18 Şubat 2012 Cumartesi

Piri Reis'in haritalarının esrarı-

Büyük Türk denizcisi Piri Reis'in haritaları Türkiye'nin yanı sıra dünyada da büyük ilgi uyandırmış, kayıp bir medeniyetin eseri olduğu bile iddia edilmişti.



Piri Reis'in birinci haritası 1929'da Topkapı Sarayı'nda bulundu. Bulunmasından sonra harita yoğun bir ilgi topladı. İlk olarak bu konuda araştırmalar yapan Alman bilim adamı Kahle'nin çeşitli akademik yayınları oldu. Muazzez İlmiye Çığ, Belleten'in 216. sayısındaki makalesinde Piri Reis'in haritalarının dünyadaki yankılarını teferruatlı olarak anlatır.

Piri Reis'in haritaları Amerika'da

Haritalar, bulunduktan sonra Türkiye'de tıpkıbasım olarak yayınlandı ancak Batı'nın ilgisi 1956 yılına kadar kayboldu. 1956'da bir Türk amirali bu haritanın tıpkıbasımını Washington D.C'deki U.S. Navy Hydgrophic Ofis'e hediye etti. Burada eski haritalar uzmanı A.H. Mallery tarafından yapılan inceleme sonucunda, Piri Reis'in haritasının güneyindeki çizilmiş yerlerin, Antarktika'daki Queen Maud kıyılarının, körfezlerinin ve oraya karşı duran adaların henüz buz kaplamadığı zamana ait harita olduğu kanaatine varıldı. Bu konuda 26 Ağustos 1956'da Georgetown Üniversitesi'nin düzenlediği bir radyo tartışması yapıldı ve bu tartışmaya katılan kişiler Mallery'in fikrini desteklediler. Bu tartışmayı duyan Prof. Hapdgood, iki oğlu ve 24 öğrencisinden oluşan bir ekip kurarak araştırmalara başladı. Çeşitli kurumlardan birçok gönüllü de onlara yardımcı oldu. Piri Reis'in haritası yanında 18 haritayı daha incelediler ve sonunda 1965'te The Maps of Sea Kings (Eski Deniz Krallarının Haritaları) isimli bir kitap yayınladılar. Kitabın genişletilmiş ikinci baskısı da 1979'da yapıldı.

Kayıp bir medeniyetten mi kaldı?

Bu kitapta yapılan araştırmaların sonucunda tarih öncesi çağlara ait dünyayı kuşatan bir kültürün varlığı ve bu kültürün modern çağa kadar yok olmuş bir teknoloji ile dünyanın haritasını yaptığını belirten delillere ulaşılmıştı. Bu kayıp medeniyet Antarktika kıyılarının buzsuz olduğunu ve Kuzey Avrupa'da buz örtüsünün bulunduğunu biliyordu. Bizim keşfettiğimiz zamandan binlerce yıl önce enlem ve boylamları ile küresel trigonometriyi bulmuşlardı. Bu sonuçların ortaya çıkmasını sağlayan haritalar, aynı zamanda yer kabuğunun geçirdiği evrelere ait delilleri de vermekteydi.

Vincent H. Gaddes isimli bir araştırmacı da Amerika yerlilerinin efsane ve gizemlerini içeren "American Indian Myths and Mysteries" isimli kitabında Piri Reis'in haritaları ile ilgili çeşitli iddialarda bulunmuştu. Piri Reis'in haritası ve ona benzeyen bazı haritalar üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda bu haritaların bilinmeyen bir çağda yapılmış haritaların kopyaları olabileceğini ileri sürmüş ve Amerika yerlilerinin efsaneleri ile bazı arkeolojik kalıntıları delil olarak göstermişti.

Prof. Hapdgood'un kitabından esinlenen Allan W. Eckert, konusu Piri Reis'in haritası etrafında geçen "The Hap Theory" isimli bir roman yazdı. Romanın sonunda dünya yok olmak üzeredir ve felaketten kurtulabilecek birkaç yerden birisi olan Kenya'daki Nqaia şehri ve civarındaki bir depoya Amerika Özgürlük Belgesi ve Anayasası ile birlikte Piri Reis'in haritası da konulur.

Piri Reis'in haritaları kaybolan Atlantis uygarlığına delil olarak başka yazarlar tarafından da kullanıldı. Harita, meşhur çizgi roman Martin Mystere'de (Atlantis) bile konu edildi. Bu haritalarla ilgili olarak meşhur bilimkurgu yazarı Erich Von Daniken'in ise başka fikirleri vardı. "Tanrıların Arabaları" isimli kitabında bu haritaların çizildiği dönemde bilinmeyen birçok yeri gösterdiğini, bu yüzden bu haritaların uzaylılar tarafından yapılmış bir haritadan kopya edildiğini iddia etti.

Piri Reis'in ilk dünya haritası

Piri Reis'in adının hemen hemen herkes tarafından bilinmesini sağlayan eserleri, çizdiği iki dünya haritasıdır. Bunlardan birincisi 1513'te yapıldı ve 1517'de Mısır'da, Yavuz'a sunuldu. Piri Reis'in haritası, ilk dünya haritası değildir. Bundan önce birçok haritacı tarafından eski dünyanın haritaları yapılmıştı ve Osmanlılar, İslâm coğrafyacıları vasıtasıyla bunlardan haberdardı. Amerika'yı da gösteren bir dünya haritası ise ilk defa 1498'de Kolomb tarafından çizilmişti. Ancak bu harita daha sonra kayboldu. Piri Reis, Kolomb'un bu haritasını ele geçirmiş ve başka haritalardan da istifade ederek kendi haritasını meydana getirmişti. Piri Reis'in eseri haritacılık tekniği açısından önemlidir. Değişik ölçeklerdeki haritaları kullanarak birbirlerinin eksik yönlerini tamamlamıştır.

Piri Reis'in Yavuz'a sunduğu dünya haritası eksiktir. Elimizdeki kısım İspanya'yı, Afrika'nın batı kıyılarını, Atlas Okyanusu'nu, Güney ve Orta Amerika ile Antil adalarını içermektedir. Kayıp kısmın akıbeti bilinmemektedir.

9 renkte boya ile renklendirilerek, deri üzerine çizilen bu harita 86 cm boyunda, üst kısmı 61 cm, alt kısmı ise 41 cm genişliğindedir. Haritada rüzgârgülleri ve çeşitli yön çizgileri bulunmaktadır. Harita üzerinde yapılan incelemeler, elimizde bulunan kısmın tam bir dünya haritasının parçası olduğunu ortaya çıkarmıştır. Haritanın üzerinde zikredilen yerlerin özellikleri ve kimler tarafından keşfedildiği yazılıdır. Ayrıca harita üzerinde hayali insan ve hayvan resimleri bulunmaktadır.

Piri Reis'in ikinci dünya haritası

Piri Reis'in 1528'de Kanunî'ye sunduğu ikinci haritası ise sekiz renkte boya ile renklendirilerek ceylan derisi üzerine çizilmiştir. Bu büyük bir dünya haritasının sadece kuzeybatı köşesidir. Elimizdeki parçada Atlas Okyanusu'nun kuzeyi, Kuzey ve Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyıları ve Grönland'dan Florida'ya uzanan kıyı şeridi vardır. Piri Reis, birinci haritasında eksik bilgilerden kaynaklanan yanlışlıklarını burada düzeltir. Adaları ve kıyıları son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizer. Keşfedilmeyen yerleri ise beyaz olarak bırakarak, bilinmediği için çizilmediği belirtilir. Bu durum Piri Reis'in gelişmeleri takip ettiğini ve bilimsel hassasiyetini göstermektedir. İlk haritadan daha büyük ölçekli ve gelişmiş bu ikinci harita, teknik olarak döneminin en ileri örneklerindendir.

Timsah gibi su içinde büyürler

Piri Reis 1465'li yılların sonuna doğru Gelibolu'da doğdu. Tam adı Muhyiddin Piri'dir. Doğduğu bölgenin ahalisi denizle iç içe yaşadıklarından çoğu denizci olmaktaydı. Gelibolu'da doğanları Şeyhülislam ve tarihçi İbn Kemal şöyle anlatır: "Gelibolu'da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemilerin sesleri ile uyurlar."

Akdeniz günleri

Piri Reis'in amcası II. Bâyezid devrinin en ünlü kaptanlarından Kemal Reis idi. Çocukluk yıllarından sonra Piri, kendisini amcasının gemisinde buluverdi. 1487'de amcası ile birlikte İspanya'daki Müslümanlar'ın yardımına gitti. Yaklaşık 30 yıl amcası Kemal Reis ile birlikte Akdeniz'de denizcilik yaptı.

Hiç yorum yok: