1 Şubat 2013 Cuma

Bâb-ı Âlî’den Ankara’ya iktidar-SEDAT GÜLMEZ


Bâb-ı Âlî’den Ankara’ya iktidar

15 Ekim 2012 / SEDAT GÜLMEZ
Osmanlı’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yürütme merciinde bulundular ve milletin kaderine hükmettiler…
Demokrasi Batı medeniyeti nezdinde, uzun yılların ötesinde asırlarca süregiden bir mücadele neticesinde erişilen idare tarzıdır. Hak arama ve onu elde etme uğrunda fazlasıyla kan akıtan Avrupa nihaî aşamada toplumun kahir ekseriyetini memnun edecek/edebilecek bir yönetim şeklini demokraside bulmuştur. Peki, nedir demokrasi? Kabaca tarif edilirse, halkın idare mekanizmasında temsili. Veya söz konusu erkin işletilmesinde karar merciinde yer alması. Bu müdahale doğrudan gerçekleşirse, Yunan site devletlerindeki gibi, “Doğrudan Demokrasi”, seçilen vekiller eliyle yürütülürse, “Temsilî Demokrasi” adlarını taşır. Bugün dünyada doğrudan demokrasiyi işletebilecek ortam genel manasıyla bulunmadığından ki bunun birçok sebebi vardır, yaygınlık temsilî demokrasi yönündedir. Gelelim demokrasinin uluslararası arenada genişleme kanallarına…
    Söz konusu yönde bir bakış karşımıza iki seçenek çıkarmakta. Birincisi Avrupa’nın binbir merhaleden geçerek ulaştığı süreç ki yazının başında ifade ettiğimiz bu akış yazık ki yalnızca Batı’ya özgüdür; diğeri ise kısa zaman zarfında çok yol katetmeye dayalı tarz. Yine milletlerarası etkileşimde birçok devlet gibi Türkiye ve selefi Osmanlı da ilkinden ziyade ikincisi istikametinde hareket ederek hedefe ulaşmaya çalışmıştır. Aslında bunu bir yerde yalnızca tercihe bağlamak da yanlıştır. Çünkü Osmanlı’nın 18’inci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren muarızları karşısında güçten düştüğünü hissetmesi, bir an önce tedbir alma isteğini kamçılamıştır. Askerî tedbirler yetersiz addedilince de siyasî ve içtimaî sahada önlemler devreye girmiştir. Demokrasinin ilk basamağı sayılabilecek meşrutî yönetim de bunun neticesinde ortaya çıkmıştır. İlki 19’uncu yüzyılın üçüncü çeyreği itibarıyla devreye sokulmaya çalışılan ama şartlar sebebiyle yürütülemeyen meclisli hükümdarlık seçimi, 1908’de yeniden yürürlüğe girmiştir. Nasıl demokrasinin ana unsuru meclis ise, parlamentonun sürükleyici gücü de hükümetlerdir. Üstelik Meşrutiyet sonrası kurulan hükümetler sıkıntı dönemlerinde iş başında bulunduklarından başkan ve üyeleri itibarıyla irdelenmeye değerdir. İhsan Güneş imzalı “Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Türkiye’de Hükümetler” başlıklı kitap da araştırmacılara ve meraklı okura bu fırsatı sunuyor. Eser 13 yıllık devrede kurulan 21 hükümetin kabine listelerini, Meclis’te okunan programlarını, bu programlar etrafında gelişen tartışmaları tarih severlerle ve uzmanlarla buluşturuyor.
MEŞRUTİYET’TEN CUMHURİYET’E TÜRKİYE’DE HÜKÜMETLER
İhsan Güneş
İş Bankası Kültür Yayınları
387 sayfa
02122523991

Hiç yorum yok: