26 Ocak 2013 Cumartesi

Fatih Camii Ermeni teröristlerin bile hedefi olmuştu-Erhan Afyoncu


Ermeni teröristler, 1906'da İkinci Abdülhamit'e bir suikast yapmayı, Fatih, Ayasofya ve Yeni Camii'yi bombalayarak, karışıklık çıkarmayı planlamışlardı.
Darbe yapmak için Fatih ve Beyazıt camilerinde Cuma namazı sırasında bomba patlatılmasının planladığı iddiaları konuşuluyor. Bunun doğru olup olmadığına yargı karar verecek. Ancak bundan 104 yıl önce Ermeni teröristler, İkinci Abdülhamit'e bir suikast yapmayı ve namaz sırasında Fatih, Ayasofya ve Yeni Camii'yi bombalayarak karışıklık çıkarmayı planlamışlardı.
İMPARATORLUK BÖYLE PARÇALANDI
13 Temmuz 1878'de imzalanan Berlin Antlaşması'nın 61. maddesi "Ermeniler'in bulunduğu yerlerde gereken ıslahat ve düzenlemelerin geciktirilmeden yapılarak Ermeniler'in Çerkes ve Kürtler'e karşı emniyetinin temin edilmesi" şeklindeydi. Bu maddeyle Batılı devletler tarafından "Ermeniler'in durumu" resmi bir hâle büründürülmüştü.
Artık sıra daha önce Yunanlılar, Sırplar ve Bulgarlar'da uygulanan ve imparatorluğu küçülten "süper formüle" gelmişti. Bu formül daha önce şöyle işlemişti: "Batılı diplomatlar, Osmanlı topraklarında yaşayan Hristiyanlar'ı önce silah ve mühimmat verip kışkırtarak isyan ettirmişler sonra da "Türkler Hristiyanlar'ı katlediyor" diye yaygara yaparak özerklik elde etmişlerdi. Özerkliği de Osmanlı hakimiyetindeki Hristiyanlar'ın bağımsızlığı ve asırlarca beraber yaşadıkları Türkler'in katledilmesi takip etmişti.
Ancak bu defa planları tutmadı. İkinci Abdülhamit, Ermeniler'e karşı tavizsiz hareket etti. Ermeni bölgelerinde uygulanacak ıslahatın Doğu ve Orta Anadolu'nun elimizden çıkması manasına geldiğini bildiği için reform planlarını uygulamada ağırdan aldı. İkinci Abdülhamit, bu tavrı yüzünden Ermeni terör örgütleri tarafından en büyük düşman olarak görüldü. Bu yüzden artık ortadan kaldırılması gereken hedefleri İkinci Abdülhamit'ti.
CAMİLERE BOMBA KOYACAKLARDI
Ermeniler, 1904 yılı Ocak ayında Sofya'da yapılan Taşnak kongresinde, İstanbul ve İzmir'de eylemlere geçilmesi konusunda karar aldılar. Alınan kararların en önemlisi, padişaha suikast düzenlenecek sonra da hükümet merkezi, Galata Köprüsü, Tünel, Osmanlı Bankası, yabancı büyük elçilikler ile diğer bazı özel ve resmi kurumlar havaya uçurulacaktı. Böylece müthiş bir kargaşa ve ihtilal çıkarılarak İstanbul kan ve ateş içinde bırakılacak, ardından Avrupa devletlerinin müdahalesi sağlanacaktı.
21 Temmuz 1905'te Yıldız Camii'nde patlayan bombadan İkinci Abdülhamit şans eseri kurtuldu. Yapılan soruşturmada teröristlerin bütün planları ortaya çıkarılıp, olayın failleri yakalandı. Ancak Ermeni teröristlerin pes etmeye niyetleri yoktu. Amaçlarını gerçekleştirmek için önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Osmanlı padişahını ortadan kaldırmak için tekrar harekete geçtiler.
Ermeni teröristler, ilk suikast teşebbüslerinden bir yıl sonra Bulgarlar'ın desteğini alıp, Bulgaristan'da İkinci Abdülhamit'e karşı bir suikast planladılar. Daha sonra bir Ermeni terörist, Bulgaristan'dan bir mektupla Budapeşte'ye gitti. Ardından İsviçre ve Londra'daki Ermeni komiteleriyle durumu müzakere ettikten sonra Paris'e döndü. Bulgaristan'dan yola çıkan Ermeni terörist başka bir Ermeni'yle Paris'ten Mısır'a geçip, aldıkları kararları orada bulunan teröristlere anlattı. Cuma selamlığında görevli polis veya hafiyelerden birkaçını elde ederek maksatlarını
gerçekleştirmeye çalışacaklardı. Suikastın yanı sıra başka bir planları da vardı. Fatih, Ayasofya ve Yeni Camii'de namaz kılınırken yanıcı ve patlayıcı maddeler koyarak tahribatta bulunacaklardı. Camilerde insanların ölmesi Müslümanlar arasında büyük bir öfke ve tepkiye sebep olacak ve Türkler bu durumdan sorumlu tuttukları Hristiyanlar'a saldırarak katledeceklerdi. Bu durum üzerine geçmişte olduğu gibi Avrupalı devletler ve Rusya harekete geçerek Osmanlı İmparatorluğu'na müdahale edecekti.
Osmanlı istihbaratı olup bitenleri haber alıp, durumu İkinci Abdülhamit'e bildirdi. Böyle bir duruma imkân vermemek için tedbirler alındı. Durum gizli bir yazı ile 1906 Eylül'ünde Suriçi, Beşiktaş, Üsküdar ve Beyoğlu mutasarrıflıklarına bildirildi. Muhtemelen alınan tedbirler yüzünden Ermeni komiteleri bu planlarını uygulamaya koyamadılar.
İKİNCİ ABDÜLHAMİT'İN KUŞKUCULUĞU
İkinci Abdülhamit, Osmanlı tarihinin en önemli padişahlarından biriydi. 33 yıllık hükümdarlığı süresince izlediği iç ve dış siyasetle Osmanlı Devleti'ni ayakta tutmaya çalışmıştı. Yaptırdığı cami, hastane, mektep, köprü ve saat kulesi gibi binlerce eser ile tamir ettirdiği yüzlerce dini yapıyla devletin gücünü ve varlığını imparatorluğun her tarafında hissettirdi.
Sultanın en olumsuz yanlarından biri ise fazla vehimli, yani kuşkucu olmasıydı. Fakat meydana gelen olaylara ve Osmanlı arşivindeki belgelere bakılırsa kuşkuculuğunun haksız olmadığı da anlaşılır. İkinci Abdülhamit'ten önce amcası Sultan Abdülaziz ve ağabeyi Beşinci Murat darbeyle tahttan indirilmişti. Hükümdarlığı döneminde de birkaç kez Beşinci Murat'ı tahta çıkarma teşebbüsü meydana geldi. Ermeni teröristler ve başka suikastçılar birçok kez İkinci Abdülhamit'i öldürmek için suikast teşebbüslerinde bulundular. Ayrıca padişaha onlarca asılsız suikast ihbarı da yapıldı. Bütün bunlar İkinci Abdülhamit'in evhamlı yapısını daha da derinleştirdi.
ŞEYHÜLİSLAMLA SOHBETİ İKİNCİ ABDÜLHAMİT'İ ÖLÜMDEN KURTARDI
Osmanlı padişahına bir suikast planlayan Ermeni teröristler, uzun süren bir hazırlıktan sonra 21 Temmuz 1905 Cuma günü Yıldız Camii'nde harekete geçmişlerdi. Namaz bitince de saatli bombayı harekete geçirdiler. Fakat namaz bitiminde Şeyhülislam Cemalettin Efendi, padişahın yanına geldi. Ayaküstü bir süre sohbet ettiler. Bu arada Padişah arabasına binmeden, önceden ayarlanmış olan saatli bomba, cami dışında müthiş bir gürültü ile patladı. Şeyhülislam tarafından tesadüfen birkaç dakika oyalanan İkinci Abdülhamit bu suretle suikasttan kurtulmuştu. Fakat patlayan bombanın içinde yer aldığı arabanın civarında bulunan çok sayıda insan hayatını kaybetti ve yaralandı.

Hiç yorum yok: