30 Eylül 2012 Pazar

Büyük savaş - Ergün Diler

Önceki gün uzun zamandır ısrarla davet etmesine rağmen gidemediğim bir dostuma konuk oldum.
Hava çok güzeldi. Masayı yalısının bahçesine hazırlatmıştı. Sanki yazı birlikte uğurluyorduk. Çok zaman fikirlerimiz uyuşur ancak çatıştığı zaman da ortada tabak çanak kalmazdı!
İşin esprisi bir yana dostum bu görüşmeye sıkı hazırlanmıştı. Ceketinin her cebi NOT doluydu. Daha çorbayı içerken saldırıya geçti. Sohbetin devamında da aynı vurguyu sık sık yaptı: "Dünyayı 60 aile yönetiyor Akıllı olan bundan pay alır, almayan yok olur gider..." İhtiyar delikanlı dostum aslında YAHUDİ PATRONLARIkızdırmanın Türkiye'ye bir yarar getirmeyeceğini, bilakis çamura saplanacağımızı iddia ediyordu...
Tanımadığı ünlü patron yoktu.Hem içeride hem dışarıda önemli şahıslarla oturup kalktığı olurdu. Onu anlamaya çalışsam da benim asla katılmayacağım bir noktadaydı.
Önüme getirdiği PUTU kabul etmemi istiyordu. Bunu kabul edip ayrıntılarda tartışmanın uygun olduğunu söylüyordu... Ama maalesef o da birçok isim gibi yanılıyordu. Çünkü DEĞİŞİMİ görmek başka bir göz istiyordu. Boğaz'da da otursa iflah olmaz MİYOP'tu...
Neden mi?
İşte cevabı...
Japonlar'ın Pearl Harbor Limanı'na yaptığı baskından sonra ABD İkinci Dünya Savaşı'na girdi ve tarihin akışı değişti. Zafer kazanan ABD kısa zaman sonra Japonya'ya ilgi gösterdi. Bu yakınlaşma daha sonraki yıllarda iyice arttı. Amerikan zenginleri ilginç bir şekilde ATOM BOMBASI attıkları ülkeyi kalkındırmak için çırpınır olmuştu. Her türlü destek oraya gider olmuştu. Ezber bozan bu yaklaşım daha sonra ÇİN'e de gösterildi. İnsan hakları ihlali yaptıkları için sık sık kınadıkları ve daha önemlisi ideolojisi yüzünden nefret ettikleri ÇİN rekorlar kırarak büyüyordu!
Peki, Amerika neden bunu yapıyordu?Bu iki ülkeye sınırsız destek vermenin altında başka bir gerçek yatıyordu. Japonya ve Çin ihracata dayalı bir sisteme oturtulmuştu.
Milyonlarca insan üç kuruşa çalışıp üretiyor devlet de bunları satıyordu.
Gelir-gider dengesinde oluşan ARTI bakiye de Amerikan BANKALARINA akıyordu. Çünkü en güvenli yer Amerika'ydı. Ne kadar çok paranız olursa olsun gideceği en emin liman orasıydı.
ABD yıllarca bu iki ülkeyle birlikte ARAPLAR'ın petro-dolarlarını da istifledi. Karşılığında BONO satarak hem içeriyi hem dünyayı yönetti. Fakat sorun yok gibi görünse de perde arkasında büyük bir tehlike vardı. Akıllı gözler "Bir havuz ne kadar büyük olursa olsun tek kanaldan doluyorsa günün birinde taşar, patlar" diyordu!
Yani ABD'nin başı havuz problemi ile dertteydi!
Bu akış zamanla ABD'nin içinde İKİ BAŞLI ekonomiyi ortaya çıkardı.Bir yanda yabancı para ile büyüyen ve etkisini dünyanın her noktasında gösteren KÜRESEL SERMAYE, diğer yanda ise ABD içinde yüksek teknolojiyi kullanarak üretim yapan sanayi bulunuyordu...
Bunlar silah, uçak, bilgisayar, araba yapıp petrolle uğraşmalarına rağmen, yabancı parasıyla dans eden FİNANSÇILAR gibi kazanamıyordu. Üstelik etkileri onların yanında hiçti! Dünyada kimse KÜRESEL SERMAYE sahiplerinin üstüne söz söyleyemiyordu!
Üstelik oturdukları yerde PARA KAZANAN BARONLARIN ülkesi de yoktu.
Derin ABD en çok bundan rahatsızdı. Adres olarak New York'u kullansalar da soluğu aldıkları yer Londra'ydı... Bu önemli nokta iki gücün kılıçları çekmesine neden oldu...
Siyasi alan KÜRESEL SERMAYENİN çok hoşuna gidince kendilerini TEST etmek istediler. ABDSSCB arasında oluşan ve silahlı dengeye dayalı oyunu bozmaya kalktılar.
Ve bunu başardılar.
Amaçları EKONOMİYE dayanan ve tek bir merkezden yönetilen dünya istiyorlardı.
Haliyle ipler de onların elinde olacaktı.
Oynadıkları oyun çok hoşlarına gitmişti. Durmak istemediler. Birçok ülkede RENKLİ devrimlere soyundular.
İhtirasları büyüktü...
İşte tam bu sırada ABD ve Rusya'da eski rolü oynayan bazı ekipler ayağa kalktı.
Bu isimler DENGEYİ savunuyordu! Küreselcilerin hareketlerinden rahatsızdılar. İşbirliği için düğmeye basıldı. ABD'de 1000 oyla BUSH gelse de Rusya, Putin'i getirmeyi başardı. Göreve gelen Putin koltuğa oturmadan HODORKOVSKİ gibi oligarkları tasfiye etti...
ABD'den de bir hamle gelmesi gerekiyordu. İki ucun canlı olduğunun gösterilmesi için...
O da gecikmedi...
Araplar'ın kullandığı iddia edilen uçaklar WORLD TRADE CENTER'a yani İKİZ KULELER'E saldırdı. Dünya Ticaret Örgütü'nün merkezi yerle bir olmuştu!
Artık film başlamıştı... Daha doğrusu geri sayım.
Bush'un ABD'si Müslüman coğrafyaya saldırı için hiç zaman kaybetmedi. Senaryoyu yazanlar ABD'nin Müslüman alemindeNEFRETLE karşılanmasını istiyordu. Çok kanlı ve acı da olsa sonuçta öyle oldu!
Ancak hesaplaşma henüz bitmemişti. Hatta yeni başlıyordu...
ABD'de başlayan MORTGAGE krizinin hedefinde yine bankalar, yani KÜRESEL sermaye vardı.
Birçoğu battı. Batmayanlar esaslı bir tokat yedi.
Obama geldi... Taktik değişmedi.
İsrail ve İsrail dostu PATRONLAR kaybedecekti. Onları var eden sistem değişiyordu artık. Kimse eski imtiyazları bulamayacaktı. Zaten önceki gün Obama tam da bu nedenle "Gerekirse İsrail'in gürültüsünü keseriz" diyordu!
Zaten kendisi "Müslümanlarla iyi ilişki kursun" diye getirilmişti.
Büyük savaşın büyük gölgesi olarak...
Birkaç gün önce Yahudi dostu bir Cumhuriyetçi olan Louie Gohmert "Yeni bir Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna yardım ettiğini, dostumuz ve müttefikimiz İsrail'i bu radikalizm denizinde saldırıya açık bir halde terk ettiğini de biliyorum" diyerek Obama'ya yükleniyordu!
Yani bilinen savaş artık dillendiriliyordu... Şimdi gelelim Türkiye'ye...Yeni Osmanlı olacak mıyız bilmem ama bölge bizden sorulacak.
Osmanlı gittiğinden beri bölgede huzur yok. İngilizler'in kurduğu sentetik sistem çöktü. İsrail yanlısı liderler bir bir gitti, gidecek...
Çarpışan iki gücün de tek bir koza ihtiyacı var: TÜRKİYE...Yeni Ankara, bölgeyi yönetmeye soyundukça KÜRESEL güç PKK'ya görev veriyor... 
"Kan akarsa, Erdoğan gider, hükümet çöker Türkiye bize kalır" hesabı yapıyorlar...
İçeride kullanacakları ASKER kalmadı. Darbe de olamadı!
Adamlarını tek tek kaybettikleri için psikolojileri altüst oldu...
Ellerinde tek koz ÖLÜME gitmek için sıraya bile girmeyen KÜRT gençleri kaldı...
İçeriyi karıştırıp Türkiye'yi saf dışı bırakmak istiyorlar. Planları bu!Yıllarca Türkiye'nin başında BALYOZ patlatan güç şimdi el avuç açıp "BARIŞ" diyor, araya adam sokuyor...
Ama nafile...
Hürriyet, kurulduğu gün "Yahudi kıtaları Kudüs şehrinin sınırlarına dayandı" manşeti atıyordu!
1 Mayıs 1948'den 2012'ye... İşleri zor... 
Masa başında kazandıkları, şimdi geri alınacak...
Ne Tel Aviv, ne de içerideki İSRAİL onları kurtarabilecek... 
İnanmayan biraz sabretsin!

Hiç yorum yok: