14 Ağustos 2012 Salı

Şu "Din Dersleri" - Yavuz Bahadıroğlu

13 Ağustos 1956, ortaokullara din derslerinin yeniden konduğu tarihtir...

Önemli bir gelişmedir: Çünkü tek parti rejiminin okullarında din dersleri yoktu. Tedricen (tepki almamak için olmalı) azaltıla azaltıla tümden kaldırılmıştı.
Cumhuriyeti kuranların dinle araları iyi olmadığı için, doğal olarak dersleriyle de araları iyi değildi.
Yerimiz elverdiği ölçüde ayrıntı vereyim...
Osmanlı mekteplerinde din eğitimi uygulamalı olarak yapılırdı. Yani öğrenciler mektebin mescidine (okullarda mescit de vardı) götürülür, öğretmenlerinin nezaretinde namaz kıldırılırdı.
Cumhuriyet kurulduktan sonra, bir süre daha devam etti bu. Fakat yöneticilerin kafasında din derslerini kaldırmak vardı.
Ama acaba millet tepki gösterir miydi?
Sonuçta tek parti iktidarının oy kaygısı yoktu. Tepki gösterenler, tıpkı ezanın Türkçeleştirmesine tepki gösterenlere yapıldığı gibi yapılır, bir şekilde devre dışı bırakılırdı...
Yine de bu iş bir anda olmamalıydı...
3 Mart 1924'de "Tevhid-i Tedrisat Kanunu" (Öğretim Birliği Yasası) çıkarıldı (430 sayılı kanun). Amaç "cemaat okulları"nı kapatıp eğitimi tümüyle hükümete (Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla) bağlamak ve böylece din eğitimini engellemekti (28 Şubat sürecinde Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde çıkarılan "kesintisiz sekiz yıl"la aralarındaki amaç birliğini fark etmemek mümkün değil).
Tek parti (CHP) önce din eğitimini denetim altına alacak, sonra da tamamen ortadan kaldıracaktı.
Yöneticilerden biri, "Memleket sathında dini bir zihniyet fideliği meydana gelmesini istemiyoruz" diyordu...
"Tevhid-i Tedrisat Kanunu" ile plân yürürlüğe kondu, ama bu kanun çıkarıldıktan sonra da okullarda din eğitimi devam etti. Birinci sınıflar hariç olmak üzere, ilkokullarda haftada iki saat "Kuran-ı Kerim ve Din Dersi" eğitimi veriliyordu.
1929'a böyle gelindi. 1929'da üçüncü ve beşinci sınıflarda din dersi haftada birer saate indirildi.
1930'da ise "seçmeli din dersi"ne geçildi. Artık ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflar din dersi almıyor, sadece beşinci sınıflara, haftada yarım saat din dersi okutuluyordu. O da ebeveynleri isterse...
Nihayet bütünüyle kaldırıldı.
1935-1948 yılları arasında okullarda hiç din eğitimi verilmedi...
Din eğitimi veren okullar zaten kapalıydı. Böylece hiç din eğitimi almayan nesiller yetişti (din aleyhtarlığı yapanlar onların arasından mı çıkıyor dersiniz?)
Görüleceği üzere, cumhuriyet'i kuranlar, "dindar nesil" istemiyorlardı. Sistemi de buna göre oluşturmuşlardı: Ülkeye "din aleyhtarı" bir hava hâkimdi.
Bu durum, Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle değişti. 14 Mayıs 1950'de yapılan ilk özgür genel seçimleri kazanan Demokrat Parti, ilk iş olarak ezanı aslına döndürüp "Muhammedî" kimliğine kavuşturdu...
Ardından haccı serbest bıraktı...
Dini yayınlara müsamaha gösterdi...
Ve okullara tekrar din dersleri koydu...
Yıkılmaya yüz tutan camiler onarılmaya başlandı...
İşte bu uygulamalar yüzünden millet Demokrat Parti'yi ve Başbakan Adnan Menderes'i unutmuyor...
Menderes'i daima rahmetle yâd ediyor.
Yine "din düşmanlığı" anlamına gelebilecek kimi uygulamaları yüzünden CHP'ye iktidar yüzü göstermiyor.
Milletim unutma: 13 Ağustos 1956, din derslerinin orta okullara konduğu tarihtir.
Emeği geçenlerden Allah razı olsun de...
¥
Kadir geceniz mübarek olsun. Dualaşalım.

Hiç yorum yok: