McKinsey Global Ensititüsü 2025'te dünyanın en dinamik 75 şehri hangileri olacak diye geniş çaplı bir araştırma yapmış. McKinsey bu araştırmayı yaparken tam 2.650 şehri incelemiş. Yapılan bütün projeksiyonlar sonucunda Çin'in tam 29 şehri 2025'de dünyaya yön verecek. ABD'den 13, Avrupa'dan ise sadece üç şehir listede var. Listede Türkiye'den sadece İstanbul ve Ankara var.
1990'lı yıllardan itibaren artık dünya ticaretinin Batı'dan Doğu'ya doğru kaydığı yavaş yavaş görünüyordu. Sadece Çin değil, Hindistan, Singapur, Tayvan ve her daim Japonya Doğu'nun itici ülkeleri konumundalar.
Şanghay'dan Pekin'e, Tianjin'den Shenyang'a kadar tam 29 Çin şehri dünya üretiminin neredeyse üçte birini yapacak konuma gelmiş durumda. Dünyanın en hızlı şehirlerarası treni Wuhan'dan Guangzhou'ya giden trenler. Saatteki hızı yaklaşık 350 km. 1979'da sıradan biri balıkçı kasabası görümündeki Shenzhen 1979'da Çin'in ilk özel ekonomik bölgesi seçilmişti. Apple'ın iphone'larını üreten dünyanın en büyük elektronik fabrikası 'Foxcom City' Shenzhen'de. Bu fabrikada tam 230 bin kişi çalışıyor. Yan sanayi, diğer esnaflarla beraber tam 500 bin kişi dolaylı yoldan bu fabrikanın üretiminden faydalanıyor.
Çin'in en büyük üçüncü limanı Ningbo'da. 2010 yılında bu liman 13 milyon konteynır taşıyordu. Paraya evsahipliği yapan Hong Kong için ayrıca özel bir şey söylemeye gerek yok. Çin'in büyük şehirlerinden Foshan yıllık 470 milyar dolarlık endüstri üretimi yapıyor. Bu rakam İran'ın yıllık gayri safi milli hasılasına denk.
Askeri alanda da önemli atılımlar yapıyor Çin. Dalian şehrinde büyük üsler kuruluyor. Çin neredeyse ABD'yi vurabilecek menzilde füzeler yapıyor. Sadece endüstri ya da bilişim değil, askeri alanda da inanılmaz değişimler yaşıyor Çin.
Yapılan analizler ve bilimsel çalışmaların sonucunda dünya 2070'e kadar ABD-Çin ekseni hakimiyetinde geçecek. Zbigniew Brzezinski'nin Stratejik Vizyon kitabında ülkelerin gayri safi milli hasılaları, üretimleri detaylı bir şekilde veriliyor. ABD'nin 2012 yılında savunma harcamaları 650 milyar dolar. Çin'inki 70 milyar dolar. 2025'te Çin bu rakamı 300 milyar dolara kadar çıkaracak. ABD de muhtemelen 750 milyar dolar civarında olacak. ABD'nin kişi başına milli geliri 50 bin dolar, Çin'inki 20 bin dolar civarında olacak. Tabii ABD'nin nüfusu 2025'de 369 milyon, Çin ise 1 milyar 463 milyon olacak.
Tabii bu denklemde Rusya'yı unutmamak lazım. Elindeki doğalgaz kaynakları Batı'ya karşı çok güçlü bir vizyon oluşturmalarını sağlıyor. Rusya-Hindistan-Çin hattı Tayvan, Singapur, Japonya'yla beraber 2025'den sonra dünyanın yeni üretim merkezi olacak. ABD yine süper güç ama Çin'in askeri alandaki gelişmeleriyle artık tek başına karar mercii olamayacak.
ABD-Çin ekonomik sebeplerden ötürü asla birbirlerine düşmanlık beslemezler. Tam tersi win win yöntemi her iki ülkenin işine gelir.
Burada akla gelen soru şu: Türkiye bu denklem ve eksen boyutunda nerede yer alacak? McKinsey'in raporunda İstanbul 2025'in en dinamik 14. şehri. Geçiş noktası olması ve Avrupa, Balkanlar, Afrika ve Orta Doğu'ya yakınlığı İstanbul ve dolayısıyla Türkiye'yi eşsiz kılıyor. Ne yazık ki Türkiye'nin Ankara dışında diğer şehirleri aynı hızda büyümüyor. Askeri, endüstriyel ve bilişim alanında üretimimiz perişan vaziyette. Dünya dengeleri değişiyor ama bu değimde biz yine merkez ülke değiliz.
Para geçiş ve finans merkezi konumundan ziyade üretim sahasında büyük işler yapmamız lazım. Bunun için eğitimimizin dünya ile rekabet eder seviyede olması lazım. Çin matematik alanında dünyaya fark atıyor. Oxford Üniversitesi Matematik Profesörü Marcus du Sautoy 'Dünyayı Değiştiren 100 Fikir' kitabına Oklid'in Kuramı başlığında bir makale yazmış. O makalede gelinen bu noktayı şöyle izah ediyor Sautoy: 'Çinli öğrenciler Batılı öğrenciler kıyasla matematikte daha başarılılar. Bunun bir nedeni eğitim sistemlerine bağlanabilir, bütün üniversite öğrencileri ileri trigonometri ve cebir sınavlarından geçmek zorundalar.'
Düşünebiliyor musunuz Çin'de üniversitenin hangi bölümünde okuyorsanız okuyun matematiğiniz süper olacak. Yoksa diploma alamazsınız. Hani bizde öğretmenlik sınavlarına girecek adaylar, 'Biz matematik öğreneceğiz de ne olacak? Sınavda bizi niye matematik soruyorlar' diyorlar ya, Çin'deki durum onların kulağına küpe olsun.
Fareedd Zakaria'nın Post-American World (Amerika Sonrası Dünya) kitabında 'non-western world' (Batı'sız Dünya) dediği tam da bu.
Dünya yepyeni bir çehreye bürünüyor. Kol gücüne ihtiyaç azalıyor. Bilim ve teknoloji almış başını gidiyor. Başbakan Erdoğan 2023 ve 2071 hedefleri konusunda çok haklı. Batı ve Çin gelecek vizyonunda inanılmaz çalışmalar yapıp yepyeni perspektifler ortaya koyuyorlar. Türkiye'nin artık merkez ülke olması gerekiyor. Bir dönem ABD'nin bir dönem Çin'in kapı bekçiliğini yaparak bir yere varamayız.
2023'te dünyayı ABD-Çin ekseni yönetecek. Türkiye pekala küresel güç olabilir. Bölgesel güç artık bizi kesmez. Bunun için uzun vadeli planlara ihtiyacımız var.
NOT 1: Daha detaylı okuma için bakınız: 'Stratejik Vizyon: Yazarı Zbigniew Brezezinski', 'Post American World: Yazarı Fareed Zakaria (W.W Norton Company) ,' Dünyayı Değiştiren 100 Fikir: Yazarı Jheni Osman (Kolektif Kitap)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder