18 Şubat 2012 Cumartesi

Fransa, ülkesinin birliğini bile Osmanlı'ya borçluydu-Erhan Afyoncu

Fransa, 16. yüzyılın sonlarında krala karşı isyan eden Marsilya'ya söz dinletebilmek için çareyi Osmanlı'dan yardım istemekte bulmuştu


Fransa, bir kez daha Türkiye'nin aleyhine saçma sapan bir tasarıyı meclisinden geçirmeye çalışıyor. Ancak daha düne kadar ne kadar aciz durumda olduklarını çok çabuk unuttular. Bir konunun konuşulup tartışılmaması, demokratik yönetimlerde değil faşist rejimlerde olur. Bu durum Avrupa'ya yabancı değil. Çünkü ırkçılık gibi faşizm de Batı medeniyetinin dünyaya yaydığı bir anlayıştır. 

Fransa kralına isyan 
1589'da Fransa'da hanedan değişmişti. Valois hanedanının son erkek üyesi olan Üçüncü Henri'nin 1589'da bir suikasta kurban gitmesiyle veraset yasaları ve kralın vasiyeti gereği Bourbon hanedanının kurucusu Dördüncü Henri Fransa Kralı oldu. Ancak Dördüncü Henri'nin Kalvenci olmasından dolayı, başta Paris olmak üzere birçok şehir, krallığını tanımadı. Paris, Rouen, Marsilya, Touluse, Orleans, Lyon, Troyes, Nantes, Reims ve Djon gibi büyük şehirler Kutsal Birlik'in üyeleri ve krala karşı Katolik direnişinin merkezleriydi. Yeni kral, otoritesini sağlamak için dokuz yıl mücadele etti. Bugünlerde Fransa kralının en büyük destekçisi ise Osmanlı İmparatorluğu idi. 
Dördüncü Henri, savaşarak ve siyasetle birçok şehri otoritesi altına aldı. 14 Mart 1590'da Ivry'de Mayenne Dükü Charles de Lorainne'i bozguna uğrattı. Savaşla fazla bir başarı sağlayamayacağını görünce 1593'te Katolik olduğunu ilan ederek krallığının tanınmasını sağlamaya çalıştı. Bazı şehirler kralın Katolikliğine inanırken, bazıları ise bu davranışının göstermelik olduğuna kanaat getirmişti. Başta Lyon ve Orleans olmak üzere birçok şehir mezhep değiştirmesi üzerine yeni kralı tanıdı. Ancak bütün şehirler itaat etmemişti. Reims, Katolik birliğine bağlılığını sürdürdüğü için Dördüncü Henri, 27 Şubat 1594'te Chartres'de taç giydi. 22 Mart 1594'te, daha önce kuşatıp alamadığı Paris'e herhangi bir direnişle karşılaşmadan girdi. Kral Paris'e girmişti, ancak hâlâ otoritesini tanımayan şehirler vardı. 

Vilayetlerindeki isyan için bile yardım istediler 
Fransa kralı, Katoliklerin kurduğu Kutsal Birlik'e desteğini kesmek için 1595 Ocak'ında İspanya'ya savaş açtı. Bir taraftan da kendisine itaat etmeyen şehirlere otoritesini kabul ettirmeye çalışıyordu. Bu şehirlerden biri de koyu Katolik olan Marsilya'ydı. 
İstanbul'daki Fransa Elçisi Breves Kontu François Savary, Marsilya'yı itaate zorlamak için Osmanlı yönetiminden yardım istedi. Osmanlı hükümdarı Üçüncü Mehmed, Marsilya'nın ileri gelenlerine iki kapıcı ile bir mektup göndererek krallarına itaat etmelerini emretti. Osmanlı elçileri şehre vardığında Marsilyalılar, "Kral bizim mezhebimizden değildir. Biz ona itaat etmeyiz" dediler. Üçüncü Mehmed, bu durum üzerine Cezayir beylerbeyine 6 Eylül 1595'te bir ferman göndererek Marsilyalılar'ın Fransa kralına itaat etmeleri için gereğini yapmasını emretti. 

Osmanlı donanması Fransa'da 
Fransa ile Türkiye'nin ilişkileri oldukça eskidir. Avrupa'daki birçok devletin aksine Fransa Osmanlı ile dostane ilişkiler kurmuş, ancak birçok kez de Osmanlı İmparatorluğu'nu yarı yolda bırakmıştır. 


Osmanlı İmparatorluğu, Kanunî döneminden itibaren Fransa'ya hep destek oldu. Gerektiğinde para gerektiğinde ise asker gönderdi. Fransa 1542'de İspanya'yla başlayan savaş sırasında donanma desteği istedi. Osmanlı donanması 1543'te Barbaros komutasında Akdeniz'e çıktı. Barbaros, Marsilya'da Fransızlar'la buluştu. Fransız donanması Barbaros'u karşıladı, Osmanlı donanması da top ateşiyle şehri selamladı. Marsilyalılar Barbaros'u büyük bir sevinç ve şenliklerle karşılamışlardı. Şehrin ileri gelenleri Barbaros ve Osmanlı kaptanlarına bir de ziyafet verdiler 

Marsilyalılar kralınıza itaat edin 
Cezayir beylerbeyine Françe (Fransa) elçisi arzuhal gönderip Marçilya (Marsilya) nâm vilâyet halkı düşman ifsadıyla efendime itaat etmeyip inat ettiklerinden dolayı yüce eşiğimden adı geçen vilayetin ileri gelenlerine iki kapıcı (saray görevlisi) ile bir ferman gönderilip itaat etsinler diye tembih olunmuştu. Eğer itaat etmezlerse ele geçirildikleri yerde kendilerine ağır bir şekilde davranılacak diye bildirilmişti. 


Kapıcılar vardığında Marsilyalılar Fransa kralı için, bizim mezhebimizden değildir biz ona itaat etmeyiz, diye makul olmayan cevaplar verip, kralı tanımamakta inat ettiler. Fransa'da kral ile halk arasında din ve mezhep mücadelesi sona erip, kral İspanya üzerine büyük bir sefere çıkmıştır. Hâlâ tembih olunmuştur ki, Marsilyalılar tamamıyla İstanbul'dan alâkalarını keseler ve topraklarımızda alım- satım yapmayalar. 


Marsilyalılar inatlarından geri dönmemişlerdir, diye bildirip Fransa kralına itaat üzere olmaları için fermanım rica etmeğin hatt-ı hümâyûnumla fermanım gönderilmiştir. Buyurdum ki, vardığında Marsilyalılar'a kendi tarafından bir adamın ile tekrar bir mektup yazıp tembih ve tekit edeyesin ki, bundan sonra Fransa kralına itaat edip, boğun eğip, emirlerine muhalefet etmesinler. Şöyle ki, bu fermanımda yazılanlar malumları olduktan sonra emrime muhalefet edip itaat etmezlerse kralla haberleşip, ittifak ederek laf dinlemeyenlerin bir şekilde haklarından gelesin ki, isyan eden diğerleri de ibret alıp, bu onlara nasihat olsun. Amma bunu bir şekilde gerçekleştiresin ki, saltanatımızın ırz ve namusuna zarar gelmesin. Meseleyi ne şekilde hallettiğini yazıp, arzeyleyesin. 6 Eylül 1595. 
(Osmanlı Belgelerinde Cezayir, Başbakanlık Devlet Arşivleri yayını, s. 22). 

Fransa'yla ilk ilişkiler 
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasındaki ilk diplomatik ilişkiler, 1525'te Marguerite de Savoie tarafından, ismini bilmediğimiz bir elçinin İstanbul'a gönderilmesiyle başlar. Bu elçi Fransa'ya dönmeden yolda öldürülmüştür. Diplomatik ilişkilerin gerçek manada başlaması ise 1535'te İstanbul'a gelen Jean de la Forest'in elçiliğiyle başladı. 

Fransa kurtuldu 
Osmanlılar, Habsburglar'a karşı Fransa'yı hem askeri hem de ticari olarak desteklediler. Fransızlar'a verilen kapitülasyonlar, bu ülkenin Doğu ticaretinden faydalanmasını ve zenginleşmesini sağladı. Osmanlılar'ın Orta Avrupa'daki faaliyetleri Fransa'yı yok olmaktan kurtardı. 

Hiç yorum yok: