Türkiye'de 1975'te yüzde 2 olan kısırlık oranı, 2004'te yüzde 10'a, 2005'te yüzde 15'e, 2009'da yüzde 25'e ulaşmış.. Aradaki yıllarla ilgili bir kayıt yok. 2012'de yüzde 35 olduğu söyleniyor.
2020'de yüzde 50, 2050'de yüzde 95 olacağı öngörülüyor.
Uzman abilere göre bunun sebebi yiyeceklerdeki katkı maddeleri, stres ve modern hayat..
Bu işin açıklaması bu kadar kolay mı, değil tabii.
2010 senesinde Bolivya Devlet Başkanı, Alternatif İklim Zirvesi için ülkesinde düzenlenen toplantıda bir konuşma yaptı.
Tavuk yemeyin, dedi.
Bütün kabahat endüstrileşen tavuk üretiminde değil. Ama bizim kamuoyu sembolleşen düşmanları sever..
Mesela 2001 krizinin sembol düşmanı hortumculardı. Onlar olmasaydı kriz olmazdı, gibi.
Trafik kazalarının müsebbibi kim? Trafik canavarı..
Bizdeki kötülükler kimin eseri? İç ve dış mihrakların.. Gariban sanayi tavuğuna biraz da bu gözle bakmak lazım. Tavuğu kaldırsan 999 tane zararlı gıda var.
Tavuk işi neden ilgimi çekti? Yavuz Dizdar Hoca, geçen gün dedi ki:
"Tavuk dediğin 1.5 saatte pişer. Eğer 15 dakikada pişiyorsa o tavuk değildir."
...
Güneşe çıkarırsanız civciv sağlıklı gelişeceği için kemik de yapıyor. Ama kemik yapsın istenmiyor, sadece et yapsın isteniyor. Hayvan sonunda patates tarlasında yatan patates gibi olduğu yerde büyüyen bir hayvan oluyor. Kesimde çalışan bir arkadaşımız anlattı: 'Hayvancağızı yerden alırken kemiklerinin elinizin altında kırıldığını hissediyorsunuz. Kaçamıyor zaten, bıraksanız da hareket edemiyor' dedi. 1.7 kilo yemle 1 kilo tavuk elde ediyorlar. Böyle bir dönüşüm var mı dünyada?
Bu işler epey zamandır konuşuluyor.
Hormon verdiği iddia ediliyor, yetiştiriciler yalanlıyor.
Antibiyotik verildiği iddia ediliyor.. Yetiştiriciler yasak olduğunu söylüyor.
Bir başka uzman, normal şartlarda kuluçkadaki her 100 yumurtadan 25'inin horoz olması gerektiğini, sanayicilerin üretiminde yüzde 100'ünün tavuk olduğunu, bunun nasıl sağlandığını sordu. Aslında dişilik hormonu verilmeden bu işin olmayacağını söyledi.
Türünün atıklarıyla beslemenin de cinayet olduğunu..
Teferruatı işimiz değil. Her iş namuslu olsa yemler şüpheli.. Tarım ilaçları ayrı bir dert..
Keşke MGK on sene, 15 sene önce irtica, türban, takke sarık işini tartışacağına biraz da bu işlere kafa yorsaydı. İlk baştaki istatistiğe bakılırsa bu "ulusal güvenlik meselesi" haline gelmiş. Acaba yoğurtla tavukla ilgilenmeyi ayıp mı saydılar?
Normal şartlarda insan seferberlik ilan edilmesini bekliyor.
5-6 sene önce köydeki kasabadaki yerli ırk kuş gribi bahanesiyle imha edildi. Kimin tezgâhı, kimin oyununa geldik belli değil.
Hem biz niye üreticilerin beyanını esas alıyoruz ki.. Neden ilgili kamu kurumu anlayacağımız dilde detaylı bir açıklama yapmıyor? Bilmem kaç senesinin standartlarına göre üreticinin kural ihlali olmayabilir.. Bugün neredeler, AB ülkeleri ile kıyaslandığı zaman her şey aynı mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder