12 Şubat 2012 Pazar

Joseph Olarak Doğdu, Yusuf Olarak Öldü

Avusturya‘nın başkenti Viyana yakınlarındaki Klosterneuburg’un Hıristiyan kabristanında bir mezar ziyaretçilerin hemen gözüne çarpar. Üzerinde kabartma portreler, küçük heykelcikler ve haçlar bulunan mezar taşlarının arasında Arap harfleriyle donatılmış alaturka bir mezar taşı var. Sanki İstanbul’da bir gayrimüslim kabristanının içinde tek başına kalmış bir Osmanlı âliminin mezarı gibi. Baş tarafında ‘Hüvel bâki‘ ile başlayan ‘İnna lillah’ ile devam eden Arapça ifadeler, ayak tarafında Osmanlıca ‘Ziyaretten murad ancak 

duadır/ Bugün bana ise yarın sanadır‘ diyerek dua dilenen bu taşın altında yatan Viyana 

Kuşatmaları’na katılmış bir Osmanlı değil.

Avusturyalı Tarihçi Yusuf Bin Hammer veya Joseph von Hammer-Purgstall (1774 – 1856)

Mezar, ‘Yusuf bin Hammer‘in yani Avusturyalı ünlü tarihçi Joseph von Hammer-Purgstall‘a ait. Gezgin Kültürdergisinin ağustos sayısında Yaşar Şadoğlu ve Veysel Türk, Hammer’in mezarını ziyaret ediyor. İkili, Hammer’in ruhuna bir Fatiha okumuş mudur bilinmez; ancak fotoğraflar ve açıklayıcı bilgilerle ünlü tarihçinin mezar taşına ait ayrıntılara okuru aşina kılıyor. Alplerin geniş vadilerini objektifiyle derginin sayfalarına yansıtan Ahmet Tunçel’in etkileyici fotoğraflarına Fatih Yılmaz’ın yazısı eşlik ediyor. Alpler’in beyaz örtüsünü çıkarıp yeşillere büründüğü yazlık hallerini gösteren dosyanın tek eksiği açıklayıcı resim yanı bilgileri. İstanbul’un sönmeyen kandili Süleymaniye’nin altın sarısı bir gökyüzü fonundaki siluetini Halit Ömer Camcı resmediyor. Fotoğraflara, Turan Oflazoğlu’nun ‘Sinan’ eserinden alıntılar kucak açmış. Dünyada pek çok örneği bulunan ve yaklaşık 100 yıllık bir geçmişi olan oyuncak müzelerinin ülkemizde ancak 2005′te yüzünü göstermesine Önder Kaya, birbirinden renkli fotoğraflarıyla dikkat çekiyor. Vizelerin kalktığı Yunanistan’ın Mikanos adasına Fatih Yılmaz’ın kalemi ve objektifiyle yaptığı kaçamak mavi bakışlar da derginin sayfalarında ilgilisini bekliyor.

Avusturyalı Von Hammer Purgstall, büyük zorluklar içinde otuz yılda topladığı kaynaklara dayanan ve geniş bilgisi ile, daha önemlisi, tarafsızlıktan ayrılmadan büyük bir eser meydana getirmiştir. Çeşitli dillerde yazılmış olan Osmanlı Tarihlerinin en mükemmeli ve en muteberinin “Hammer Tarihi” olduğu üzerinde ittifak edilmiştir. Gerek yabancı dilde, gerekse Türkçe|de yazılmış olan Osmanlı Tarihlerinin en önemli kaynağı “Hammer” olmuştur. Hammer, eserini Almanca yazmıştır. Almanca aslı on cilddir. Fransızca|ya onsekiz cilt halinde tercüme edilmiştir.

Hiç yorum yok: