1 Ağustos 2013 Perşembe

Yeniçeri! Para babaları -Sıkıştılar!Büyük Hesap-Hesaplaşma-Ergün Diler



Yeniçeri!

Günlerdir Boğaz'da "Eylül'de görüşürüz" diye ritim tutanlar var! 
Gezi olaylarının ikinci raundunun nasıl ve nerede olacağını masaya yatıranlar çok!
Artık saflar belli olduğu için kimin kimin yanında yer aldığı SIR değil! Bu CUMHURİYET tarihinde ilk kez oluyor!
Ne darbeler, ne cuntalar, ne sıkıyönetimler yaşadık ama bir türlü gerçek GÜCÜ göremedik!
Her olayı iki askerin omzundaki APOLETE indirgedik!
Oysa sivil de olsa, onlara EMİR verenler vardı!
Bu emri verenler, DIŞARIDAN emir alırdı!
Denge buydu!
Çünkü Boğaz'a kurulup oturanlar ve Türkiye'yi ellerinde tutanlar aslında KRALİÇE'nin has adamlarıydı!
Amerika-Londra-İsrail arasındaki üçgenin iç açıları toplamı her zaman Buckingham Sarayı yapıyordu!
Kraliçe ve ona sahip çıkan DEV AİLELER, ya KANADA, AVUSTRALYA, YENİ ZELANDA, BARBADOS, BAHAMA ADALARI gibi ülkelere RESMİ genel vali atayıp o ülkeleri kontrol altına alıyor, ya da "GİZLİ" genel valilerle el altından hedefteki ülkeyi yönetiyorlardı!
Türkiye ikinci şıktaydı! Başımıza gelen her belanın arkasında bu güç vardı! Ama bilmezdik! "Şeriat geliyor!" diye ortaya çıktıklarında ensemize tokat inerdi! Hep öyle olmuştu!
Çünkü öyle bir ekonomik güçleri vardı ki asker de istihbaratçı da, siyasetçi de bu çekim merkezinden uzak kalamıyordu!
Türkiye onlar için en güzel ve en kazançlı toprak parçasıydı! Hiç ellerini çekmediler!
Bazen yalnız, bazen Amerika'daki partnerleriyle geldiler!
Kaybeden hep biz olduk!
Az kalsın GEZİ'de de öyle olacaktı!
Himayelerindeki küresel medya ile öyle bir geldiler ki yalanı doğruya çevirdiler!
Sokağı karıştırmak için de özel manşetlerle dışarıdan içeriyi beslediler! 
 Erdoğan yeni Hitler mi? 
 Yeni Osmanlı klişeleri 
 Despot! 
 Erdoğan, kaslarını gösterdi 
 Ekonomi despot yarattı! 
 Sultan Recep Tayyip Erdoğan! 
 İmparatorluk rüyası gören Sultan! 
 Aklını başına topla Padişah! 
 Diktatör Bu ve benzeri onlarca manşet, BATININ saygın yayın kuruluşlarında çıktı! Hepsinde ortak bir dil kullanıldı!
Otoriter, despot, diktatör ve sultan benzetmeleri yapıldı! Belli ki Ortadoğu'yu keşfeden Türkiye, Londra ve Avrupa'nın canını sıkıyordu!
Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda "akıllıca iş yaptığını" söyleyemeyecekleri için photoshop'ta Erdoğan'ı SULTANhaline dönüştürüyorlardı! 
Bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyorlardı! Hem içeride laikliğin çatısı altında toplanan milyonları, hem de "Osmanlı'nın torunları geliyor!" tablosu çizerek Ortadoğu'yu rahatsız ediyorlardı!
Her şartta Türkiye'nin dindaşları ve kardeşleri ile buluşmasını istemiyorlardı! Çünkü arkasından ENERJİ gelecekti! Bunu biliyorlardı!
Fakat bilmedikleri bir şey vardı!
Türkiye eski Türkiye değildi!
Bütün dünyanın canlı yayınladığı KRALİYET DOĞUMU, kimsenin gözünden kaçmıyordu! 
"SULTAN!" diyerek Türkiye'ye saldıranlar söz konusu Kraliçe ve gelini olunca MONARŞİ'yi göklere çıkarıyordu! Manşet onlar olunca, WINDSOR HANEDANI'na methiyeler düzülüyor, ama Türkiye'yi bağımsızlaştırmak için çırpınan Erdoğan olunca, çatık kaşlı SULTAN!
YOK öyle!
Kraliçe sevenler derneğinin üyelerini tek tek buraya yazma şansımız yok!
Belki ileride İLAVE bir gazete yapıp herkese tanıtırız!
İşte bunlardan en çok ortada görüneni, dışarıdan konuşup müjde vermiş: 
Ekim devrim ayıdır!Biliyorsunuz bu arkadaş yılbaşında NİŞANTAŞI sokaklarını İngiliz askerleriyle donatmıştı!
Belki yükselen Osmanlıcılığa tepkiydi!
Bilemiyorum!
Ama bu arkadaşı yanından hiç ayırmayanlar için, kötü günler ufukta görüldü!
Kapıları çalındı!
Hiç alışık olmadıkları DEVLETLE ilk kez göz göze gelindi!
İlk kez hesap sorulmaya başlandı...
Arkası gelecek gibi!
Belki DEVRİM için EKİM'i beklemeye gerek kalmayacak! 
Çünkü Eylül'de Kürtler, Türkiye'ye geliyor!Şenlik var anlayacağınız!
Bunların atmosferden rahatsız olmaması için kapı dışına çıkarılması pek mümkün!
Eee etme bulma dünyası!90 yıl önce de onlar bizi Ortadoğu'dan kapı dışarı etmişti!
Anlaşılan Nişantaşı, yeni yıla YENİÇERİLERLE girecek!
Hayırlı olsun...

Para babaları

Coğrafi keşifler nasıl dünyadaki güç dengelerini alt üst ettiyse, Rus devrimi, Cumhuriyet'in ilanı, İsrail'in kurulması, Ortadoğu'daki sınırların cetvelle çizilmesi de çok şeyi değiştirdi! 
Ama bizler hiçbir zaman bu olan bitene BÜYÜK FOTOĞRAFIN parçaları olarak bakamadık!
Askerin kışladan çıkması ve ekonomik operasyonları incelerken de aynı çerçeveyi kullandık!
Oysa başımızı belaya sokan olayların hiçbirinin nedeni içeride değildi!Bize tavsiye edilen gözlük, Türkiye dışını göstermediği için gerçeklerle bir türlü buluşamıyorduk!
Oyun buydu! "Büyük yalanları büyük doğrular olarak kabul ettirmek" hiç de önemsiz bir başarı değildi!
Adamlar yıllarca bunu yaptı!
Yanlışların peşinde sürüklenirken nefes alamadık! Bırakın ülkeyi büyütmeyi, korumakta bile zorlandık!"Aslansınız siz!" diyerek sırtımızı sıvazlayanlar özel uçaklarına doldurdukları paraları AVRUPA'ya taşıyordu!
Zaten burası paranın kazanıldığı ama anında dışarıya çıkarıldığı özel ülkelerden biriydi! 
"Türkiye Türklerindir" denilerek aslında bir grup ayrıcalıklı insan kastediliyordu!
O Türkler biz değildik!
Neyse...Kurtuluş Savaşı'nda yollarımızın kesiştiği Rusya ile yine aynı hatta buluştuk! Bir süredir Erdoğan'a saldıranBARONLARIN kontrolündeki İngiliz ve Avrupa medyası son zamanlarda Putin'i de listeye ekledi! Daha önce de yazdığım gibi amaçları Washington-Ankara-Moskova arasındaki hattı mayınlamak! Bu kenetlenme kırılamazsa başta İngiltere olmak üzere bütün Avrupa, KABUSLA tanışacak!
Bu nedenle Avrupa kaynaklı her habere, her oluşuma, her saldırıya böyle bakın!
Aklınızı sadece GEZİ'ye emanet ederseniz bir daha derdinizi anlatacak MEYDAN bile bulamazsınız! Amaç Türkiye'yi kontrol etmek! Ankara "Kendi kararımı kendim veririm" dedikçe üstümüze geliyorlar! 
Karşımıza ilk dikilenler de BARONLARIN yerli ortakları oluyor! Bu yeni değil!
Hep böyleydi, sadece insanlara gösterilmiyordu! Gösterecek MEDYA yoktu! Ama şimdi, eskiden bildiğini okuyanBARONLAR, tıpkı Putin'in tasfiye ettiği OLİGARKLAR gibi zorda!
Gorbaçov'dan sonra, yani rejimin tasfiyesinin ardından ROTHSCHILD ailesi AÇIK RUSYA VAKFI adıyla dağılan Sovyetler'e girdi! "Açık" bunların sloganıydı! Hep AÇIK'tan gelip parayı götürürlerdi ama ne hikmetse bu AÇIKoperasyonları kimse görmez ve yazamazdı! JACOB ROTSCHILD liderliğinde Rusya'ya giren ekibin önünde bayrağı taşıyan isim SOROS'tu!
Aile geri plandaydı! Araya da Kissenger'i almışlardı! Davulla zurnayla girdiler! Rusya'yı talan ettiler! Ne kadar değerli maden varsa ceplerinde ÇAY parası olmayan adamlara dağıtıldı!
Aslında kendileri alıyordu ama arada bir istasyon şarttı! Rus halkı görmesin ve anlamasın diye bu yola başvurulmuştu!
Putin, ülkenin bir numarası da olsa bunların istemediği bir şeyin olamayacağını gördü! Hepsini topladı. Gözlerinin içine baka baka "Ya siyaset yapın ya da paranızı kazanmaya devam edin" dedi. 
Berezovski, Mihail Hodorkovski, Vladimir Gusinski, Platon Lebedev, Evgeniy Çiçvarkin ve Bilalov Kardeşler bildiklerini okumaya devam ettiler! Putin de öyle... Sonunda hepsi ya kaçtı ya da hapsi boyladı! Kazanan Rusya oldu!
Eski günlerine döndü!Türkiye'de durum farklıydı!
DEMOKRASİ vardı!
Zenginlerin para kazanmasını kolaylaştıran çok fazla AÇIK vardı! Hiçbir devlet adamının SOROS'la ve arkasındaki ailelerle iş tutan BARONLARI masanın etrafına çağırma şansı yoktu! Çünkü eski devlet onların üzerindenKRALİÇE'ye bağlıydı!
Amerika'daki bir YAPI da bunun tam destekçisiydi!
Zaten Türkiye'deki operasyonları Amerikalı isimleri kullanarak yaparlardı!
Hep garanticiydiler yani!AK Parti döneminde hepsi en az 5-6 kat zenginleşti! Ama AK Parti icraatına devam ettikçe, ülkenin önünü açtıkça, bunların mutlu olacağını sandı! En büyük yanılgı buydu! Çünkü bu aileler ülkeyi istiyordu! Para kazanmak işin bonusuydu! 
İktidarı, Türk milletiyle paylaşmak istemiyorlardı! Kavganın asıl nedeni buydu! Bir de iktidara gelenlerMUHAFAZAKAR ise tansiyonları fırlıyordu! Bu aileler MÜSLÜMANLAR'ı pek sevmezlerdi! Hele Ortadoğu ile buluşmaya çalışan Müslümanlar'ı hiç!
Bunlar en çok kazandıkları dönemde ERDOĞAN'ı götürmek istediler! GEZİ buydu!
Köşk'ü ve iktidarı MİLLETE bırakmamak için yine gelecekler!
Hazırlıkları var!
Bu arada DEVLET de boş durmuyor! Polisler ve müfettişler canlarını en çok yakacak PARA noktalarına giriyor!
Anlayacakları dilden konuşuluyor! Amaç asla ve kat'a bu güçleri yerle bir etmek değil!
Sadece SINIRLAMAK!Sınırlarken de "Burası eski Türkiye değil! Oyunu artık bildiğiniz kurallarla oynayamazsınız! Ticaret yapıp para kazanın. Ama devleti kontrol etmek istiyorsanız buraları size dar ederiz!" mesajı veriliyordu!
Operasyon haberini alan BARONLAR da harekete geçiyordu! Devlet sahaya indiğinde onlar da aralarında Sean Penn, Susan Sarandon, Adrew Mango ve Ben Kingsley gibi 30 ÜNLÜ ismin altına imza attığı İLANI, The TIMESgazetesine veriyordu! 
İlanın mesajı açıktı: Erdoğan kendine gel!Türkiye hakkında bilgi kırıntısına sahip olmayanlar, bir gücün emriyle İLAN'da buluşuyordu!
Bu kavga yakında İLANDAN çıkıp meydana inecek!
Ya Londra'dan emir alanlar Türkiye'nin yanına geçecekler, ya da zamanla eriyecekler!
İki şık var! 
Bir üçüncüsü yok!Kavga da buna göre olacak!
Büyük yalanları büyük doğrular gibi anlatmaya çalışanlar KAYBEDECEK! Çünkü çok günahları var!
Kürtler, Eylül'de Ankara ile buluşacak.
Yıllarca BÖLÜCÜBAŞI denilen Öcalan, Türkiye'yi büyütecek!
Hani her kötülüğün arkasında Öcalan vardı!Millet, PKK'nın arkasındaki gücü de yakında öğrenecek!
Bakalım o zaman ne yapacaksınız!
Hangi manşetleri atacaksınız!

Sıkıştılar!

Değişim zordur! Ama bunu anlamak daha da zor!
Türkiye şimdi ikisini bir arada yaşıyor!
Hem değişiyor, değişirken sancı çekiyor, hem de değişimi anlamayanların faturasını ödüyor!
Kolay iş değil!
2009'da "IMF'siz bütçe felaket. AK Parti ekonomik krizi iyi yönetemedi.
İktidarı tehlikede! AK Parti'siz bir koalisyon görünüyor!" diyen ve şimdiye kadar asla ve kat'a üzerine gidilmeyen kişiler ve kurumlar rahatsız!
Ülkenin TÜRKLER'in eline geçmesini engellemek için çırpınıyorlar!
Özellikle Ankara'da MÜSLÜMAN frekansı bulunsun istemiyorlar!
Londra'ya bağlı birkaç ailenin seçtiği Boğaz sakinleri üzerinden Türkiye'yi kontrol etmek işlerine geliyordu!
Bu nedenle Türkler kendi devletini geri almaya çalıştığı anda saldırıyorlar!
Bazen Gezi'ye çıkıyorlar, bazen mektup yazıp altına imza atıyorlar, bazen CNN'e dayanıyorlar, bazen de tweet'e sarılıyorlar. Hiçbiri kesmezse DOLMABAHÇE'ye girip sözde halk devrimi yapmak istiyorlar!
Samimi bir itirafta bulunmak istiyorum!
Her ne kadar KALEM elimizde olsa da bazen bilinmeyenleri ve saklı tutulanları yazmak için zaman gerekiyor! İçimizdeki tehlikeyi anlatmak kolay değil! Her doğru her yerde söylenmiyor!
Çekindiğim için değil ahengi bozmamak için geri duruyorum!
Biliyorum ki hızla yol alan Türkiye kendine çelme takanlardan kurtulacak! Zamanla her şey ortaya çıkacak!
Aksi fizik kanunlarına aykırı!
Neyse..
Tek amaçları Erdoğan'ı götürmek isteyenlerin kinleri ve nefretleri büyük! 
İstanbul-Londra-New York-Tel Aviv arasındaki trafik görülmeye değer! Kıbrıs da özel toplanma alanlarından biri haline geldi!
Hedefleri Ankara'yı geri almak. Kurdukları ittifakta yok yok! Muhafazakar, solcu, sağcı, liberal, ülkücü yani ne ararsanız var!
Düne kadar hem para kazanıp hem sözünü geçiren insanlar şimdi sadece para kazanıyor!
Ama bu onlara yetmiyor! Pijamayla başbakan karşılama, telefon açıp fırça atma, koalisyonla korkutma, finansal operasyonla diz çöktürme devri bitti!
Dertleri çok büyük!
Önceden başbakanları bekletenler şimdi randevu almak için günlerce çabalıyor! Eğer başarılı olup alabilirlerse 2 saat kapıya takılıyorlar!
Haliyle kimyaları bozuluyor! Dünyanın merkezlerinde GİZLİ ya da AÇIK "Türkiye'nin sahibi biziz!" diye söyleyenlerin düştüğü bu durum onlar için kabul edilebilir değil! Öfkeleri büyük!
Final İstanbul'da olacak, bu kesin!
Daha önce yazdığım gibi şimdi çevreleme harekatı yapıyorlar!
Geçtiğimiz hafta şunları yazmıştım: "Ancak biz şimdi Adeviyye ve Tahrir'e bakarken DOLMABAHÇE'de kurulan Tunus hükümeti de türbülansa girdi! Tahrir gibi, Taksim gibi orada da öğrenciler sokakta! Protesto şekilleri aynı! (İslam'ı, Araplar buraya getirdi.
Ancak koruyan ve yücelten Osmanlı oldu!
Avrupa'nın, Tunus'u Hristiyanlaştırmasını engelleyen de Osmanlı'ydı. İstanbul bütün ümmetin merkezidir ve hepimizin tarihidir) diyen GANNUŞİ hedefte!
Doğal olarak onun yol verdiği isimler de!
Gençler hep bir ağızdan 'Defol!' diyor!"
Tunus'un karışacağını görmek çok zor değildi! Mısır'dan sonra Türkiye'nin etkisini kırmak için orada saldıracakları belliydi! Silaha sarılıp suikastla ülkeyi karıştırdılar! 2002'ye kadar Türkiye'de uyguladıkları en iyi metod buydu! Eğer Tunus'ta tutarsa; bilin ki burada da aynı oyun sahneye konulacak! Mısır ve Tunus TEST sürüşü yaptıkları alan!
Unutmayın!
Kraliçe ile dünyayı önlerine alıp plan yapan aileler DOLMABAHÇE sözünden nefret ediyorlar!
Dolmabahçe, hem İMPARATORLUĞUN hem de İSLAM'ın birliğini ve gücünü simgeliyor! Bu nedenle Türkler'in bu kadar öne çıkması ve oyun kurması onları çıldırtıyor!
Kapatma davasıyla, siyasi yasaklarla, muhtıralarla, tehditlerle, çetelerle durduramadıkları Türkiye, üzerlerine üzerlerine gidiyor! En büyük dayanakları düne kadar ORDUYDU!
Ama önceki gece Harp Akademileri'nde ilk kez iftar verildi!
Devlet bir arada orucunu açtı!
İşte onların çıldırdığı bu!
Türkiye'nin adı konulmamış bir dinle yönetilmesini istiyorlar! Ailelerin olmazsa olmazı bu! Çünkü Türkler, kendilerini hatırladıkları an bütün bölge Ankara'ya akar! Bunu biliyorlar! Bu nedenle Kürtler'in gelmesinden çok rahatsızlar! PKK'nın içinde Avrupa'ya çalışan isimler tehlikenin farkında! Bir an önce bir şeyler yapmak için fırsat kolluyorlar! Ama Öcalan engelini aşamıyorlar!
Hem Kürt konusunda, hem Gezi'de, hem şirketlerde sıkıştılar!
Bu onların PES edeceği anlamına gelmiyor!
Başka bir şekilde saldıracaklar!
Dedim ya DOLMABAHÇE onların kimyasını bozdu! Bu nedenle gençlere biri orasını hedef gösterdi!
Dolmabahçe BÜYÜK TÜRKİYE'dir!
Rahatsızlık bu! İstanbul'a gelmelerinin nedeni de bu! Kürtler Ankara'ya ulaşmadan gelmek isteyecekler!
Dün bir dostum "Ya Eylül'ü beklemezlerse?" diye sordu!
Gelecekleri varsa görecekleri var!
Bekliyoruz!

Büyük Hesap

Gorbaçov gelip Sovyetler'i sahneden indirdiğinde ne olup bittiğini anlamamıştık! Zaten kapalı bir ülkeydi! Kimin hangi kılıkla gittiğini ve ne aldığını bilmiyorduk! Bütün bunları anlamamız hiç kolay olmadı! Gorbi'yeNOBEL BARIŞ ödülü verilmesi de önümüzü kapatıyordu!
Putin gelinceye kadar filmin tamamını izleyemedik! Eski ajan Putin ülkesini Londra üzerinden DEV MUSEVİailelere bağlayan ipi kesip attı! SOROS tarafından bir günde zengin edilenler, aynı şekilde bir günde gitti!
Tunuslu genç Bouazizi'nin kendini yakmasıyla başlayanARAP BAHARI da en az Rusya'nın yaşadığı değişim kadar önemliydi! Belki anlamamız uzun sürecekti! Putin, Rothschildler'e bağlı oligarkları götürdüyse, Arap Baharı da aynı şekilde dev ailelere bağlı DİKTATÖRLERİyolluyordu!
Tunuslu gencin kendini ateşe vermesi aslında bunların çıkarlarının yanmasıydı!
Demokrasi, insan hakları ve özgürlük, ŞİRKETLERİNyönettiği dünyayı zorluyordu! Kar artık her şey değildi! İnsanlar itiraz ediyordu! Bu basınçla Mısır, Libya, Tunus, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen gibi ülkeler karıştı! Birçok DİKTATÖR gitmek zorunda kaldı!
Karışıklık, ENERJİ GEÇİŞ NOKTALARI ve Afrika'nın Akdeniz'e açıldığı kapıda oluyordu!
Kuzey Afrika ve Süveyş bu nedenle önemliydi!
Avrupa'da kralların, kraliçelerin ve mavi kanlıların parasını yöneten aileler DİKTATÖRLERİ başa getirerek çarkı uzun yıllar çevirdi!
Türk istihbaratının çok ciddi biçimde yer aldığı halk hareketlerinde çoğu gitti! Çünkü Putin'den sonra Ortadoğu ve Afrika kapısının TANIDIK bir güce bırakılması gerekiyordu! Obama-
Erdoğan-Putin üçgeninde kararlaştırılan buydu!
Türkiye eski mahallesine döndü!
Kullandığı dil "katı ideolojisini" bir kenara bıraktığını anlatmakla kalmıyor bir de bölgeye "Yalnız değilsiniz!"diyordu!
Zaten Erdoğan'ın popülaritesi Ortadoğu'daki bütün liderlerden fazlaydı! Libya'da, Mısır'da seçime gitse tulum çıkartırdı! Bu başka bir durumdu!
Türkiye kontrol edeceği bölgeyle yeni KÜRESEL dengenin DAYANAK noktası olacaktı! Yoksa Amerika ve Rusya'nın yaptıklarının bir önemi yoktu! Türkiye başarılı olursa yeni düzen kurulacaktı!
Arap Baharı'ndan sonra bazı ülkeler DOLMABAHÇE'ye gelip kabinesini onaylattı! Mursi zaten yakınlığını gizlemiyor aksine gurur duyuyordu! Bütün Müslümanlar Ankara'ya akıyordu! Bölgede bunlar olurken içeride PKK sorunu bitiyor ve Kürtlerle kucaklaşma yaşanıyordu!
250 yıllık tezgah bozuluyordu!
Kolay iş değildi!
Enerji geçişinin ilk noktası SOMALİ ile son noktası SÜVEYŞ Ankara'nın ağzının içine bakıyordu!
Bütün bu olanlar dev aileleri telaşlandırdı! Tasfiye kapıya dayanmıştı! Gezi'de büyük sonuç elde edemedilerse de sokağı karıştırdılar! Mısır'da seçimle gelen Müslüman Kardeşler darbeyle gitti! Tunus Berahimi suikastıyla karıştı! Libya tekrar ayağa kalktı! Rövanş için geri gelmişlerdi!
Tunus'ta silah patlaması hayra alamet değildi!
Obama'nın verdiği iftarda Kuran'dan alıntı yapıp "Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir" ayetini okumasından bir gün sonra Kahire kan gölüne dönüyordu!
Birileri "Müslümanlar'la iç içe olamazsın!" mesajı veriyordu!
Paralarının miktarı ve gücü bilinmeyen aileler Obama'yı da solluyordu! Ona rağmen işler yapılıyordu!
Gezi'den saatlerce canlı yayın yapan CNN, BBC, El Cezire gibi televizyonlar belgesellerle işi geçiştirirken, Taksim'de aslan kesilen YABANCI gazeteler Kahire'deki katliamla ilgili tek satır yazmıyordu!
Yazamazdı! Çünkü hepsi BARONLARINDI! İçeride sık sık basın özgürlüğü isteyen arkadaşlarımızın da perde arkasındaki patronları bunlardı! Çok sayıda muhafazakar da BARONLARDAN emir alıyordu! Ya parasını veriyor ya bağlılığını bildiriyordu!
Zaten kurulan koalisyonun tek amacı Erdoğan'ı yollamaktı! Bu bile ittifakın 'motto'sunu ele veriyordu!
Somali'deki saldırı ve Mısır'daki darbe, bölgenin Türkiye'ye kapatılması içindi! BARONLAR ve adamları PKK konusunda ihtisas yapmıştı! Yanyana gelen 10 Kürt gencinden küresel terör örgütü meydana getirmişti!
Geldikleri yerlerdeki ayak izlerine bakarsak Gezi'den sonra PKK kartı kullanılacağı şıkkı ağırlık kazanıyor!
İkinci raundda SİLAH konuşuyor çünkü!
Çevrilen filmin amacı BÜYÜK TÜRKİYE'nin önüne geçmek! İslam'ı hatırlayan, tarihiyle barışan, kendini keşfeden bir Ankara istenmiyor! Son 3-4 yılda olanlar Türkiye'nin Ortadoğu'da ne kadar önemli bir aktör olduğunu ortaya koydu!
Eğer Kürtler sorunsuz şekilde gelirse bunun yaratacağı tsunami Avrupa adına Türkiye'yi kontrol etmeye çalışan baronları yutacak!
Eğer bu olursa Araplar'ın Ankara'ya akmasını kimse engelleyemez! Geç de olsa olur!
Yeter ki içeride uyanık olalım!
Unutmayın içerisini yanıbaşımızdakilerle karıştıracaklar!
Gezi'de göremediğimiz YABANCILARI yine göremeyeceğiz!
Sahne alanların BARONLARIN adamları olduğunu bilelim! Bu bize yeter de artar bile!

Hesaplaşma

Tunus, Fas, Cezayir, Libya, Mısır ve Suriye gibi ülkelerdeki karışıklıkları ve Türkiye'de başımıza geçirilmek istenen çuvalı görmek için sadece içeriyi gösteren yerli gözlük kullanmak yetmez!
Çünkü ANKARA'ya çullanmak isteyen koalisyonun maestrosu YABANCI!Bizler her şeyi basit klişelerle ele alırız! Bizim dışımızda, bizi de içine alan bir DENGENİN varlığından haberimiz yoktur!
Dengede ne tarafta olduğumuzu bilmediğimiz gibi ne tarafa geçmemiz gerektiğini de bilmeyiz!
Sadece içeride sesi çok çıkan koalisyonun peşinden gideriz!Kavganın nedeni de bu!
Bu koalisyon, Türkler'in HÜR İRADESİYLE hangi tarafta yer alacağının önüne geçmek istiyor!
Çünkü büyük mücadelenin sonucu Ankara'nın alacağı pozisyonla belirlenecek!
İşte kendi aklını devreye koymaya çalışan Türkiye ve Erdoğan bu nedenle hedefte!
Biraz daha açalım!
50 yıl geriye gidelim...1963'te Soğuk Savaş tüm hızıyla sürerken döneminAmerikan Başkanı Kennedy tarihteki en önemliBALKON konuşmalarından birini yaptı!
Berlin'deki Rathaus Schöneberg'den yükselen sözler dünyanın merkezlerinde yankılandı!
Kennedy'nin, Doğu Alman yönetiminin Berlin'i tam ortasından bölen 46 km uzunluğundaki "utanç" duvarını yapması ve Küba Devrimi'nden sonra Berlin'e gelmesi çok anlamlıydı!
Herkesin çok sıradan diye düşündüğü ziyaret inanılmaz önemliydi!
Kennedy, Almanya'ya gelerek SOVYETLER'e meydan okuyordu!
Bunu da "Ich bin ein Berliner" (Ben bir Berlinliyim) sözleriyle ilan ediyordu!
Başkan John F.
Kennedy, tarihte hak ettiği yeri bulmayan bu sözlerle sonunu hazırlıyordu!
Başkan, kendisi dışında çok daha büyük bir güç tarafından kurulan Amerika-Sovyetler Birliği dengesini bozmaya çalışıyordu!Kendince yeni bir güç dengesi oluşturacaktı!
Bu da Amerika ile Almanya arasında olacaktı!
Kendisinden önce kurulan yani dünyanın Washington ile Moskova arasında paylaştırılmasına itiraz ediyordu!
Tek başına yapabileceği bir şey değildi!Uyarılara rağmen denedi!
Israr etti! Daha ileri gidince gereği düşünüldü! 22 Kasım 1963'te Dallas'ta öğle saatlerinde üstü açık arabayla ilerlerken ateş açıldı!
Başkan başından ve ensesinden vuruldu. Parkland Hastanesi'ne götürülürken yolda can verdi.
Olaydan hemen sonra katil 24 yaşındaki Lee Harvey Oswald ele geçirildi! Ancak o da iki gün sonra polisten çıkarken bar sahibi Jack Ruby tarafından öldürüldü!
Uyarıları dinlemeyen Kennedy durdurulmuştu!O günden sonra da dünyayı Amerika-Rusya dengesinden çıkarmak isteyenler oldu! En fazla yol alanlar Rothschild ve benzeri Musevi aileler oldu! Gorbaçov'la birlikte Rusya'da önemli virajlar alınsa da Amerika, Putin'in imdadına yetişti! En önemli kazancı petrol olan Moskava'ya büyük jest yapıldı!
Petrol fiyatları uçuruldu!Rusya'ya dolar yağmaya başladı! Bu gelir aynı zamanda Putin'e karşı olan ve Soros tarafından desteklenenOLİGARKLARIN sonuydu! 
Çünkü kendilerinin bile bilmediği bir oyunu bozmaya soyunmuşlardı! Bu uğurda kendi başkanını ortadan kaldıran Amerika üç-beş BARONA bunu bırakamazdı! Arkalarında İngiltere olsa da!
Temizlendiler!Hem de bir gecede!
Denge yine yerine oturmuştu!
Ama artık dünya eski dünya değildi!
Müslümanlar'ın bir koordinatta olması şarttı! İngilizler, Ortadoğu'yu 200 yıldır kontrol ettikleri için bir hamleyle Kraliçe'nin diskalifiye olması gerekiyordu!
Bunun için en uygun oyuncu Türkiye idi! Öyle de oldu! Erdoğan iktidara geldikten sonra Türkiye'yi büyütecek bu projeye destek verdi! Ya Kraliçe ve MuseviBARONLARLA olunacak ya da ABD-Rusya çizgisinde yer bulunacaktı! Yıllardır ilk seçenek hakimdi! Koalisyonlar, krizler ve darbeler bunun sonucuydu zaten!
Kennedy'nin bozmaya çalıştığı dengenin şimdi tam ortasında Türkiye vardı! Arkasında milyonlarca Müslüman'ı alarak... 
Bu nedenle önce Kürtler'in Ankara ile kucaklaşması gerekiyordu! Çünkü DENGE'nin sonsuza kadar yaşaması içinENERJİ yollarının Ankara'nın kontrolüne geçmesi gerekiyordu!
Silahla ve propaganda ile girilen Ortadoğu'da kimse sonuç alamamıştı!
Bu açık, net ortadaydı! 
Bu nedenle herkesin Türkler'e ihtiyacı vardı!Osmanlı'dan sonra iki yakası bir araya gelmeyen coğrafyayı sadece Ankara hizaya getirebilirdi!
Anlayacağınız Türkler'i ve Müslümanlar'ı yanına alan maçı kazanacaktı! Eğer Türkler'in içinde olduğu EKİPkazanırsa Türkiye büyüyecek, eski imparatorluk günlerine dönecekti! Anlaşma böyleydi!
Yok, eğer kaybederse işi çok ama çok zor olacaktı! İşte bu nedenle Gezi'de gördüğümüz olaylar, iki ağaç işi değildi!
Bazı PATRONLARIN ilk kez rahatsız edilmesi de hesaba dahil!
Türkiye, kendi içinde ikiye bölünmüşse, "iki taraf" anlattığım güçleri temsil etmektedir! Dünyada üçüncü bir güç yoktur!
Bu nedenle GEZİ'ye gidenler ya da karşı çıkanlar büyük fotoğrafın ne olduğunu bilmelidir!
İki ağaç küçük, bölünmüş ve sorunlu bir Türkiye anlamına gelirken, diğeri İMPARATORLUK demektir!
Kısacası...
Tarih her zaman toplumlara bu kadar şans tanımaz!
Bazen top ayağınıza gelir. Siz de ya golü atıp tarihi değiştirirsiniz ya da atamayıp tarihe mal olursunuz!
Olay budur! Şimdi bir daha düşünün!

Hiç yorum yok: