7 Ocak 2013 Pazartesi

Darbecilerin Terzi Fikri korkusu -Haber: MESUT HASAN BENLİ


12 Eylül davasının görüldüğü mahkemeye sunulan tutanakta Fatsa olayları detayları ile tartışılıyor: "Adamlar cumhuriyet kuruyor."

Darbecilerin Terzi Fikri korkusu














12 Eylül darbesinin hayatta kalan mimarları Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın dosyasına giren ‘Bayrak Harekât Planı’nda askeri rejimin nasıl yerleştirileceği adım adım anlatılıyor. TRT’nin ele geçirilmesi ve yapacağı yayınlar konusunda kapsamlı talimatların yer aldığı planda, MİT’in de Türkiye ’deki bütün özel ve kamu sektörüne ait telsiz haberleşmelerini dinlemesi talimatı veriliyor. Bayrak Planı ile birlikte mahkemeye teslim edilen sıkıyönetim komutanlıklarının tutanaklarında ise Fatsa ile ilgili ilginç bilgiler var. “Adamlar Fatsa’da Cumhuriyet kuruyor” denilen tutanakta, dönemin Fatsa Belediye Başkanı ‘Terzi’ lakaplı Fikri Sönmez de hedef olarak gösteriliyor. 

Darbenin yol haritası sayılan ‘Bayrak Harekât Planı’nın “Sivil İşleri Yürütmede Genelkurmay Başkanlığı’nın Vazife ve Sorumlulukları” direktifinde Milli Güvenlik Konseyi Sekreterliği’nin, hükümet kuruluncaya kadar bütün fonksiyonları yerine getireceği belirtiliyor. Direktifte, sivil işlerin “J” başkanlıkları aracılığıyla yürütüleceğinin altı çiziliyor. “9 J başkanlığının” hangi alanlarda görevli olduğu tek tek sayılıyor. Planda darbecilerin haberleşme konusundaki hassasiyetleri de dikkat çekiyor. Ülkedeki tüm muhabere sistemlerinin gözetim ve emniyet altına alınacağı kaydedilerek, “Daha önce tespit edilen telefon aboneleri santrallarında kesilecektir” deniliyor. 

TRT’ye çok özel ilgi 
Planın “TRT Stüdyo ve Vericileri Muhabere Sistemleri Kontrol Altına Alınması” konulu direktifinde, polis radyosunun ikinci bir emre kadar kontrol altında tutulacağı belirtildikten sonra, TRT’nin nasıl ele geçirileceği şöyle anlatılıyor: “MİT, Muhabere Elektronik İstihbarat Tesislerini de görev kapsamına alarak Türkiye’deki özel ve kamu sektörüne ait tüm telsiz ve haberleşmeleri dinleyerek, emirlere riayet etmeyenleri tespit edilecek.” Planda TRT ele geçirildikten sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın TRT Genel Müdürünü atayacağı da kaydedilerek, “TRT Genel Müdürlüğü’nün bütün teşkilat ve tesislerinin kontrol altına alınmasına ve yapılacak program ve yapıların, askeri harekâtı destekleyecek, kamuoyunu yeni idareye karşı olumlu yönde oluşturacak şekilde yapılması sağlanacaktır. TRT askeri irtibat bürosu, TRT Genel Müdürlüğü’nün kontrol ve idaresi için gerekli talimat, emir ve direktifleri hazırlayacak. Genelkurmay Başkanlığı’nca oluşturulan ‘kamuoyu oluşturma komisyonunun’ tavsiyelerine göre program ve yayınlarının yapılması temin edilecektir” deniliyor. 

‘Fatsa cumhuriyeti’ 
Plan ile birlikte mahkemeye gönderilen sıkıyönetim komutanlığının tutanaklarında ise o dönemin sol hareketleri için bir simge olmuş Fatsa olayları konu ediliyor. Darbe öncesinde Genelkurmay karargâhında, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının katıldığı toplantılarda Fatsa Belediyesi’ne dair değerlendirmeler var. Kimin yaptığı tespit edilmeyen konuşmada Fatsa ile ilgili şöyle deniliyor: “Fatsa’daki olaylar söndürülmezse arkası dağılır. Fatsa’da meydana gelen olay doğrudan doğruya Fatsa cumhuriyetidir. Fatsa’da cumhuriyet kuruyor adamlar. Bir Fikri Sönmez çıkmış, ‘halk komiteleri kuracağını, halk mahkemeleri kuracağını’ ilan ederek belediye başkanı seçilmiştir. 30’a yakın kişi burada öldürülmüştür. Orada ne kaymakam kalmıştır ne savcı kalmıştır ne hakim kalmıştır. Hepsi korkudan o tarafın malı olmuşlardır.” 

Fatsa olayı nedir? 
14 Ekim 1979’daki seçimlerde Devrimci Yol’un adayı ‘Terzi’ lakaplı Fikri Sönmez, başkan seçildi. Sönmez halk komiteleri örgütledi. Halkın katılımıyla “Çamura Son Kampanyası” gibi birçok kampanya yapıldı, işler ortaklaşa yürütüldü. Bu gelişmeler başta Demirel olmak üzere askeri rahatsız etti. 8 Temmuz 1980’de askeri birlikler Fatsa’ya gönderildi. Ve Kenan Evren’in emriyle 11 Temmuz’da operasyon yapıldı. Sönmez gözaltına alındı. İşkence gördü ve cezaevinde yaşamını yitirdi. 

Poliste fitne var 
Genelkurmay karargahındaki bir toplantıda dönemin Başbakanı Süleyman Demirel şunları anlatıyor: “...Türkiye’nin çok iyi yetişmiş polisi olsaydı sıkıyönetime hacet kalmazdı. Polis görevini yapamadığı için silahlı kuvvetlerimize görev düşmüştür. Maalesef polis bölünmüştür. Fitne sokulmuştur ve bu fitneyi de ne kadar zamanda Türkiye temizleyebilir bilmiyorum.

Hiç yorum yok: