Herhangi bir günün milli bayram olabilmesi için yasa gerekir. Milli Mücadele döneminin ilk bayramı olan 23 Nisan Bayramı, TBMM’nin açılışının birinci yıldönümünde, 23 Nisan 1921’de 112 sayılı yasayla kabul edilmiş, 1935 yılında da Ulusal Egemenlik Bayramı adını almış. Milli Mücadele döneminin ikinci bayramı, Hakimiyet Bayramıdır. Ne var ki, 362 sayılı Hakimiyet Bayramı Yasası, 1935 yılında, 2739 sayılı yasayla yürürlükten kaldırılmış. Milli Mücadelenin üçüncü bayramıysa Cumhuriyet Bayramı, 19 Nisan 1925’te mecliste, 628 sayılı yasayla kabul edilerek yürürlüğe girmiş. Milli Mücadelenin dördüncü bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 795 sayılı yasanın 1 Nisan 1926’da TBMM’de kabul edilmesiyle başlamış.
Yani “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı “ Milli Mücadele döneminin, ilk dört milli bayramı arasında yok. Doğaldır da bu, çünkü 19 Mayıs 1919 tarihini önemli kılan Atatürk’ün, 1927 yılında, CHP Kurultayı’nda okuduğu Büyük Nutuk’tur; “1919, 19 Mayıs” diye başlayarak Samsun’a çıkışını anlatır. Sonuçları açısından çok önemlidir 19 Mayıs, başlangıcıysa kimsenin dikkatini çekmemiştir çünkü gündemde İzmir’in işgali vardır ve Mustafa Kemal’in Ordu Müfettişi olarak Samsun’a ayak basması önemli bir olay olarak algılanmaz; basında bir tek kişi bile yorumlamaz. Bu tarihin, yani 19 Mayıs’ın yasal olarak milli bayram ilan edilmesi 1938’i bulur. Ancak Samsunlular 1926 yılında 19 Mayıs’ı “Gazi Günü” ilan eder ve kutlarlar. Ondan sonraki yıl, Samsun’da, 19 Mayıs’ta Atatürk heykelinin temeli atılır ve İş Bankası’nın şubesi açılır; kutlamalarsa genişletilerek sürdürülür; 1928 yılında fener alayları düzenlenir, kent bayraklarla donatılır. En sonunda, Samsun’un manevi baskısı ve Selim Sırrı Bey’in önerisiyle, “Terbiye-i Bedeniye Şenlikleri”nin 10 Mayıs’ta Ankara’da, 11 Mayıs’ta İstanbul’da, 12 Mayıs’ta da İzmir’de yapılacağını, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey bir genelgeyle duyurur. Günün gazetelerine göre, “Ankara’daki törende Orta Muallim Mektebi öğrencisi ‘gürbüz’ kız ve erkekler bedensel hünerlerini sergilemiştir.” Bu tarihten sonra “Okullar Bayramı, İdman Bayramı, Jimnastik Şenlikleri” adı altında, değişik tarihlerde, bütün kentlerde benzer kutlamalar yapılır. Ancak 19 Mayıs’ta kutlanacak genel bir bayramın işaretini, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri, aralarında yaptıkları bir toplantı sonucunda Atatürk’e arz edilen ortak öneriyle verirler. Ve 1936 yılının 19 Mayısı’nda “Jimnastik Bayramı” adı altında, Galatasaray-Fenerbahçe B takımları bir maç yapar, çeşitli spor etkinliklerinin yanısıra, Park Otel’de bir balo düzenlenir.
Aslına bakarsanız, Selim Sırrı (Tarcan) Bey, ilk “İdman Bayramı”nı, 29 Nisan 1916’da, Kadıköy’de İttihat Spor Kulübü’nün çayırında düzenlemiş. “Dağ Başını Duman Almış”marşı eşliğinde 200 Öğretmen Yüksek Okulu öğrencisi katılmış, taklalar atmış, kasalardan atlamış, İsveç jimnastik hareketlerinden örnekler sergilemişlerdir. Az daha unutuyordum,“Dağ Başını Duman Almış” marşının Cumhuriyet’le hiçbir ilgisi yoktur; hele de 19 Mayıs’la. Bu marş Selim Sırrı Tarcan Bey’in İsveç’ten notalarını getirdiği, asıl adı “Tre Trallande Jambör” olan, ormancıların ağaç keserken söylediği bir marştır. Tarcan notaları Türkçe Öğretmeni Ali Ulvi Elöve’ye verir, o da güftesini yazar. Marş, beden eğitimi derslerinde çalınır yıllar yılı ve 19 Mayıs Bayramı’nın simgesi oluverir.
Uzun lafın kısası, 19 Mayıs, 1938’den bu yana milli bayramlarımızdan biridir, nasıl kutlanacağınay-sa devlet karar verir, diğer bütün mil-li bayramlarda olduğunca! Gerisi laf olsun torba dolsun sınıfına girer ki, hiçbir anlamı yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder