5 Ocak 2013 Cumartesi

Vahşetle Güzellik Olmaz -Nedim Hazar


Dr. Bernard Nathanson kürtajın uygulanış safhalarını 1984 yılı yapımı Abortion The Silent Scream adlı filme çektirip yorumladı: Kürtajın yapılma safhaları hassas aletler ve ultrasonla filme çekildi. Kürtajı yapan evli olmayan genç bir doktordu. İki ayrı kürtaj kliniğinde çalışıyordu ve binden fazla kürtaj yapmıştı. Kendisinden filmin editörü olmasını istedik, kabul etti. Filmi seyretti, editör oldu ama odadan çıktıktan sonra bir daha kürtaj yapmadı. Kamerayla çekim yapacak kadın da özel olarak seçilmişti. Bu kadın kürtajı şiddetle savunan bir feministti. Ancak, kendi eliyle görüntülediği filmi seyrettikten sonra kürtajla ilgili konularda hiçbir tartışmaya katılmadı.
Önce yahudi sonra ateist olan ve kürtajın kralı olarak bilinen Amerikalı doktor Bernard N. Nathanson (1926–2011) hayatı boyunca çoğu ücretsiz 60.000 kürtaj yapmış. Gelişen ultrason teknolojisi ile gerçekleri daha net görenNathanson, büyük bir dönüş yaparak kürtaj karşıtı bir tavır almış ve 1996 yılında Hıristiyanlık dinini seçmiştir.
Sessiz Çığlık
Sessiz Çığlık: Şimdi Tüm Dünya Gerçeği Görecek
Filmde, önce bebek ana rahminde rahatça hareket ederken görüntüleniyor. Kürtajı yapan kişi rahme müdahale ettiği zaman, çocuk bir an dona kalıyor. Müdahalenin aksi istikametine, rahmin diğer tarafına doğru kaçmaya çalışıyor. Kalp atışları 140′tan 200′e çıkıyor. Kürtaj yapan kişi çocuğu ararken, çocuğun dehşetle ağzını açtığını görüyorsunuz. Sonra kürtaj yapan el ona doğru uzanıyor! Çocuğun ağzı öylesine açılıyor ki, çığlık atışını filmde görebiliyorsunuz. Kürtaj yapan kişi onu başından tutuyor ve başını vücudundan ayırıyor. 12 haftalık bebekten geriye birkaç doku artığı kalıyor. Bu, kürtaj çeşitlerinden sadece birisidir. Kürtaj yapanlar anestezi uzmanı arasında gizli bir dil vardır. Baş bir numara olmak üzere, çocuğun vücudu numaralandırılıyor. Anestezi uzmanı kürtajı yapana soruyor: 1 numara çıktı mı? Bitirdik mi?
Bebek Ayağı
Türkiye‘de yasal kürtaj süresi 10 hafta (2.5 ay) dır. Gebeliğin tıbben sakıncalı olması durumunda ise (anneyle ilgili gebeliğin riskli olduğu hastalıklar, bebeğin ileri derecede sakat olduğunun ya da öldüğünün belirlenmesi gibi) kürtaj uygulaması için yasal süre 10 haftayı aşabiliyorİslam dininde ise hadisler ışığında anne karnındaki bebeğe 40 gün (1.5 ay) sonra ruh üflendiği belirtilmektedir.
Kürtajı yapan ya da olmayı kabul eden insanlar acaba bir hayatı katlettiklerinin farkındalar mı? Kürtajı hikayesinin satırlarını bile okurken insan ürperdiği halde nasıl olur da hissettiği, yaşadığı bir şeyden dehşete kapılmıyor ve korkmuyor? Aslında iş bununla da kalmıyor, insanoğlu vahşetini bir kürtajdan arta kalan ceninlerin kullanımıyla sergiliyor. Nitekim kozmetik firmalarının ürünlerine kürtajla alınmış bebeklerin ceninleri kullanılıyor. Başta Fransa‘da kullanılmak üzere birçok 3. dünya ülkesinden getirilen kürtajla alınmış bebeklerin kozmetik firmalarına satıldığı bildiriliyor. Bunun delili olarak da ABD ve Avrupa’da kamyonlar dolusu ceninin ele geçirilmesi gösteriliyor. Kozmetik sanayinin imparatoriçesi Yahudi asıllı Helena Rubinstein‘in ürünlerinin reklamlarında cildin gen ve yaşayan hücrelerle güzelleştiği belirtiliyor. Gelin görün ki, bu ürünlerin yapımında kullanılan Kollajen adlı maddenin ceninden elde edildiği ya bilinmiyor ya da bilinmezlikten geliniyor ve zavallı güzellik düşkünü insanlarda ciltlerinin güzelliği için kullandıkları kozmetik ürünlerinin mayasında, katledilen bir hayatın var olduğunun farkında bile değiller. Yoksa aksi olarak vahşetle güzellik olmaz’ düsturundan çok mu uzaklar?
Güzellik Patroniçesi Yahudi Helena Rubinstein (1870-1965)
1902 yılından beri kendisini çirkin hisseden kadınları güzelleştirmekle görevli Amerikalı kozmetik firmasının kurucusu
ve güzellik patroniçesi Polonyalı yahudi kadın Helena Rubinstein (1870-1965)
1902 Çirkin Güzellik
Güzellik Uzmanı
Dünya bu vahşette yüzerken Türkiye geri kalır mı? Araştırmalar, Türkiye’nin gizli cenin cenneti olduğunu ortaya koymuştur. Nitekim Türkiye’nin en büyük doğum hastanesi olan ismi bizde saklı kadın hastanesinde çalışan üst düzey bir yetkili kürtajla alınan ceninlerin kozmetik firmalarına satıldığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, kozmetik firmalarının kürtaj yapılan bütün hastanelere eleman gönderdiğine dikkat çekerek bu elemanların ceninleri satın alma işlemini son derece gizli yürüttüklerini ve bu ticaretten hastanelerden hayli yüklü gelir de elde ettiğini kaydediyor!
23 Hafta Kürtaj
Hayatsız Bebekler
Kürtajla Koparılan Bebekler
Kafası Koparılmış Bebek
61 yaşına basmış bulunan erkekten dönme sanatçı Bülent Ersoyeşsiz güzelliğini 2009 yılında yüzüne enjekte ettirdiğicenin (bebek cesetleri) hücresine borçlu.
Bülent Ersoy Güzelliği
Nere Kaldınız Sevgili Hayvanseverler?
Bir tuhaflık daha var. Kürtaj meselesinin neredeyse sadece tecavüze uğrayan kadınlar üzerinden tartışılması da, bu toplumun sosyal açıdan hasta olduğunun göstergesidir. Tartışan tarafların anlamadığı, anlamak istemediği konu şudur: Mesele kadın bedeni meselesi değildir, olmamalıdır. Mesele hayat hakkı meselesidir. Geçenlerde içim yana yana kürtaj ile ilgili çekilmiş bir film izledim. Bu filmi, vicdanı olan hangi ana-babaya izletsek, değil kürtajı savunmak, bir insan olarak bu meseleden bahsetmeyi utanç sayar. Bebeğin bedenine numaralar veriyorlardı filmde. Mesela bebeğin kafasına ‘bir numara’ diyorlardı. Bir numarayı çıkardık! Kafayı kopartarak alırken bunu söylüyorlardı. Kürtaj öncesi ana rahminde rahatça hareket eden bebeği görüntülüyordu belgesel. Sonra ilk müdahaleyle birlikte çocuğun şaşkınlığı, ardından müdahalenin yapıldığı istikametin tam tersi yöne gitme çabası bariz şekilde belli oluyor. Kalp atışları normalin iki misline tırmanıyor. Ve ilk temas durumu. Ağzı öylesine bir açılıyor ki, sessiz bir çığlık yükseliyor adeta. Sonra parça parça alınıyor minicik beden. Geriye sadece birkaç doku parçası kalıyor.
Kürtaj Film
Özellikle internet ve e-mail ortamlarında sıcak yaz aylarında kampanyalar yapılır. Bunu yapan kişilerin insanî hassasiyetleri beni hep etkilemiştir. Şöyle derler: “Havalar çok sıcak. Lütfen kapınızın önüne birer tas su koyun, evsiz kedi ve köpekler susuzluktan ölmesin diye” Böylesi hassas olanların kalkıp kürtajı savunması bana çok çarpıcı geliyor. Keza, “Sakızlarınızı yere atmayın, kuşlar onları yem zannedip yutuyor ve boğulup ölüyorlar” diye kampanya yapabilecek kadar hassas görünenlerin göbeklerine bedenim benimdir diye yazıp sonra da kürtajı savunmaları çok acıklı geliyor bana. Minicik bir kediyi ezerek öldüren adamı, dünyanın en zalim ve sapık kişisi ilan edeli kaç yıl oldu? Kuşu, kediyi, köpek yavrusunu bu kadar düşünenlerin, insan yavrusunu parçalayarak öldürmeyi bu kadar kolaylıkla savunması bana zalimce geliyor. (Nedim Hazar)
Hayvanseverlerin Vicdanına Çağrı

Hiç yorum yok: