14 Ocak 2013 Pazartesi

ANAYASAYI TARTIŞIRKEN Ali Fuat Başgil-Taha Akyol


NİSAN ayının 17. günü hem Turgut Özal’ın hem anayasa hukukumuzun büyük isimlerinden Prof. Ali Fuat Başgil’in vefat yıldönümüdür. Gündemde anayasa değişikliği tartışmaları olduğu için, 17 Nisan 1967’de vefat eden hocam Ali Fuat Başgil’i yazmak istiyorum.
Hocam dedimse, İstanbul Hukuk’ta onun öğrencisi olamadım. “Başgil’in öğrencisi olmak” heyecanıyla kaydımı yaptırdığımda o çoktan emekliye ayrılmıştı. 27 Mayıs cuntasının üniversitelerde yaptığı “147’ler tasfiyesi”nin kurbanlarından biriydi. Bunu onur meselesi yapmış bir daha fakülteye dönmemişti.
Merhum Başgil’e “hocam” deyişimin sebebi, bütün kitaplarını okumuş ve ‘hukuk, demokrasi,hürriyetmilli irade’ gibi temel kavramların ruhunu ondan öğrenmiş olmamdır.

Demokrasi mücadelesi
Vefatından önce kendisini üç defa gördüm, elini öptüm: “27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri” adlı kitabında 27 Mayıs’ı eleştirdiği için yargılanıyordu. Arkadaşlarla duruşmaya gittik davayı protesto ettik, Hocamıza sevgi gösterisinde bulunduk.
İki defa da Kızıltoprak’taki evinde ziyaretine gitmiştim.
17 Nisan 1967’de cenazesini mezara kadar taşıyan büyük kalabalığın içinde ben de vardım.
27 Mayıs’ın kara günlerinde, Menderes ve arkadaşlarının asılarak “siyaseten katl”edildiği acılı dönemlerde anayasa profesörü Ali Fuat Başgil hukukun, milli iradenin ve demokrasinin ışığını temsil ediyordu, Anadolu’daki milyonlarca insanın gözünde...
Bunun için ağır hücumlara uğramıştı, ‘ilerici’ öğrencileri tarafından üniversite bahçesinde tartaklanmıştı! Cunta tarafından tutuklanmış, Balmumcu hapishanesinde üç ay yatmıştı, 69 yaşında iken!
Sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi tabanca tehdidiyle engellenmişti.
İlmiyle ve karakteriyle bir ‘idol’dü... Daha öğrencilik yıllarımda bütün kitaplarını okudum. “Gençlerle Başbaşa” adlı kitabı bana tükenmez bir okuma ve çalışma enerjisi kazandırdı. “Din veLaiklik” kitabını okuduğumda hem teokrasinin hem eli sopalı laikliğin yanlış olduğunu, demokratik bir laikliğin gerektiğini anladım.
Ve “liberal devlet” terimini ve kavramını ilk defa Başgil’in “Demokrasi Yolunda” adlı kitabından öğrendim...

Başgil’i bugün okumak
Merhum Başgil’in “Esas Teşkilat Hukuku” adlı kitabını ders dışında okuduğum zaman benzerlerinden farkını gördüm!.. 1924 Anayasası’nın “kuvvetler birliği” ilkesine dayandığını anlatıyor ve eleştiriyordu:
“Yirmi küsur senelik uygulama hayatında Türkiye devlet reisleri, tarihin en haşmetli Sezarlarını bile imrendirecek bir kuvvet ve azametle hükümran olmuşlardır...”
Başgil daha o zaman “kuvvetler ayrılığı” ve “liberal devlet” kavramlarını savunuyordu.
27 Mayıs’ı ve “vatandaş çoğunluğunu yok sayan” Kurucu Meclis’i aynı felsefe açısından eleştirdi, bu yüzden tutuklandı, üç ay hapis yattı...
“Millet” kavramına ırki bir anlam verilmesine itiraz etti: “Millet” tanımında “bin yıllık tarih”i ve “Anadolu” coğrafyasını esas aldı.
Hatta “milli irade” kavramının totaliter gelişmelere yol açabileceği uyarısında bulundu. Tek Parti’nin de bu kavrama dayandığını hatırlattı, “çoğunluk iktidarının sınırlanması” konusuna kitabında özel bir bölüm ayırdı...
Özellikle hukuk öğrencileri; hâlâ Başgil’den öğreneceğimiz çok şey var.
Aziz Hocam Ali Fuat Başgil’i rahmetle anıyorum

Hiç yorum yok: