24 Ocak 2013 Perşembe

Dağları Anlamak

Altay dağları dünya üzerindeki en ücra yerlerdendir. Ve bu verimsiz topraklarda yaşayan insanlar için avlanmak neredeyse imkansızdır. Tabi eğer yardım edecek kimseniz yoksa. Sailau Jadik ve oğlu Berik Kazaktırlar. Ve bugün gerçek av partnerlerinin peşindeler. Bir kaya kartalı. Kazakçadan çeviri. Bu genç kuşlar neredeyse yuvalarını terketmeye hazırlar. Eğer yaşındaki Berik bir tane yakalarsa babası gibi Kazak bir avcı olma yolunda ilk adımı atmış olacak. İlk büyük adım budur. Kazaklar yıl önce bu dağlara sığındıklarından beri yavru kartalları çalıyorlar. Kartallar insanlardan kat kat daha güçlü gözlere sahiptirler ve kilometre öteden avı farkedebilirler. Eğer Berik bu kartala kendisi için avlanması öğretebilirse bu işi hala yapan birkaç yüz Kazak arasında yer alacak. Berik yeni kartalına Balapan adını verdi. Eğer başarabilirse Balapan onun av partneri olacak. Fakat kartalı eğitmek en az ayını alacak. ay sonra Berik ve tamamen büyümüş Balapan için beraber ilk avlarına gitme zamanı. Yakalanması çok zor olan ve ancak bir kartalın yakalama şansı bulabileceği bir Moğol tilkisinin peşindeler. Ancak Balapanın tilkiyi yakalaması için Berik onu çok yükseğe çıkarmalı. Burada en ufak bir hareketi bile farkedecek bir seyir noktasında olacak. Berik artık Balapan’ın avcılık içgüdülerine güvenmek zorunda. Balapan başaramadı. Berik için bu çok üzücü. Acaba kartalı öldürme içgüdüsüne sahip mi? Geleneklere göre Kazak avcılar kartallarını serbest bırakmadan önce yedi yıl boyunca onlarla bir bütün olurlar. fakat Berik’in süpheleri var. Gün ağardığında baba oğul dağlara geri dönerler. Eğer Balapan bir tilki yakalayamaz ise Berik onu serbest bırakıp eğitmek için başka bir kartal bulabilir. Balapan tamda ona öğretildiği şekilde tilkiyi yakaladı. Şuanda ölümüne bir kavganın içinde. Sailau elinden geldiği kadar çabuk bir şekilde tilkiyi öldürdü. Kazak geleneklerine göre Balapan tilkinin ciğerlerini alacak. Tilkinin kalın derisi kışlık giyecek için kullanılacak. Berik güçlü bir Kazak avcı olarak kendini kanıtladı. Altay dağlarında yaşadıkları sürece Kazaklar kartallara güvendiler. Fakat bütün dağlılar vahşi hayvanlardan yardım almaz.

Jeolojik kabarma Büyük Afrika Rift vadisinin kenarında Etiyopya’nın Simien dağlarını oluşturmuştur. Buradaki sarp kayalıklar yüzyıllardır yeryüzündeki karmaşadan kaçmak isteyen insanlar için doğal bir kale oluşturur. Getabit köyü o kadar dik bir yamaca kurulmuştur ki köy sakinleri sadece dar şeritler halinde uçurumun kenarında ürünleri ürünlerini yetiştirebilirler. Fakat fitlik bir uçurum onları en az endişelendiren şeylerden. Bu sıralar yıllık hasat zamanları gelmek üzere ve tahılları aç gözlü bir düşmanın tehditi altında. Bunlar gelada maymunlarıdır ve çiftçilerin tahıllarını çalmaya bayılırlar. Aslandan daha büyük azı dişlerine sahip olan erkekleri tarafından öncülük edilen ve Sayıları ‘e varan sürüler halinde Getabit köyünün etrafını sararlar. Çok kurnaz hırsızlardır. Çiftçiler ürünlerini maymunlardan korumak için, çoçuklarına güvenirler. Tıpkı yaşındaki Dereje gibi. Bu topraklar milli parkın hemen yanında bulunduğu için geladalar koruma altındadır. Karanlık çöktüğünde galedalar saldırılarına son verirler. Fakat Dereje’nin mahsulleri hasat için olgunlaşmış durumda ve maymunların yarın çok daha saldırgan bir sekilde akın edeceğinin farkında. Bu yüzden iki kızkardeşi ve erkek kardeşi ile tarlalarının hemen yanında çadır kuruyor. Gece sıcaklık aniden derecenin altına düşer. Kalın kürklü galedalar soğuğa çoktan adapte olmuşken insanlar ısınmak için birbirlerine sokulmak zorunda. Gün doğarken galedalar saldırır. İlk hamle Dereje’nin büyük ot yığınlarını hedef almış olan birkaç büyük erkekten geliyor. Onları uzaklaştırmayı başarıyor. Fakat geladalar cok kurnazdır. Gözden ırakta Dereje’nin tarlasının öbür ucunda asıl saldırı için gerçek bir ordu faaliyete geçmek üzere. Bu kadar büyük bir ordu birkaç dakika içinde tarlayı yağmalayabilir. Eğer Dereje acele etmezse ailesine bir kış boyunca yetecek olan yiyecek uçup gidecek. Dereje başardı. Geladaları uzaklaştırdı. Sonunda ürünleri hasat edildi. Dereje Simienlerde yaşıyor çünkü ataları yüzyıllar önce buraya sığınmışlar. Bunun yanı sıra dünyanın bazı yerlerinde insanlar dağlarda yaşarlar çünkü bu atmosferde onları çılgınca içine çeken birşeyler vardır.

Dağlar kıtasal plakların çarpışmasıyla ortaya cıkmıştır. Bu büyük ve ani değisiklik genelde çok zengin maden yataklarının oluşmasına neden olur. Dünya üzerinde hiçbir yer Endonezya’dan daha fazla volkanik dağa ev sahipliği yapmaz. Burada insanlar birçok sanayi dalı açısından hayati önem taşıyan madenler için hayatlarını riske atarlar. Sülfür. Hartomo ve Sulaiman Sülfür madencisidir. Bugün çok az insanın gitmeye cesaret edebileceği bir yere gidiyorlar. Aktif bir volkanın tam kalbine. Bu bir ijen çukuru. Dünya üzerindeki en zehirli yerlerden biri. Tam merkezinde iki buçuk milyon ton asitle dolu bir göl var. Ve dağın derinlikleri son yıl içince madencinin canına kasteden saf toksik gazlarla dolu. Bu adamların solumak zorunda olduğu hidrojen sülfür sağlıklı olanın kat fazlası. Zamanla akciğerlerine ağır hasar veriyor. Yeterli sülfür elde ettiklerinde Hartomo ve Sulaiman onu taşımak zorunda. Çukurun metre yukarısına. Herbiri kendi ağırlıklarından yaklaşık bir buçuk kat fazla olan kiloyu kaldırmak zorunda. Bu iş madenciler için ağır bir yük. Sulaiman ve Hartomo her yükleme için beş dolar alıyor. Madencilerin hayatı her zaman zor olmuştur. Fakat bu zorluğu yaşayan sadece madenciler değildir.

Bazı dağ sakinleri için yiyecek bulmak dahi çok zor bir iş olabilir. Güney Pasifik’te dünyanın en büyük ikinci adası olan Yeni Gine bulunuyor. Burası yerzüyündeki en zengin biyolojik çeşitliliğe sahip dağları olan bir bölge. Bu dağlar bol miktarda su ve koruma altında olan yüzlerce vadi ile hayatla dolup taşıyorlar. Yinede yiyecek özelliklede et için avlanmak şasırtıcı derecede zordur. Marcus, Andrew ve George avcıdırlar. Yangoru Boiken kabilesinden gelirler. Onlar ve aileleri iki haftadır hiç taze et yemedi. Bugün bu sorunu çözmeyi planlıyorlar. Devasah meyve yarasalarını tuzağa düşürmeyi umuyorlar. Fakat dev bir yarasayı yakalamak dev bir tuzak gerektirir. Bu yüzden bu adamlar radikal birşey yapıyorlar. Arazinin şeklini değistiriyorlar. Bu dağ sırtı boyunca, fit genişliğinde bir kapı aralığı oluşturuyorlar. ilerideki meyve ağaçlarına dağın içinden geçen bir kısa yol ve yarasaları tuzağa düşürmek için harika bir yer. Tıpkı bir örümcek gibi devasah boyutta bir ağ örerler. Karalıkta bu fit yüksekliğindeki ağ yarasalar tarafından farkedilemez. Geriye sadece iki şey kaldı. Yarasa alarm sinyalini eklemek ve yarasaların tuzaklarına doğru uçması için dua etmek Yarasa yakalamak sabır gerektirir. Geçmişte, Marcus dağda haftalar geçirdi fakat eve eli boş döndü. Eğer birkaç tane bile yakalamayı başarırsa, emekleri boşa gitmemiş olacak. Bu iyi bir başlangıç, fakat evdeki herkesi doyurmak için bir yarasadan fazlasına ihtiyaçları var. Saatler geçtikçe tuzakları yarasa yakalamaya devam ediyor. Gece boyunca toplam yarasa yakaladılar. İki tanesini pişirdiler ve geri kalanını sakladılar. Yaptıkları vurgun ailelerine iki hafta boyunca gerekli proteini sağlayacak. Derisinden kanatlarına kadar yarasanın her parçası yenilebilir. Andrew, Marcus ve George için dağın her bir noktasını bilmek ailelerini beslemelerine olanak sağlıyor.

Fakat çok daha soğuk iklimlerde dağın herbir noktasını bilmek yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi demektir. İsviçre Alplerine bir yıl içinde metrelerce kar düşebilir. Ve bu milyonlarca kayakçı için, buraya gelmek için harika bir sebep. Fakat aşırı kar yağışı ölümcül bir tehdit oluşturabilir. Çığ. Bir sürat treninden daha hızlı hareket eden büyük bir çığ yolu üzerindeki herşeyi yok eder. Her yıl sadece İsviçre Alplerinde, binlerce çığ meydana gelebilir. Kayak devriyesi Martin Mathys bir çığ gözcüsü. Ve bugünlerde çok büyük bir sorunu var. Memleketi Grindwald’da aşırı kar yağışı var. Şuanda büyük bir çığ riski var. Kötü bir üne sahip olan Kara dağ sırtı boynuzu Grindelwald’ın metre yükseğine ulaşır. Tamamen karla kaplı ve felaketin eli kulağında. Bu yüzden Martin daha fazla kar yağmadan önce kontrollü bir şekilde çığ olşturmak zorunda. Kontrollü bir çığı tetiklemek için bol miktarda dinamite ihtiyacı var. Martin kilogram alıyor bu miktar bir kaç apartmanı havaya uçuracak güçte. Martin kara dağ sırtının zirvesine ulaşıyor ve düzeneğini kuruyor. Ufak bir çığı tetikliyor ve on tonun üzerinde karı başka tarafa kaydırıyor. Fakat bu yeterli değil. Bir kez daha gitmek zorunda. Bu sefer, martin başarıyor. Dağın güvenli bir yer olması için bu çığa ihtiyacı var. Alp dağlarının tepelerinde insanlar modern teknoloji ile çığ tehlikesini kontrol etmeyi öğrendiler. Fakat doğanın güçleriyle başa çıkılamayacak dağlar vardır.


Himalayalar yeryüzündeki en yüksek dağ sırasıdır. Dünyadaki en yüksek yüzlerce dağ buradadır. Ve bu zirveler insan vücudu için bir tehdit oluşturacak kadar yüksek yerlerdir. Buna rağmen milyon insan yaşamaktadır. Nepal’in Doramba bölgesinde yaşayanlar sinsi bir tehditle karşı karşıyalar. Yüksek düzeyde zararlı uv ışını dağ havasının içine nüfus eder ve insanların gözlerini yakabilir. Ve burada Balau köyünde, yaşındaki Teteeni ağır bir bedel ödedi. o malesef kör. Teteeni körlüğünün hayatına mani olmasına izin vermemekte kararlıydı fakat su taşımak gibi basit işler, artık daha uzun zaman alıyor ve onun için tehlikeli olabiliyor. Katarakt hastalığı körlüğe neden oldu, ve lenslerinin sislenmesi yüksek derecede dağ ışığı yüzünden dahada şiddetlendi. Fakat Himalayalarda hayattan soyutlandığı için Teteeni hiçbir tıbbi yardım alamıyor. Neyse ki dualarının karşığını almak üzere, From Kathmandu, Dr Sanduk Ruit Himalayaların uzak köşelerine ulaşabilecek bir göz muayenehanesi yapımına öncülük etti. Bu seyyar klinik yüzlerce insana umut getirdi. Ve bugün, Teteeni onlara katılmak için yola çıktı. Sadece ona özel bir şekilde kendine ulaşım olanağı ayarladı. Bir arkadaşı onu Doramba kliniğine km boyunca taşımayı teklif etti. Dr Ruits’in başarı şansı yüksek olmasına rağmen, Teteeni’nin gözleri kurtalamayacak duruma gelmiş olabilir. Doktor söz vermiyor. Doromba’nın okul binası şuanda geçici bir süre için tiyatro olarak çalışıyor. Teteeni’nin sislenmiş lenslerini çıkarmak Dr. Ruit’in yarım saatini aldı. Onların yerine kendi ürettiği sentetik lensleri yerleştirdi. Batıda bu operasyon ‘e mal olur. Fakat yardımlarla finanse edildiği için Dr.Ruit hastalarından tek bir rupi almıyor. Operasyon sona erdi artık Teteeni sadece beklemek zorunda. Operasyondan saat sonra Teteeni bandajlarının açılmasını ve tekrar görmeyi bekleyen yüzlerce hastanın arasına katıldı. Teteeni için bu çok gerçek bir an. Teteeni yıldır ilk defa görebiliyor. Modern tıp Himalaya dağının eteklerinde yaşayan insanların ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor. Fakat bu dağlarda yükseğe çıktıkça birçok problemle başa çıkmak zorunda kalıyorlar.
Dho Tarap yeryüzündeki en yüksek dağlardan. Budistler burada tamamen soyutlanmış bir şekilde yaşıyorlar. Ve eğer bu yükseklikte birisi ölürse cesetle ilgilenmek gerçekten büyük bir sorun. Geçen gece köyde birisi hayatını kaybetti. yaşındaki Nombe-la öldü ve şimdi ailesi onu Budist cenaze töreni için hazırlıyorlar. Bu cenazeden sorumlu kişi Kutsal Lama Namgyal. Lama Namgyal cenaze işlemlerini hemen halletmeli çünkü ceset yırtıcı hayvanların ilgisini çekebilir ve bu durum hastalık yayabilir. Eğer dünyanın çatısında yaşıyorsanız seçenekleriniz sınırlıdır. Budistler ölülerini toprağa vermezler. Bu yükseklikte hiç ağaç yoktur ve bu yüzden ölülerini yakmak için odun da bulamazlar. Çözüm Budizmin kendisinden bile daha eski kutsal bir gelenek. Gökyüzü defni. Gökyüzü defnini yönetmek için, Lama Namgyal’ın bir uzman yardımına ihtiyacı var. Bharmay Furba mezarcı. Budist olmayan biri olarak en zor işi yapmasına izin verilmiş. Cenaze alayı bir buçuk saat boyunca dağın tepesindeki yıldır gökyüzü defninin gercekleştiği kutsal kayaya doğru ilerliyor. Burası dağların leş yiyen hayvanlarıyla buluşma noktaları. Akbabalar. Bin yıldır, Bu dağlardaki Budistler ölülerinden kurtulmak için kızıl ve sakallı akbabalara güveniyorlar. Bu kuşlar hastalık yaymadan önce ceseti yok ederler. Budistler bunu başka bir canlının yaşamını sürdürmesine yarayan kutsal bir haraket olarak görürler. Onlar için Nombe-la’nın cesedi boş bir kaptan farksız. Çünkü ruhu çoktan bambaşka diyarlara göç etti. Nombe-la’s oğulları babalarına son görevlerini yerine getirdiler. Fakat birazdan meydana gelecek olanları görmek istemediklerinden orayı terk ediyorlar. Akbabaların cesedi kolayca tüketmesi için Bharmay işlerini kolaylaştırmalı. Nombe-la’nın cesedi yok oldu ve artık hastalık yayamaz. Dağlarda yaşamak için onları anlamak zorundasınız.

Hiç yorum yok: