29 Ocak 2013 Salı

"İsmet Paşa kamufle edilerek kaçırılmıştı"-MELDA DAVRAN ADEM DEMİR Fotoğraflar: MUZAFFER SAĞLAM /GARO MİLOŞYAN


"İsmet Paşa kamufle edilerek kaçırılmıştı"

Milli Mücadele sırasında İsmet Paşa’nın kaçırıldığı, o dönemde ancak "Bizi İsa gönderdi" parolasıyla girilebilen, Sabetayistler’in olduğu iddia edilen, kadın erkek ayrımı gözetmeyen tekke!
"İsmet Paşa kamufle edilerek kaçırılmıştı"
Dünyaca ünlü müzik prodüktörü Ahmet Ertegün'ün kabristanına defnedilmesiyle gündeme gelen iki buçuk asırlık Özbekler Tekkesi, kendine has özellikleri, Milli Mücadele dönemindeki işleviyle Türkiye tarihinde önemli bir yer tutuyor. Bu konuda pek bilinmeyen bir gerçek de, Milli Mücadele yıllarında İstanbul'dan Anadolu'ya geçmek isteyen direnişçilere yataklık eden Tekke'nin bu amaçla ağırladığı ve Anadolu'ya geçmesine yardım ettiği isimlerden birinin İsmet İnönü olması. Konuyla ilgili olarak Tekke'nin son şeyhinin oğlu Ethem Özbekkangay ile yaptığımız söyleşiye geçmeden önce, tekkenin ilginç tarihine bir göz atmakta yarar var. 

1752'de Maraş Valisi Abdullah Paşa tarafından yaptırılan Tekke, bu tarihten beş yıl sonra tahta çıkan III. Mustafa döneminde varlığını güçlendirdi.
Mekke'ye hacca gitmeden önce halife şehri İstanbul'u ziyaret eden Özbekler her yıl gelip çadırlarını Üsküdar Sultantepesi'nde kurarlardı.
Orta Asya'dan İstanbul'a gelen Nakşibendi tarikatına mensup dervişler Tekke kurulduktan sonra burada toplanmaya ve geleneklerini devam ettirmeye başladı. Tekke'ye yerleşik ikametgâh adresi olarak yine Üsküdar Sultantepe'yi gösteren padişah ise 1808- 1839 yılları
arasında tahtta bulunan II. Mahmut. Şeyh torunu Ertegün Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayi Milliye'ye destek veren Özbekler Tekkesi'nin son şeyhlerinden İbrahim Edhem Efendi, Ahmet Ertegün'ün büyük dedesi. Ahmet Ertegün'ün babası Münir Ertegün'ün, kardeşi Nasuhi Ertegün'ün,
annesi Hayrunnisa Hanım'ın mezarları da Tekke'nin içinde yer alıyor. Eski Tacikistan Cumhurbaşkanı Ahmet Kocaoğlu'nun, Nakşi efendiyenilerinin mezarları da yine burada. Üsküdar'da Münir Ertegün sokakta yer alan Özbekler Tekkesi'nin son şeyhi, Ahmet Ertegün'ün kuzeni Necmettin Özbekkangay.

Şeyhin müritlerinden, müzisyen Nezih Uzel'in "üç kuruşluk emekli maaşıyla fakirleri doyururdu" diye söz ettiği Özbekkangay'ın ölümünden
sonra Tekke'nin başına geçen isimler ise yaşamlarını halen orada sürdüren oğulları Sadık ve Ethem Özbekkangay. Kendisiyle görüştüğümüz Ethem Özbekkangay Milli Mücadele sırasında İsmet İnönü'nün de İstanbul'dan Anadolu'ya "kamufle edilerek" Tekke'den kaçırıldığına işaret
edip Tekke'nin bundan böyle Milli Mücadele müzesi olmasını arzu ettiğini söylüyor. 

Milli Mücadele yılları 
Tekkenin Milli Mücadele yıllarındaki önemine gelince… Bu dönemde Tekkenin başındaki şeyh Ata Efendi. Hukuk öğrenimi görüp Hukuk Fakültesi'nde hocalık yapan Ata Efendi, Kurtuluş Savaşı'ndaki yararlıkları ile ün kazanan bir kişilik. Onun döneminde, İstanbul'dan
Anadolu'ya geçerek Kuvayi Milliye'ye, ulusal orduya katılmak isteyenlerin durakladıkları bir merkez haline gelen Tekke, yaralı Türk askerlerinin tedavi edildiği bir hastane işlevi de gördü. Ata Efendi'nin dedesi İbrahim Efendi ile dost olan Halide Edip Adıvar, Celalettin Arif, Mehmet Akif gibi önemli isimler de tıpkı İsmet İnönü gibi bu dönemde Tekke'de gizlenenlerden birkaçı. Halide Edip daha sonra yazdığı kitaplarda Tekke ve
çevresinden uzun uzadıya söz eder.

Tekkeler kapatıldı, oraya dokunulmadı 
Özbekler Tekkesi, Cumhuriyet kurulduktan sonra, milli mücadele sırasındaki hizmetlerinin karşılığını fazlasıyla gördü. Dergâh, bu dönemde
tekkelere uygulanan katı uygulamalardan uzak kaldı, Nezih Uzel'in deyimiyle faaliyetine "göz yumuldu". Şeyh Ata Efendi ve ailesinin Tekke'de yaşamasına izin verildi. Ata Efendi 1936 yılında ölünce yerine küçük kardeşi Necmettin Özbekkangay geçti. O tarihten itibaren bir kültür merkezi olarak yaşamını sürdürdü Özbekler Tekkesi. Necmettin Özbekkangay'ın şeyhliğine rastlayan dönemde Süleyman ve Ulvi Erguner, Niyazi Sayın, Nezih Uzel gibi sanatçılar Tekke'de toplanıp tasavvuf müziği meşk ederdi. Nakşibendi tarikatına bağlı olan Tekke'nin ritüelleri de diğer
tekkelerden farklı. Örneğin, 1925'e kadar her pazartesi ve perşembe akşamı toplanılır, şeyhin yerini almasından sonra tarikat silsilesi okunur, herkes 'Hatm-i Hacegan' için hazırlanırdı. 25 kez istiğfar (Tanrı'dan suçların bağışlanmasını dileme) edilir, 7 kez Fatiha suresi, 79 kez
İnşirah suresi, 1001 kez İhlas suresi okunur, 100 kez salavat getirilir. Dualar okunup sayıları karıştırmamak için kullanılan 1001 küçük taş toplandıktan sonra, sıra teveccühe gelir. Şeyh ya da halifesi tarafından gerçekleştirilen teveccüh; zihnin ve yüreğin tamamen Tanrı'ya dönmesi anlamına gelir. Nakşibendi düşüncesine göre yüzleşme niteliği taşıyan teveccüh, inanışa göre dünyadan ayrılmış dervişlerin ruhları ile ilişki kurulabilmesini sağlar. Toplantının sonunda kaside okunur. Özbek pilavının hazırlanışı ve sunuluşu da ayrı bir tören niteliği taşır. Yaklaşık 300 kişiyi doyuran ve büyük kazanlarda hazırlanan pilav, farklı çevrelerden tekkeye gelen insanların eşitliği tatmaları ve kardeşlik ortamını yakalayabilmeleri açısından önem taşırdı. 

Birçok zanaatın uygulandığı bir okul işlevi de gören Tekke, hat ve ebru çalışmalarıyla da ünlü; Necmettin Okyay, Sami Efendi gibi büyük ustalar buradan yetişen isimler arasında. Tekke'nin şeyhlerinden İbrahim Efendi de tahta oymacılığı, dökmecilik, doğramacılık, matbaacılık gibi becerileriyle anılan bir isim. Tekke'nin bugünü… Zamanla harap olup kullanılmaz hale gelen Tekke'yi 1994'te restore eden isim, Ahmet Ertegün. Tekke'de bugün eskisi kadar sık olmasa da yine toplantılar, meşkler, zikirler yapılıyor, bakır lengerlerde Özbek pilavı pişirilip fakirler doyuruluyor. Tekke'nin günümüzde herhangi bir şeyhi ya da dervişi, irşad vereni yok. Şeyhin oğulları Ethem ve Sadık Özbekkangay kardeşler
"Bizler hizmet ehliyiz, hizmet için buradayız" diyorlar ve ekliyorlar: "Maksat ocağımızın dumanı tütsün." Ahmet Ertegün'ün ölümünden sonra Milli
Mücadele Müzesi olmasını istedikleri Tekke'de önümüzdeki Kurban Bayramı'nın birinci günü saat 13.00'te tüm müritler yeniden biraraya gelecek, bakır kazanlar kaynayacak, ney üflenip meşk edilecek, ilahiler ve Nakşi efendilere dualar okunacak.

SON ŞEYHİN OĞLU, AHMET ERTEGÜN'ÜN KUZENİ ETHEM ÖZBEKKANGAY MİLLİ MÜCADELE YILLARINI ANLATTI
İsmet Paşa bu tekkeden kaçırıldı. Parola: Bizi İsa gönderdi
Dergâhtaki mevlitlerde mürşid olarak kimlere dua okunur?
Küçük Hüseyin Efendi, Şeyh Ethem, Şeyh Ata, Sadık Efendiler, Şeyh Necmettin Efendi, Ömer Feyzi Mardin (Betül Mardin in dedesi) gibi göçmüş efendilerin ruhuna, Nakşi olan efendilere okunur. Buradaki türbede Tacikistan Cumhurbaşkanı Osman
Kocaoğlu'nun da mezarı vardır.
Tekke'nin Milli Mücadele'deki önemi nereden geliyor?
Bu tekke Halide Edip'in, İsmet Paşa'nın geldiği ve Anadolu'ya kaçırıldığı
nokta.
İsmet Paşa'nın da çarşafa sokularak kaçırıldığı söyleniyor.
Bu konulara profesörler bile girmiyor, konuşursak başımız derde girebilir. Ama İsmet Paşa buradan kamufle edilerek kaçırılmıştır. O dönem burası kışla gibiymiş, ancak parolayı söyleyen içeri girebilirmiş. Parola da, "Bizi İsa yolladı." Ata Efendi de, Mustafa Kemal'e yardımcı olmuştur.
Soner Yalçın'ın "Efendi 2" kitabındaki "Sabetayistlerin tekkesi" iddiasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Tamamen saçmalık, hepsini çürüttük zaten. Sabetayistlikle, masonlukla ilgisi yok. Buraya Müslüman da gelir, Yahudi de. Dervişi yoktur bu
tekkenin. 60'larda burası müzik okulu gibiydi, önemli müzisyenler toplanırdı. Bu, seyrek de olsa sürüyor. Ağabeyim ney çalar, ben ilahi okurum. Önemli olan ocağın dumanı tütsün. Kurban Bayramı'nın birinci günü saat birde yine toplanacağız, pilav pişirip dağıtacağız.
ŞEYH NECMETTİN EFENDİ'NİN HİZMET HİLAFETİ VERDİĞİ MÜRİDİ, MÜZİSYEN NEZİH UZEL ANLATIYOR
"Ertegün TGRT'yi aldıktan sonra, tekkeci denmesin diye burayı devretti"
Şeyh Necmettin Özbekkangay'ı ne zaman tanıdınız?
Kendisi benim şeyhimdi. Küçük Hüseyin Efendi de büyük şeyhimdi. Özbekkangay'ı 1956'da tanıdım, o zamanlar müzikle ilgilenmeye yeni başlamıştım. Kutsi Ergüner'in dedesi Süleyman Erguner'in de olduğu grupları vardı. Belirli zamanlarda biraraya gelinir, toplantılar
yapılırdı. Sonraları Niyazi Sayın, Ulvi Erguner gelirdi. 

Toplantılarda neler yapılırdı?
Tekkedeki muhabbet odasında toplanılır, zikir yapılır, ney üflenir, ilahiler okunur. Dergâhın gelmiş geçmiş tüm şeyhlerine dualar okunur. Muharrem'de Tekke'nin mutfağında aşure pişer. Dini gelenekler yerine getirilir. 

Kadir gecesi neler yapılır?
Sakal-ı Şerif çıkartılır ve ziyaret edilir, dualar okunur.
Peygamberin sakalı mı?
Ramazanlarda dua edilen, peygamberin sakalı tabir edilen bir parçadır bu. Ama Özbekler'de bu, sakal değil, bir kavanoz içinde kapkara
küçük bir parçadır. Bunun Peygamberimizin Uhud Savaşı'nda kırılan dişi olduğu kabul edilir.

Kadın-erkek birarada mıdır bu toplantılarda?
Evet, tabii. Başı açık- kapalı fark etmez. Bir yaşam biçimidir bu. Mescitte teravih namazı kılınır, mevlutlar okuruz. Ramazanın 10. gününde
de mersiye okunur. 

Peki hiç baskın ya da uyarı oldu mu?
Hayır, olmadı.

Necmettin Özbekkangay nasıl biriydi?
Şeyhti ama son derece şakacı biriydi, hizmet ehliydi, emekli maaşıyla fakirleri doyururdu. Bana o hizmet hilafeti vermiştir.
Nedir hizmet hilafeti?
İrşad devri artık kapanmıştır. Yani kimse kimseyi irşad edemez, kutsayıp cennet kapısına filan ulaştıramaz. Kimsenin öyle bir gücü yoktur, bu yalan dolandır. Ama Bektaşi Veli der ki; bir, insanları doyuracaksın; iki, insanların içindeki canavarı uyandırmayacaksın.
Hizmet hilafeti budur.
Küçük Hüseyin Efendi'nin Tekke'yle bağlantısı nedir?
Kendisi Necmettin Efendi'ye, yani benim şeyhime icazet vermiştir. O bir ekoldür, kimseyi yönlendirmez. "Herkesi yeteneği içinde yetiştireceksin" der.
Toplantılar hâlâ devam ediyor mu?
Çok seyrekleşti tabii. Ramazan ve bayramlarda biraraya geliriz, zikir ederiz. Pilav pişer, 100-150 kişiye dağıtılır.
Ahmet Ertegün'ün ölümünden sonra dergâhta neler değişecek?
Etegün, TGRT'yi aldıktan sonra tekkeci denmesin diye burayı Necmettin Efendi'ninoğullarına devretti. Zaten adamın buradaki
yaşam biçimiyle alakası yoktu. Burada pilav yaparız, o Hilton'da yerdi. Ablasının oğlu Aziz Göksel, ailenin ruhunu taşıyan ve Tekke'ye
bağlı bir insan. Bundan sonra o ilgilenecektir diye düşünüyorum.


Hiç yorum yok: