3 Mayıs 2013 Cuma

Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti 1918-Kafkas İslam Ordusu ve Bakü-Aziz Üstel

Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti 1918


Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti 28 Mayıs 1918’de ilan edildi. Daha önce, Azerbaycan-Gürcistan ve Ermenistan’ın 1917’de kurduğu Maverai Kafkas (Transkafkas) Komiserliği ancak altı ay dayanabilmişti. Azerbaycan 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Kuzey Azerbaycan Rus Çarlığı’nca işgal edilmiş, Güney Azerbaycan’sa İran’ın bir parçası olarak kalmıştı. Milli Azerbaycan Önderi Mehmet Emin Resulzade, “Azerbaycan Cumhuriyeti” adlı eserinde, Azerbaycan’ı ve Azerbaycan halkını tanıtır okurlarına ve der ki:


“Azerbaycanlılar milliyet bakımından Türk, din bakımından İslam, uygarlık bakımından da Doğuludur! Kendisine mahsus lehçesiyle, Anadolu Türkçesine yakın bir şiveyle konuşan Azerbaycan Türkü, çeşitli şivelere sahip ve bulunduğu yerlere göre çeşitli isimler taşıyan büyük Türk ağacının bir dalıdır. Azerbaycan milletinin bugün oturdukları yerler, eskiden beri Türk halkının yaşadığı yerlerdir... Başta kahraman Cevat Han’ın destanlara sığmaz savunması olmak üzere, Azerbaycanlılar yiğitçe topraklarını Rus ordusuna kadar savunmuş ama sonunda yenik düşmüşlerdir...”

Osmanlı’yla Azerbaycan arasında, iki ülke ilişkilerini etkileyen bir dizi önemli gelişmeye bir göz atarsak, bugün Türkiye Cumhuriyeti’yle Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki derin, bölünmez ve ayrılmaz bağların nasıl oluştuğunu daha iyi anlarız:

5 Şubat 1918: Vehip Paşa komutasındaki 3. Ordu, Doğu Anadolu’yu kurtarmak için harekete geçti.

18 Mart 1918: Bakü’de Bolşevik-Ermeni darbesi yapıldı. Azerbaycan Türk’lerine karşı katliamlar başladı.

18 Mart-1 Nisan 1918: Bakü’de 12 bin kadar Azerbaycan Türk’ü öldürüldü.
4 Nisan 1918: Ardahan kurtarıldı.

8 Nisan 1918: Ermenilerce büyük katliamların yapıldığı Van kurtarıldı.

14 Nisan 1918: Batum Gürcülerden kurtarıldı.

25 Nisan 1918: Kars Ermenilerden kurtarıldı.

Nisan-Mayıs 1918: Kars ilinde 82 köy Erivan ilindeyse 211 Müslüman köyü Ermeniler’ce yakılıp yıkıldı, ahalisinin bir bölümü kılıçtan geçirildi, bir bölümü göçe zorlandı. Yalnız Erivan ilinden göçe zorlanan Müslüman sayısı 80 bini aştı. (Cemil Hasanlı: Azerbaycan Tarihi: Türkiye’nin Yardımından Rusya’nın İşgaline Kadar 1918-1920)

28 Mayıs 1918: Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti.

28 Mayıs 1918: Ermenistan bağımsızlığını ilan etti.

Bağımsız ilk Azerbaycan Hükümetini Feth Ali Han Hoyski kurdu; aynı zamanda da İçişleri Bakanı oldu. Dışişleri Bakanıysa Mehmet Hasan Hacinski’ydi. Azerbaycan’ın başkenti Bakü, Rus, Bolşevik ve Ermeni işgalinde bulunduğundan Azerbaycan Hükümeti Gence’ye yerleşti. Tiflis’de Şeym Meclisi’ndeki Azerbaycanlı milletvekilleri “Azerbaycan Milli Şurası”nı kurdu ve başına “Müsavat Partisi” önderi Mehmet Emin Resulzade seçildi. Milli Şura 28 Mayıs 1918’de İstiklal Beyannamesini yayınladı:

1. Bugünden itibaren Azerbaycan halkı hakimiyet hakkına sahip olduğu Transkafkasya’nın güney ve doğusundan oluşan Azerbaycan’daki bütün haklara sahip bir devlettir.

2. Bağımsız Azerbaycan devletinin yönetim biçimi Halk Cumhuriyeti’dir. (Bu, ikinci dünya savaşı sonrasında kurulan Sovyet boyunduruğu altındaki Halk Cumhuriyeti gibi komünist değildir)

3. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti bütün milletlerle, özellikle de hemcivar (komşu) olduğu millet ve devletlerle iyi ilişkiler kurmaya kararlıdır.

4. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, millet, mezhep, sınıf ve cinsiyet farkı gözetmeden buyruğu geçtiği yerlerde yaşayan bütün vatandaşlarına hukuk-u siyasiye ve vataniye temin eder.

Yeni kurulan cumhuriyetin dış örgütleri olmadığından, Azerbaycan’ın dünyada layık olduğu yeri alabilmesi, sesini duyurabilmesi için, yeni cumhuriyeti ilk tanıyan Osmanlı Devletinin Hariciye Teşkilatından yardım istendi. Azerbaycan Osmanlı Hariciye Nezareti ve çeşitli ülkelerdeki Türk Elçilikleri kuruluş döneminde Azerbaycan’a ellerinden gelen yardımı yapmışlardı.

Bundan sonraki gelişmeleri, tek millet iki devlete uzanan yolu hep birlikte izleyeceğiz gelecek yazılarda...

(Meraklısına Not: Azerbaycan’ın Yeniden Doğuş Sürecinde Türkiye-Azerbaycan İlişkileri Bilal N.Şimşir. Cemil Hasanlı— Azerbaycan Tarihi.)


Kafkas İslam Ordusu ve Bakü
Enver Paşa’nın yarbayken padişah fermanıyla fahri tümgeneralliğe getirilen Nuri (Kiligil) Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan’ı, Rus-Ermeni işgalinden kurtarma harekatına 17-30 Haziran 1918’de Gökçay savaşıyla başladı, bir dizi savaştan sonra 5 Ağustos 1918’de Bakü önlerine geldi. Ama tam bu sırada Almanya, Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’ye girmesine engel olmak için harekete geçti. Neden mi? Hele de Osmanlı’nın müttefiki ve dostuyken? Bakü petrolleri yüzünden tabi!
Almanya Sovyet Rusya’yla gizli bir anlaşma imzalamış, “Bakü sancağına ve ona bitişik Cevat, Şemaki ve Kuba sancaklarına üçüncü bir ordunun girmesine izin vermeyeceği” yolunda söz vermişti. Çünkü Sovyetler petrol üretiminin artması için ellerinden geleni yaparak bunun dörtte birini Almanya’ya verecekti! Yani Almanya, müttefiki Osmanlı’yı sırtından hançerliyordu! Almanya utanmadan da bu anlaşmanın bir suretini Babıali’ye sunmuştu tam Türk kuvvetleri Bakü’ye girmek üzereyken! (Azerbeycan—Bilal N. Şimşir)
Ata sözümüz “it ürür kervan yürür” sözünden yola çıkarak Kafkas İslam Ordusu, anlaşma manlaşma bilmem diyerek Bakü’ye yürüdü! Enver Paşa Şark Orduları Grubundan donanımı en iyi olan 15. Tümeni de Bakü cephesine yolladı. Ardından Şark Cephesi Komutanlığı ve bu komutanlığa bağlı Kuzey Grubu lağvedilerek bütün birlikleri Nuri Paşa’nın emrine verildi. Bakü cephesinde 8 bin Osmanlı askeriyle 6 bin 500 Azerbaycan milis kuvveti toplanmıştı. Ve otuz altı saat süren çarpışmalar sonunda 16 Eylül 1918’de Bakü teslim alındı!
Bakü’nün alınmasından sonra Fath Ali Han Hoyski Hükümeti 17 Eylül 1918’de Azerbaycan’ın doğal başkenti Bakü’ye taşındı. Böylece Nuri Paşa ve Kafkas İslam Ordusu sivil işlerden elini çekti.
***
M. E. Resulzade’nin Azerbaycan Cumhuriyeti adlı kitabında “Kardeş Türkiye’nin İmdadı” başlığı altında bir bölüm var. Bakü’nün geri alınmasını “Mehmetçiğin tarihe altın harflerle yazılacak bir fedakarlığı” olarak anlatır. Daha birkaç gün önce Almanya’nın, petrol imtiyazları karşılığında Ruslar’a terk ettiğini öğrenmiş olan, Orta Avrupa Devletleri Konferansına katılmak için İstanbul’da Resulzade başkanlığında bulunan Azerbaycan heyeti “Baküsüz Azerbaycan başsız bedendir” açıklamasını yapmıştı gazetelere. Bakü’yü kurtaran Kafkas İslam Ordusu’nun kahraman şehitleri salt Bakü topraklarını sulamamışlardır kanlarıyla. Nahçivan, Kartabağ, Şemahi ve Gence’de de nice Mehmetçik yatmaktadır. “Azerbaycan’ın her cihetinde şairin söylediği gibi, ‘sarmaşıklı bir mezar bulursunuz’ ki, bu mezarlar kardeş imdadına koşan Türk mezarlarıdır.” Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu kurtuluş, özgürlük ve mutluluk Kızıl Ordu’nun, Ermeni çetecilerle birlikte Karabağ’a saldırmasıyla kursaklarda kaldı. Sovyetlerle Ermeniler 1 Mayıs 1920’de Bakü’ye girdi ve hükümetin önde gelenlerini idam etti teker teker. Başbakan Hoyski ülkesinden kaçıp Tiflis’e sığındıysa da orada vurularak öldürüldü. Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin son başbakanı Yusufbeyli Nasib Bey Gürcistan’a kaçtı, bir daha ondan haber alınamadı. Böylece Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti, Alman yardımıyla başlayan ve Sovyet-Ermeni saldırılarıyla devam eden bir sürecin bitiminde tarihe gömüldü. Resulzade’yse çalışmalarını Türkiye’de sürdürdü, 6 Mart 1955’de Ankara’da öldü... Allah rahmet eylesin.


Hiç yorum yok: