24 Ekim 2012 Çarşamba

TARiH İÇİNDE GAGAUZ SELÇUKLU İRTiBATI -Refik TURAN


TARiH İÇİNDE GAGAUZ SELÇUKLU İRTiBATI

Refik TURAN-Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Tarih Eğitimi Anabilim Dal› Öğretim Üyesi,                     rturan@gazi.edu.tr

ÖZET

Gagauzlar, pek çok Türk kavmi gibi Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan topluluklardandır. Gagauzlarla ilgili yapılan çalışmaların en önemli konusu; “Gagauzlar” ad› ve menfşei konusudur. Yaptığımız araştırmada Gagauzlarla Anadolu Selçukluları arasında neredeyse kesin bir irtibat vardır. Öncelikle Gagauzların konuştuğu ağız Anadolu Türkçesiyle paraleldir. Ayrıca bazı isim ve kavramlar Selçuk dönemi Türk kültürü kaynaklıdır. İkinci olarak Gagauzlar Oğuz olduğuna inanmaktadırlar ve bu doğrudur. Selçuklular da Oğuz’dur. Nihayet “Gagauz” adının Selçuklu Kevkavus’tan geldiği kuvvetle muhtemeldir. Sonuç olarak, XIII. Yüzyıl Anadolu’sundan Dobruca’ya bir Selçuklu Oğuz hücresinin geçişinden söz etmek yanlış olmayacaktır.

GİRİŞ

Yeryüzünün hareketli ve aktif kültürlerinden olan Türk kültürü, coğrafya terminolojisinde eski dünya denilen “Asya-Avrupa-Afrika” temel kıtasında son iki bin yılın tarihinde kendisini gösteren bir büyük yapıdır. Hareketli ve aktif olmanın yanı sıra zaman içinde geniş sahalarda hükümranlık da icra eden Türk kültürü, yayıldığı toprakların coğrafi ve sosyal şartlarına göre kendine has özellikler kazanarak çeşlitli kültür hücrelerine dönüşmüştür.

Avrasya’da Türk kültür coğrafyasının en mühim mevkilerinden birisini Güney Doğu Avrupa veya Karadeniz’in kuzeyi denilen saha oluşturmaktadır. Hun, Avar, Çuvaş, Hazar adıı Türk unsurlarıyla başlayan tanışma Bulgar, Peçenek, Uz, Kuman ve Karakalpak silsilesiyle devam etmiştir. Sayısı ve çeşitliliği oldukça kabarık olan bu Türk unsurları arasında bulunan Gagauzlar önemli bir tarih, güçlü bir sosyal ve siyasî varlığa sahip olmasına rağmen, araştırmacıların ve bilim adamlarının ancak XIX. yüzyılda dikkatini çekebilmiştir. Kuzey Batı Karadeniz’in Dobruca mevkii’nin 800 yıllık sakinleri görünen Gagauzların XIII. yüzyıl öncesi tarihleri ile ilgili mülahazalar üzerinde durmayacağız. Yine onların kökenleri ile ilgili olarak, Bulgarlardan veya Grek-Rumlardan geldikleri şleklindeki tezler üzerinde de durma gereği duymuyoruz. Zira F. W. Radloff, Paul Wittek, Atanas Manof, Osman Turan, Faruk Sümer, Kemal Karpat, Mustafa Argunşah gibi yerli ve yabancı bilim adamları Gagauzların bazı küçük karışmaların dışında Türk ve Oğuz kaynağından olduğunda birleşmişlerdir. (Wittek,1953; Manof, 1939; Turan, 1955; Sümer, 1991: 52-53; Karpat, 1996: 288-291; Argunşah, 2002.) Burada üzerinde ittifak edilemeyen konu, Gagauz unsurunun Orta Asya-Urallar-Karadeniz Kıyısı-Dobruca istikametinden mi yoksa, Anadolu-Bizans-Balkanlar-Dobruca istikametinden mi geldiği hususudur. Burada biz bazı tarihî olaylar› irdeleyerek, kanaatimizin de bu doğrultuda olması dolayısıyla Gagauzların Anadolu, yani Anadolu Selçuklu bağlantısı üzerinde duracağız.

“Gökoğuz, Gaga-uz, hak-oğuz” tabirlerinin zaman içinde dönüşerek Gagauz ismini doğurması bazı araştırmacıların da ileri sürdüğü gibi elbette bir ihtimal.. Hatta bu ihtimal tezlerini daha da çoğaltmak mümkündür. Bütün bunların yanı nda Selçuklu İzzeddin Keykavus’dan yola çıkarak Gagauz ismine ulaşmak da en az diğerleri kadar bir ihtimal. Hatta kanaatimizce daha güçlü bir ihtimal… Yapacağımız izahtan sonra bu ihtimalin gücü daha da anlaşılacaktır kanaatindeyiz. Burada İzzeddin Keykavus’un kimliği, Bizans’a gelişi, başlığından geçenler ve Dobruca’ya intikali, konunun vuzuha kavuşması için büyük önem taşımaktadır.

İZZEDDİN KEYKAVUS’DAN GAGAUZ’A

Selçuklu İzzeddin Keykavus Türkiye Selçuklu hükümdar› II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğlu, I. Alaaddin Keykubad’ın torunuydu. 1246’da babası Gıyaseddin’in ölümünden sonra Türkiye Selçuklu taht›na geçmiştir. Ne var ki, 1243 tarihinden itibaren Anadolu’ya yönelik başlamış Moğol istila ve tahakküm hareketi O’na rahat bir saltanat fırsatı tanımayacaktı. Nitekim Moğolların baskısıyla diğer iki kardeşe (Rükneddin Kılıç Arslan ve Alaaddin Keykubad) de eşdeğer hükümdarlık hakkı tanındı ve Türk tarihinde istisnaî bir durum olarak üçlü saltanat devri oldu. Arkasından kardeşlerden Alaaddin’in ölümüyle tahtta iki kardeş kaldı; ancak ikisi arasında kıyasıya bir mücadele çıktı. Bu mücadelede Moğollar Rükneddin Kılıç Arslan’ın, mahalli güçler, yani Türkmen kuvvetleri İzzeddin’in yanında yer aldılar. İki kardeş arasında yapılan çok sayıda muharebenin sonuncusunda mağlup













































KAYNAKLAR

ARGUNŞAH, Mustafa. (2002). Gagauzların Tarihi, Türkler. Yeni Türkiye Yay. Ankara.
MANOF, Atanas. (1939) Gagauzlar(Hristiyan Türkler). Bulgarca’dan Çev.: M. Türker Acaroğlu. Ankara.
DECEİ, Auvel. (1972). Le Probleme de la Colonisation des Turcs Seljoukides Dans la Dobrogea au XIII.
Tarih Araştırmaları Dergisi. (1968). Ankara. İbn Bibi.(1996). El-Evamirü’l-Alaiyye fi’l-Umuri’l-Alaiyye II. Çev.: Mürsel Öztürk. Ankara.
KARPAT, Kemal. (1996). “Gagauzlar Maddesi”. TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul.
WiTTEK, Paul. (1953). “Les Gagauzes=les gens de Kayka’us, Rocznik Orientalistiyczny. C.XVIII(1951-
1952). Krakov.
SEViM, Ali-MERÇiL, Erdoğan. (1995). Selçuklu Devletleri Tarihi. Ankara.
SÜMER, Faruk, (1991). “Gagauzların Aslı”. Türk Dünyası Dergisi. İstanbul.
TURAN, Osman. (1971). Selçuklular Zamanında Türkiye. İstanbul.
TURAN, Osman. (1955). “Keykavus Maddesi”. İ.A., İstanbul.
TURAN, Refik. (1995).Türkiye Selçuklularında Hükümet Mekanizması. Ankara.

Hiç yorum yok: