21 Şubat 2012 Salı

AB’nin Anahtarı Bu Mektupta Saklı-İsmail Zelvi, www.8sutun.com


Osmanlı ile birlikte yönünü Avrupa’ya çeviren Türkler, 60 yıldır önce AET sonra da AB’nin kapısında bekletiliyor. Güney Kıbrıs ve Bulgaristan’ı bile sorgusuz sualsiz birliğe alan AB’nin Türkler’i oyalamalarının gerçek sebebi Papa 2. Pius’un Fatih’e yazdığı mektupta görülüyor.
Osmanlı’nın Avrupa’ya yürüyüşünü durduracak güçlü bir hristiyan devleti kalmamıştı. Bu duruma en çok üzülenlerin başında Papa 2. Pius geliyordu. Yeni bir haçlı ordusu düzenlemek için ne kadar uğraştıysa da uğraşsın eski başarısızlıklarını unutmayan Avrupa yeni maceraya sıcak bakmadı. Ordu toplama işinin olmadığını gören Papa, başbaşka bir yol denedi. Fatih’e mektup yazacak ve onu hıristiyan olmaya davet edecekti.
Papa II. Pius
VENEDİK ARŞVİLERİNDEKİ MEKTUP
Bir kopyası Venedik arşivlerinde hala saklanan mektupta Papa 2. Pius Fatih’e “Zat’ı şahaeleri eğer kendi iktidar ve gücünü Hıristiyana milletler arasında da yayılmasını yahut tarihe emsalsiz bir şöhretle geçmeyi isterse, altına/gümüşe, kara ve deniz gücünü gerek yoktur. Küçük bir hareket yeterlidir. Böylece bütün insanlık tarihinin en büyüğü olursunuz. Bu küçük hareket nedir, derseniz, hemen söyleyeyim; üzerinize iki damla su serpeceğiz. Gerisi kolaydır. Bu yolla zat-ı şahaneleri Hıristiyan kilisesine girmek isterse sizinle hiçbir hükümdar kıyaslanamaz. Biz size “Tüm Rum ve Doğu imparatoru” unvanını veririz. Hıristiyanlık alemi sizi takdis eder ve Hıristiyanlık işlerinde mutlak hakim olursunuz
DÜNYA’NIN BİR NUMARASI OLMAK
Osmanlı sadece fetihlerle değil, savaş sanayindeki buluşları ve teknik liderliğiyle de dünyanın bir numarası idi. Fatihin odasında kocaman bir Avrupa haritası vardı. Fatih, 30 yılda topraklarını 2,5 kat büyüttü. 25 devletle vuruştu. 20 devleti egemenliği altına aldı. Fatih döneminde Osmanlı’nın hükmettiği toprakların yüzde 70’i Avrupa’da yüzde 30’u ise Anadolu’da idi. Osmanlı başarıya sadece inanç ve hırsla gitmiyordu. Teknik gelişmeler ve yeniliklere de büyük önem veriyordu.
İLK ROKETİ FATİH YAPTIRDI
Osmanlı yeri geliyor, savaş meydanlarında top döküyor, büyüt toplar hazırlanıyor. İlk roket olan “yangın bombası” Arnavutluk seferinde kullanıldı. İşkodra önlerinde büyük faydalar sağlandı.
Roketlerin geçen yüzyılın ikinci yarısında yaygın şekilde kullanıldığını sanır birçoğumuz. Oysa dünyada ilk roketleri yaptıran Fatih Sultan Mehmet’tir. Bu günküne çok yakın bir çalışma mantığına sahiptir. 1478’de bugünkü Arnavutulk, o günkü adıyla İşkodra kuşutmasında ilk kez yangın Roketini denedi Osmanlı ordusu.
Fatihin gözetiminde yapılan bu ilk roket, beli bir mekanik düzenek içinde hareket eden, zeytinyağı, kükürt, bal mumu ve bilinmeyen başka maddelerin birbiriyle karıştırılmasında ortaya çıkmış olağanüstü bir silahtı.
Venedik arşivlerinde bulunan belgelere göre bu müthiş ateşli silah, geceleri kuyruklu yıldız gibi yol alıyor, ince bir ses çıkarıyordu. Üstüne düştüğü her şeyi yakıyordu. Hatta kuyuların suyunu bile kurutuyordu.
İlk roketten iki yıl sonra, 1480’de Rodos kuşatmasında ilkinden sonra etkili bir başka roketi denedi. Osmanlı birlikleri patlayıcı, Tahrip roketleriydi bu. Rodos halkı, Türk roketlerinden korunmak için kalelerin ve kiliselerin mahzenlerine saklanıyordu.
TOPLARIN BALİSTİKLERİ DE FATİHTEN
Batılı kaynakların ısrarla İstanbul surlarını yıkan topların mucidinin Macar Usta Urban olduğunu söyleseler de, burada Fatih’in rolünü unutmamak gerek,
Urban, uzun yıllar Bizans imparatorunun emrinde çalışmıştı. “paramı vermiyorlar” diye kaçıp Fatih’in kapısına gelmişti. Tam savaş öncesinde böyle büyük bir ustanın sırf para için elden kaçırılması mantıklı değil. Çalışmaya başladığında balistik ve dayanıklılık hesaplarından anlamadığı ortaya çıktı. Barut ölçümünü de iyi bilmiyordu. Kalıp ve döküm konusunda mahirdi. Osmanlı top tekniğinde asıl kahraman Saruca Paşa ve Mimar Muslihiddindir.
HER ZORLUK BİLİM VE TEKNOLOJİ İLE AŞILDI
Fatih İstanbul’un fethini gerçekleştirmek için karşısına çıkan her zorluğu, bilim ve teknolojik buluşlarla aşmıştır. Boğaz’ı yardım gemilerine Rumeli Hisarı ile kapatmış, Bizans’ın haliç zincirini, gemileri karadan yürüterek geçmiş, Surları toplarla yıkmış, sur içindeki Bizans askerinin düzenini havan topu ile yıkmış, surun altından kazdığı tünellerle şehir içine ulaşmaya çalışmış, yaptırdığı yürüyen kulelerle sur savaşında insiyatifi eline geçirmiştir.
Sanat ve teknoloji alanlarında bizzat kendisi çalışmalar yapmış ve yapanları da desteklemiştir. Özellikle top ve gemi üretiminde yeni buluşlara zemin hazırlamıştır.
Yabancı dil, astronomi, felsefe, matematik, coğrafya gibi bilimlerle özellikle ilgilenmiş bu alanda çalışan bilim adamlarına kapılarını sonuna kadar açmıştır. Şiir, edebiyat, resim başta olmak üzere çağındaki tüm sanatlara düşkündü. Meşhur kanunnameyi yazdırarak Osmanlı’da yazılı ilk anayasayı yaptı.

Hiç yorum yok: