1 Şubat 2013 Cuma

Adamı mumla aramak!-Fuat Bol


Son iki yüz senedir cemiyetimizde, sam yeli esmişçesine ‘kaht-ı rical’; yani adam gibi adam yokluğu yaşanmaktadır. 

Zamanın manadaki kokuşmuşluğuna bakın ki, eskiden; mahkemelik davaların yokluğu veya azlığı şerefle anılırdı. Şimdilerde ise; toplumun devasa binalarını ‘adalet sarayları!’ olarak tahsis ediyoruz ve bununla övünüyoruz! 


Bir memleket düşünün ki, orada vergiyi yalnızca dürüst vatandaş ödüyor. Toplanması gereken verginin yüzde elliden fazlası kaçak ve vergi dışı! Dürüst olmayan bunca vatandaşı barındıran ülkemizde kabak, her daim dürüst vatandaşın başında patlıyor. 

Bizim ülkemizdeki piramitler ters yüz edilmiş; namuslu-dürüst vatandaşlar talihsiz; dürüst olmayanların bahtlarına ise diyecek yok! 

Başını sokacak bir yuva kurmak ve bunu kanunlar çerçevesinde gerçekleştirmek isteyen kişi; devlet dairelerinin kapılarında sürünüp durur! Pervasızca devletin arazisini işgal edip üzerine bina yapanın yaptığı kanunsuzluk; yapanların hep kâr hanelerine yazıldı. Gecekondu ise, zamanla tapusu verildi; şimdilerde ise apartman sahibi; vaktiyle apartman dikti ise, şimdilerde (çıkarılan çeşitli yasalar ve aflarla) komple o arazilerin sahibi. 

Çeşit çeşit yolsuzlukları yapanların yanına kâr kaldığı bir sistemde yaşıyoruz. Ne hazindir ki, paralı olanlar da, itibarı olanlar da bu kişilerdir ve bu tipler toplumun hemen her kesiminde en ileri konumdadır. Yani her meslek ve meşrebin öncü kişileri bu tiplerdir. 

Bu tiplerin en bariz vasıfları, koyu cehaletleridir. Paraları ve itibarları sayesinde; onlardaki bu koyu cehalet hâli; bilim ve erdem olarak topluma yansır! 

Elbette ki yevm-il beter (bugünün, dünden kötü olması) hâli yaşanmakta; ama, eskiden onlarca seneye ancak sığabilen kötülükler, bugün yalnızca dakikalara sığmakta!.. 
Toplumca, alametlere binilip; hızla Kıyamet’e doğru gidilmektedir. 

Artık; güpegündüz de olsa; adam gibi adamları mumla aramak zorundayız! 

Hemen her meslek ve meşrep erbabının şarlatanlarının önde olup; pervasızca ahkam kestiği; dünün bütün doğrularının bugün yalan ve yanlış gösterildiği; hak yerine haksızlığın, namus yerine namussuzluğun ayyuka çıktığı bir dünyada yaşıyoruz! 

Fert ve cemiyeti şekillendiren tüm unsurlar; evi, sokağı, mektebi, kurum ve kuruluşları ve daha nesi ve nesiyle ayrı ayrı istikametlere çekmekte ve çekilen her yerin çıkmaz ve bataklık olduğu bir hengamede debelenip durmaktayız! 

Cenab-ı Hak ahir ve akıbetimizi hayreylesin demekten başka çaremiz kaldı mı; kaldıysa da doğrusu ben bilmiyorum!.. 

Hiç yorum yok: