22 Şubat 2012 Çarşamba

Gariban asker fotografı bir aşağılama komplosu mu?-Yetkin İŞCEN


- Uzun boylunun elinde muhtemelen altın bir yüzük var. Osmanlı askerinde yüzük göremezsiniz. Yasaktır.

- Uzun boylunun ayağındaki bot Fransız ordusuna aittir.


- Soldaki askerde Fransız subay, sağdaki askerde Osmanlı er kıyafeti var. Subay ceketinin düğmeleri ters. Subay–er yan yana. Ve üstelik, subayının yanında erin yakası-bağrı dağınık, düğmeler açık.


- Ekmek torbaları Fransız. Osmanlı ekmek torbasında toka olmaz. Eğer bunlar askerse, birinin torbası soldan sağa, diğerininki sağdan sola asılı olamaz.


- Savaş neredeyse dört mevsim boyunca sürdü. Özellikle yazın güneş son derece yakıcıydı. Dolayısıyla şapkalar en az elbiseler kadar yıpranmış ve solmuş olmalıdır. Ancak şapkalar hiç de solmuş görünmüyor.


- Sağdaki kişinin karın kısmı şişirilmiş ve ceket patlayacak duruma getirilerek  bir poz verdirilmiş. Bir olasılık; kimi başka giysilerini kuşak gibi beline sarmış.


- Kısa boylu askerin kemeri, tüfeği ve kasaturası yok. En önemlisi mataraları yok.

- Kısa boylunun çoraplarının taban kısmı ile üst kısmı aynı renkte, yani temiz. Yere basılan çorap böyle mi olur? Kaldı ki; en yoksul zamanlarda bile, Türk köylüsü ayağına giyecek bir çarık yapmasını bilmiştir.
- Bu fotoğrafın Çanakkale’de çekildiğine dair hiçbir belge, emare, bilgi yok. Fotoğrafçı ve bu fotoğrafları saklayan Almanlar’ın Türkiye’de bulunuş tarihlerine bakarsanız kesinlikle 1915 yılının sonundan sonra, yani Çanakkale savaşı sırasında çekilmiş değil. 1917-1918’de de çekilmiş olabilir.
- Diğer fotoğrafların hiçbirinde ne subay, ne asker, ne de yardımcı personel bu durumda değil. Diğer fotoğraflarda yer ve ayrıntılar belirtilmiş.
- Çanakkale hava birliklerine yardım eden ustalarda ve yardımcılarda bile sağlam Osmanlı üniforması varken, askerimizde bu kıyafet olamaz. Asker bu kadar perişan olursa yardımcıların çıplak olması gerekmez mi?
- Aynı albümde Türk makinistlerin o yıllarda bakım yaptıkları uçağın önünde görüntüleri var. Ortadakinin belinde gümüş Asakir-i Şahane kemeri var. Yardımcıda bile bu kemer varken, bunlarda kemer yok.
Ahmet Uslu’nun bu dikkatli gözlemine birkaç ayrıntı da ben ekleyeyim:
- Bu fotoğraf çok farklı biçimlerde geldi. Kısa boylu kişinin kafasındaki kepte kimi fotoğrafta bir rozet vardı, kiminde yoktu. Demek ki, bu işi bilen birileri photoshop yöntemiyle resimler üzerinde oynamıştı. Diyeceksiniz ki, “Kim oynar?” Buna yanıtım, ‘Kepte bulunan rozeti tanıyan birileri’ olacaktır.
- Bu ikisi, her ne kadar asker gibi duruyorlarsa da, gerek üzerilerindeki giysilerin durumu, gerekse taşıdıkları teçhizatın durumu nizami değildir. Biri ekmek torbasını sağdan sola takmış, diğeri soldan sağa. Subay ceketli olanın yakasının son düğmesi bile kapalıyken, asker kılıklının yaka-bağır açık vaziyette. Fotini olan bacağına dolak sarmış, çorapla gezen ise bunu bile bağlamamış.
- Aynı dönemde aynı kişi tarafından çekilmiş diğer fotoğraflarda bu iki garibana benzer hiç kimse yoktur. Bu resimlerde görülen Türk subay ve askerlerinin hepsinin durumları zamanın şartlarına uygun görünmektedir.
- Bu resimlerin genel havası, Afrika’nın ücra bir kabilesine gitmiş bir beyaz Avrupalı’nın bakış açısı”nı yansıtmaktadır. Türkiye’de görev yapan Alman subayların çoğu, çektikleri resim ya da yazdıkları hatıratta bu küçümser tavrı sürdürmüştür. Bu resim de, olsa olsa, bu özelliği en iyi yansıtan fotoğraf olarak kabul edilmelidir.

Hiç yorum yok: