13 Şubat 2012 Pazartesi

ABD’nin Sömüren ve Sömürülen Bankaları - Serkan Şahin


Amerikan finans piyasaları, tarihinin en karanlık tünelinden geçiyor. Mortgage kriziyle başlayan finansal sıkıntılar, kapitalizmin kuleleri olarak kabul edilen dev bankaların çöküşüyle sonuçlandı.

Trilyon dolarlık zarar ve binlerce bankacının işsiz kalmasına sebep olan kriz, bazı bankalar için büyüme fırsatı oldu. Rakiplerini piyasa şartlarının çok daha altında bedelle satın alma ve pazarpayını artırma fırsatını iyi değerlendiren bankaların başında JP Morgan Chase geliyor. Bu banka 11 Eylül 2001′deki terör saldırılarından kısa süre önce Rockefeller ailesinin Chase Manhattan’ı ile Morgan ailesinin JP Morgan şirketiyle birleşmesinden doğmuştu. 1 Temmuz 2004′te ABD’nin altıncı büyük bankası olan Bank One, satın alan JP Morgan Chase, ABD’deki mortgage krizinde de ilginç satın almalarla ikinci büyük unvanını pekiştiriyor. ABD’nin beşinci büyük yatırım bankası Bear Stearns’ü martta sadece 236 milyon dolara alarak ilk hamlesini yapan JP Morgan Chase, eylül sonunda Washington Mutual’ı da 1,9 milyar dolara bünyesine kattı. Mutual için birkaç ay öncesine kadar 60 milyar dolar değer biçiliyordu.

JP Morgan Chase

1881 yılında henüz 34 yaşındaki John Pierpont Morgan tarafından kurulan JP Morgan, özellikle kriz dönemlerinde yaptığı atılımlarla dikkat çekiyor. 1902′de Amerika’nın en büyük demiryolu ağını satın alarak bu alanda da faaliyet gösteren şirket, devlet kâğıtları alıp dış piyasalarda satıyordu.Morgan’ın ünü Avrupa’ya ulaşınca, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1914′te Almanya’ya karşı savaşan İngiltere ve Fransa hükümetleri için özel ‘savaş bonoları’hazırladı. Rothschild ailesinden aldığı yardımlarla da Avrupa’da söz sahibi bankacılarından birini hazırladı ve ABD Merkez Bankası ve hazine kâğıtlarını pazarladı. Bankayı Amerikan finans sisteminin önemli oyuncularından biri haline getiren ise 1913′te kabul edilen ‘Federal Reserve Kanunu’ oldu.Düzenlemeyle Amerikan Merkez Bankası’nın para basma yetkisini büyük sermaye gruplarına ait özel bankaların denetimine bırakılması Morgan ailesi için fırsat oldu. Yeni kurulan New York Federal Reserve Bankası’nın kurucu ortaklarından JP Morgan, bu sayede dolar basma yetkisine de sahip oldu. 
John Pierpont Morgan

1929 ‘Ekonomik Buhranı’ sırasında imtiyazlı konumunu muhafaza etmeyi başaran banka, bu dönemde çıkan, yatırım ve ticari bankacılık faaliyetlerinin ayrılmasını öngören ‘Glass-Staegall Kanunu’ ile ikiye bölündü. Yatırım bankacılığının önde gelen kurumlarından Morgan Stanley’idoğuran bu ayrışmadan sonra 1935-1955 arasını uzmanların nitelemesi ile ‘uykuda geçirdi’. JP Morgan, 1959′da kendisinden 4 kat büyük Guaranty Trust ile birleşti30 yıl boyunca Morgan Guaranty Trust tabelası altında faaliyetlerini sürdüren banka, 1980′lerin sonunda JP Morganismini geri aldı. Finansal küreselleşmenin öncü kuruluşlarından şirkete 90′ların ortasından itibaren evlilik teklifleri yağıyordu. Talipleri arasında şu anda can cekişen Goldman Sachs, Credit Suisse ve Deutsche Bank da yer alıyordu. Tartışmalar 2000′de Chase Manhattan ile kıyılan nikâhla son buldu.

Küçük banka yutarak büyüdü

Bugünkü Rockefeller şirketler grubunun kurucusu ticarete muhasebeci olarak başlayan John D. Rockefeller, sonraları simsarlık şirketine ortak oldu. Petrol endüstrisinin vaat ettiği geleceği sezen Rockefeller, madencilik ve çelik işleriyle uğraştı. Rockefeller ailesi, Standard Oil Company ile dünyanın en zengin ailesi olurken, finans sektörüyle de ilgilenmeye başladı. 1877′de John Thompsontarafından bankayla hiçbir bağlantısı olmayan ABD Hazine Sekreteri Salmon Chase ismi verilerek kurulan Chase Manhattan Bank, kuruluşundan itibaren bir seri küçük bankaları satın alarak 1920′de Chase Securities Corporation adını aldı.

Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Zenginlerinden Yahudi John Davison Rockefeller

1930′da Rockefeller’ın büyük hissedarı olduğu Equitable Trust Company of New York’la birleşmesiyle dönemin en büyük bankasına dönüştü. Önceleri toptancı bankası olan Chase, sonraları petrol endüstrisine finansman sağlayarak Standard Oil’in bölünmesiyle ortaya çıkan Exxon-Mobil’inyönetim kurulu ve yöneticileriyle uzun soluklu ilişkiler kurdu. 1995′te Chemical Bank ile yine Chase Manhattan Bank adı altında birleşen kurum, macerasına 2000′de JP Morgan evliliğiyle devam etti.

Hiç yorum yok: