5 Mart 2013 Salı

Aklın Yolu -Ergün Diler

John Kerry
İmralı tutanaklarının sızması, Öcalan'ın yazdığı mektupların Kandil'e gitmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin PKK kamplarına bomba yağdırması, Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Ankara'ya gelmesi ve Erdoğan'ın"Siyonizm insanlık suçudur" sözüne katılmadığını açıklaması, BDP'de köstebek aranması, geçtiğimiz haftaya damga vuran olayların başında geliyordu!

Peki, bütün bu gelişmeler ne anlama geliyordu? Hepsinin ortak bir paydası var mıydı?
Nasıl bakmak gerekiyordu?
Son bir haftada olanları anlamak için en az 15 yıl geriye gitmek lazım! Çünkü başımıza ne geldiyse güncel değerlendirmeler, kısır tartışmalar ve öngörüsüzlük nedeniyle geldi!
Ankara dışında kurulan oyuna kafa yormadığımız için senaryoyu göremedik! Bilmeden bizim için yazılan her rolü oynadık!
Yıllarca Şam'da oturan Öcalan, Amerikan desteğiyle istediği gibi at oynattı! Bir gün Atilla Ateş Paşa çıkıp Suriye'ye seslendi: Ya o adamı gönderin ya da biz gerekeni yapacağız!
Çıkış güzeldi de neden bunun için 15 yıl beklenmişti!
Bu sözler etkili olmuş olmalı ki Öcalan, Şam'ı terk etti!
Ülke ülke gezdi, kimse kabul etmedi! Sonunda PKK denilen örgütten haberi olmayan KENYA'da yakalandı! Teslim edildi! Paket Türkiye'ye gelmiş ancak ne Başbakan, ne hükümet, ne Genelkurmay ne de MİT'in, Öcalan'ın neden verildiği konusunda bir fikri vardı!
Aldık, İmralı'ya gönderdik! Öcalan'ı paketleyen Amerika, PKK'ya verdiği desteği bir türlü kesmiyordu! Kandil onların toprağı olmasına rağmen terörist saldırılara ses çıkarmıyordu! Adamlar gelip eylem yapıyor, ellerini kollarını sallayarak dönüyordu! Avrupa'nın beslediği TUNCELİ ve çevresindeki terör grupları da Kandil'den habersiz vuruyordu!
Ankara'daki devlet ise ne dengeleri ne de oyunu görüyordu!Oysa Amerika hem birinci, hem ikinci Körfez Savaşı'na Irak'ı üç parçaya ayırmak için girmişti! Bölgede DİNeksenli değil IRK eksenli bir yapı istiyordu! Arap ve Fars iki önemli karttı! Bu nedenle ilk harekatta Saddam'ı sağ bırakıp içeride Kürt ve Şiiler'i ezmesine seyirci kaldı.
İkincisinde durum çok vahimdi! Daha önce ezdirdikleri Kürtler'den 5 gardiyan seçip, Saddam'ı ipe gönderdiler! Amerika kendisine İRAN'ı, Şah dönemindeki gibi müttefik seçebilirdi ama yapmıyordu! Çünkü güvenleri kalmamıştı! Yapacakları bir tek hamle vardı, o da Ankara'yı ikna etmekti! Ama uzun yıllar Türkiye'de esen İngiliz rüzgarından rahatsızdılar!
Planın suya düşmesi ihtimali vardı!
50 yıldır Ankara'da olsalar da, kör noktalarda Londra'dan dayak yiyorlardı!Bu yüzden Kürt kartını Türkler'in cebine koydular!
Zaten Irak'ta HAİN olarak görülen Kürtler'in gidecek bir yeri de yoktu! Irak biterken tek onlar kazanmıştı! Birileri intikam için sıradaydı!
İşte bu şartlarda Ankara yıllarca yapılamayanı yapmaya karar verdi! Gidilemeyen yerlere gidilecek, bütün bölgeyeBAYRAK dikilecekti! Ankara Kürt kartının dışında bir de Müslüman kartını masaya sürdü! Osmanlı'nın hüküm sürdüğü topraklara sahip çıkarak geri döndüğünü gösterdi! Ama bunun yerleşmesi için bir hamle daha yapması gerekiyordu! Beyoğlu'nda kurulan İsrail'le köprüleri atmalıydı!
Bunun için de MAVİ MARMARA olayı geçerli bir nedendi!
Artık sabah akşam İsrail'e vuran, şamar oğlanına çeviren bir Ankara vardı! Her ne kadar İsrail bundan şikayetçi olsa da, karşısında düşman bir İRAN görmektense, Türkiye'yi tercih ediyordu! Çünkü herkes onları kovarken, Osmanlı sahip çıkmıştı! Bunu unutacak kadar aptal değildiler!
Türkiye'nin bu çıkışı aynı zamanda İngiltere tarafından "Araplar başka düşman aramasın" diye kurulan İsrail'in düşük bir profil izlemesine yol açacaktı! Öyle de oldu... Ankara sesini yükselttikçe, Tel Aviv pusup kaldı!
Arap coğrafyası artık buraya bakıyordu! İşler umulandan hızlı gidiyordu! Geride sadece Kürt sorunu kalmıştı! Bu da hal yoluna koyulmalıydı!
Peki Ankara ne yapacaktı? İşte 14 yıl önce Öcalan'ı neden aldığını bilmeyen Ankara'nın yerinde artık bir AKIL vardı! Bu akıl, Öcalan asılsa ya da öldürülse onun yerine geçecek ismin AVRUPA'dan geleceğini biliyordu! Amerika'nın en büyük korkusu PKK'nın Londra'nın eline geçmesiydi! Bu, bütün planların suya düşmesi demekti! Washington'ın bölgeden çıkması için valizini toplaması demekti! Avrupa ise APO'nun yok olmasına dünden razıydı! O ölse resmi bayram ilan ederlerdi!
İşte bu dengeyi gören Ankara, bütün kartlarını İMRALI üzerine attı! Zaten OSLO'da yenilen gol unutulmamıştı!
Haliyle Öcalan ile görüşmek Türk tarafının hemen kabul edeceği bir olay değildi! Ama eldeki ALTIN KART buydu!
Bu nedenle siyasi risk alıp yola koyuldu! İmralı'da kurulan masa, hem Londra'yı hem de Washington'ı şaşırttı!
Maalesef bölgedeki 30-40 milyon Kürt'ü bir araya getirip toplayacak tek isim Öcalan'dı!
Avrupa ve Amerika, bunu farklı farklı isimlere yaptırmak için kolları sıvamıştı zaten!Mesela Öcalan'ı zindana atıp Barzani'nin zenginleşmesine ve Güneydoğu'yu kendisine çekmesine seyirci kalınabilirdi! Ya da Almanlar'ın güvendiği Talabani'nin iyileşip Kürtler'i Avrupa'ya bağlaması tercih edilebilirdi! Ya da üçüncü bir ismin çıkıp Kürtler'i Türkiye'den koparmasına tanıklık yapılabilirdi! Bunlar olmuyorsa, MALİKİ gibi İran üzerinden İngiltere'ye bağlı olan bir ismin bölgedeki bütün Kürtler'i zımparalamasına izin verilebilirdi!
Hepsinde kaybeden Türkiye olurdu! Hem enerji, hem bütünlük giderdi!
O zaman da RESMİ İDEOLOJİ bir işimize yaramazdı!
Türkiye olmadan bölgede paylaşma olmuyor! Bu artık SIR değil! Şimdi şablonlarla değil akılla hareket etme zamanı!
Devlet bunları söyleyemeyeceği için Öcalan'a yaklaştı!
Kabul etmesi zor da olsa, Öcalan'dan bir YOL yapmak AKIL işi...
Daha açık konuşalım...Ya bölüneceğiz ya da Öcalan üzerinden sonuç alacağız!
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kerry, Erdoğan'ın sözlerine neden mi katılmadı? "Yahu önce İngilizler, sonra da biz adamları çok kullandık! Herkes onları ve MOSSAD'ı büyük güç sandı!
Bu illüzyondu! Bırakın şimdi bölgede emekliliklerini yaşasınlar. Koca Türkiye'nin İsrail'e ayıracak zamanı olmamalı" diyemediği için, o sözlere karşı çıktı!
NOT: Medyadaki arkadaşlarımız bilir! Daha düne kadar Kuzey Irak Kürt yönetimi diyemezdik! Kendi inisiyatifimizleKÜRT kelimesine ambargo koyardık!
Kafamızı kuma gömmekle sorunu çözeceğimizi sanıyorduk! Tıpkı Ankara gibi! Az yol kat etmedik!

Hiç yorum yok: