28 Ekim 2012 Pazar

Türkiye Selçuklu Devleti Tarihinde Bir Dönüm Noktası; II. İzzeddin Keykavus Dönemi - Mehmet Suat BAL


Türkiye Selçuklu Devleti Tarihinde Bir Dönüm Noktası; II. İzzeddin Keykavus Dönemi


Mehmet Suat BAL*


Özet


II. İzzeddin Keykavus dönemi Türkiye Selçuklu Devleti Tarihi için önemli olayların yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde yaşanan olaylar Türk tarihinin seyrinde önemli gelişmelere yol açmıştır. Türkiye Selçuklu Devletinin Moğol baskısı altına girmesi, çocuk yaştaki üç şehzadenin hükümdar olması, devlet adamlarının yönetimde etkisinin artması, Yakın-Doğu da gelişen siyasi olayların merkezinde Türkiye Selçuklu Devletinin yer alması, Devletin ekonomik sıkıntılardan dolayı dış borç alması, ıkta sisteminde bozulmanın başlaması ve Balkanlara Müslüman Oğuzların ilk yerleşimi bu dönemde gerçekleşmiştir. Makalemizde yukarıda saydığımız olayların araştırılıp incelenmesi, Türkiye Selçuklu Devleti ve Türk tarihi açısından önemlerinin vurgulanması ve o dönemin tarihinin farklı açılardan değerlendirilmesi yapılmıştır.

GİRİŞ

II. İzzeddin Keykavus dönemi Türk Tarihi ve Türkiye Selçuklu Devleti Tarihi için önemli olayların yaşandığı bir dönem olmuştur. Moğollar'ın Anadolu'daki hakimiyeti II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde yapılan Kösedağ Savaşı ile başlasa da Anadolu'da Moğollar'ın etkisi II. İzzeddin Keykavus döneminde ağır bir şekilde hissedilmiştir. Bu dönem çok karmaşık, ama bir o kadar da önemli olayların başlangıcı olmuştur.J Biz bu dönem olaylarının daha iyi anlaşılabilmesi için maddeler halinde ele alarak incelerneyi uygun gördük. Maddeler halinde ele alıp incelediğimiz konuların çoğunun Türkiye Selçuklu tarihinde ilk veya tek olması, araştırdığımız dönemin siyası, sosyal ve ekonomik olaylarının ne kadar hızlı bir şekilde değiştiğini ortaya koyar. Bu açıdan incelediğimiz dönem Türkiye Selçuklu tarihi için bir dönüm noktasıdır.

1) Moğolların tahakkümü artmış ve ilk defa Türkiye Selçuklu hükümdarı Moğollar tarafından belirlenmiştir. Melik Rükneddin Kılıç Arslan, Göyük Han'ın tahta çıkma törenine katılmak üzere Moğolistan'a gitmişti. Abü'l-farac'ın anlattığına göre, hanın huzuruna çıkan Türkiye Selçuklu heyetinden Tercüman Bahaeddin Yusuf b. Nuh-i Erzincani'nin Sahip Şemseddin'i hana şikayet ettiği konular şunlardı; "Vezir eşrafı öldürdü. Vefat eden Sultanın karısı ile evlendi ve sizden izin almaksızın yeni bir sultan tayin etmek istedi.,,2 Bu şikayetleri duyan Göyük Han sinirlenerek, izni olmadan seçilen ve yanına gelmeyen II. İzzeddin Keykavus'un tahttan inmesini, yerine kendi yanına gelerek bağlılığını bildiren IV. Rükneddin Kılıç Arslan'ın hükümdar olmasını emretti.3

2) Türkiye Selçuklu tarihinde ilk defa üç hükümdar birden tahta çıkmıştır. II. İzzeddin Keykavus, LV.Rükneddin Kılıç Arslan ve II. Alaeddin Keykubat, emırlerin ortak kararı ile, Konya'da saltanat tahtına beraber oturtuldular.4 Kapılarında beş nevbet çalındı. Üç kardeş adına para basılıp5 hutbe okutuldu, kitabelerde de isimleri beraber yazıldı.6 Böylece Türkiye Selçuklu tarihinde "Üç kardeşin ortak saltanatı" başlamış oldu.(l249)

3) II. İzzeddin Keykavus, Kösedağ savaşı sonrası Moğollara karşı tavır alan ve savaşan ilk ve tek Türkiye Selçuklu hükümdarı olmuştur. Sultan Hanı savaşı Kösedağ savaşı sonrası yapılan ilk savaştı. Bu savaşta IV. Rükneddin Kılıç Arslan Moğollar'ın yanında yer alıyordu. Türkiye Selçuklular ve Moğollar arasında 23 Ramazan 654/14 Ekim 12567 tarihinde meydana gelen bu savaşta her iki taraftan büyük kayıplar verildi. Emir-i Ahur Fahreddin Arslan doğmuş'un taraf değiştirmesi ve diğer emirlerin de sultana küskün oldukları için isteksiz savaşmaları sonucu; Selçuklu ordusu Moğollar karşısında yenilip dağıldı. Bu savaşta II. İzzeddin Keykavus kardeşine karşı saltanat mücadelesi verirken Moğollara karşı da bağımsızlık mücadelesi veriyordu. II. İzzeddin Keykavus'un Anadolu'da Moğollara karşı başlattığı mücadele kendisinden sonra da devam etti.8

4) Hükümdarlar ve Devlet adamları devletin iç sorunlarını Moğollara götürerek çözümü onlardan beklemişlerdir. Bunu yaparken Moğollara yaranmayı ve onların emri ile makam mevki sahibi olmayı planlamışlardır.Bu şekilde büyük devlet memurları Moğollar tarafından atanmaya başlanmıştır. Göyük hanın huzuruna 1249 yılında çıkan Tercüman Bahaeddin Yusuf b. Nuh-i Erzincani, Sahip Şemseddin'i hana şikayet etmişti. 1258 yılında IV. Rükneddin Kılıç Arslan Hülagü'nun huzuruna çıkıp II. İzzeddin Keykavus'u ona şikayet etmişti.9

5) II. İzzeddin Keykavus döneminde ilk defa bir vezir (Şemseddin İsfahani) kendini hükümdar gibi görmüş ve öyle davranmıştır. Sahip Şemseddin, tamamen İranlılardan oluşan bir kadroyla, şahsına bağlı olarak kurduğu güçlü otorite yaklaşık iki yıl devam etmiştir. Bu iki yıl boyunca çocuk yaştaki hükümdar II. İzzeddin Keykavus tamamen göstermelik bir durumdaydı.l10 Sahip, ülkenin hükümdarı gibi hareket ediyordu. Merasimlere katılışı ve halkın içinden geçişi sultanların törenlerinden gösterişliydi. Sahip iyice ileri giderek bazen de saltanat tacını başına takıyordu. O, ülkenin ismi konmayan sultanı olmuştu. Ülkenin her yanına namı yayılmıştı. 11


6) Selçuklu tarihinde ilk defa bir vezir (Şemseddin İsfahani), ölen hükümdarın (II. Gıyaseddin Keyhüsrev) eşi ve baştaki hükümdarın (II.İzzeddin Keykavus) annesi (Berduliye Hatun) ile evlenme cesaretı göstermiştir. Sahip Şemseddin, şahsi otoritesinin önünde duracak güçlü devlet adamlarını birer birer ortadan kaldırmış, devlet içerisinde tek güç haline gelmişti. Sahip Şemseddin otoritesini artırmak ve sultana daha da yakın olmak için sultanın annesi Berduliye Harun ile evlendi.12 Sahip Şemseddin, bu nikahla Selçuklu hanedanına ortak olmayı düşünüyordu.Moğolların desteğini almış, devlet içerisinde tek güç olmuş ve çocuk yaştaki sultan yerine devleti yöneten ihtiraslı bir vezirin, kendini sultan ilan etmesi ancak hanedan ailesi ile yakınlık kurmasıyla mümkün olabilirdi.

7) İznik Rum İmparatorluğu ile yakınlaşma olmuş ve askeri yardım alınmıştır.(l257) II. İzzeddin Keykavus, Moğol komutanı Baycu lle 1256 yılında yaptığı Sultan Hanı savaşını kaybedince ilk başta Ladik'e sonra da hiç zaman kaybetmeden, askerleri, çocukları, hayvanları ve malları ile birlikte İznik İmparatoru Teodoras Laskaris'in ülkesine kaçtı.l3 II. İzzeddin Keykavus, Sardies'te (Sart) bulunan II. Teodoras Laskaris'e sığınmadan önce ona bir elçi göndermiş ve Moğollara karşı kendisini korumasını istemişti. II. Teodoras Laskaris'in olumlu cevabı üzerine, Tripolis'te (Yeniköy)14 bulunan II. İzzeddin Keykavus, Sardies'e, imparatorun yanına kaçmıştı. Çağdaş Bizans tarihçisi Akropolites de Moğollara yenilen II.İzzeddin Keykavus'un, İznik Rum İmparatorundan yardım ve destek istediğini belirtir. Bizans Tarihçisi Bu yardımlaşmanın iki taraf içinde iyi olacağını vurgular. 15

Türkiye Selçuklu Devleti ile İznik Rum İmparatorluğu arasındaki bu yakınlaşmanın sebeplerini şu şekilde izah edebiliriz: İki devletinde zor şartlar içinde bulunması ve yardıma ihtiyaç duyması; İznik Rum İmparatorluğunun İstanbul' daki Latinlerle mücadelesi, Türkiye Selçuklularının da Moğollarla mücadelesi iki komşu devleti mecburi olarak yakınlaşmaya yitmiştir. Ayrıca II. Gıyaseddin KeyhüsreV'İn Kösedağ yenilgisinden sonra Menderes havalisine gidip İznik İmparatoru Ioannes III.Vatatzes ile buluşmuşlar ve mevcut anlaşmaları daha da sağlamlaştırmışlardı.

Yapılan anlaşma ile İznik Rum Hükümdarı II.Gıyaseddin Keyhüsrev'in tabileri arasında bulunuyor, ihtiyaç halinde SelçukluIara 400 mızraklı süvari ile 1200 asker göndermeyi vaat ediyordu.Böylece Moğol tehdidine karşı II. Gıyaseddin Keyhüsrev batı sınırından destek buluyor, İznik Rum İmparatoru da olabilecek bir Moğol saldırısına ve Latin tehdidine karşı doğu sınırını güvence altına almış oluyordu. Bu anlaşma ve yakınlaşma daha sonraki yıllarda II. İzzeddin Keykavus'un İznik Rum İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu ile yakın ilişki kurmasına zemin hazırlamıştır. 16

8) İlk defa Türkiye Selçuklu hükümdarları II. İzzeddin Keykavus ve IV.Rükneddin Kılıç Arslan Moğol hanlarının huzuruna varıp onlara karşı tam ve koşulsuz bir itaat içerisinde olduklarını bildirmişlerdir.(1258) İki sultan,Hülagü'nun emri doğrultusunda ülke topraklarını aralarında paylaşarak anlaşmaya varmışlardı. Bu anlaşmaya razı olmalarına rağmen iki kardeş de tek başlarına iktidar olma arzusu taşıyorlardı. Hülagü'nün çağrısı üzerine yola çıkan sultanların asıl amacı; ülkeyi birleştirip, etraftarındaki çıkarcı devlet adamlarının da tahriki ile yönetime tek başlarına sahip olmaktı.Sultanlar, birbiri peşine Hülagü'nun yanına gitmek için yola çıktılar.17 Moğolların kendisine çok kızgın olduklarını bilen Sultan II. İzzeddin Keykavus, etrafındaki diğer büyük devlet adamları, büyük bir hazine ve hediye kervanı ile yola çıkmıştı.18 Sultan, bu hediyelerle kendini affettirmeyi düşünüyordu.

Hülagü Han'ın, huzuruna ilk defa H. 6 Şaban 656/ M. 6 Ağustos 1258(19) tarihinde gelen Sultan İzzeddin'e20 büyük ilgi gösterdiğini, ona şahlara layık ikram ve iltifatlarda bulunduğunu yerli kaynaklarımız İbn-i Bibi ve Aksarayi2l yazar. Bu büyük ilginin sebebi Moğolların ısrarlı çağrılarına
rağmen kaçamak yollarla onları atlatan, Anadolu'daki Moğol askerleri ile savaşan ve Türkmenlerin Moğollara karşı verdiği savaşa öncülük eden, bir türlü dize gelmeyen bir sultanın bizzat huzura gelmesi idi. Hülagu, Mengü Kaan'ın payza ve yarlığını da Sultan İzzeddin'e vererek onu, büyük Kaan adına da bağışlandığını göstermiştir. Bu yarlığı aynı zamanda Sultan İzzeddin'in tek başına hükümdar olduğu anlamına da geliyordu.22

Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan da Tuğracı Sahip ve Muineddin Pervane ile 10 Ağustos 1258 Çarşamba günü23 Hülagu'nun huzuruna geldi.Hülagu, Sultan ıV. Rükneddin'e de büyük iltifatlarda bulundu. Her fırsatta Moğollara sadakatini arz eden ve Moğolların desteği ile iktidarı paylaşan sultanın, Moğollar yanında değeri tabii olarak büyüktü. Moğol Sarayı bu ziyaret için süslenmiş, padişah yakınları tören kıyafetlerini giymişlerdi.Türkiye Selçuklu Sultanları Hülagu'nun Bağdat'ı alışından kısa bir süre sonra huzura geldiklerinden dolayı yapılan yağmanın izleri hala görülüyordu. Moğollar Bağdat ve Hicaz bölgesinin yağmalardan aldıkları kumaşlar ve değerli eşyalarla her tarafı hatta atları bile süslemişlerdi.24

9) Ülke toprakları ilk defa Moğollarca ikiye ayrılmıştır. (Kızılırmak sınır olmak üzere) Doğuda IV. Rükneddin Kılıç Arslan, batıda II. İzzeddin Keykavus hükümdar olmuştur.(1258)

Türkiye Selçuklu Devletinin iki parçaya ayrılması karışık bir konudur.Bu açıdan bölünmenin aşamalarını ayrıntılı şekilde ele aldık.II. İzzeddin Keykavus Moğolların müdahalesinden sürekli rahatsız olmuştur. II. İzzeddin Keykavus kardeşine ülkeyi ikiye bölme teklifi göndermişti. Ancak olumlu bir cevap alamamıştı. Baycu Noyan'ın 1256 yılındaki seferinden sonra ülkesini terk edip İznik İmparatoru'na sığınmak zorunda kalan II. İzzeddin Keykavus, meydana gelen hadiseleri Hülagu'ya şikayet etti. Baycu Noyan'ın ve IV. Rükneddin'in kendisini saltanatından ve atalarının mirasından mahrum etmeye uğraştıklarını söyledi. Bunu duyan Hülagu II. İzzeddin Keykavus'a bir yarlığ göndererek memleketin iki kardeş arasında taksim edileceğini bildirdi.25

Moğolların ısrarlı çağrıları üzerine Sultan II. İzzeddin Keykavus'un kendi yerine Mengü Han'ın huzuruna gönderdiği II. Alaeddin Keykubad, yolculuk sırasında şüpheli bir şekilde öldürüldü. II. Alaeddin Keykubad'ın ölmesine rağmen elçilik heyeti yoluna devam edip önce Batu Han'a uğrayıp ardında da Mengü Kaan'ın huzuruna çıktı.

Yolda Torumtay'ın sultan için aldığı cariye de Torumtay ve arkadaşlarının suçlu olduğunu söylese bile Mengü Han yine Torumtay tarafını tuttu. Şemseddin Tuğrai ve arkadaşlarını suçlu buldu.26 Mengü Kaan,II. İzzeddin Keykavus'a onun Türkiye Selçuklu hükümdarı olduğunu gösteren nakışlı, altın bir payza verdi. Moğolların Selçuklulara zarar vermemesi için bölgedeki beylere haber gönderdi. II. İzzeddin Keykavus taraftarı olan Şemseddin Torumtay ve arkadaşlarına da hil'at giydirdi. Elçiler mutlu bir şekilde ayrılmaya hazırlanırken Anadolu'dan II. İzzeddin Keykavus'un Baycu Noyan'la savaştığı haberi geldi. Bu habere çok sinirlenen Mengü Kaan II. İzzeddin Keykavus'u azletmeyi düşündü. II.İzzeddin Keykavus'un Anadolu'daki gücünden olsa gerek, bunu yapmadı.Çünkü;' Moğollar Anadolu'da problem çıkmasını istemiyorlardı. Şemseddin Tuğrai'nin, Mengü Kaan'a sunduğu teklif doğrultusunda ülke iki parçaya ayrıldı. Moğol denetiminden uzak bir bölge olan Kızılırmak nehrinin batı kısmı II. İzzeddin Keykavus' a verilirken, Moğollara yakın olan Kızılırmak nehrinin doğu kısmı, IV. Rükneddin Kılıç Arslan'a verildi.27

Şemseddin Tuğrai ve Şemseddin Torumtay Anadolu'ya geldiklerinde iki sultan arasında savaşın devam ettiğini gördüler.28 Şemseddin Tuğrai Anadolu'ya geldiğinde29 Tokat'ın nahiyelerinden Kab'da Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan ve Alıncak Noyan'la görüştü. Sultan IV. Rükneddin,Şemseddin Tuğrai'ye izzet ve ikramda bulunduktan sonra Kırşehir ıktasına ek olarak Eyüphisar bölgesini de ona verdi. Sultan II. İzzeddin Keykavus Konya'dan Aksaray'a geldi ve bunu haber vermek için Taceddin Pervane'yi, Alıncak ve Kadagan'ın yanına gönderdi. Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan da cevabını Melikü'l-Ümera Şemseddin Torumtay aracılığıyla gönderdi. Bu şekilde gidip gelen elçiler aracılığı ile Mengü Kaan'ın Anadolu'yu ikiye bölme fikri her iki tarafça dakabul edildi. Anlaşmaya göre Kızılırmağ'ın (Sivas suyu) batısında kalan topraklar II. İzzeddin Keykavus'a, doğusunda kalan topraklar da IV. Rükneddin Kılıç Arslan'a bırakılıyordu. İbn-i Blbi bu anlaşmayı kendisinin kaleme aldığını söyler.30 İki kardeş arasında barış olunca tekrardan Anadolu'da kısa da olsa huzur dönemi başladı.

II. İzzeddin Keykavus, IV. Rükneddin Kılıç Arslan'dan önce Moğol hanının huzuruna varıp ona karşı tam ve koşulsuz bir itaat içerisinde olduklarını bildirmişlerdir.(l258) Sultan IV. Rükneddin, abisi Sultan II.İzzeddin Keykavus'un kendisinden önce Hülagu'nun huzuruna gelmesinden ve ona Mengü Kaan'dan gelen yarlığ ve payzanın verilmesinden son derece rahatsızdı. Bu durumda hükümdarlığı tek başına alamayacağını anlayınca Hülagft'nun bir önceki emrinde olduğu gibi ülkeyi ikiye bölerek yarısına hakim olmak için uğraşmaya başladı. Pervane Muineddin Süleyman'ın, ülke yönetimini ikiye bölmek ve Sultan IV. Rükneddin'in ülkenin yarısının yönetimine atanmasını sağlayabilmek için Hülagft'yu ikna etti. Moğollara yakınlığı ile tanınan ve sonraki dönemlerin en önemli devlet adamı olan Pervane Muineddin Süleyman'ın yüksek ikna kabiliyeti burada bir kez daha kendini gösterir. Pervane kendi isteklerini öyle farklı açılardan anlatmıştır ki Hülagft iki kardeş saltanatını kendi açısından uygun bulmuş ve teklifi hemen kabul etmiştir.31 Hülagu Han daha önce Mengü Kaan'ın yaptığı taksime uyarak ülkeyi iki kardeş arasında paylaştırdı. Sultan II. İzzeddin Keykavus, Kayseri hududundan Antalya sahiline kadar olan yerlere hakim olacak ve Konya'yı başkent yapacaktı. Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan Sivas'tan Sinop ve Samsun sahiline kadar olan, kaynakların "Danişmendiye Vilayeti"diye adlandırdıkları topraklara hakim olacak ve başkenti Tokat olacaktı.32 (H. 656/ M. 1258) Ülke farklı tarihlerde kağıt üzerinde ikiye ayrılmışsa da esas ayrılma, Reşidüddin'e dayanarak verdiğimiz, kardeşlerin Hülagu'nun huzuruna çıktıkları tarihte olmuştur. Kardeşlerin devleti iki ayrı bölgeden bilfiil yönetmeye başlamaları ise Hülagu'nun Suriye seferi sonrasında yaklaşık 1260 yıllarında gerçekleşmiştir.

10) II. İzzeddin Keykavus başkent Konya'nın yanı sıra Kubadabad sarayında ve Antalya'da yaşamıştır.(1260) Sultan II. İzzeddin Keykavus Moğollarla yaptığı anlaşmaya güvenip kendini garanti altında hissedince,tekrar eski eğlence hayatına dönmüştür. Devletin içine düştüğü borç batağı ve Moğoııara ödenmesi gereken vergileri unutmuş, çevresindeki hoyrat grupla günü gün etme yoluna gitmiştir. Sultanın o sırada beylerbeyi olmuş olan dayısı Kondistabl Rumi'in etkisi altında kalmıştı. Sultan II. İzzeddin Keykavus üzerinde Konya'da, devlet adamlarının ve halkın baskısı olduğundan dolayı Kondistabl ve etrafındaki hoyrat insanlar daha rahat hareket etmek için, onu Antalya ile Konya arasında Beyşehir gölü yakınlarında bulunan Kubadabad sarayına33 gitmeye ikna etmişlerdi. Sultan hükümdarlığının son dönemlerini burada geçirmiştir.

11) II. İzzeddin Keykavus, IV. Rükneddin Kılıç Arslan ve Alıncak Noyan komutasındaki büyük orduya hazırlıksız yakalanmış ve çareyi kendisini güvende tutacağı Antalya'ya kaçmakta bulmuştur. Moğollarla artık hiçbir şekilde anlaşamayacağını anlayan sultan, çaresiz kalmıştır. Mısır Memlükleri hükümdarı Sultan Baybars, II. İzzeddin Keykavus'un, kardeşi IV. Rükneddin Kılıç Arslan ve onun destekçisi Moğollar tarafından sıkıştırıldığını, başkenti Konya'yı bırakarak Antalya'ya kaçtığını ve çaresiz durumda olduğunu haber almıştır. Sultan Baybars, bu haber üzerine, Sultan II. İzzeddin Keykavus'un yanına, Emir Saif al-Din al Kurzi ve Kadı Asil al-Din Kavaca İmam adlı iki elçi göndermiştir. Elçiler Sultan Baybars'ın, II.İzzeddin Keykavus'u Mısır'a kendi yanına davet ettiğini, sonrasında ülkesini geri alma ve tekrar hükümdar olma konusunda ona elinden gelen her türlü yardımı yapacağını, bildirmişlerdir. II. İzzeddin Keykavus, bu samimi davete rağmen Mısır'a gitmemiş, kendini davet ettirdiği Bizans'a gitmiş ve bu yanlış davranışının cezasını fazlasıyla görmüştür.34

12) Moğol baskısından korkan Bizans 1262'de destek olduğu ve koruması altına aldığı II. İzzeddin Keykavus'u hapsetmiş ve yanındakilere de işkence etmiştir. Böylece Bizans Devleti Moğol tehdidinden dolayı II.İzzeddin Keykı1vus'a karşı düşmanca tavır almıştır. Moğol baskısı ile İmparator Mihael Paleologos, daha önce kendine yardım eden eski dostu, sultan II. İzzeddin Keykavus'a düşman oldu. II. İzzeddin Keykavus, annesi, oğulları Gıyaseddin Melik Mesud ve Rükneddin Keyumers ile birlikte Enez (Ainosi5 kalesine hapsedildiCH. 662/ M. 1263-1264).36 Yerli kaynaklarımız İbn-i Blbi, Aksarayi ve Memlük kaynakları, sultanın esir edilmesinin ve yanındakilerin de işkence görmesinin sebebini şu şekilde aktarır: II. İzzeddin Keykavus, Ali Bahadır37 ve Kir Kedid, şarap içerlerken kendilerinden geçerler ve imparatoru saf dışı bırakıp II. İzzeddin Keykavus'u hükümdar yapma planları kurarlar. Bu planı duyan imparator da II. İzzeddin Keykavus ve yanındakileri tutuklar. 38 II. İzzeddin Keykavus, misafir olduğu Hıristiyan bir ülkede imparatoru devirip yerine geçme planı yapacak kadar muhakemesiz ve dengesiz değildi. Yerli kaynaklarımızın yazarları Moğol tesirinde kaldıklarından dolayı gerçek nedeni yazmaktan çekinmişler veya onlara bu şekilde duyurulmuş olmalıdır.39

Pachymeres, II. İzzeddin Keykavus ve yanındakilerin tutuklanmasından sonraki olaylar hakkında bilgi vermez ve Enez kalesine gönderildiklerini  yazmakla yetinir.40 II. İzzeddin Keykavus'un adamlarına çok kötü muamele yapılmış, Emiri Ahur Uğurlu'nun gözüne mil çekilmiş,41 Ali Bahadır ve bir çok Müslüman öldürülmüştü. Dininden dönüp Hıristiyan olanları bağışlamışlardı. Dininden dönmeyenıerin bir kısmını da ölünceye kadar zindana atmışlardı.42

13) II. İzzeddin Keykavus ile birlikte Balkanlara geçen Türkmen toplulukları Balkanlarda Türk İslam kültürünün ilk temsilcileri olmuşlardır.(H. 662 / M. 1263-1264) II. İzzeddin Keykavus ile Dobruca'ya göç eden Türkler o bölgeye daha önce gelmiş olan Türklerle birleşerek, önderleri ola"Keykavus" isminden dolayı Gagauz ismini almışlardır. Gagauzlar daha sonra Hıristiyanlaşmışlardır. Ancak II. İzzeddin Keykavus'un ardından San Saltuk ile göçen Türklerin bir kısmı inançlarını korumuşlar ve Balkanlara da yaymışlardır. Sarı Saltuk, Balkanlara Babailerin inançlarını taşımış ve bu gün Balkanlar'daki Alevi, Bektaşi topluluklarının temelini atmıştır.43

14) Sultan Baybars ile II. İzzeddin Keykavus (II. İzzeddin Keykavus Antalya'da iken) karşılıklı mektuplarla Hülagu'ya karşı ittifak kurmuşlardı. Bu mektuplaşma II. İzzeddin Keykavus İstanbul'a kaçtıktan sonra da devam etti. Memlük hükümdarı Sultan Baybars ile yeni Müslüman olan Altın Orda hükümdarı Berke Han da, Hülagu'ya karşı ittifak kurmuşlardı. (H.662 /M.l263) 44  Böylece Altın Orda, Memlükler ve II. İzzeddin Keykavus müttefik olmuşlardı. Kuzeye ve güneye hakim olan bu iki hükümdar, Anadolu yarımadasından da destek almak için, Bizans'ta bulunan II. İzzeddin Keykavus'u tekrar Türkiye Selçuklu Hükümdarı olması yolunda destekliyorIardı. Anadolu'nun mevcut hükümdarı IV. Rükneddin, ittifakın düşmanı olan Hülagu'ya tam bir teslimiyet içindeydi. Bizans ve İlhanlılara karşı bu yeni siyasi oluşumlar içerisinde, II. İzzeddin Keykavus çok ters bir şekilde düşman cephesinde kalmıştı. Altın Orda Devleti hükümdarı Berke Han 20.000 kişilik bir kuvveti Bizans'ın üstüne salmış ve II. İzzeddin Keykavus'u Bizans'ın elinden kurtarmıştır. (1264)

15.) II. İzzeddin Keykavus, Anadolu'dan İstanbul'a kaçtıktan sonra ülkesine geri dönüp tekrar Türkiye Selçuklu sultanı olmak için elinden gelen bütün çabayı sarf etmişti. Komşu ülkelerdeki siyasi dengelerin hızlıca değişmesi II. İzzeddin Keykavus'un planlarını bozmuştu. Bütün çalışmalarına rağmen Türkiye Selçuklu tahtını tekrar elde edememiştir. Ülkesinden uzak garip bir sultan olarak 18 yıllık45 gurbet hayatından sonra H. 677/ M. 1278-79 yılında Kefe'de ölmüştür.46

16) II. İzzeddin Keykavus'un Bizans'ta kalan oğulları Müslüman olarak yaşadı ise de torunları Hıristiyan olmuş, böylece Selçuklu hanedanının bir kolu ilk defa Hıristiyanlığı kabul etmiştir. II. İzzeddin Keykavus'un Karaferia'da kalan oğlu ve torunu Müslüman olarak yaşamış ve aynı yerde ölmüşlerdir. Onların çocukları Selanik'e taşındıktan sonra Bizans imparatorunun emri ile vaftiz edilmiş, Hıristiyan yapılmışlardır.47 II.İzzeddin Keykavus'un Bizans'ta kalan torunları "Sultan Paleologi" olarak adlandırılmıştır. Sultan Paleologi ailesi 14. yy.da Yunanistan'ın Vardar nehrinin batı kesiminde Veria bölgesine yerleştirilmişlerdir. Veria bölgesi halkı bunları sultanın oğulları olarak tanımışlar ve öyle davranmışlardır.48 II.İzzeddin Keykavus' un torunları olan Georgios Lizikos ve Michail Lizikos Bizans'ta önemli komutanlıklara gelmiştir. Diğer torunları da toprak sahibi asiller olarak yaşamışlardır.

17) II. İzzeddin Keykavus' dan sonra gelen yeni yönetim kontrolü altında tuttuğu, kendisine yakın gördüğü Mevlana'yı desteklemeye başlamıştı.49 Türkmen ve Ahi zümrelerinin Mevlana Celaleddin Rumi'ye bağlanma mecburiyeti getirdiler. Bu mecburiyetin sebebini Mikail Bayram şöyle açıklar: "O zamana kadar Anadolu'da Abbasi Halifesine bağlı "Şeyhü'ş-Şüyühi'r-Rum" bulunuyordu. Anadolu'da son "Şeyhü'ş-Şüyühi'r-Rum" Evhadü'd-din-i Kirmani'nin halifesi Şeyh Zeynü'd-din Sadaka idi. bu zat H. 660/ M. 1262 da Moğollar tarafından öldürüldü. Onun yerine Mevlana'yı "Şeyh-i Rum" (Anadolu'nun Şeyhi) tayin ettiler ve Mevlana'ya intisap mecburiyeti koydular. Mevlana'ya "Rumi" denmesi bundan sonradIf." Kendi otoriteleri açısından tehlikeli gördükleri herkesi öldürdükleri gibi Şeyh Zeynü'd-din Sadaka'yı da öldürmüşlerdi. Moğollar Abbasi Halifeliğini de ortadan kaldırdıkları için Anadolu halkı dini bakımdan herhangi bir yere bağlı değildi. Bu boşluğu kendi faydalarına  kullanmak isteyen Moğollar büyük bir zat olan Mevlana'yı lider seçmişlerdı..50

18) Devlet adamlan arasındaki mücadeleler sırasında eşkıya takımının kullanılması halkın devlete karşı olan güvenini sarsmış ve devlet otoritesinİn ciddiyetini bozmuştur. Eşkıya takımının devlet tarafından kullanılması olayı şu şekilde gerçekleşmişti; Emır-i Dad Nusret ile Pervane Ebü Bekir, Sahip Şemseddin'in de desteğini alarak Beylerbeyi Şemseddin Hasoğuz'a ve Camedar Emir Esededdin Ruzbe 'ye tuzak kurma hazırlıklarına başladılar.Akşehir ve Ilgın taraflarındaki azılı haydutlann elebaşılarını ıktalar,hediyeler ve paralar vaadederek davet ettiler. Haydutlan Sahip'in sarayının etrafındaki köle evlerine yerleştirdiler.51 Emir-i DM Nusret, Sahip'in hasta olduğunu ve onu ziyaret etmeleri gerektiğini söyleyerek emirleri Sahip'in sarayına çağırdı. Ardından plana uyularak Hasoğuz52 ve Ruzbe, öldürülüp ibret olması için saray kapısına asıldılar.53 O gün ikindi vaktine kadar haydutlar, emirlerin evlerini basarak mallarını yağma ettiler, yakınları ve adamları esir edilip bir kısmını öldürdüler.54

19) II. İzzeddin Keykavus ve IV. Rükneddin Kılıç Arslan arasında geçen taht mücadelesi sırasında yandaş kazanmak ve yanındakilerin itaatini güçlendirmek maksadıyla devletin toprakları büyük komutanlara ve devlet adamlarına ıkta edilmiştir. Böylece ülke topraklarındaki ıktalar küçük veya büyük parçalar halinde şahısların kontrolü altına giriyordu. Taht mücadeleleri sırasında Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan, Şemseddin Tuğrai'ye Kırşehir ıktasına ek olarak Eyüphisar bölgesini de verdi.(1258) IV. Rükneddin Kılıç Arslan Erzincan ve köylerini de yanında bulunanlara ıkta ediyordu. Ayrıca IV. Rükneddin Kılıç Arslan, II. İzzeddin Keykavus'un elinde bulunan toprakları aldığında oradaki ıktaları da yanındakilere dağıtacağını vaat ediyordu. Yapılan bu vaatler ıV. Rükneddin Kılıç Arslan hükümdar olunca yerine getirildi. "IV. Rükneddin Kılıç Arslan Anadolu topraklarının çoğunu sıradan ve seçkin kişilerin mülkü yaptı." diyen İbn-i Bibi, bu hareketi sultanın cimrilikten uzak ve cömert bir insan olması sebebiyle yaptığını açıklar. Bu açıklama İbn-i Bibl'nin, hanedanın her yaptığı işi yüceltme yönündeki yorumlarından biridir. 55 II. İzzeddin Keykavus da aynı şekilde elinde bulunan toprakları etrafında bulunan destekçilerine dağıtıyordu.56 Bu yanlış uygulama toprak sisteminin bozulmasının nedenlerinden biridir.

20) Türkiye Selçuklu Devleti ilk defa dış borç almıştır. Hülagu, huzuruna gelen II. İzzeddin Keykavus ve ıv. Rükneddin Kılıç Arslan'a Tebriz'e gitmelerini, Suriye ve Mısır'ın fethi için hazırlık yapmalarını buyurdu. Bir süre soma Tebriz'e giden sultanlar, Suriye'nin alınması için araç gereç hazırlıklarına başladılar. İç savaşlar ve Moğollara karşı yapılan mücadeleler sonucu hazinelerini harcamış olan sultanlar bu hazırlıklar için Moğol hazinesinden 400 baliş57 borç almak zorunda kalmışlardır.58 Sahip Şemseddin Mahmud da II. İzzeddin Keykavus ve LV. Rükneddin'in yaptığı
gibi Moğol hazinesinden büyük miktarda borç almıştır.59 Moğol hazinesinden alınan borçların geri ödenememesi Anadolu üstündeki vergi yükünün artmasına sebep olmuştur. Ağır vergiler altında kalan halkın devlete karşı memnuniyetsizliği artmıştır

Sonuç; Türkiye Selçuklu Devleti'nin güçlü devlet teşkilatı ve ekonomik yapısı bütün bu olumsuzluklara rağmen ülke düzeninin tamamen kaybolmasına engelolmuştur. Bu dönemde yaşanan karışıklıkların ve ekonomik düzensizliğin zararları sonraki dönemlerde daha ağır hissedilmiştir. Bu açıdan II. İzzeddin Keykavus dönemine Türkiye Selçuklu Devleti tarihinin duraklama dönemİ dememiz doğru olur. II. İzzeddin Keykavus Moğollara karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesi ile Anadolu'da Türkmen beyliklerine örnek olmuştur. II. İzzeddin Keykavus öncülüğünde Balkanlara göçen Müslüman Türkler de Balkanlarda Türk İslam varlığının
öncüsü olmuşlardır.

Dipnotlar
• Dr., Sütçü İmam Lisesi, Kahramanmaraş, suatbal@hotmail
1 Bkz. Mehmet Suat BAL, II. İzzeddin Keykavus Dönemi (1246-1262), Yayınlanmamış Doktora Tezi, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara 2004, s.250-254.
2 ABU'L-FARAC, Bar Hebraeus Gregory, Abu'l-Farac Tarihi, c.II Süryaniceden İngilizceye Trk. tre. Emest A. Wallis Budge, Trk. tre. Ömer Rıza Doğrul, Ankara 1987, c.II,S.548.
3 Abu'l-Farac Tarihi, c.II, s.548; el-CWEYNİ Alaeddin Ata Melik, Tarih-i cihan güşa,Trk. tre. Mürsel Öztürk, Ankara 1998,5.233; cüzcANİ, M. Tabakat-ı N:1sırf, İng. tre. H. G.RAVERTY, Londra 1881, c.l, s.1154; İbn-i Bib!, el-Evamir el-Alaiyye fı'l-ümı1r el-Alaiyye(Selçukname), Tıpkı basım, Adnan Sadık ERZİ, Ankara 1956, Trk. tre. Mürsel Öztürk,Ankara 1996; s.584-585/ Trk. tre. c.lI, s.1l7 -118; İlhan ERDEM, Türkiye Selçukluları İlhanlı İlişkileri (1258-1308), A.Ü.D.T.C.F., Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1995,s.108.
4 AKSARAYİ, Kerimüddin Mahmud, Müsameret el-ahbar ve müsayeret el-ahyar, Haz. O.TURAN, Ankara 1944; Türkçe tre. Mürsel ÖZTÜRK, Ankara 2000, s.37/ Trk. tre. s.28.Aksaray! haricindeki kaynaklar bu törenden açık olarak bahsetmez ama üç kardeşin beraber hüküm sürdüğünü anlatırlar. Kapıda beş nevbet çalınması, para bastırılıp hutbe okutulması hükümdarlığın en önemli alametleridir. Bkz. İ. Hakkı UZUNÇARŞILI, Osmanlı Devlet Teşkilatına Medhal, Ankara 1988, s.62-75.
5 Üç kardeş adına sikke basılmaya H.647 / M.1249 yılında başlanmış ve H.657 / M.1259 yılına kadar devam edilmiştir. H.647 yılında basılan sikkeye dayanarak, Üç kardeşin ortak saltanatının bu yılda başladığını söyleyebiliriz. Ancak üç kardeş adına H.657 yılında basılan sikkeden, ortak saltanatın bu yıla kadar devam ettiğini söyleyemeyiz. Zira kardeşler arasındaki mücadele, ayrı para basmaya vakit ayıramayacak kadar şiddetli idi. İbrahim ARTUK, "II. Keyhüsrev'in Üç Oğlu Adına Kesilen Sikkeler", Malazgirt Armağanından Ayrı Basım, TTK Ankara 1972, s.269-286. Üç sultan adına basılan paralar ve yazılan kitabeler de isimler büyükten küçüğe doğru sırasıyla yazılmış olup açık bir şekilde okunmaktadır. H. 647 tarihli ilk sikkelerin biri Konya'da diğeri Sivas'ta basılmıştır. Paralar için bkz. H. ERKİLETLİOGLU, O. GüLER, Türkiye Selçuklu Sultanları Ve Sikkeleri, Kayseri 1996, no:365,366-398; Sivas'ta basılan 647 tarihli ilk sikke için ayrıca bkz. İbrahim ARTUK, Cevriye ARTUK, İslamİ Sikkeler Katalogu, c.i, İstanbul 1971, no: 1135;İSMAİL GALİP, Takvım-i Meskı1kat-1 Selçukiyye, İstanbul 1309, no:97; Üçlü saltanat dönemine ait sikkeler Azerbaycan'a kadar gitmiştir. Azerbaycan'da bulunan bu sikkeler ve iki ülke arasındaki ilişkiler için bkz. Z. Musa BUNİYATOV, "12.-13. Yüzyıllarda Azerbaycan'la Küçük Asya Arasında Karşılıklı ilişkilerin Öğrenilmesinde Kafkasya'da Bulunan Anadolu Selçukluları Sikkelerinin Bir Kaynak Olarak Önemi" X. TTKon. c.lIl, Ankara 1991, s.lOOl-1012.
7 İbn-i Bib!, a.g.e., S.623/ Trk. tre. c.Il, s.148. Bu tarihi İbn-i Bib! verir. Bu, onun kaydettiği ender tarihlerden biridir. Anonim Selçukname de 24 Ramazan 654 tarihi vererek bir gün farklı da olsa bu tarihin doğru olduğunu ispat eder. ANONİM, Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi (Selçukname), Trk. tre. Feridun Nafiz UZLUK, Ankara 1952, s.35/ Trk. tre. s.54; Aksaray! (656) ve Baybars (655) yanlış tarih vermişlerdir. Aksaray!, a.g.e., s.39/ Trk. tre.s.31; BAYBARS EL-MANSÜRİ el-Devadar, Zübdet el-fikre ii tarih el-Hicre, H.725/M.1325, Yay. D. S. Richards, Beyrut M.1998/H.1419, S.31.
8 Moğollara karşı Anadolu'nun bağımsızlık mücadelesini Türkmen beylikleri sürdürmüştür.
9 bkz. i. Madde ve dipnotları
10 Osmanlı devletinde Sokullu ve Köprulüler gibi vezirlerin devlet içerisinde güçlenip hükümdarı geride bırakacak icraat1ar yapmaları, dönemlerinin kendi isimleri ile anılmasına sebep olmuştur. Türkiye Selçukluları'nda da aynı şekilde yaşanan, Sadeddin Köpek, Şemseddin İsfahani, Celaleddin Karatay ve Pervane Muineddin Süleyman dönemleri bulunmaktadır. Ancak Selçuklu tarihinde Pervane Muineddin Süleyman hariç tutulacak olursa vezirlere dayalı bir dönem tasnifi yapılmamıştır.
11 İbn-i Bibi, a.g.e., S.569/ Trk. tre. c.II, s. ıo3; O. Turan, bu durumu ifade ederken; Sahip Şemseddin'İn tam bir istiklal ile saltanat hayatı sürdüğünü söyler. O. TURAN, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1983, s.463; İ. Erdem, Sahip Şemseddin'in bu yolla ileride Selçuklu tahtını ele geçirebileceğini söyler. İ. ERDEM, a.g.t., s. ıo8
12 İbn-i Blbi, a.g.e., S.565/ Trk. tre. c.II, s.lOO; O. TURAN, Türkiye, s.463.
13 İbn-i Bibi, a.g.e., S.625/ Trk. tre. c.II, s. 150.
14 Tripolis: Denizli ili Buldan ilçesine bağlı köy. YeniköyNenice. V. SEvİN, Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası I, Ankara 2001, s.268. H. 28.
15 G. AKROPOLITES, Khroniki Singrafı, Georgii Acropolitae, Opera, vol. I, ed.Heisenberg, Leipzig 1903, p.68, I, 21, p.69, I, 19-15, p.70, I, ll; İzzeddin Antalya'dan kaçınca Tripolis şehrine gelmiştir. Pappadopoulos'a göre İmparator II. Teodoras, II. İzzeddin Keykavus'un kendisine sığınmasından çok memnun olmuş ve bu olayı erdemli yönetiminin bir göstergesi saymıştır. Jean B. PAPPADOPOULOS, Theodore II Lascaris, Paris 1908, s.126.
16 O. TURAN, Türkiye, s.448. .
17 İbn-i Blbi, a.g.e., S.632/ Trk. tre. c.II, s.155; Aksarayi, a.g.e., S.62/ Trk. tre. s.46; İbn-i Bibi ve Aksarayi sultanların gidiş nedenleri hakkında bilgi vermezken Baybars el-Mansfıri, Abfı'l-Farae ve onun muhtasar nüshasında sebep olarak Hülagfı'nun sultanları yanına çağırdığı ve sultanlarında derhal bu emre itaat ettikleri yazılmaktadır. Bkz. BAYBARS EL-MANSÜRİ el-Devirlar, Kitab el-Tuhfet e1-Mülfikiyye fi'I-Devlet el-Türkiyye, Yay. Abdülhamid Salih HAMDAN, Kahire 1987, s.42 Abfi'I-Farac Tarihi, c.II, s.560; Abfı'l-Farae, Trk. tre.Şerafeddin YALTKAYA, İstanbul 1941, s.26.
18 Aksarayi, a.g.e., s.60-61/ Trk. tre. s.45,
19 Reşidüddin'in günü de belirterek verdiği tarihin doğru olduğu kabul edilmelidir.REŞİDÜDDİN, Fazlullah, Cami el-tevarih, Açıklamalı İng. tre. W. M. Thaekston, Harvard Üniversitesi Yay. 1999, k.II, s.501; Aksarayi, 657 H. tarihini verirken, Aksarayi, a.g.e., s.60/Trk. tre. s.45; Abfı'l-Farae 1259 M. ve onun muhtasarı 659 H. tarihlerini verir. Abfi'I-Farac Tarihi, c.II, s.560; Abfı'l-Farae, Tarihi Muhtasarüddüvel, S.26.
20 Sultan II. İzzeddin Keykavus ilk defa Moğol Hanının huzuruna çıkmıştır. Birçok defa huzura çağrılan Sultan IL İzzeddin Keykavus çeşitli bahanelerle elçileri geri çevirmiş, bir kere(1254) Moğol Hanının huzuruna varmak için yola çıktıysa da Celaleddin Karatay'ın ölümü üzerine Sivas'tan geri dönmüştü. Bkz. II. Bölüm 9.Kısım.
21 İbn-i Bibi, a.g.e., S.6321 Trk. trc. c.II, S.155.
22 Aksarayi, a.g.e., s.601 Trk. trc. s.45. ll. İzzeddin Keykavus'un Hülagil'ya abartılı şekilde itaatini bildirınesi S. Runciman'a göre sadece Moğolları kızdırmaya yaradı. S. RUNCIMAN,Haçlı Seferleri Tarihi, Trk. trc. F. IŞILTAN, Ankara 1989. c.IIl, S.259.
23 REşİDÜDDİN, a.g.e., k.Il, s.50 1.
24 İbn-i Bibi, a.g.e., S.6321 Trk. trc. c.II, s.155;
25 Abil'l Farac, II. İzzeddin Keykavus'un Hülagil'dan aldığı bu haber üzerine Konya'ya gelip saltanat tahtına oturduğunu yazar. Abil'l-Farac Tarihi, c.II, s.563; İbn-i Bibi, a.g.e., s. 6271 Trk. tre. c. II, s. 151.
26 İ. ERDEM, a.g.t., s. i34; Sultanın yolda öldürülmesi, elçilik heyetinin sorguya çekilmesi, ülkenin iki sultan arasında bölünmesi ve dönüşte II. Aliieddin Keykubiid'ın Erzincan'a gömülmesi konusunda Baybars ve ondan naklen Ayni ayrıntılı bilgiler verir. BAYBARS, a.g.e., s.28-30; el-AYNİ, Bedreddin Mahmud b. Ahmed, Ikd el-cuman fi tarihi ehl elzaman, Yay. M. M. Emin, Kahire 1987-89, c.I, S.149-154.
27 O. TURAN, Türkiye, s.490-491; İ. ERDEM, a.g.t., s.134-135; BAYBARS, a.g.e., s.30;AYNİ, a.g.e., c.I, s. 150-151; İbn-i Bibi, a.g.e., s.630-6311 Trk. tre. c.II, s. 154-155.
28 BAYBARS ve AYNİ elçilik heyetini gelişini H.6571 M.1259. yılı olayları içinde anlatır. Ancak bu tarihin H.6561 M. 1258 olması gerekir. çünkü her iki sultan Ağustos 1258'de Hülagu'nun yanına gitmiş ve ülke ikinci defa ikiye bölünmüştür. BAYBARS, a.g.e., s.47;AYNİ, a.g.e., c.I, s.222; REşİDÜDDİN Fazlullah, a.g.e., k.II, s.501
29 İbn-i Bibi, Hülfıgu'nun II. İzzeddin Keykfıvus'a verilen yarlığ ve payzayı Şemseddin Tuğriii'den aldığını, Şemseddin Tuğriii'yi de Anadolu'ya II. İzzeddin Keykfıvus'u kendi yanına getirmesi için gönderdiğini nakleder. İbn-i Bibi, a.g.e., s.630-631/ Trk. tre. c.II, s. 154-155. Buradan anlaşıldığına göre Hülfıgu II. İzzeddin Keykiivus'a çok kızmıştır ve cezalandırmak istemektedir. Ancak iki sultanın kendi arasında anlaşması ve Hülagu'nun kendi yaşadığı problemler bu hesaplaşmayı bir süre için ertelemiştir.
30 İbn-i Bibi, a.g.e., 5.630-631/ Trk. tre. c.II, 5.154-155.
31 Aksarayi, a.g.e., 5.61/ Trk. tre. 5.45-46.
32 Aksarayi, a.g.e., 5.61/ Trk. tre. 5.46; Abfi'l-farae, Tarihi Muhtasarüddüvel, 5.39; Abu'l-Farac Tarihi, c.II, 5.573, Abfi'l-farae, sultanların taksimat yapıldıktan sonra ülkelerine dönüğünü yazar ve Suriye seferine katıldıklarından bahsetmez. N. Rükneddin Kılıç Arslan'ın de başkentini Sivas olarak gösterir. Dönüş yolunda Sultan II. İzzeddin Keykavus'un Bar Savma'nın manastırına giderek Mar Dionysius'a iyiliklerde bulunmayı vaat ettiğini yazar. Bu ziyaret bize Sultan II. İzzeddin Keykavus'un Anadolu'daki tüm halk toplulukları ile iyi geçinme ve taraflar toplama gayretinde içerisinde olduğunu gösterir.
33 Doğan KUBAN, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, YKY., İstanbul 2002, s.80-81.
34 Yunini, Mısırdan elçi olarak, Şerif İmadeddin Haşimi ve Emir Şerifeddin Caki gelmiş olduğunu aktarır. el-YÜNİNİ, Kutbeddin Musa b. Muhammed, Zeylü Mir'at el-zaman,Dairetü'I-Maarifu'I-0smaniyye, Haydarabad 1955, c.II, s.160-161.
35 Meriç Nehri'nin Ege denizi ile birleştiği yerin güneyindedir. V. Sevin, Ainos limanının ayrıntılı birde haritasını vermiştir. V. SEVİN, a.g.e., Resim. 6.
36 PACHYMERES, Georges, Relations Historiques, Edt. Albert FAlLLER, Fr. trc. Vitalien LAURENT, Corpus Fontium Historiae Byzantinae 24, Paris 1984, s.306; İbn-i Bibi, hapsedilenler arasında sultanın annesini, Gıyaseddin Melik Mes'ud ve Rükneddin Keyfımers adlı oğullarını da sayar. İbn-i Bibi, a.g.e., s.638-639/ Trk. trc. c.lI, s.161; Aksarayi, a.g.e.,s.75-76/ Trk. trc. s.56-57; Memlük kaynakları, sultanın Enez kalesine hapsedilişini: H. 662/M. 1263-1264 kurtuluşunu: H. 668 /1269-1270 yılı olarak verirler. Bkz. BAYBARS, a.g.e.,s.93-94; AYNİ, a.g.e., c.lI, s.213; A. Y. Ocak, sultanın Enez kalesine hapsedilişinin, (Dobruca göçünden sonra olduğuna göre) 1263-1264 tarihin de veya sonrasında olduğunu iddia eder. A.Yaşar OCAK, Bizce de doğru olan H. 662/M. 1263-1264 tarihidir.
37 Emrr-i Ahur Uğurlu ve Ali Bahadır, II. İzzeddin Keykavus İstanbul'a kaçtıktan sonra Anadolu'da kalmış N. Rükneddin Kılıç Arslan ve yanındaki Moğollarla savaşmış, yenilince,yukarıdaki metinden anlaşıldığı üzere, İstanbul'a kaçmışlardı.
38 İbn-i Bibi, bu planı sultanın dayısı Kir Kedid'in imparatora bildirdiğini söyler. İbn-i Bibi, a.g.e., s.638-639/ Trk. trc. c.lI, s. 161; Aksarayi, a.g.e., s.75-76/ Trk. trc. s.56-57;YAZICIZADE ALİ, Tevarih-i AI-i Selçuk, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, (Revan)Ktp. no. 1390, v.233a-b; SEYYİD LOKMAN, Seyyid Lokman Oğuz-namesi, Türkçe transkripsiyonunu yayınlayan; Harun GÜNGÖR "Seyyid Lokman ve Oğuz-namesi", TDAD,İstanbul, Ekim 1986, s.100; BAYBARS, a.g.e., s.93; AYNİ, a.g.e., c. II, s. 213.
39 Osman Turan, yerli kaynaklarırnızın yazarlarını acı bir dille eleştirir: "Filhakika daima hissi olan ve hadiseleri hep kendi meşruiyetlerine ve gururlarına uygun olarak anlatan mutaassıp Rum müellifleri SelçukluIara karşı işlenen cinayetleri imparatorun (Mihael Paleologos) Hülagu'ya yaranmak maksadıyla değil, Sultan İzzeddin'in Altun-ordu Hanı'nı ve Bulgar kıralı Konstantin'i Bizanslılara karşı istilaya hazırlamış ve imparatorun düşmanları ile birleşmiş olması ile izah eder." O. TURAN, Türkiye, s.499.
40 Pachymeres, a.g.e., s.306; H. K. Karpat, kaynak belirtmeden II. İzzeddin Keykavus'un tutuklandıktan sonra bir süre Enisala (Yeniköy) kalesinde tutuklu olarak kaldığını yazar.Enisala kalesi Babadağı'na yaklaşık ıo km mesafede bulunur ve bugün hala kalıntıları mevcuttur. H. Kemal KARPAT, "Dobruca", md., DİA., s.481.
41Aksarayl'nin aktardığına göre Ayasofya'ya sığındığı için ölümden kurtulmuş, ancak gözüne mil çekilmişti. Adet üzere Ayasofya'ya sığınan suçlular öldürülmezdi. Aksarayı, a.g.e., s.751 Trk. trc. s.57.
42Baybars el-Mansurı, Ayasofya da patrik ve devlet adamlarının huzurunda Hıristiyanlığı kabule zorlanan Müslümanlardan Erzincanlı Nureddin'in kahramanca bağuarak: "Cennet İsldm için, Cehennem de sizin için hazırlanmıştır" dediğini ve ölüm ve işkenceye karşı bu kahraman tavırlarından dolayı affedildiğini yazar. BAYBARS, a.g.e., s.93-94;
43 Bu konudaki en önemli bilgileri Yazıcızade nakleder., Yazıcızade, a.g.e., v.233a-b, P.WİTTEK, Yazıcızade Ali'nin verdiği bilgileri değerlendirmiştir. P. WİTTEK, "Yazijioghlu 'Ali on the Christian Turks of the Dobruja" BSOAS 1952, XIV/3, s.648-649; Y~zıcızade'nin eserinin bir hülasası olan SEYYİD LOKMAN Oğuz-namesi'ni Harun GüNGÖR yayınlamıştır; SEYYİD LOKMAN, a.g.e., s.91-103; Michael Kiel, P. Wittek'in verdiği bu bilgileri kendi yaptığı arkeolojik araştırmaları sonucu elde ettiği bilgiler ile doğrular. Michael KlEL, "Sarı Saltık ve Erken Bektaşilik Üzerine Notlar", TDAD, c.3, S.19, 1990, s.25-47; Hammer, Osmanlı Devleti tarihini yazarken ilk kısımda Türkiye Selçuklu tarihini özetlemiştir. (Ancak bu kısımda bazı konularda hatalar vardır.) Hammer, Türklerin Avrupa'ya geçişlerini aşama aşama vermiş ve bunu 19 kademede ele almıştır. II. İzzeddin Keykavus önderliğinde yapılan bu göçü de ilk aşama olarak değerlendirir. Joseph Von HAMMER, Osmanlı Devleti Tarihi, İstanbul 1983, c.I, s.120-140.
44 Berke Han'ın ve n. İzzeddin Keykavus'un elçileri aynı tarihlerde Sultan Baybars'a ulaşmışlardı. Berke Han, Sultan Baybars'a Müslüman olduğunu bildiriyor, Hülagil'ya karşı ittifak olmalarının gerekliliklerini sıralıyor, ittifak olmayı teklif ediyor ve II. İzzeddin Keykavus'a destek vermesini istiyordu. Baybars'ın cevap mektubu da karşılıklı dayanışmayı öngörüyor, Berke Han'ı Hülagil'ya karşı cesaretlendiriyordu. Baybars'ın cevap mektubunu ve hediyelerini Berke Han'a ulaştıracak elçilik heyeti H. i7 Ramazan 66 i!M. 25 Temmuz 1263 Çarşamba günü yola çıkmıştı. İbn ABDÜ'z-zAHİR, a.g.e., s.187-191; Kazım Yaşar KOPRAMAN, Mısır Mem1ükIeri Tarihi Sultan al-Malik al-Mu'ayyad Şeyh al-Mahmdd! Devri (1412-1421), Ankara 1989, s.7; Aynı yazar, "Baybars I" DİA., c.5, s.221; O. TURAN, Türkiye, s.498. Altın Orda devletinde İslamiyetin yayılması konusunda bkz. Devin DEWEESE" Islamization and Native Religion in the Golden Horde, Pennsylvania 1994.
45 İbn-i Bib!, n. İzzeddin Keykavus'un Kırım'da ki hayatının 18 yıl sürdüğünü nakleder. İbn-i Bibi, II. İzzeddin Keykavus Anadolu'dan kaçtığı ve oğulları o ölünce geri döndüğü zaman hayatta olduğundan verdiği bu bilgiye güvenebiliriz. Verilen yıl sayısı hicri hesaba göre olduğundan miladi hesaba çevrildiğinde 17.5 yıldan az bir süre yapar. 1262 yılında Anadolu'dan ayrıldığına göre 1279 yılında ölmüş olması gerekir. İbn-i Bib!, a.g.e., s.735/
Trk. tre. c. II, S.244.
46 Sultan Baybars, II. İzzeddin Keykdvus'un 677 de öldüğünü yazar. BAYBARS, a.g.e., s.126,ve ondan naklen AYNi, a.g.e., e. ll, s. 213; Makrizi de aynı tarihi verir. MAKRİzi, a.g.e.s.184; II. İzzeddin Keykdvus ölünceye kadar Mengü Timur Han 'ın yanında kaldığını ve Mengü Timur'un 679/1281 ydında öldüğünü el-Nüveyri nakleder. el-Nüveyri, Nilıatyet el-Ereb, Trk. tre. W. DE. TlESENHAUSEN, Altmordu Devleti Tarilıine Ait Metinler, Trç. Tre.İ. H. İZMİRLİ, İstanbul 1941, s.259-260; O. TURAN, II. İzzeddin Keykdvus'un H. 677/M. 1279 yılında öldüğünü, 17 yıllık gurbet hayatının bir kısmını İstanbul'da 15 yıldan fazlasını da Kıyım 'da geçirdiğini yazar. o. TURAN, Türkiye, s. 503.
47 Yazıcızade, a.g.e., v.261a; P. WITTEK, a.g.m., s.650.
48 E. A. Zachariadou, II. İzzeddin Keykavus'un oğulları ve torunları ile beraber bir grup Türk'ün de Veria bölgesine geldiğini ve bunların Hıristiyanlaşıp bölge halkı ile kısa zaman da kaynaştığını belirtir. Elizabeth ZACHARlADOU, "Oi Hristianoi apogonoi tou İzzeddin Kaikaous II. sti Veroia (Veria'da II. İzzeddin Keykavus'un Hıristiyan torunları)",Makedonika, VI, 1964-1965, s.63; Yonca ANZERLİOGLU, "Bizans İmparatorluğunda Türk
Varlığı", Türkler, c.?, s.229.
49 II. İzzeddin Keykavus hükümdarlığı döneminde ilk önceleri Mevlana'ya bağlanmış, bir müddet sonra ise ayrılmıştır. B. FüRÜZANFER, MevHina CeHl1eddin, Trk. trc. F. N. UZLUK, İstanbul 1963, s.183; Bu şekilde bir yakınlaşmayı Mevlana'nın mektuplarında da görmekteyiz. Bkz. MEVLANA, Mektuplar, Trk. trc. A. GÖLPıNARLı, İstanbul 1999,s.240-242.
50 Mikail BAYRAM, ''Uç Beyi Mehmed Bey Kimdir?" i. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Kongresi (11 -13 Ekim 2000) Bildirileri I-II. Konya 2001, s.158; M. BAYRAM, Tarihin ışığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren, İstanbul 2001, s.75-78. IV. Rükneddin Kılıç Arslan taraftarlarının Moğollardan aldığı destek ile Ahiler üzerine
uyguladıkları büyük baskıyı M. Bayram geniş bir şekilde anlatmıştır. bkz. M. BAYRAM, Ahi Evren ve Ahi TeşkiHitının Kuruluşu, Konya 1991.
51 İbn-i Bibi, a.g.e., s.553-554/ Trk. trc. c.II, s.92; İbn-i Bibi, Histoire des Seldjoucides d' Asia Mineure d'apres I'abrege du Seldjouknameh d'lbn-Bibi, (Muhtasar Selçukname)yay. M. Th. Houtsma. Leiden 1902, s. 230.
52 Rum asıllı bir köle olan Şemseddin Hasoğuz kendini iyi yetiştirmiş bir devlet adamıydı ve kaybolmuş olan "Münazara-i çeng-ü Şarab" adlı bir risalesi vardı. İbn-i Bibi, a.g.e., s.555-56/Trk. trc. c.ll, s.93.
53 Anonim Selçukname, bu konularda İbn-i Bibiden farklı bilgiler içerir. Anonim Selçukname bu tuzağın Sultan tarafından emirlerin nüfuzunu ortadan kaldırmak için hazırlandığını söyler, ancak çocuk yaştaki sultanın böyle bir entrika çevirmesi bizce pek mümkün değildir. Ayrıca hasta numarası yapanın sultan olduğunu ve olayların sultanın sarayında olduğunu söylemektedir ki İbn-i Bibi, sultanın burada olmadığını açıkça belirtir. Anonim Selçukname,Sahip'in sarayında kurulan tuzakta on iki emirin daha öldürüldüğünü söyler. Bizce bahsedilen bu on iki emir gün boyunca öldürülen Hasoğuz ve Ruzbe taraftarı olan emirlerdir. İbn-i Bibi'nin bu kıyım hareketinin o gün ikindiye kadar sürdüğünü söylemesi de bizim bu görüşümüzü doğrular. Anonim Selçukname, sultanın bu hareketinden daha sonra pişman olduğunu ve buna sebep olanları öldürerek onların mallarını Hasoğuz ve Ruzbe'nİn çocuklarına verdiğini yazar. Anonim Selçukname, s.33; İbn-i Bibi, a.g.e., s.555-557/ Trk.trc. c.II, s.93,94. SİMON de Saint Quentin, bu olayları geniş olarak anlatır. SİMON de SaintQuentin, Histories des Tatares, Yay. J. Richard, Paris 1965, s.83,86. (Beauvais, xxxn,Cap.26,27). Bu üç ana kaynak karşılaştırıldığında olayların ana hatları ile birini tutması, verdiğimiz bilgilerin kesinlikle doğru olduğunu gösterir. Ancak olaylar üzerinde şahısların etkisi, yukarıda söylediğimiz gibi, taraflı olarak aktarılmıştır.
54 İbn-i Bibi, a.g.e., s.556-557/ Trk. tre. c.II, s. 94.
55 İbn-i Bibi, a.g.e., s.630-631,642/ Trk. tre. c.II, s.154-155,163-164;
56 O. TURAN, "II. İzzeddin Keykavüs'e Ait Bir Temlik-name" s.157-159; Halil SAHİLLİOGLU, "II. İzzeddin Keykavüs'ün Bir Mülknamesi", VD, e.8, 1969, s.57-66.
57 Baliş; Moğollarda para birimi. Vassafa göre i altın baliş 2.000 dinara,I gümüş baliş 200 dinara, kağıt olarak da 10 dinara tekabül ederdi. W. BARTHOLD, "Baliş" md., İA., MEB,e.2, s.280; Bu hesaba göre Moğol hazinesinden alınan altın baliş ise 400x2000= 8.000.000.dinar, gümüş baliş ise 400x200=80.000 dinar yapar. Aksarayi, alınan billişlerin altın ve gümüşten olduğunu aktarır, altın-gümüş oranını belirtmez. Aksarayi, a.g.e., s.62/ Trk. tre.s.46; Bu nedenle tam bir hesap yapmak zordur, ancak yarı yarıya altın ve gümüş alındığını varsaysak bile bu borcun Türkiye Selçuklu hazinesi için ne kadar büyük bir yük olacağı açıktır.
58 İbn-i Bibi, a.g.e., S.632/ Trk. tre. e.II, s. 156; BAYBARS, a.g.e., s.56; AYNİ, a.g.e., c.1- s.222;
59 Aksarayi, a.g.e., 5.63/ Trk. tre. 5.47; İ. ERDEM, a.g.t., 5.168.

KAYNAKÇA
ABU'L-FARAC, Bar Hebraeus Gregoıy, Abô'I-Farac Tarihi, c.II Süryaniceden İngilizceye Trk. trc. Ernest A. Wallis Budge, Trk. trc. Ömer Rıza Doğrul, Ankara 1987, c.II.
AKSAMYİ, Kerimüddin Mahmud, Müsameret el-ahbar ve müsayeret elahyar,Haz. O. TURAN, Ankara 1944; Türkçe trc. Mürsel ÖZTüRK, Ankara 2000.
ANONİM, Anadolu Selçuklulan Devleti Tarihi (Selçukname), Trk. trc. Feridun Nifız UZLVK., Ankara 1952.
ANZERLİOGLU, Yonca, "Bizans İmparatorluğunda Türk Varlığı", Türkler,c.7, s.218-232.
ARTUK., İbrahim, Cevriye ARTVK., İslami Sikkeler Katalogu, c.1, İstanbul   1971.
ARTUK, İbrahim, "II. Keyhüsrev'in Üç Oğlu Adına Kesilen Sikkeler", Malazgirt Armağanından Ayn Basım, TTK Ankara 1972, s.269-286.
el-AYNİ, Bedreddin Mahmud b. Ahmed, Ikd el-cuman li tarihi ehl el-zaman,Yay. M. M. Emin, Kahire 1987-89, c.I-II
BAL, Mehmet Suat, II. İzzeddin Keykavus Dönemi (1246-1262),Yayınlanmamış Doktora Tezi, A.ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara 2004.
BARTHOLD, W., "Buliş" md., İA., MEB,
BAYBARS EL-MANSÜRİ el-Devadir, Kitab el-Tuhfet el-Mülôkiyye fı'l-Devlet el-Türkiyye, Yay. Abdülhamid Salih HAMDAN, Kahire 1987.
------------------, Zübdet el-fıkre li tarah el-Hicre, H.725/ M.1325, Yay. D. S.Richards, Beyrut M.1998/H.1419.
BAYRAM, M., Ahi Evren ve Ahi Teşkilatının Kuruluşu, Konya 1991.
------------------- Tarihin ışığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren, İstanbul2001.
------------------- "Uç Beyi Mehmed Bey Kimdir?" i. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Kongresi (11 -13 Ekim 2000) Bildirileri I-II. Konya 2001,s.l 55-162.
BUNİYATOV, Z. Musa, "12.-13. Yüzyıllarda Azerbaycan'la Küçük Asya Arasında Karşılıklı ilişkilerin Öğrenilmesinde Kafkasya'da Bulunan Anadolu Selçukluları Sikkelerinin Bir Kaynak Olarak Önemi" X. TTKon. c.III, Ankara 1991,s.1001-1012.
el-CÜVEYNİ Alaeddin Atil Melik, Tarih-i cihan güşa, Trk. trc. Mürsel Öztürk, Ankara 1998.
CÜZCANİ, M. Tabakat-ı Nasıri, İng. trc. H. G. RAVERTY, Londra 1881,
C.1.
DEWEESE, Devin, Islamization and Native Religion in the Golden Horde,Pennsylvania 1994.
ERDEM, İlhan, Türkiye Selçuklulan İlhanlı İlişkileri (1258-1308),A.Ü.D.T.C.F., Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1995.
ERKİLETLİOGLU, H., GÜLER, O., Türkiye Selçuklu Sultanlan Ve
Sikkeleri, Kayseri 1996.
FÜRÜZANFER, B., Mevlana Celaleddin, Trk. tre. F. N. UZLUK, İstanbul 1963.
G. AKROPOLlTES, Khroniki Singrafi, Georgii Aeropolitae, Opera, vol. I,ed. Heisenberg, Leipzig 1903.
HAMMER, Joseph Von, Osmanlı Devleti Tarihi, İstanbul 1983, c.I.
İbn-i Bibi, el-Evamir el-Alaiyye fi'l-ümfir el-Alaiyye (Selçukname), Tıpkı basım, Adnan Sadık ERZİ, Ankara 1956, Trk. tre. Mürsel Öztürk, Ankara 1996, c.III.
İSMAİL GALİP, Takvim-i Meskfikat-ı Selçukiyye, İstanbul 1309.
KARPAT, H. Kemal, "Dobruea", md., DİA.
KOPRAMAN, Kazım Yaşar, Mısır Memlükleri Tarihi Sultan al-Malik al-Mu'ayyad Şeyh al-Mahmfidi Devri (1412-1421), Ankara 1989.
------------------"Baybars I" md. DİA.,
KUBAN Doğan, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, YKY., İstanbul 2002.
MEVLANA, Mektuplar, Trk. tre. A. GÖLPıNARLı, İstanbul1999.
Michael KIEL, "Sarı Saltık ve Erken Bektaşilik Üzerine Notlar", TDAD, e.3,S.19, 1990, s.25-47.
el-NüVEYRİ, Nihatyet el-Ereb, Trk. tre. W. DE. TIESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler, Trç. Tre. İ. H. İZMİRLİ, İstanbul 1941,s.259-260;
PACHYMERES, Georges, Relations Historiques, Edt. Albert FAILLER, Fr.tre. Vitalien LAURENT, Corpus Fontium Historiae Byzantinae 24, Paris 1984.
PAPPADOPOULOS, Jean B., Thcodore II Lascaris, Paris 1908.
REŞİDÜDDİN, Fazlullah, Cami el-tevarih, Açıklamalı İng. tre. W. M.Thaekston, Harvard Üniversitesi Yay. 1999; Diğer bir yayın Behmen Kerimi,Tahran 1338.
RUNCIMAN, S., Haçlı Seferleri Tarihi, Trk. tre. F. IŞILTAN, Ankara 1989,c.III.
SEVİN, V., Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası I, Ankara 2001.
SEYYİD LOKMAN, Seyyid Lokman Oğuz-namesi, Türkçe transkripsiyonunu yayınlayan; Harun GüNGÖR "Seyyid Lokman ve Oğuz-namesi",TDAD, İstanbul, Ekim 1986, s.91-103.
SİMON de Saint Quentin, Histories des Tatares, Yay. J. Richard, Paris 1965.(Beauvais, XXXII, Cap.26,27) TURAN, O., "II. İzzeddin Keykavüs'e Ait Bir Temlik-name" s.157-159; Halil
SAHİLLİOGLU, "II. İzzeddin Keykavüs'ün Bir Mülknamesi", VD, c.8, 1969, s.57-66.
----------------, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1983.
UZUNÇARŞıLI, İ. Hakkı, Osmanlı Devlet Teşkilatında Medhal, Ankara 1988.
WİTTEK, P., "Yazijioghlu 'Ali on the Christian Turks of the Dobruja"BSOAS 1952, XIV/3, s.648-649.
YAZUCIZADE ALİ, Tevarih-i Al-i Selçuk, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, (Revan) Ktp. no.1390.
el-YÜNINİ, Kutbeddin Musa b. Muhammed, Zeylü Mir'at el-zaman, Dairetü'l-Maarifti'l-Osmaniyye, Haydarabad 1955, c.11.
ZACHARIADOU, Elizabeth, "Oi Hristianoi apogonoi tou İzzeddin Kaikaous II. sti Veroia (Veria'da II. İzzeddin Keykavus'un Hıristiyan torunları)",Makedonika, Vi, 1964-1965

Hiç yorum yok: