18 Aralık 2012 Salı

Kennedy de 3 kurşunla ölmemişti zaten! KERİM GÜN


Görevi başında iken hayatını kaybeden 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü üzerindeki şüpheler 19 yıl sonra yapılan otopsiyle de giderilemedi.

Adli Tıp, yaptığı araştırmada Özal'ın naaşında, dışardan girmiş 4 zehir buldu ama zehirlenip zehirlenmediğini anlayamadı. Dünyada 2000 yıl önce yaşanan ölümlerin sebepleri bile bulunurken, bizim Adli Tıp, 'Öldükten hemen sonra otopsi yapılsaydı nedeni anlaşılabilirdi' diye anlaşılmaz bir açıklama yaptı. Ancak bu durumu anlaşılır kılan bazı örneklerde yok değil. 1963 yılında görevi başında öldürülen bir başka lider olan ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy'ye, suikastın hemen ardından bir değil tam iki otopsi yapılmıştı. Peki, bu otopsiler cinayeti aydınlatmaya yeterli oldu mu? Hayır. Aksine, Kennedy'ye yapılan otopsiler, suikastı aydınlatmak yerine arkasındakileri perdelemeye hizmet etti.

OLİVER STONE VE JFK

Oliver Stone, Kennedy suikastının tüm safhalarını bir belgesel tadından anlattığı 1991 yapımı JFK'da, New Orleans başsavcısı Jim Garrison'ın araştırmalarını ve mahkemede yaptığı mütaalası ibretliktir. Kevin Costner'ın başarı ile oynadığı Savcı Garrison, ısrarla olayın 24 yaşındaki Dallaslı Lee Harvey Oswald tarafından işlenmiş basit bir silahlı saldırı olamayacağını delillendirir. Stone'un filminde, olay günü çekilen ve vurulma anını gösteren ünlü 'Zapruder filmi' defalarca gösterilir ve tahlil edilir. J.F. Kennedy ve  Teksas Valisi Connally'nin bedeninde 7 farklı yara açtığı iddia edilen 'sihirli mermi' teorisinin saçmalığını ortaya koyan güçlü diyaloglar kafaları daha da netleştirmeye katkı sağlar.

ÜNLÜ OTOPSİ SAHNESİ

Filmin belki de en ünlü sahnesi otopsi sahnesidir. Suikastın ardından en yakında bulunan Parkland Hastanesi'ne götürülen Kennedy'nin öldüğü anlaşıldığında otopsiye başlanır. Otopsiye başkanlık eden doktor Peters ve diğer doktorlar Kennedy'nin kafasına aldığı yaraya odaklanırlar raporlarını bu yönde yazarlar. Çünkü onlar için kafatasının arkasından çıkan mermi başkanı öldürmeye yetmiştir.

Bunun ardından Kennedy'nin cesedi yasadışı bir şekilde otopsi için Washington'a taşınır. Zira Oliver Stone, 'talimat almış' askeri doktorların yaptığı otopsi, sivil doktorların yaptığı otopsi arasından büyük farklılıklar olabileceğine acımasız bir gönderme yapar. Aynı gün öğleden sonra Kennedy'nin cesedi ile havalanan Air Force One'ın içinde kurulan kriz masası, katilin Lee Harvey Oswald olduğunu duyurdu.

Kenndy'nin cesedine otopsi yapmak üzere Pentagon tarafından seçilen üç Washingtonlu uzmanların daha önceden belirlenmiş özellikleri vardı. Örneğin hiç birisi ateşli silah yaralanmaları konusunda deneyimleri yoktu. Bu heyet, Kennedy ve  Teksas Valisi Connally'nin vücutlarındaki toplam 8 yaraya sadece 2 merminin sebep olabileceğine dair bir rapor sundu. Üçü Kenney'de 5'i Connally'de olan bu yaralara sebep olan mermilerden biri Kennedy'nin kafatasını parçalayan mermi, diğer 7'si de 'sihirli mermi'ye ait idi.


OTOPSİDEKİ EN CAN ALICI DETAY

Stone'un film demeye dilimiz varmayan suikastın belgeselinde ikinci otopsiye dair en önemli detay, ceset üzerinde daha derinlikli bir otopsi yapmak isteyen Albay rütbesindeki doktor Finck'in, önce otopsi ekibindeki doktor Humes'in 'artık yeter, her şey kaydedildi' denilerek, ardından da göğsü 'madalyalarla dolu bir subay tarafından durdurulduğu sahnedir.

Doktor Finck, isimlerini bilmediği ancak üst rütbeli bir takım kişiler tarafından otopsinin adeta yönlendirilerek yapıldığını anlatır. Finck, Amirallerin varlığını ve Donanma Cerrahı Amiral Kenley'İn adını anar. Bu isimlerin bu odada yaşananlar hakkında asla konuşmamaları gerektiğini tembihler.

Stone senaryoya, Savcı Garrison'un, otopsiye katılan baş patalog Kumandan Humes'in otopsiye dair kendi özel notlarını 'kendi iradesiyle' nasıl yaktığını da ustaca yerleştirir.

Savcı Garrison ayrıca, yeni başkan Johnson'un delik deşik olmuş ve ipuçlarıyla dolu kanlı limuzini nasıl yıkatıp tamir edilmesi için emir verdiğini ve aynı olayda yaralanan Vali Connally'nin kanlı elbisesini kuru temizlemeye gönderdiğini , Kennedy'nin beynini incelemek için mahkemeden izin aldığında 'Başkanın beyninin kaybolduğu' öğrendiğini, tüm bunların deillleri karatmak için özellikle yapıldığını haykırır.

BAY X

Oliver Stone JFK'da sadece suikast sonrasını değil, kurulan tuzağın nasıl plandığını da adım adım deşifre eder. Kennedy'nin en yakınındaki gizli servis ajanlarından biri olan Bay X ile Savcı Garrison'nın suikastın nasıl planlandığına dair detaylar da hayli ilginçtir.

SADECE BİR FİLM MİYDİ?

JFK, beyaz perdede izleyiciyle buluştuktan sonra, 'Bu sadece bir film' diyenler de çıktı. Ancak Oliver Stone, bunların sadece bir film senaryosu olmadığını elinde çok sağlam belgeler olduğunu filmin içine serpiştirmişti zaten. Bunun en güçlü örneği olarak da CIA'deki gizliliği günümüzde bile devam ettiği için kimsenin erişmesi mümkün olmayan 'Kennedy dosyası'ndan iki kare fotoğrafı filminde kullanmasıydı. Bunlardan biri de Kenney'nin otopsi masasında çekilmiş ve kafasının arka kısmındaki parçalanmayı açıkça gösterdiği kareydi.

SİHİRLİ MERMİ KURAMI NEDİR?

1 numaralı yara: Sihirli mermi, 17 derecelik bir açıyla aşağıya doğru yönelerek başkanın sağ tarafından sırtına girer.

2 numaralı yara:  Ardından yukarıya yönelip boynunun ön tarafından çıkarak Kennedy'nin vücudunu terk eder. 

3 numaralı yara: Mermi sonra havada muhtemelen 1,6 saniye bekler! ve ardından önce sağa, sonra sola, tekrar sağa , sonra tekrar sola sapar ve doğruca Vali Connally'nin sağ koltuk altına girer.

4 numaralı yara: Aynı mermi 27 derecelik açı yaparak aşağıya doğru yönelerek kaburga kemiğini parçalar ve göğsünün sağ tarafından çıkar.

5 numaralı yara: Mermi sağa sapıp sağ kol bileğinden tekrar Connally'nin vücuduna girer.

6 numaralı yara: Yine aynı mermi kol kemiğini parçalayarak Connally'nin bileğinden çıkar.

7 numaralı yara: Sert bir U dönüşü yapan mermi, ardından Connally'nin sol bacağına gömülür. Sonra buradan da aşağıya düşer ve Parkland Hastanesi'nin koridorunda ve en önemlisi hiç bozulmamış halde bulunur.

     Bütün atıcılık tarihinde hiç bu kadar marifetli bir mermi olmamış ama dönemin hükümeti, bir nükleer laboratuvarda soyut fizik sayesinde böyle bir durumun gerçekleşebileceğini ispatlayabileceğini iddia etti. Aynı merminin bir benzeri  olan ve dava dosyasına CE-856 kod numarası ile delil olarak eklenen aynı özellikteki bir mermi ile yapılan  testlerde kadavranın kol kemiğine yapılan ateş sonucunda merminin ağır şekilde hasar gördüğü de kanıtlandı.

7 yarayı tek bir merminin açması mümkün değildi ve bu da birden fazla suikastçının varlığı hakkında önemli bir delildi.

     İşin özeti: Otopsi dediği şey, cinayeti çözer de örter de...

Hiç yorum yok: