15 Mayıs 2013 Çarşamba

İçki yasağı Meclis Başkanı'nın oyuyla kabul edilmişti-Erhan Afyoncu


Milli Mücadele yıllarında içkinin yasaklanması yönündeki kanunun oylaması 71-71 eşit çıkmış, Meclis Başkanı'nın oyu kabul olduğu için içki satışı yasaklanmıştı


Türkiye'de içki satışı düzenlemeleriyle ilgili tartışmalar devam ediyor. İçki tartışmaları Milli Mücadele'nin bütün hızıyla sürdüğü 1920 yılında da yaşanmış ve sonunda içki satışı Meclis kararıyla yasaklanmıştı. Uğur Üçüncü, "Milli Mücadele Yıllarında Bir Yasak Denemesi (Men-i Müskirat)" isimli kitabında ve Vahdettin Engin bir yazısında bu içki yasağını teferruatlı olarak anlatır.

İçki yasaklansın

23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılmıştı. Bir taraftan düşmanın yurttan atılması için çalışmalar sürerken, diğer taraftan Meclis açıldıktan birkaç ay sonra önemli tartışma konularından birini de içki yasağı oluşturmuştu. ABD'de ve Batı'da uygulanan içki yasakları Meclis'e bu konuda ilham vermişti.

1920 Eylül'ünde, Meclis'teki bazı milletvekilleri "memleket batarken vatandaşların içki içmeleri, sarhoş olmaları doğru mu? Hele dinin yasak ettiği içkiye neden müsaade etmeli? Allah kendi emirlerine itaat etmeyenlere zafer verir mi" diyerek "Men-i Müskirat Kanunu" adıyla çıkarılacak bir yasa ile içkinin yasaklanmasını istediler.

Bu konunun bayraktarlığını Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey yapıyordu. Amerika'da da içki yasağının uygulanması örnek gösteriliyordu. Maliye Bakanı Ferid Bey gibi yasağa karşı olanlar ise içkinin Hazine'ye yıllık 20 milyon lira gibi önemli bir gelir getirdiğini ileri sürüyorlardı.
Ali Şükrü Bey, 1920 Eylül'ünde meseleyi resmen Meclis'e taşıdı. Bazı milletvekilleri kanunun yalnız içkiyi değil afyon, haşhaş yağı ve esrarı da kapsamasını istediler. Ancak bazı milletvekilleri afyonun ilaçlarda kullanıldığını ve milli bir servet olduğunu söylediler.

Başkanın oyuyla kabul edildi

Kanun teklifi görüşülürken, Meclis'te büyük tartışmalar meydana geldi. Tartışmaların şiddetlenmesi üzerine oturum iki gün sonraya bırakıldı. Ancak iki gün sonraki oturumda da tartışma bitmedi.
Bütün tartışmalardan sonra kanun oya sunuldu. 71 kabul, 71 ret, 3 de çekimser oy çıktı. Başkan Vehbi Bey evet oyu vermiş olduğundan kanun kabul edildi. 14 Eylül 1920'de kabul edilen bu kanunla ülkede her türlü alkollü içkinin yapımı, alımı, satımı ve kullanımı yasaklandı. Bu yasağa uymayanlara para veya hapis cezası verilecekti.

İçki üreten, ithal eden, nakleden ve satanlara kıyye başına (1.28 kg) 50 lira para cezası verilecek ve ele geçirilen içkiler imha edilecekti. Alenen veya gizlice içerek sarhoş olanlar 50 lirayla 200 lira arasında para cezasına veya 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaklardı. Sarhoş olan memur ise görevlerinden atılacaklardı. Kanuna göre verilen cezalara itiraz ve temyiz yolu kapalıydı.
Kanun TBMM'nin kontrolü altında olan her yerde uygulandı. İşgal altında olan yerlerde ise kurtuluşlarından sonra içki yasağı devreye girdi. Savaş ortamında kanunun takip edilmesi zordu. Bununla beraber zaman zaman içki yasağına uymayanlardan cezalandırılanlar da oldu. Fakat bunlar genellikle bir süre sonra Bakanlar Kurulu kararı ile affedildiler.


Meclis yenilendi içki yasağı kalktı

Milli Mücadele sona erdikten sonra Meclis yenilendi. Meclis'te muhafazakâr mebus sayısı azalınca, kanun değişikliği için harekete geçildi. Hilal-ı Ahdar (Yeşilay) Cemiyeti ve içki yasağı taraftarı basın kanunun değişmemesi için çalıştı. Meclis'te içki yasağı tartışmaları sürerken gazetelerde içki yasağının tarihi bile yazılıp, çizildi. İçki yasağı lehine ve aleyhine yayınlar yapıldı. Köprülüzâde Mehmed Fuad ve Tarihçi Ahmed Refik (Altınay) Tevhid-i Efkâr'da yazdıkları yazılarda tarihte içki meselesini, içkiyle mücadeleyi ve içki yüzünden yaşanan rezaletleri anlattılar. Ancak Meclis'te kanunun değişmesine taraftar olan mebus sayısı çok olduğu için 9 Nisan 1924'te çıkarılan yeni bir kanunla içki yasağı hafifletildi. Kapalı kaplar içinde gerekli izinler alındıktan sonra içkiler her yerde satılabilecekti. Kadehte içkiye ise belli bölgelerde izin verilecekti.

Men-i Müskirat Kanunu şeklen de olsa 1926'ya kadar yürürlükte kaldı. 22 Mart 1926'da kabul edilen yeni bir kanunla tamamen lağvedildi.



Mühürlenen rakı şişesi

İçki yasağından sonra trajikomik olaylar da yaşanmıştı. Uğur Üçüncü bu duruma ait 21 Ekim 1923'teki ilginç bir hadiseyi anlatır. Elinde büyük bir rakı şişesiyle giden bir kişiyi polis çevirir. Aralarında şu konuşma geçer:
- Efendi elindeki şişede ne var?
- Rakı.
- Geliniz karakola. Rakının memnu (yasak) olduğunu bilmiyor muydunuz?
- Evet biliyordum. Fakat bu bir şişe rakıyı memnuiyetten evvel almıştım. Kaç gündür bu şişeyi karakola götürüp mühürletecektim. İşimin ziyadeliğinden dolayı götüremiyordum. Bugün size tesadüf ettim.
Polis vatandaşın zekice lafları üzerine bir şey diyemeyerek şişeyi ve adamı karakola götürdü. Karakolda rakı şişesine el konulup, mühürlendi. Vatandaş mühürlü şişeyi istediyse de geri alamadı.



İçkiyle mücadele

1847'de İsveçli bilim adamı Maniyos'un içkinin zararlarını ispat etmesiyle içkiye karşı bir mücadele dönemi başlamıştı. İçkiyle mücadele cemiyetleri kuruldu, hükümetlere baskı yapılmaya başlandı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rusya'da ve Avrupa'daki bazı ülkelerde içki yasaklandı.


ABD'de içki yasağı

ABD'de 5 eyalet 1900'de içkiyi yasaklamıştı. 1918'de eyalet sayısı 32'ye çıktı. 1919'da yapılan anayasa değişikliğinin ardından 1920'de ABD'de içki yasağı dönemi başladı. Bu yasak 1933'e kadar sürdü.

Hiç yorum yok: