15 Mayıs 2013 Çarşamba

İngiltere’yi kadın hükümdarlar yükseltti-Erhan Afyoncu


İngiltere'yi önce tarih sahnesine çıkarıp, daha sonra üzerinde güneş batmayan bir sömürge imparatorluğu hâline üç kraliçe getirmiştir

İngiltere 15. yüzyılda büyük bir iç savaş içerisindeydi. 1485'te Tudor hanedanının tahta geçmesiyle birlikte İngiltere toparlandı ve merkezî bir yapı oluşmaya başladı.

SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU

16. yüzyılda ise bu sefer İngiltere'de mezhep çekişmeleri başladı. Tahta çıkan kral ve kraliçelerin tercihine göre devletin mezhebi de değişiyordu. VIII. Henry'den sonra tahta çıkan oğlunun kısa bir süre sonra ölmesi üzerine taht yolu kralın kızlarına açıldı.

Kraliçe Elizabeth 1558'te Kraliçe Mary'nin ölmesi üzerine İngiltere tahtına geçti. Ablası Katolikliği ülkede tekrar hâkim kılabilmek için çok kan döktüğü için Kanlı Mary diye anılmıştı. Yeni kraliçeyse, Protestan olmakla beraber, Katoliklere de hayat hakkı tanıdı.

Kraliçenin bu hoşgörülü tutumu halk içinde büyük takdir topladı ve Katoliklerin devlete bağlanmasında önemli rol oynadı. Bununla beraber devletin resmi dini tekrar Anglikanizme dönmüştü. Ancak kraliçe dış siyasetin de etkisiyle sonraki yıllarda Katoliklere karşı sert bir siyaset izleyecekti.

Kraliçenin iktidarının ilk yılları İngiltere'nin refah yıllarıydı. Kraliçenin kurduğu Doğu Hindistan Kumpanyası, İngiliz Sömürge İmparatorluğu'nun kurulması ve İngilizler'in dünya ticaretine hâkim olması yönünde büyük bir adımdı.

Elizabeth'in ilk 30 yıllık saltanatı sırasında büyük başarılar elde edilmiş, kraliçe halkın gözünde efsaneleşmişti. Ancak kraliçenin iktidarının son 15 yılı aynı ölçüde parlak değildi. Buna rağmen kendisinden sonra gelenlerin beceriksizliği kraliçenin efsaneleşmesine yol açtı.

VİCTORİA ÇAĞI

Napolyon'un mağlup edildiği 1815 Waterloo Muharebesi ile 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar geçen yaklaşık 100 yıllık süre, Avrupa tarihinde Britanya asrı olarak bilinir. İngilizler için bu altın çağda, 64 sene boyunca devletin başında Kraliçe Victoria vardı.

19. yüzyılda İngiltere kraliyet ailesinin görev ve yetkileri sembolik hale gelse de, kraliçenin kişiliğinin toplum ve devlet üzerindeki etkisinden ötürü bu dönem Victoria Çağı olarak adlandırılır.

Kraliçe Victoria 1837'de İngiltere tahtına çıktı. Saltanatının ilk döneminde siyasetle içli dışlı oldu. Kraliçe Whig partisi (Liberal) yanlısı bir tavır sergilemekteydi. Bu partiye mensup olan Başbakan Lord Melbourne'un istifasından sonra, görevi Tory (Muhafazakâr) partisinden Robert Peel'i başbakanlık görevine davet etti.

Peel bu görevi kabul etmek için, sarayda bulunan bazı kadınların görevden alınmasını şart koştu. Kraliçe, kendisinin yakın arkadaşı olan bu kadınları görevden almayı reddedince hükümet krizi patlak verdi ve bu olay İngiltere tarihine "yatak odası krizi" olarak geçti.

AVRUPA'NIN BABAANNESİ

Kraliçe Victoria'nın hayatındaki en önemli dönüm noktası, 1840'ta Prens Albert ile evlenmesiydi. Kraliçe Victoria, eşi Albert'e romanlara hatta daha sonraları filmlere konu olacak kadar âşıktı.

Çiftin bu evliliğinden 9 çocuk dünyaya geldi. İleride bu prens ve prenseslerin yaptıkları evlilikler İngiltere'nin, Avrupa hanedan sisteminin merkezine oturmasını sağladı.

Ayrıca Victoria, halk nezdinde anaç bir hükümdar görünümü kazanmıştı. Kraliçenin torunları zamanla tahta çıkıp Avrupa'yı yönetmeye başladılar. Victoria da bu yüzden "Avrupa'nın Babaannesi" diye anıldı.

Kraliçe'nin hayatı, eşi Albert'in 1861'de ölmesi üzerine tamamıyla değişti. Kraliçe yasa bürünüp inzivaya çekildi. Sürekli, matem rengi olan siyah giysiler giydiği gibi, çok uzun bir zaman halkın hatta parlamentonun huzuruna çıkmadı.

Eşinin anısını yaşatmak için, sanki hayattaymış gibi sarayda Albert'in odalarını temizletti. Bu dönemde kraliçe sadece seyisi Mr. Brown ile samimiydi.

Kraliçe büyük yasına devam etmekle beraber 1870'lere gelindiğinde yeniden sosyal hayata dâhil oldu. 1876'da Hindistan doğrudan İngiltere yönetimine bağlandı ve Victoria aynı zamanda Hindistan imparatoriçesi de oldu.

Kraliçe 1887'de tahttaki 50. (altın) yılını kutladı. 1896'da İngiltere tahtında en uzun süre kalan hükümdar haline geldi. 1897'de bu kez tahttaki 60. (elmas) yılını kutladı.

Kraliçe 1900 yılında Büyük Britanya adasının hemen güneyinde bulunan Isle of Wight'a gitti. Ömrünün son kısmını burada geçirip, 1901'de kraliçeliğinin 64. yılında öldü.

Şanlı devrim

İngiltere 17. yüzyılın sonlarında çalkantılı dönemi atlattı derken yeni bir çalkantı içine girdi. 1685'te tahta geçen II. James'in annesi Katolik bir Fransız prensesiydi ve Fransa'da bulunduğu sırada eşi Anne gibi, veliaht prens de Katolikliği benimsemişti. II. James'in Katolikliği toplumda endişe oluştursa da, kendisinin erkek çocuğunun bulunmaması ve kızlarının ise Protestan olması Katolik hanedan endişesini azalttı. II. James'e olan muhalefet, kendisinin Katolik yanlısı tutumu üzerine artmıştı.

Kralın, Katolikler aleyhine durumları ortadan kaldırmak istemesi, Fransa Kralı XIV. Louis'yi desteklemesi ve 1687'de Anglikan ve Katolik kiliselerini eşit konuma getiren İnanç Özgürlüğü Fermanı'nı ilan etmesi, krala olan tepkileri artırdı.

Ancak asıl tepki Kral II. James'in erkek çocuğunun doğması üzerine geldi, zira bu durum ülkedeki dengeleri değiştirecekti. Veliahtlık sırası Protestan olan II. Mary'den, Katolik eğitimle yetişecek olan James Francis'e geçecek, dolayısıyla hanedan Katolikleşecekti.

II. Mary'nin eşi ve aynı zamanda Kral II. James'in yeğeni olan Hollanda Prensi III. William duruma müdahale etme kararı aldı. Yedi İngiliz asilzadesi (Ölümsüz Yedili), Hollanda hükümdarı III. William'ı İngiltere'yi istilaya davet ettiler.

Hollanda ordusu 5 Kasım 1688'de Brixham'dan İngiltere'ye çıkartma yaptı. William, Brill gemisinden yaptığı nutukta Protestanlara yeniden özgürlüklerini kazandıracağını belirtti. Kendisine İngiliz parlamentosu da destek verince, Hollanda ordusu II. James'i mağlup etti. II. James kaçıp Fransa'ya sığındı.

III. William'ın kral mı yoksa eşi II. Mary vasıtasıyla kral vekili mi olacağı tartışıldı; parlamentonun da onayıyla hem III. William'ın hem de eşi II. Mary'nin ortak hükümdar olmalarına karar verildi. Kral III. William ve Kraliçe II. Mary 11 Nisan 1689'da beraber taç giydiler.

Kraliçenin rolü

Kraliçe Elizabeth 1588'de İspanya donanmasına karşı kazanılan zaferle İngilizler'in kalplerine girmişti. "Tanrı kraliçeyi korusun" tabirinin doğmasında ve İngilizler'in gemileri için "kadınlar için kullanılan she" kelimesinin kullanmasında Elizabeth'in büyük payı vardı.

Her yerde Victoria ismi

Kraliçe Victoria'nın adı, İngiltere'nin hâkim olduğu birçok ülkede ve yeni kurulan şehirde kullanıldı. Kraliçe'nin adına bugün Londra'nın merkezinde bir semt bulunmakta ve ayrıca İngiliz kraliyet sarayı Buckingham'ın önünde bir heykeli yer almaktadır.

Hiç yorum yok: