27 Kasım 2012 Salı

Mübarek Mursi! - Hüsnü Mahalli


Enver Sedat'ın İslamcılar  tarafından 6 Ekim 1981'de öldürülmesyle cumhurbaşkanı olan Hüsnü Mübarek 11 Şubat 2011'e kadar hep, mutlak ve her alanda ABD'nin hizmetinde oldu. Karşılığında da her yıl ortalama 3 milyar dolar para aldı.Tabii 30 yıllık psikolojik tatmini bir yana bırakırsak. Böyle bir tatminin karşılığında sonunda kafese konmak vardı. Çünkü kendi yetiştirdiği ve beslediği generallere 'Mübarek'i devirin' diyen Obama isteseydi dostu Mübarek'i Bin Ali olayında olduğu gibi Suudi Arabistan'a gönderebilirdi. Ama yapmadı, çünkü birilerine ders olsun diye kafese koymayı ve Sedat'ı öldüren ideolojiyi iktidara taşımayı planlamıştı.

Hikaye bundan ibarettir.

İşte böyle bir hikayeyle diktatör 'laik' Muhammed Hüsnü Mübarek gitti, yerine Muhammed Mursi getirildi. Yani  bir Muhammed başka bir Muhammed ile değiştirildi ama ülkede hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü dış patron aynı. Yaşayan görecek hem de olağanüstü dinamikler gelişmezse 30 yıl süreyle. Çünkü bu coğrafyada siyasal ömürler ortalama 30 rakamıyla belirleniyor. Tabii Amerikan kölesi kral, emir ve şeyhler bu standardın dışında.
GÖSTERMELİK DAVALAR

Mısır'daki son gelişimlere bu bakış açısıyla bakılırsa hem o ülkede hem de coğrafyadaki diğer tüm süreçlerin başlangıç ve sonları da doğru anlaşılır. Örneğin Mursi'nin iktidara geldiği günden itibaren aldığı kararlar... 17 Haziran'da yapılan ve halkın yüzde 50'sinin katıldığı seçimlerde oyların yüzde 51'ni  alan Mursi Cumhurbaşkanı olur olmaz kendini iktidara getiren generalleri ve istihbarat şeflerini emekliye sevk etti. Peşinden 'demokrasi adına' rol icabı haklarında soruşturma açtırdı.

 Anlayacağınız kahraman olması gerekiyordu. Bu da yetmedi, seçimlerde oyların geri kalan yüzde 25'ini alan Ahmet Şefik'i tutuklamayla tehdit etti. Peşinden devlete bağlı medya organlarının tüm yöneticilerini değiştirdi ve tüm KİT'lerin başına adamlarını atadı. Son olarak başsavcıyı değiştirdi ve kendini korumak için yeni dokunulmazlıklar elde etti. Sırada HSYK var. ABD ise göstermelik bir açıklamanın ötesinde önceden onay verdiği tüm bu adımları destekledi. Çünkü Mursi'nin Mübarek gibi olmasını önceden programlamıştı. Format hiç önemli değil. Biri laik diğer İslamcı. İkisi de ABD, AB ve IMF'nin yardımıyla yaşamını sürdürebilir.
PATRONA DİKLENDİ

Mübarek siyasal ömrünün yaklaştığını fark etmedi ve ona rağmen 'Büyük Patron'a kafa tutmaya kalkıştı. Oysa Başkan Obama sinyal vermişti. 6 Nisan 2009'da ilk Müslüman ülke olarak Türkiye'ye gelen Obama, 4 Haziran'da Kahire'ye gidip 'demokrasi' istemişti. Yol üzerinde Suudi Arabistan'a uğrayan ve 24 ayar nişanını Kral Abdullah'tan alan Obama nedense ona da 'demokrasi yap' diyememişti. Mübarek'in som altını olsaydı belki de bugün kafeste olmayabilirdi! Gerçeğin farkına varan Mursi kendisini iktidara getiren sistemin gereklerini yerine getiriyor. Yoksa normalde hiçbir kadınla tokalaşmayan Mursi Hillary yengeyle iki saat teke tek görüşmezdi. Peşinden yeni büyükelçisini çok duygusal bir mektupla Şimon Peres'e yollamazdı. Bu arada Sina'daki radikal İslamcı grupların tümünü temizledi. Sonra da kuşatma altındaki Gazze ile Mısır arasındaki 120 kadar kaçakçı tünelini Mossad ve CIA işbirliğiyle yıktırdı. Ama esas soru Mursi gibi birinin tüm bu süreci tek başına götürebilme becerisini gösterip gösteremeyeceği. Şimdi herkes 10 milyon Hıristiyan Kıpti'nin de yaşadığı Mısır'daki cumhuriyetçi, sol ve liberallerin Mursi ve İslamcı ekibine karşı ne kadar direnip direnmeyeceğine bakarak hesap yapacak. Bakalım Mursi daha çok kime yaranacak?

Hiç yorum yok: