30 Kasım 2012 Cuma

Turuncu koltuk - Ergün Diler

Dün akşam saatlerinde bir dostuma ulaşmaya çalıştım. Telefonu çaldı ama açmadı.
Birkaç kez şansımı denedikten sonra kapattım. Amacım Patriotlar'la ilgili KESİN bir bilgi almaktı.
Ne yapacağımı düşünürken dostum döndü. Heyecanlı bir sesle "Yahu şimdi seni konuşuyorduk.
Maslak'tayım.
Gelirsen sana büyük sürprizim var" 
dedi... Böyle konuşmazdı.
Şaşırtmıştı. Merakımı gizlemek için alçak bir sesle "Ne sürprizi, hayırdır!" diye sordum. Cevap kesin ve netti:Telefonda söyleyemem.
Ama gelirsen kaybetmeyeceğini bil..."
Trafik falan dinlemeden kendimi yola attım. Hızla dostumun İstanbul'u tepeden gören ofisine gittim. Kapıdaki arkadaşlar geç kaldığımı hissettirircesine"Gözümüz yollarda kaldı" diyerek aracımın kapısını açtı. Bir gariplik vardı.
Ne olduğunu çözemedim ama her zamankinden çok daha fazla koruma vardı.
Işık hızıyla aklımdan en az yüz şık geçirdim. Ama hiçbiri içeride beni neyin beklediğini açıklamıyordu!
Koyu renk ahşap basamaklardan bir üst kata çıktım. Karşıma çıkan son kapıyı aralayıp içeri girdim. Dostum sarılmak için bütün sempatikliğiyle üzerime gelirken turuncu koltukta oturan PAŞA'yı görünce şaşırdım. Klasik selamlaşmadan sonra oturduk. Ne diyeceğimi düşünürken dostum devreye girdi. "Paşamız seninle tanışmak istedi. Onun için burada. Sen beni çaldırırken biz buluşmanın nerede olacağını tartışıyorduk. Burası uygun kararına varınca seni davet ettik" dedi...
Askerin çok sevdiği komutanların başında gelen PAŞA ile karşı karşıyaydık.
Soracağım çok soru vardı. Ama nereden başlayacağımı bilemiyordum.
Paşa araya girip, "Sizi okuyoruz.
Buluşma faydalı olur düşüncesiyle buradayım" 
diyerek pası attı!
Ben de bunu değerlendirip hemen söze girdim... 

 28 Şubat neydi? Neden oldu?Aslında şimdi bakınca ne kadar büyük hatalar yaptığımızı daha iyi görüyorum.
Hem de büyük! 

 Nasıl hatalar?14 yaşında askeri okula giriyorsunuz.
Oradaki eğitim sizi şekillendiriyor. Aldıklarınızla yetiştiğiniz için BÜYÜK FOTOĞRAFI göremez oluyorsunuz. 

 Biraz açar mısınız?Kaç tane darbe yapıldığını unuttuk bile... 'Laiklik ya da Cumhuriyet elden gidiyor' temel motivasyonumuzdu. Onu biliyorduk çünkü. Laikliği silahla korursak işi halledeceğimizi düşündük.
Yanıldık! O kadar yanlış işler yaptık ki! 

 Mesela? İçimizden çıkan bazı arkadaşlarımız MİT'i de yönetti. Zaten Genelkurmay istihbaratı çok güçlü ve yaygındı.
Biz bütün kanallarımızı kendi insanımıza döndürdük. Nerede solcu, ülkücü, Kürtçü, yabancı, muhafazakar var gidip onları fişledik.
Yani kendi insanımızı düşman belledik. Mücadelemiz onlarla oldu... Akıl alır gibi değil ama bunları yaptık! 

 Durum şimdi nasıl? Çok farklı. En son 2003'teki DARBE PLANIYLA uyandık! Bir arkadaşımız özel toplantıda 'Yine içimizden birileri oyuna geliyor.
Darbe için kolları sıvayanlar var. Kendi insanımıza karşı mı darbe yapacağız?' diye sorunca hepimiz şaşırıp kaldık. Haklıydı! Velhasıl, uyandık. Zaten devlet de makas değiştiriyordu! Gereğini yaptık! 

 Devletin yörüngesi değişti mi?Herkes 'Muhteşem Yüzyıl'ı tartışıyor.
Tarihçiler fikir beyan ediyor. Ama dikkat ettiyseniz tartışma 'Atatürk'ün yatak sahnesi çekilemiyorsa Kanuni'nin de çekilemez' çerçevesinde gidiyor.
Bu son derece zararlı bir bakış açısı.
Hele bir de bunları söyleyenler tarihçi kimliği ile çıkıp konuşuyorsa söylenecek söz kalmıyor? 

 Sizin yorumunuz nasıl peki?Bakın Mustafa Kemal bir OSMANLI SUBAYI idi. Kitaplarda çok yer almasa da Padişah'ın yakın dostuydu. Sırdaşıydı!
Bu nedenle Padişah yurt dışına giderken Mustafa Kemal'i yanına aldı.
Çok konuşulmaz ama Mustafa Kemal, YENİÇERİ kıyafetine bayılırdı. İçinden çıktığı orduya, devlete arkasını dönemezdi yani! 

 Herkes böyle düşünmüyor ama!Mustafa Kemal kesinlikle çok akıllı bir askerdi. Saray da bunu görmüştü zaten.
Bandırma vapuruyla Samsun'a doğru yola çıktığında Padişah arkasındaydı! 

 Nasıl yani?Bazı şeylere dikkat etmemiz gerekiyor.
Mustafa Kemal, yola çıkarken Osmanlı Ordusu'nda en etkili ve en yetkili kişi değildi. Devletin tarihten silinmemesi için yeni bir başlangıç lazımdı. Bunu yapacak kişi de O'ydu. Padişah onu seçmişti çünkü. Saray, İngilizler'le bunun pazarlığını yaptı. 

 Bunu nereden biliyorsunuz?Mustafa Kemal mensubu olduğu ordunun bir üyesiydi. Osmanlı'da hiçbir ast, üstüne söz geçiremez. Ama Mustafa Kemal'e baktığınızda kendisinden çok daha kıdemli askerlerin ona itaat ettiğini görürsünüz. Olmayacaklar oluyordu! 

 Herkes bu fikre katılmaz!O dönemi gözlerinizin önüne getirin.
Mustafa Kemal sokağa çıksa kaç kişi tanır!
Televizyon yok, gazete yok, dergi yok, internet yok, facebook yok! 

 Ne anlama geliyor bunlar?Eğer Osmanlı Sarayı halkı el altından bilgilendirmese, Teşkilat'ı kullanmasa ne Mustafa Kemal hareketi büyütebilir ne de diğer askerler ona bağlanırdı! Olay bu kadar basitti. Ama gören ve yazan yoktu! Hatta Mustafa Kemal'in Samsun'a giderken Padişah'a bağlılığını bildiren telgrafları vardır! Ama bunlar yayınlanmaz!
Devlet sırrıdır! 

 Ama hanedan ülkeden kovuldu!Elbette! Hanedan ülkenin kurtulması için buna razı oldu. Siz İngilizler'le masada anlaşmayı kolay mı sandınız? O zaman için ülkenin bazı devrimleri yapıp hayatta kalması gerekiyordu! Yaptı, kaldı.
Şimdi ise bambaşka bir durum var! 

 Ne var?Öncelikle Kanuni de Mustafa Kemal de bizimdir. Bunun altını çizmek istiyorum.
Şimdi ne var!.. Türkiye, dünyanın getirip kapısının önüne bıraktığı bir şansı yakalamak üzere. Artık tek bir ülke dünyaya hakim olamaz. Amerika bunu gördü.
Rusya ve Türkiye'nin katkılarıyla yeni dünya kurulacak. Sizin de dediğiniz gibi DENGE NOKTASI ANKARA OLACAK.
Sırtımızı dönmek zorunda kaldığımız coğrafya ile kucaklaşacağız. 

 Ancak bazı kişiler Cumhuriyet'in aşındığını söylüyor!İzliyorum. Ama Cumhuriyet yaşarsa ve büyürse Cumhuriyet'tir! Kendi insanıyla çekişen rejimin adı Cumhuriyet değildir! Araplar'la, enerji ile buluşacağız.
Kuzey Irak'taki Kürtler bize gelecek.
Onlar da biz de hata yaptık zamanında.
Şimdi yeni bir sayfa açıldı. Mustafa Kemal yaşasaydı ve şartlar şimdiki gibi olsaydı inanın çok daha hızlı yapardı şimdi karşı çıkılan işleri! Devlette amaç devletin yaşamasıdır. Şimdi eski günlere dönme fırsatı kapıya geldi. 

  Bu tezi ben de ısrarla yazıyorum.
Ama şunu merak ediyorum.
Türkiye nasıl oluyor da ABD ve Rusya'yı bu ortaklığa ikna ediyor!
Basit! Eğer Türkiye bunların yanında olmazsa ÇİN'in yanında olur. Türkiye uçar, herkes bakar! Ama Türkiye o zaman ENERJİDE İran'a bağlı kalmak zorunda kalır. Şimdi ABD'nin kabusu ÇİN... 
Onlar, orayla ilgileneceği için KERKÜK PETROLÜ bize gelecek.
Kazan kazan yani! 

 İran tepki vermez mi?Vermez. Vermemesi gerekiyor! Denge bu! Akıllı olan susar! Şimdi eski arkadaşlarımla konuşuyorum. Bunları tartışıyoruz.
Hepimiz hatalardan dolayı mutsuzuz!
Ordumuz böyle hatalara imza atmamalıydı!
Ama oldu işte! Yine de ülkeyi iyi yolda görmek sevindirici... 

 Peki, 28 Şubat muhafazakarları biçerken bugünleri görebildiniz mi?Evet, belki askerin hedefinde olan isimler şimdi ülkeyi yönetiyor. Ve büyütüyor!
Hata dediğimiz de bu zaten! Ama emin olun Tayyip Bey'e orduda kimse karşı değil. Hatadan dönmek de fazilettir ayrıca... Devletin tek yumruk olduğunu görmek kıvanç verici... 

 Dostuma Patriotlar'ı soracaktım oysa! Sizi görünce unuttum!Dünya yeniden kurulurken bütün planlar en ince ayrıntısına kadar yapılıyor.
Bizim askerimiz de işin içinde. Bütün şıklara göre adım atılıyor! Patriotlar da bu kapsamda.. Bölgedeki her yerde askerimiz var! Açıklayamam ama var!
Ayak seslerimiz her yerden duyuluyor. 

 Sorun görüyor musunuz?Şu an yok! Ancak bir takım mihraklar siyasette kirli işlere girişecek! Bir asker olarak onlara söylemek isterim ki; Tayyip Bey olmazsa sözünü ettiğimiz büyüme planları gerçekleştirilemez! Herkes bunu böyle bilsin!

NOT: Dört yıldızlı Paşa, "Ya adımı ya da konuştuklarımızı yazma" ricasında bulundu. 
Ben ilkini tercih ettim.

Hiç yorum yok: