14 Ocak 2013 Pazartesi

İrlanda'ya nasıl yardım göndermiştik?- AVNİ ÖZGÜREL

Başkent Dublin dahil İrlanda'nın pek çok kentinde 1847'deki 'Büyük Açlık' günlerinin anısına dikilmiş heykeller duruyor. İngiltere'nin ambargo uyguladığı İrlanda, halkın ana gıdası olan patatese bir zehirli mantarın musallat olmasıyla açlığa terk edilmişti. Sultan Abdülmecid bir konvoyu İngiliz donanmasının engellemesini aşıp İrlanda'ya başta patates olmak üzere hububat nakliyle görevlendirdi...
Üstteki görüntü, Dublin açıklarındaki Osmanlı filosuna ait. Soldaki levha, Drogheda eski belediye binasının duvarında duran Türkiye?ye teşekkür plaketi. Sağdaki belgeyse halen Topkapı Sarayı Arşivi?nde bulunan İrlandalıların teşekkür mektubu...
Son krizde İsrail’in saldırgan tutumu kuşkusuz Türkiye’nin tepkisiyle uluslar arası gündemin ilk sırasına oturdu. Ancak İsrail barbarlığına Türkiye dışında tepki verenler hükümetler de var. Örneğin İrlanda... Başbakan Brian Cowen insani yardım konvoyunun saldırıya uğramasına Tayyip Erdoğan’dan sonra en sert tepki veren liderdi. Cowen’in tepkisinde elbette konvoyda 1976’da Nobel barış ödülü almış olan Mairead Corrigan Maguire başta olmak üzere İrlanda vatandaşlarının bulunması önemli rol oynuyor. Ancak onu Gazze’ye duyarlı kılan tek sebep bu değil... Brian Cowen İrlandalıların birbuçuk asır önce yaşadığı acının sözcüsü aslında...
İrlanda geçmişi 17. yüzyıl sonlarına dayanan, çözümü için üç asır kavgayı yaşamış bir halkın vatanı. Bu süre zarfında Katolik- Protestan kavgası İrlanda’yı bir yandan siyasi olarak parçalarken diğer yandan yokluk sınırına taşıdı.

Patates deyip geçmeyin
12. yüzyıldan itibaren İngiliz egemenliği kıskacında bir geçmişi var İrlanda’nın. İngiltere kralı 2. Henry’nin oğlu John’a hediyesiydi ada. Ve bu durum 14. yüzyıla kadar sürdü. 15 Yüzyılda ‘Güller Savaşı’ diye bilinen iki hanedanın rekabeti sonucu patlak veren iç harp sürecinde İrlanda’yı gözden çıkardı İngiltere. Ama 1532’de 8. Henry’nin Protestanlığı kabul etmesiyle Katolik İrlanda’nın kaderi değişti. İngilizler İrlandalıları Protestan yapmak için ellerinden geleni yaptılar.. En stratejik hamleleri etkisi bugüne kadar devam eden Protestan koloniler kurmak ve Protestanlardan ibaret bir aristokrasi oluşturmak oldu. 1641’de Katolik İrlandalılar ayaklandı ama İngiltere 4 sene katliam denecek boyutta - ki Protestan nüfusun üçte biri öldürülmüştü- kırımla adanın kontrolunu elinde tuttu. Katoliklerin arazileri alınıp Protestanlara dağıtıldı. Adanın tarım topraklarının tümü, 10 bin İngiliz‘in elindeydi. Bunlar, toprakları 600 bin İrlandalı aileye kiralıyor, kazandıkları yüksek gelirle İngiltere’de yaşıyorlardı. En verimli araziler İngiltere’ye ihraç edilmek üzere tahıl üretimine ayrılmıştı. Öyle ki açlıktan binlerce insanın öldüğü 1845’te bile ada İngiltere’ye 1 milyon ton tahıl, 258 bin koyun göndermişti. İrlandalılar karınlarını doyuracak patatesi ekmek için Protestanlardan arazi kiralayabiliyorlardı. Çıkarılan ceza kanunuyla Katoliklerin silah taşıması, eğitim için denizaşırı seyahate gitmeleri, öğretmenlik yapmaları yasaklandı. Yetmedi 1704’te çıkarılan ‘Papalığın Daha Fazla Gelişmesini Engelleme Yasası’yla Katoliklerin miras yoluyla toprak edinmeleri de engellendi. 18 yüzyıla kadar sürdü bu durum. 18 yüzyıla gelindiğinde İngiltere sanayi devrimiyle gelişmiş, İrlanda ilkel koşullarda insan gücüne dayalı patates tarımı yapılan, halkın temel gıdası patates olan bir ülke konumundaydı. İngilizler İrlandalıları tatmin edeceği ümidiyle günümüze kadar devam eden Birleşik Krallık denilen düzeni oluşturdu. Protestanlara inanç serbestisi içeren bir düzenlemeydi bu sadece. 

Ama 1847’de Amerika’dan gelen tohumla taşınan bir zehirli mantar türü bütün patates üretimini vurdu. Bir yıl içinde 400 bin İrlandalı yaşamını yitirdi, 1 milyon kişi adayı terk etti. 

Yetiş Osmanlı imdada!
İstanbul’dan 6 bin kilometre uzaktaki kıtlıktan Sultan Abdülmecid İngiltere’yle rekabet halindeki Fransız gazeteleri sayesinde haberdar oldu. Bilinen, padişahın donanmanın refakat edeceği beş yardım gemisinin hazırlanması emrini verdiği. Patates, hububat, bakliyat götürecekti gemiler. Ve 1000 Osmanlı altını mali yardım. Günümüz parasıyla 800 bin Paund ya da 2 milyon ABD Doları. 
Biri askeri refakat gemisi olmak üzere 6 gemilik konvoy sonunda İstanbul’dan yola çıktı. Ama Cebeli Tarık Boğazı’nı geçtikten sonra okyanus koşullarının zorluğu yüzünden bir ayda varabildi İngiltere’nin batısına.. Osmanlı gemilerini İrlanda yakınında İngiliz donanması karşıladı. Söylenen adanın karantina altında, limanlara bağlanmanın yasak olduğuydu.. Konvoya refakat eden Osmanlı subayları Padişahın emrini yerine getirmek zorunda olduklarını söyleyip yardımı İrlanda’ya indirmekte kararlı olduklarını söyleyince durum Londra’ya iletildi. Haber bir hafta sonra geldi. Kraliyet Osmanlı Padişahının arzusunu geri çevirmek istemiyordu. Gemiler Dublin’in 70 kilometre uzağındaki Drogheda limanına yanaşabileceklerdi. Ancak kraliçe Viktorya 10 bin altınlık maddi yardıma izin vermemiş bu meblağın beşte birine karşılık olacak şekilde 160 bin pound’luk kısmının dağıtılabileceği talimatını vermişti. 

Gemiler Drogheda Limanı’na demirledi, ambarlar boşaltıldı, yardım Drogheda Belediyesi’ne teslim edildi dağıtıldı.. Droghedalılar o gün mü karar verdiler şehrin armasına ay-yıldız eklemeye sonra mı karar verdiler bilinmez.. Bilinen Drogheda armasına ay-yıldız eklendiği ve bu işaretin yerel spor kulübünün arması dahil pek çok yerde görülmeye başlandığı. 

Son olarak önemli bir not: İrlanda’dan ABD’ye göç eden ailelerin çocukları 1996’da New York Eyalet meclisinden bütün okullarda, İrlanda’daki kıtlığın İngilizlerin sorumlu olduğu soykırım olarak öğretilmesini zorunlu kılan bir kanun çıkarttırdılar. 

Hiç yorum yok: