18 Şubat 2012 Cumartesi

Avrupalılar, Romanlar'ı Türk casusu diye cezalandırmışlardı-Erhan Afyoncu

Fransa, Romanlar'ı sınır dışı etti. Avrupalılar, 400 yıldır Romanlar'ı kurşuna dizmekten gaz odasına göndermeye kadar yapmadıklarını bırakmadılar.



Fransa'nın Romanlar'ı sınır dışı etmesi tartışılıyor. Avrupalılar tarih boyunca hep kendilerini düşündüler. Kendilerinin dışındaki topluluklara yapmadıklarını bırakmadılar.

TÜRK CASUSU ROMANLAR

Romanlar, 14. yüzyıldan itibaren Avrupa'da görülmeye başlarlar. Çingeneler Avrupa'da başlangıçta papa, hükümdarlar ve prensler tarafından iyi karşılanmışlardı. Fakat bir süre sonra Çingeneler özellikle Türkler için casusluk yapmakla suçlandılar. Romanlar Türkler'e bilgi taşımakla suçlanıp, takip edildiler. Bir kısmı ağır cezalara çarptırıldılar.

Çingeneler, Avrupa'da ayrıca büyü yapmak, ço­cuk çalmak ve insan eti yemekle de suçlandılar. 16. yüzyıldan itibaren İngiltere, Fransa ve Polonya gibi ülkelerde Çingeneler'in yok edilmesine karar verildi. Çingeneler'in ancak çok az bir kısmı kaçarak kurtulabildiler. Daha sonraki dönemlerde İtalya, İsveç, Danimarka, Avusturya ve Rusya gibi ülkelerde de Çingeneler'in başlarına gelmeyen kalmadı.

Sonraki yüzyıllarda da Romanlar'ın kaderi değişmedi. 18. yüzyılda Çingeneler'i yerleşik hayata geçirmek için baskılar yapıldı. Ancak Çingeneler en büyük zulmü Nazi Almanyası döneminde gördü. Önder Kaya "Tarihin Gör Dediği" isimli kitabında bu zulmü bütün teferruatıyla anlatır.

YÜZ BİNLERCE ROMAN ÖLDÜRÜLDÜ

Nazi iktidarı döneminde yayınlanan Nürnberg yasalarına göre, Yahudiler ile beraber Çingeneler de "Düzelmez Suçlular" kategorisindeydi. İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Çingeneler üzerindeki baskı arttı. Berlin Üniversitesi antropologları hazırladıkları raporda nüfusu yaklaşık 33 bin kişi olan Alman Çingeneleri'nin, ari ırkın önündeki en büyük tehdit olduğunu vurgulandılar. Çözümleri ise Çingene kadınlarının kısırlaştırılmasıydı. Bilim adamlarının teklifleri doğrultusundaki kısırlaştırılma hareketleri sırasında birçok Çingene kadın öldü.

Almanlar, Avrupa'nın değişik ülkelerini işgal ettikçe daha fazla Çingene'yle karşılaştılar. Bunun üzerine Çingeneler'in ne yapılacağı tartışıldı. Romanlar'ın işçi olarak çalıştırılması düşünüldü. Ancak SS lideri Himmler'in talimatıyla "Çingene Sorununun Nihai Çözümü" projesi devreye sokuldu. Binlerce Çingene Polonya'da Auschwitz-Birkenau kampına gönderildi. Roman çocukların üzerinde deneyler yapıldı. Hayatta kalanlar ise 1 Ağustos 1944 gecesi gazla öldürüldü.

Naziler'le işbirliği içinde olan Romanya, Sırbistan ve Hırvatistan gibi ülkeler de Almanlar'ın izinden giderek on binlerce Çingene'yi öldürdüler. Savaş bittiğinde öldürülen Roman sayısı yarım milyona yaklaşmıştı.
HİNDİSTAN'DAN DÜNYAYA YAYILDILAR
Romanlar, Osmanlı belgelerinde "Çingene", "Kıpti", "Puşiyân-ı Müslim", bazen de "Şopar" diye geçerler.
Romanlar'ın kökenleri uzun süre araştırılmış. Farklı kökenler ileri sürümüştür. Çingene kelimesinin Farsça'da müzisyen anlamına gelen "cinganeh" kelimesinden türemesi yüzünden onları İranlı kabul edenler de vardır. İngilizce'de Çingene manasına gelen "Gypsy" kelimesinin "Egypti" ya da "Kıpti" kelimesinden türediğini savunanlara göre de Romanlar Mısır kökenlidiler. Çingeneler'in İsrail'in 12 kabilesi dışında kalan ve zamanla unutulan kabilelerinden biri olduğunu iddia edenler de vardır. Fakat Çingeneler'in dünyaya Hindistan'dan yayıldığı genel olarak kabul görür. Dillerinin Hintçe ile benzerlikler taşıması ve Alman Çingeneleri'nin kendilerini Pakistan'ın bir eyaleti olan Sint'ten türeyen "Sinti" adı ile isimlendirmeleri bu kanaati oluşturmuştur.

Hindistan'da ortaya çıkan Çingeneler, zamanla İran ve Mısır'a doğru yayılmışlardı. 14. yüzyıldan itibaren de Avrupa'ya yayılmışlardır. Günümüzde farklı ülkelerde 10 milyondan fazla Roman yaşamaktadır.

ÇİNGENE SANCAĞI

Osmanlı İmparatorluğu, Çingeneler'i 16. yüzyıldan itibaren bir sancak, yani valilik olarak örgütlemişti. Merkezi Kırklareli olan bu sancak İpsala, Keşan, Çorlu, Hayrabolu, Malkara, Döğenci-Eli, Incügez, Gümülcine, Yanbolu, Pınarhisar, Prevadi, Dimetoka, Ferecik bölgelerinde yaşayan Çingeneler'i içine alıyordu. Bu sancaktaki Romanlar, Osmanlı ordusunun geri hizmet işlerini yapan müsellem teşkilatından sayılmışlardı. Sefer sırasında Çingeneler, orduya erzak temini ve yol yapımı gibi işlerde çalışırlardı.

Hiç yorum yok: