23 Ocak 2013 Çarşamba

Pervari’de maalesef Abdülhamid haklı çıktı-Murat Bardakçı


Pervari’de maalesef Abdülhamid haklı çıktı

GEÇEN gece 50 ile 60 kadar PKK’lı Siirt’in Pervari ilçesini basmış, elektriği kestikten sonra polise ve jandarmaya saldırmış, 50 dakika boyunca çatıştıktan sonra kaçmışlar. 
Militanların ilçeye sızmalarının farkedilememesinin sebebi ise, çarşafa bürünmüş olmalarıymış. 
Çarşafa bürünmenin, çeşit çeşit sebebi vardır: Bazı hanımlar, inançlarının gereği çarşaf giyerler. Ama çarşafa sadece hanımların değil, erkeklerin de büründüğü olur ve temelinde, başına bir iş gelmesinden endişe eden erkeğin kimselere farkettirmeden ortadan kaybolma arzusu yatar. Sultan Abdülhamid’in mabeyincilerinden Faik Bey, padişahın 31 Mart hadisesinden sonra tahtından indirilmesi üzerine Teşvikiye’deki konağından Mısır’a sağ salim gidebilmesini, büründüğü simsiyah çarşafa borçludur. Ama, Irak’ın krallık zamanındaki başbakanı Nuri Said Paşa’nın şansı Faik Bey kadar yaver gitmemiş ve Paşa 1958 Temmuz’undaki darbe sırasında üzerinde çarşafla kaçarken tanınıp linç edilmiştir... 

BİR ARŞİV BELGESİ 
Erkeklerin, suikast yahut baskın gibisinden mel’anet dolu bir işe kalkışacakları zamanlarda da çarşafa büründükleri olur ve bunun son örneği, Pervari’de geçen gece yaşananlardır.
Haberi okuyunca, Sultan Abdülhamid’in bundan 118 yıl önce koyduğu bir yasağın belgesini hatırladım: Hükümdarın “bazı münasebetsiz erkeklerin” çarşaftan istifade ederek teröre kalkışabilecekleri gerekçesi ile, 1892 Nisan’ında İstanbul hanımlarının çarşaf giymelerinin engellenmesini emretmesini... 
Tarihçi Nuri Adıyeke’nin Osmanlı Arşivleri’nde bulduğu belge, Abdülhamid’in başkâtibi Süreyya Bey’in imzasını taşıyordu ve zamanın başbakanlığı olan Babıâli’ye gönderilmişti. Bugün bu köşede de gördüğünüz belgede özetle “Çarşaf, İslâm’ın kadınlar için koyduğu örtünme konusundaki emirlere asla uygun değildir ve şuraya-buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da fesat ve mel’anet için kullanılmaktadır” deniyor; yazının sonunda Sultan Abdülhamid’in gerekli uyarıların yapılarak kadınların çarşaf giymelerinin engellenmesi istediği söyleniyordu. 

PADİŞAH TÜCCARLARI 
Belgeyi bundan birkaç sene önce çıkarttığım bir tarih dergisinde yayınladığım zaman Abdülhamid tüccarları, yani ekmek paralarını hükümdarın hatırasını pazarlayarak çıkartmaya çalışanlar ayaklanmış, benim padişaha hakaret ettiğim ve çarşaf konusundaki emrini “uydurduğum” iddiasında bulunmuşlardı. Zira belgede Sultan Abdülhamid’in ağzından “Çarşaf, İslâm’ın kadınlar için koyduğu örtünme konusundaki emirlere asla uygun değildir” şeklinde bir ifade vardı ya, bunu kıvırmaya, bir tarafından alıp yorumlamaya çalışmaya, yani tevil etmeye güçleri yetmeyecekti; dolayısı ile işin kolayına kaçmış ve benim “yalan yazdığımı” ileri sürmüşlerdi. 
Sultan Abdülhamid’i kendi maddî istikballerinin teminatı haline getirenlerin sayısı şimdi her gün daha da artıyor ama meselenin çok daha önemli bir tarafı var: Pervari’de geçen gece yaşananların Sultan Abdülhamid’i endişelerinde tam 118 sene sonra haklı çıkarmış olması; yani hem terörün hem de çarşafın bir asırdan buyana Türkiye’nin gündemini hâlâ işgal etmesi...

Hiç yorum yok: