20 Eylül 2012 Perşembe

12 Saltanat, Bir Cumhuriyet Gördü

Yakın yüzyılımızda en uzun yaşayan adamı hiç merak ettiniz mi? Bu kişi 157 yıl yaşamış olan Bitlisli Zaro Ağa‘dır. Zaro Ağa, tarihte çok da fazla esamisi okunan bir adam değil. Ama onu bizim için önemli kılan bu topraklar üzerinde doğup da en uzun yaşayan adam sıfatıyla 12 devir’i görmesi, bizzat şahitlik yapmasıdır. Zaro Ağa 1777 yılında Bitlis’in Mutki kazasına bağlı Merment (Meydan) köyünde dünyaya gelir. Nüfus kayıtlarında doğumu hicri 1191, miladi 1777 olarak görülmektedir. Hayatı hakkında çok da etraflı bilgi yok. Ama en kapsamlı çalışma geçtiğimiz günlerde Libra Yayınlarından çıktı.


Bugüne kadar ulaşılmayan yerli ve yabancı kaynaklarla “Dünyanın En Uzun Yaşayan Adamı: Zaro Ağa (1777-1934)” kitabı Mevlüt Çelebi’nin kaleminden yayınlandı. Zaro Ağa hakkında en yeni bilgiler 1923 tarihinden sonraları ihtiva ediyor. Zira Zaro Ağa’nın doğum tarihi konusunda da ihtilaf yaşanmakta. Zaro Ağa’nın Amerika’ya giderken çıkarılan pasaportunda doğumu 1774 olarak gözüküyor. Kimler’i hangi devirleri gördü bu şanslı insan? I. Abdülhamid, III. Selim, IV Mustafa, II. Mahmut, Abdülmacit, Abdülaziz, V. Murat, II. Abdülhamid, V. Mehmet Reşat, VI. Mehmet Vahidettin saltanatları ve Abdülmecit Efendinin halifeliğini ve nihayet Cumhuriyet dönemini de idrak eder Zaro Ağa.

Tarihin pek çok önemli anına şahitlik eden Zaro, Yeniçeriliğin kaldırılışını, I. Meşrutiyeti, II. Meşrutiyeti, Kırım Savaşını, Osmanlı Rus harbini, Balkan Savaşını, I. Dünya savaşını vs. pek çok ana şahit olmuştur. Öyle ki bekçi olarak hayatını sonlandıran Zaro, yaşadığı dönemlerde savaşlara da iştirak emiştir. Kendisi aynı zamanda Yeniçeri’dir. Ve Yeniçeri Ocağı kaldırılıp arkadaşlarının 16 Haziran 1826 tarihinde kellelerinin uçuruluşunu görmüş, Ayasofya Camii’nin altındaki zindana saklanarak kurtulmuştur. Yine 1798’de Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki orduda, Akka kalesinde, Napolyon’un ordularına karşı savaşmıştır.

Dünya onu konuşuyor, o ise kendi halinde bir ihtiyar

Dünyanın peşinde koştuğu ve acaba uzun yaşamasının sırrı nedir diye merak ettiği Zaro Ağa, okuma yazması olmayan ve bir dönem hamallık yapmış nihayetinde hamalların kâhyalığını yaparak geçimini temin eden bir kişidir. Önemli işlerinden birisi Selimye Kışlası, Ortaköy ve Tophane Camilerinin inşaatında emeğinin bulunmasıdır. Zaro Ağa’nın ilk yurt dışı seyahati İtalya’yadır. Roma’da Zaro Ağa’yı afişe ederler. Damadı Mecid Efendi, Zaro Ağa hakkında şu bilgileri aktarmış: “Zaro yalnız memleket dâhilinde tanınmakla kalmamış, bilhassa Amerika ve İngiltere’de çok ilgi uyandırmış bir adamdı. Akrabası Musa Efendi yardımıyla New York ve Londra’ya gitmiş fakat bu seyahatler ihtiyara pek yaramamıştır. Evvelce hastalık nedir bilmeyen Zaro’nun bu seyahatlerden sonra sık sık sağlığı bozulmuş zatürre gibi büyük hastalıkları da bünyesinin direnciyle atlatmıştır.”

Uzun yaşamanın sırrı nerede?

Sigara ve içkiyi hiç kullanmaya Zaro Ağa, yemek olarak da sebze, ayran, yoğurt ve tatlıları tercih edermiş. Gittiği İtalya’da, şarap olmasın diye korktuğundan bu memleketin suyunu bile içmediğini yazdırmıştır. 27 Haziran 1930 Cuma günü Amerika’ya seyahat eder. Hem de Amerikan Alkol Karşıtı Derneği tarafından. Dernek, ihtiyarı Birleşik Devletler’in her tarafında teşhir ederek içki içmemenin insanın fizik ve ruh sağlığını korumadaki rolüne dikkat çekmek niyetindedir. Zaro Ağa girdiği lokantalarda ikram edilen etin domuz eti olup olmadığı sorar ve aç kalmak pahasına yemeklerinden dahi yemez.

Cumhuriyet döneminde Zaro Ağa

Zaro Ağa, Cumhuriyeti tasvip eder ama bir hususun da altını çizmeyi ihmâl etmez. Ona göre kadınlara bu kadar fazla hak verilmesi yanlış. Kadınlar evde tutulmalı ve kısa etekler giyip, saçlarını başlarını açmamalıdırlar. Nihayet 13 defa evlenmiş, beşi kız 13 çocuğu 29 toruna sahip olmuş, uzun ömründe bir çok savaşa katılmış, 103 yaşında Bulgaristan’daki savaş için gönüllü olmuş, Plevne’de savaşmış, altı kez vurulmuş, 150 yaşından sonra yeni heyecanlara merak salmış havacılık ve sürat teknesi denemiş ve daha bir çok vasfıyla Zaro Ağa, ömrünün son demlerinde yine dünyaya değer vermediğini gösterircesine bekçilikle iştigal etti.

Ne demiş Ziya Paşa: Bir kaidedir bu cavidane, Elbette gider gelen Cihane!

“Az yaşa, çok yaşa akıbet gelir başa” diyen atalar sözüyle Zaro Ağa, 29 Haziran 1934 Cuma günü vefat eder. Ölümüne sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve Amerika basınında da geniş yer verilir. Mevlüt Çelebi’nin kaleminden Zaro Ağa’nın ibretlik hayat hikâyesini okumak için yayın evinin sitesisini ziyaret edebilirsiniz . Merak edenler için Zaro Ağa Eyüp mezarlığında yatmakta.

Hiç yorum yok: