19 Ocak 2013 Cumartesi

Türkiyede müzik değişti dans hala aynı!


Batının kitle eğitiminden, kişinin yeteneklerine uygun bireysel eğitime yöneldiğini, bizim tarihimizde de medreselerde olduğu gibi tamamen kişinin yeteneğine uygun bir eğitim modelinin doğru olacağının altını çizen TED Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Ziya Selçuk, ESAMda verdiği konferansta; Müzik değişince dansta değişirmiş.


ESAM’da konuşan TED Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ziya Selçuk:
Türkiye’de müzik değişti dans hala aynı!
Batının kitle eğitiminden, kişinin yeteneklerine uygun bireysel eğitime  yöneldiğini, bizim tarihimizde de medreselerde olduğu gibi tamamen kişinin yeteneğine uygun bir eğitim modelinin doğru olacağının altını çizen TED Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Ziya Selçuk, ESAM’da verdiği konferansta; “Müzik değişince dansta değişirmiş. Türkiye’de müzik değişti, ama hala dans değişmiyor. Başta biz profesörler olmak üzere eğitimde mevcut bilimsel birikimi sentezleyip, yeni bir medeniyeti kurabilecek alternatif eğitim modelini oluşturabilecek mutlak bir zihniyet değişimine ve yeni bir eğitim modeline geçmemiz gerekiyor”diye konuştu.
Ahmet Yavuz
ESAM’da, “Dünyada Eğitim Trendleri” konusunda bir konferans veren TED Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Türkiye’de eğitim süreci boyunca ortalama bin 200 saat yabancı dil eğitimi verildiğini, buna karşın “Ben bu masadan kalkacağım” diyemediğini belirterek, yabancı dille eğitimin de sömürge eğitimi olduğunu konuşmaya bile gerek görmediğini belirtti. Ahlaktan yoksun bir eğitim sisteminin sakat sonuçlar doğuracağını, dinden ve kültürden beslenmeyen bir ahlak sisteminin ise ayakta kalamayacağını kaydeden Prof. Selçuk, “Eğitimi ahlaki bir temele oturtmak gerek” diye konuştu. Buna karşın değerler eğitiminin müfredata alınıp bir kurs ile değil, anne-baba ve öğretmenlerin hal ve tavırlarıyla öğrencileri bir değerler iklimi oluşturarak  ancak eğitebileceklerine işaret etti.   Son günlerde gündemde olan ODTÜ’den örnek veren Selçuk, “ODTÜ mezunları dört dil öğreniyorlar, ama özel sektör ODTÜ mezunlarından memnun değil. Çünkü düşünme ve üretme yetenekleri geliştirilmiyor. Şablonlarla öğreniliyor” diye konuştu.
Bin yıllık mesele..
Türkiye’nin sadece son asırda değil eğitimde son 4 yüzyıldan beri bir medeniyet tasavvuru oluşturacak zihniyetten yoksun olduğunu anlatan Prof. Dr. Ziya Selçuk şunları söyledi: “Bu ülke bin seneden beri entelektüel sermayesini geliştirecek şekilde bir gelişim ortaya koyamıyor. Fatih döneminde medreselerdeki ders çizelgelerinde geliştirilen bir kaç istisna dışında, Kanuni dönemi buna dahil. 1490’larda sona eren Endülüs bile çok çok ilerde idi. Edebi, ilmi eserler veriyordu. Tabi onların İbni Rüşd’den gelen bir gelenekleri vardı. Oysa bizde başlayan donukluk, felsefeye karşı oluşan olumsuz bakıştan beri bir gelişme ortaya koyamıyoruz. Bugün dünya çapında bir psikolog, sosyolog, filozof veya bilim adamımız maalesef yok.”
Öğrenciyi bırak, müdürü ölç!
Bir çocuğun öğrenmedeki genetik vs. faktörlere bağlı olarak öğrenme başarı oranının yüzde 50 olduğunu kaydeden Selçuk, “Sipariş çocuk verme şansımız olmadığına göre buna müdahale etme şansımız yok. Geriye kalıyor başarıya yüzde 30 etki eden öğretmen. En yüksek verimlilik yatırımı öğretmenedir. Ev, okul ve akranların etki oranı da kalan yüzde 20’yi oluşturuyor. Eğitimde dünya birincisi olan Finlandiya’da ilk 6 yıl bütün dersleri tek öğretmen verir. Ve öğrenciye 6 yıl boyunca hiç not vermez. Öğrencilerin okullara yerleştirilmesi de ailelerin servetine bağlı değildir. Çünkü hiç bir ülkenin eğitim sisteminin kalitesi, öğretmenlerinin kalitesini aşamaz” şeklinde konuştu. “Biz öğretmenleri, okulları, müdürleri, ilçe milli eğitim müdürlerini ölçmüyoruz. Oysa üç yılda, başarılı olup, okulunu belirli bir düzeye getiremeyen müdür görevinde kalamıyor. Tek gücümüz öğrenciye yetiyor.”
Sınav ve dershane, şahsiyet oluşumunu engelliyor!
Sınavların Türk eğitim sistemini bloke edip esir aldığını ve dershane sisteminin kişilik ve şahsiyet gelişim çağındaki olumsuz etkilerine de dikkat çeken Prof. Dr. Ziya Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Genel lise mezunlarının dershane bütçesine katkıları yüzde 76, fakat üniversiteye girme oranları yüzde 7.2. Üniversiteye giremeyenler, ötekilerin sponsoru oluyor. Ne yapalım bu düzen böyle gidiyor diyerek devam etmemiz halinde, ortaya çıkan üründen bir şahsiyet yetiştirmemiz asla mümkün değil. Çünkü çocuğun tam şahsiyetinin yetişeceği dönemde çocuklar yıllarca dershanedeki, evdeki odalara kapanıyorlar. Yıllar sonra odadan çıkıyorlar. Düğün bilmiyorlar, bayram bilmiyorlar, cenaze bilmiyorlar, misafir bilmiyorlar. Sonrada şahsiyet gelişsin diyoruz. Şahsiyet gelişmezse de karşımıza böyle yarım akıllı, derinliği olmayan nesiller çıkıyor.”
Çözüm: Mevcut bilimi sentez ve yeni eğitim modeli
Türkiye’nin en önemli meselesi olan eğitim çıkmazından çıkış için de TED Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ziya Selçuk çözüm olarak şu öneriyi getirdi: “Netice itibariyle bizim eğitim sistemimizi, dünyadaki yönelimlere baktığımızda birinci aşamada; dünyadaki mevcut bilimsel birikimi hazmetmek ve kendimize özgü bir sentez oluşturabilmek. İkinci aşama ise bu neoliberal yaklaşımı içeren medeniyete alternatif tasavvur ortaya koyabilecek yeni bir eğitim birikimi ortaya çıkarmak. Biz, daha birinci aşamanın birinci noktasındayız”
Batının kitle eğitiminden, kişinin yeteneklerine uygun bireysel eğitime  yöneldiğini, bizim tarihimizde de medreselerde olduğu gibi tamamen kişinin yeteneğine uygun bir eğitim modelinin doğru olacağının altını çizen MEB Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Ziya Selçuk, on yıl sonra derslerin yüzde 50’sinin üniversite dışında yapılacağını, öğrencilerin şu anda var olmayan mesleklere hazırlanmalarının gereğine vurgu yaptı. Selçuk, “Müzik değişince dansta değişirmiş. Türkiye’de müzik değişti, ama hala dans değişmiyor. Türkiye’de başta biz profesörler olmak üzere eğitimde mutlak bir zihniyet değişimine ve yeni bir eğitim modeline geçmemiz gerekiyor” dedi.


Hiç yorum yok: