Bundan iki ay önce Afyon'un Kışlacık Köyü'nden gelen akıl almaz haber, tüm Türkiye'yi sarsmıştı. Zira Kışlacık Köyü sakinlerinin pek çoğu böbreklerini peynir ekmek gibi organ mafyasına satmıştı. Organ ticareti yıllardır yapılıyor; böbrekler, karaciğerler, çaresizlik içinde hastalara yüksek meblağya satılıyor. Dönen para o kadar büyük ki, bunun için cinayetler bile işleniyor. Kandırıp organları çalınan insanlar, kaçırılıp organları için öldürülen çocuklara dair haberler sık sık karşımıza çıkıyor. Bunun en son örneği de geçen hafta basına yansıdı. Peru'da yakalanan bir çetenin insanları kaçırıp öldürerek yağlarını aldıkları ve bu yağları kozmetik sektörüne sattıkları ortaya çıktı. Bu son olay işin artık 'organ ticareti'nden de öte bir noktaya vardığını açıkça ortaya koyuyor. Artık sadece organ değil insan vücudundaki her bir parça, farklı farklı sektörler için alınıp satılıyor. İnsan vücudundaki yağların, sıvıların, dokuların, mikrop öldürmeye yarayan antikorların ve hatta DNA'ların bile pazarı var!
Londra Üniversitesi'nde Tıp Etiği Profesörü olan Donna Dickenson, geçen yıl yayınladığı 'Body Shopping: The Economy Fuelled by Flesh and Blood (Vücut Alışverişi: Et ve Kanla Beslenen Ekonomi)' adlı kitabında artık bir 'insan parçaları ticareti'nin sözkonusu olduğunu söylüyor. Dickenson'un verdiği bilgilere göre bugün deri parçasından yumurta ve embriyoya, göz retinasından kana ve hatta vücut yağlarına kadar insan vücudunun her bir parçası uluslararası dev bir pazarda alınıp satılıyor. Son zamanlarda genler bile kapışılıyor.
'Bugün genç ve beyaz bir Avrupalı kadından alınan sağlıklı bir yumurta altından daha değerli' diyen Dickenson'un sözlerine bakılırsa her birimiz etimiz, kemiğimiz ve hücrelerimizle birer altın madeni gibiyiz.
YAĞA BİLE TALEP VAR'Kanunların ve etik değerlerin, bu pazarı engellemesi mümkün değil' diyor Prof. Donna Dickenson. Çünkü ülkeler vücut parçaları ticaretine kanuni yasaklar koysa da bu işi yapmak için bir pasaport yeterli. Örneğin yumurtaların satılması veya bağışlanması Almanya, İtalya, Türkiye gibi ülkelerde yasak olsa bile bu ülkelerde yaşayan kadınların yumurta satışının serbest olduğu İngiltere ya da İspanya gibi ülkelere gidip satış yapması pekala mümkün. Zira bu ülkelerde birçok genç kadın, okul masraflarını yumurtalarını satarak karşılıyor.
İnsan vücut parçalarının ticaretinin yasak olduğu ABD'de de yasal olmayan büyük bir pazar mevcut. Hatta ABD sınırları içerisinde belirlenmiş bir fiyat listesi bile var. Tabii rakamlar ülkeden ülkeye değişim gösteriyor. Dünya çapında yılda yapılan 65 bin 700 nakil ameliyatıyla en çok rabet edilen organ olan böbrek, Güney Afrika'da 700, Hindistan'da 1200, Filipinler'de 2000, Moldova'da 2700, Mısır'da 2700, Türkiye'de 10-15 bin, Çin'de 20 bin, ABD'de ise 30-90 bin dolara satılıyor. Ama en popüler insan parçaları böbrek, karaciğer ve kalp olsa da, Dickenson'a göre vücuttaki her bir zerreciğin bile alıcısı var. Örneğin kemik tozu diş operasyonlarında, deri parçaları yanık vakalarında, plasentalar kozmetik ürünlerinde kullanılıyor. İnsan vücudundaki yağlar bile değerli çünkü yağlara da kozmetik endüstrisinde, dudak ve göğüs şişirme gibi operasyonlarda dolgu malzemesi olarak ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan Rusya'da da akıl almaz bir başka pazar göze çarpıyor. Buradaki son derece fakir Ukraynalı kadınlar, kürtaj olmak suretiyle rahimlerinde büyümeye başlayan fetüslerini satıyor. Çünkü fetüslerden elde edilen maddeler kozmetik endüstrisinde gençleştirici tedaviler için kullanılıyor!
Çin'de ise bu pazarı bizzat hükümet elinde tutuyor. Çin hükümeti hapishanelerinde idam edilen mahkumların vücut parçalarını satıp buradan elde edilen parayı sağlık ve savunma sisteminin bütçesine aktarıyor.
GENLER KAPIŞILIYOR!Prof. Donna Dickenson'un kitabında yer verdiği en son gelişme ise genlerin özelleştirilmesi. Buna göre vücuttaki her türlü dokuları, sıvıları, zarları tıbbi, kozmetik, genetik gibi alanlarda kullanmak üzere değerlendiren laboratuarlar ve biyoteknoloji şirketleri şimdilerde keşfettikleri genlerin patentini alma konusunda da birbiriyle yarışıyor. Öyle ki her beş genden birinin patenti alınmış durumda. Kitapta yer alan bir çarpıcı gerçek de vücut parçalarınız sizin vücudunuzdan ayrıldıktan sonra üzerinde hiçbir hak iddia etme şansınızın olmaması. Yani bir operasyonla vücudunuzdan alınan ve normalde tıbbi atık olarak çöpe gitmesi gereken parçalar, dokular, hücrelerin sizin ruhunuz bile duymadan büyük paralara satılması, farklı alanlarda değerlendirilmesi, ilaçlarda, kozmetiklerde kullanılıp tüm dünyaya satılması içten bile değil.
Ama bundan daha kötüsü, milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelen 'vücut parçaları ticareti' sebebiyle her an öldürülüp parça parça satılabileceğiniz tehlikesi. Zira onca organ, kemik, doku, hücre, zar, sıvı derken insan vücudunun kullanılabilir parçalarının ayrı ayrı satılması halinde toplam değeri 45 milyon doları buluyor. Yani ölümüz, dirimizden daha çok para ediyor!
Londra Üniversitesi'nde Tıp Etiği Profesörü olan Donna Dickenson, geçen yıl yayınladığı 'Body Shopping: The Economy Fuelled by Flesh and Blood (Vücut Alışverişi: Et ve Kanla Beslenen Ekonomi)' adlı kitabında artık bir 'insan parçaları ticareti'nin sözkonusu olduğunu söylüyor. Dickenson'un verdiği bilgilere göre bugün deri parçasından yumurta ve embriyoya, göz retinasından kana ve hatta vücut yağlarına kadar insan vücudunun her bir parçası uluslararası dev bir pazarda alınıp satılıyor. Son zamanlarda genler bile kapışılıyor.
'Bugün genç ve beyaz bir Avrupalı kadından alınan sağlıklı bir yumurta altından daha değerli' diyen Dickenson'un sözlerine bakılırsa her birimiz etimiz, kemiğimiz ve hücrelerimizle birer altın madeni gibiyiz.
YAĞA BİLE TALEP VAR'Kanunların ve etik değerlerin, bu pazarı engellemesi mümkün değil' diyor Prof. Donna Dickenson. Çünkü ülkeler vücut parçaları ticaretine kanuni yasaklar koysa da bu işi yapmak için bir pasaport yeterli. Örneğin yumurtaların satılması veya bağışlanması Almanya, İtalya, Türkiye gibi ülkelerde yasak olsa bile bu ülkelerde yaşayan kadınların yumurta satışının serbest olduğu İngiltere ya da İspanya gibi ülkelere gidip satış yapması pekala mümkün. Zira bu ülkelerde birçok genç kadın, okul masraflarını yumurtalarını satarak karşılıyor.
İnsan vücut parçalarının ticaretinin yasak olduğu ABD'de de yasal olmayan büyük bir pazar mevcut. Hatta ABD sınırları içerisinde belirlenmiş bir fiyat listesi bile var. Tabii rakamlar ülkeden ülkeye değişim gösteriyor. Dünya çapında yılda yapılan 65 bin 700 nakil ameliyatıyla en çok rabet edilen organ olan böbrek, Güney Afrika'da 700, Hindistan'da 1200, Filipinler'de 2000, Moldova'da 2700, Mısır'da 2700, Türkiye'de 10-15 bin, Çin'de 20 bin, ABD'de ise 30-90 bin dolara satılıyor. Ama en popüler insan parçaları böbrek, karaciğer ve kalp olsa da, Dickenson'a göre vücuttaki her bir zerreciğin bile alıcısı var. Örneğin kemik tozu diş operasyonlarında, deri parçaları yanık vakalarında, plasentalar kozmetik ürünlerinde kullanılıyor. İnsan vücudundaki yağlar bile değerli çünkü yağlara da kozmetik endüstrisinde, dudak ve göğüs şişirme gibi operasyonlarda dolgu malzemesi olarak ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan Rusya'da da akıl almaz bir başka pazar göze çarpıyor. Buradaki son derece fakir Ukraynalı kadınlar, kürtaj olmak suretiyle rahimlerinde büyümeye başlayan fetüslerini satıyor. Çünkü fetüslerden elde edilen maddeler kozmetik endüstrisinde gençleştirici tedaviler için kullanılıyor!
Çin'de ise bu pazarı bizzat hükümet elinde tutuyor. Çin hükümeti hapishanelerinde idam edilen mahkumların vücut parçalarını satıp buradan elde edilen parayı sağlık ve savunma sisteminin bütçesine aktarıyor.
GENLER KAPIŞILIYOR!Prof. Donna Dickenson'un kitabında yer verdiği en son gelişme ise genlerin özelleştirilmesi. Buna göre vücuttaki her türlü dokuları, sıvıları, zarları tıbbi, kozmetik, genetik gibi alanlarda kullanmak üzere değerlendiren laboratuarlar ve biyoteknoloji şirketleri şimdilerde keşfettikleri genlerin patentini alma konusunda da birbiriyle yarışıyor. Öyle ki her beş genden birinin patenti alınmış durumda. Kitapta yer alan bir çarpıcı gerçek de vücut parçalarınız sizin vücudunuzdan ayrıldıktan sonra üzerinde hiçbir hak iddia etme şansınızın olmaması. Yani bir operasyonla vücudunuzdan alınan ve normalde tıbbi atık olarak çöpe gitmesi gereken parçalar, dokular, hücrelerin sizin ruhunuz bile duymadan büyük paralara satılması, farklı alanlarda değerlendirilmesi, ilaçlarda, kozmetiklerde kullanılıp tüm dünyaya satılması içten bile değil.
Ama bundan daha kötüsü, milyarlarca dolarlık bir pazar haline gelen 'vücut parçaları ticareti' sebebiyle her an öldürülüp parça parça satılabileceğiniz tehlikesi. Zira onca organ, kemik, doku, hücre, zar, sıvı derken insan vücudunun kullanılabilir parçalarının ayrı ayrı satılması halinde toplam değeri 45 milyon doları buluyor. Yani ölümüz, dirimizden daha çok para ediyor!
NERENİZ KAÇ PARA EDİYOR?
ABD pazarında vücut parçalarının fiyat listesi şöyle:
l Akciğer 115 bin dolar
l Karaciğer 40 bin dolar
l Böbrek 30-90 bin dolar
l Kalp 57 bin dolar
l İnsan yağının litresi 15 bin dolar
l Yumurtalık 20 bin dolar
l Kornea 5 bin dolar
l Bir bacak 1000 dolar,
l Bir ayak 400 dolar
l Bir kol 850 dolar
l Bir omuz 650 dolar
l Eller 350-850 dolar
l İçi boşaltılmış gövde 5-10 bin dolar
l İskelet 7 bin dolar
l Bütün bir kafa 900 dolar
l Tek başına beyin 500-600 dolar
l En pahalı parça olan kemik iliğinin gramı 23 bin, kilosu ise 23 milyon dolar.
l Her hücrede bulunan DNA'ların gramı 1.3 milyon dolar
l Vücuttan alınabildiği takdirde antikorlar da 7.3 milyon dolar
ABD pazarında vücut parçalarının fiyat listesi şöyle:
l Akciğer 115 bin dolar
l Karaciğer 40 bin dolar
l Böbrek 30-90 bin dolar
l Kalp 57 bin dolar
l İnsan yağının litresi 15 bin dolar
l Yumurtalık 20 bin dolar
l Kornea 5 bin dolar
l Bir bacak 1000 dolar,
l Bir ayak 400 dolar
l Bir kol 850 dolar
l Bir omuz 650 dolar
l Eller 350-850 dolar
l İçi boşaltılmış gövde 5-10 bin dolar
l İskelet 7 bin dolar
l Bütün bir kafa 900 dolar
l Tek başına beyin 500-600 dolar
l En pahalı parça olan kemik iliğinin gramı 23 bin, kilosu ise 23 milyon dolar.
l Her hücrede bulunan DNA'ların gramı 1.3 milyon dolar
l Vücuttan alınabildiği takdirde antikorlar da 7.3 milyon dolar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder