türkiye Müslümanları Tayland'ı Patani Müslümanlarına yapılan zulümle bilirler.. Bu zat 96 yaşında hayata veda etti.. İddiaya göre Tansuk, Mustafa Kemal'in, baba bir anne farklı kardeşi idi..
İbrahim İhsan'ın oğlu olan Tansuk'un cenazesinin ardından bir kaç gazete küçük bir kaç haber, bir de Daruşşafaka Cemiyeti ile ALSTOM Grid'in 2 cenaze ilanı çıktı.. Ön adı "Saip" ve "Sahip" olarak, iki cenaze ilanında o da farklı yazılmış.. Daha once AEG-ETİ firmasında çalışmış..
Babası İbrahim İhsan Avusturya Macar İmparatorluğu ve Almanya'da devletin özel görevlerinde bulunmuş.. İbrahim İhsan'ın eşi de bir Almandı.. AEG ile oradan bir bağı olabilir ama ALSTOM Fransız..
Tansuk'la ilgili bilgiler bunlardan ibaret değil. Kim bu insanlar, nereden gelip, nereye gidiyorlar? Mustafa Kemal'in akrabaları neden ortaya çıkmazlar?.. Atadan, Atatür, Atasoy'lar kimler?..
Tansuk'un başka kardeşleri var mı idi? Ya da çocukları?.. Mal varlığını Darüşşafaka'ya bağışlamış ve Darüşşafaka Huzurevi'nde hayata veda etmiş. Peki, hatıraları, vasiyeti, özel eşyaları hiç bir şey bırakmadı mı geriye?
Bilenler konuşmalı. Türk Tarih Kurumu ve resmi makamlar ellerindeki bilgi ve belgeleri açıklamalı. Şu vasiyeti tartışmasına da artık bir son nokta konmalı. Bu arada bu "koruma kanunu" da artık kalkmalı.. Bu yasa orada durduğu sürece, bilgiye ulaşmak kolay değil.
Aslında İsmet Paşa'nın da çocukluğu, Mustafa Kemal'in çocukluğu gibi sisli.
En iyisi biz bu konuya yarın da devam edelim.
Selam ve dua ile..

Hangi Mustafa Kemal?
Atilla İlhan "Hangi Atatürk" diye soruyordu, şimdi Hangi Mustafa Kemal diye sormak gerek.
Ayşe Hanım'ın oğlu Mustafa Kemal 5 yaşında Selanik'e gelmiş. Ve hemen mahalle mektebine kaydolmuş olması gerekir bu durumda. Daha sonra Ali Rıza efendi, onu Şemsi Efendi/Şimon Zwi Mektebi'ne kaydettirmiş.
1881'de doğmuş, 1885'de mahalle mektebi, 86'da Şemsi Efendi Mektebi, 1893'te Selanik Askeri Ortaokulu'na giriyor. Demek yaklaşık 7 yıl sonra, 15 Ekim 1911'de Trablus'a gitmek için İstanbul'dan ayrılıyor. Bir ay sonra da 27 Kasım'da binbaşı oluyor.
24 Ekim 1912'de Trablus'tan/Derne'den ayrılıyor ve 20 Kasım 1912'de, bir ay sonra İstanbul'a geliyor.. 5 gün sonra da Çanakkale'ye tayini çıkıyor. 1 Aralık 1912'de Gelibolu, ardından Edirne geri alınıyor. 29 Eylül 1913'te Balkan Savaşları sonunda Bulgaristan ile İstanbul Antlaşması imzalanıyor, ardından 27 Ekim 1913'te Mustafa Kemal, Sofya Askeri Ataşesi oluyor. Aynı gün Fethi Okyar ise Sofya Büyükelçisi olarak atanıyor.
Burada yerine oturmayan bir kaç nokta var. Mustafa Kemal'in sağlığı ile ilgili yayınlara bakarsanız, Mustafa Kemal'in Trablus'tan geri dönüşü normal değil. İtalyanlarla bir çatışma sırasında, İtalyon topçusunun açtığı ateş sonucu, Mustafa Kemal'in siper aldığı kireç kuyusuna düşen bir şarapnelin çarpması sonucu, bir kireç taşı Mustafa Kemal'in sol gözüne saplanır. Zübeyde Hanım'a gönderdiği bir mektupta gözünü kaybettiğini söyler. Cephede askeri tabip olarak Sadi Borak, Mustafa Kemal'in gözünün tedavisi için uğraşır ama savaş şartlarında imkansızlıklar içinde fazla bir şey yapamaz. Borik asitle sürekli pansuman yapmaktadır, ama yara bir türlü iyileşmemektedir. Aslında Trablus'tan ayrılması bu sağlık sorunu ile ilgilidir.. Mustafa Kemal'in bir gözünün görmediği iddiası bu olaya dayandırılır.. Ama başka kaynaklarda, çok güzel ve keskin gözleri olduğu da belirtilir. Tabii mavi gözlü sarışın bir Malatyalı da bir başka muamma!
Burada bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek isterim. Sadi Borak'ın "Borak" soyadı, bu olayla ilgili olarak kendisine verilmiştir..
Mustafa Kemal Trablus'tan nereye gitti?. Kimine göre Almanya'ya, Bad Godesberg'e gitti. Bad Godesberg Yalova'nın kardeş şehri. Bonn'daki Türk elçiliği de Bad Godesberg'de idi.
Mustafa Kemal Bad Godesberg'e niçin gitti? İddiaya göre İbrahim İhsan'la buluşmak için.. Çünki İhsan orada oturuyordu.. Mustafa Kemal Libya'dan Almanya'ya, oradan İstanbul'a gitmiş olabilir mi? Bir ay gibi kısa bir sürede, ilerlemiş bir göz yarası için başarılı bir tedavi mümkün olabilir mi?
İbrahim İhsan son olarak Almanya için çalışıyordu ve uzun zaman İstanbul'da kaldı.. Malatya ile İhsan ailesinin bir ilişkisi olmuş olabilir mi?
Zübeyde Hanım'la, Ali Rıza Efendi'den önce Selanik'teki Alman konsolosluğunda nikahlandığı iddia edilir. Daha sonra bir Alman kadınla evlenir.. Mezarı Berlin'dedir ama 2. Dünya Savaşı'nda bombardımanda isbet alır ve mezar imha olur. Bu sorular cevabını arıyor.
Bu arada Mustafa Kemal'in, Ecevit'in "Gardrob devrimciliği" dediği kıyafet değişikliği ile ilgili daha 12 Haziran 1910'da askerlerin şapka giymeleri konusunda Mahmut Şevket Paşa'ya teklifte bulunduğu biliniyor. Biliyorsunuz ilk kıyafet devrimi Cumhuriyet döneminde değil, 2. Mahmut zamanında Osmanlı'da yapılmış, pantolon ve fes giyme mecburiyeti getirilmişti..
Tekrar bu Tansuk hikayesine geri dönecek olursak İstanbul'da 1916'da doğan Tansuk, İstanbul Lisesi'nin ardından Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nden mezun oldu. Askerlik görevini yaptığı sırada Atatürk hayatını kaybetti. Tansuk da Atatürk'ün naaşını Dolmabahçe'den alarak Ankara'ya götüren askerlerden biri oldu. Uzun yıllar Etibank'ta çalıştı. Ankara'daki Sarıyar Barajı olmak üzere bir çok barajın yapımına katkı verdi. Fransızca, İngilizce, Almanca ve Tayca bilen Tansuk, 1968'de Tayland'ın fahri konsolosu oldu.
Mustafa Kemal'i bilmiyoruz da, İsmet Paşa'yı çok mu iyi biliyoruz sanki?.. Bu işleri araştıran bir arkadaş, İsmet Paşa'nın baba tarafını araştırırken, yolu Romanya'ya kadar gitmişti.. İki kardeşten biri Gürcistan taraflarından Malatya'ya geliyor, öteki Kırım üzerinden Romanya'ya gidiyor.. İsmet Paşa'nın babası Malatya'dan İzmir'e, oradan da Manisa tarafına gidiyor, bir yörük kadınla evleniyor.. Ninesinin başlık parası olan evi Erdal İnönü satmış daha sonra..
Size ilginç bir ayrıntı daha.. Mevhibe Hanım da dindar biri. Kur'an eğitiminin yasak olduğu günlerde, Mevhibe Hanım gizliden gizliye Pembe Köşk'e Kur'an hocası çağırıyor ve çocuklarına Kur'an-ı Kerim öğretiyor.. Bu dersi veren kadın hoca da Süleyman Arif Emre'nin komşusu olan bir aile. Şahit isterseniz Süleyman Arif Emre. (Allah hayırlı bir ömür versin) Kendisi yaşıyor..
O önemdeki bir çok kişinin nüfus kayıtları ilginç. Mesela Mareşal Fevzi Çakmak hakkında da bir çok şeyi bilmeyiz. Mustafa Kemal ölmeden once İsmet Paşa'nın üzerine çarpı atmıştı. İsmet Paşa'yı saklayan, koruyan Fevzi Çakmak.. Mustafa Kemal ölünce getirip devletin başına geçiren de Fevzi Paşa. Sonra da gitti muhalefete katıldı.. Fevzi Çakmak'tan Küçük Hüseyin Efendi'ye, oradan Üzeyir Garih'e uzanan ince bir yol.. Koç'u ne kadar tanıyoruz ki mesela?.. Ya da Türkeş'i?..
Kuşkusuz insanlar doğdukları anne babayı kendileri seçmediler, bu yüzden yüceltilmeleri ya da aşağılanmaları kabul edilemez. Ama bu kadar basit gerçekler bile "sır" kapsamında kalıyorsa, burada insanın aklına, ister istemez bazı sorular takımlıyor da değil.
Neyse, bu konularda konuşmak ve yazmak, hâlâ mayınlı bir tarlada top oynamak gibi bir şey.
Bu iddiaların hiçbiri doğru olmayabilir, ama kesin olan bir şey var, o da bildiklerimizin doğru olmadığı.. Ve burada bir kişinin özel hayatını ilgilendiren basit bir bilgi eksikliği değil; derin, kozmik bir sır yatmaktadır.
Atatürk'ü koruma kanunu kaldırılmadan ve devlet arşivlerindeki bilgiler açıklanmadıkça da bu tartışma bitmeyecek. Unutmamak gerekir ki, hiçbir gerçek, söylenti kadar tahripkar değildir.
Selam ve dua ile..

Hiç yorum yok: