-Almanların Toros vadilerinde yaptıkları demiryolunun hikayesini açıklayan tarihi arşiv fotoğrafları yayınandı.
-Belemedik- Taşdurmaz-Hacıkırı arasında tünel açan ve köprü yapan insanların görüntüleri tarihi hayallerimizi canlandırdı.
-Ve bir an için 1. Dünya Harbinde yaşananları ve dünyayı paylaşmak en büyük pay almak isteyenlerin mücadelene tanık oldum.
-Toros tünelleri tarihi fotoğrafları o günlerin gerçeklerini gözler önüne seriyordu.
İnsanlık tarihinin gelgitleri arasında yaşananların çoğu unutulup gitti. Ve insanlar bilmedikleri konularda hayal üretip inanmaya başladılar. Ta ki olaylarla ilgili bir belge veya görsel bir fotoğraf ortaya çıkıncaya kadar. İnternet dünyasında “Flickr” sitesinde yer alan Toros tünellerinin yapım hikayesini aydınlatan 68 kare fotoğraf yayınlanıncaya kadar bildiklerimiz ise biraz da hayallerle sınırlı idi.
Toplumların ülkelerin ve insanlığın kaderini etkileyen önemli olaylar aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra daha iyi anlaşılır. Avrupanın ortasındaki Almanya’nın başkentini bir Asya kenti olan Bagdad7a bağlayacak o dönem için dünyanın en uzun ve işlek olması düşünülen demiryolunu yapma kimin düşüncesidir bilemeyiz ama 1890’lı yıların sonlarında başlatılan çalışmalar 1910’lu yılarda Toros dağlarının vadilerinden Belemedik Hacıkırı arasını aşarak Çukurova’ya inmiş, 1. Dünya Savaşı’nın en önemli ilgi ve stratejik kontrol konusu olmuştur. Düşünebiliyor musunuz Pozantı’dan sonra Belemedik vadisine gelen tren yolu buradan itibaren yaklaşık 20 km’yi bulan Hacıkırına ulaşmak için birbiri peşi sıra 12 tüneli aşmak zorunda kalıyor. Ve Hacıkırından az ilerde derin bir vadi içinde yüksekliği 100 metreyi bulan dünya harikası Vardaha köprüsünün yapımı ile sonuçlanıyor.
Toros tünelleri hakkında çok şeyler söylendi yazıldı ama ortaya Alman arşivlerinden elde edilen soluk sarı kağıt üzerindeki siyah beyaz fotoğrafların anlattıkları ortaya çıkıncaya kadar sanki tarih uykuda idi. İstanbul7dan başlayarak Konya’a ve oradan da Pozantı üzerinden Torosların vahşi doğa güzelliği sayılan belemedik vadisi içinden geçerek Taşdurmaz denilen sarp ve dik uçurumlu vadisini de aşarak Hacıkırı istasyonuna ulaşan tüneller ve içinden geçen trenlerin hikayeleri binerce insanın da tarihten kopup gelen hatıralarının da belgesidir.
Belemedik’te kurulan istasyon için 1910’lu yıllarda nüf usu 5000’e ulaşan şehir inşa edilmişti. Burada barakalar binalar çadırlar içinde yaşayanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için her şey düşünülmüş. Yakından geçen Çakıt suyundan elektrik elde ediliyor, şehir içinde hastane, cami, kilise, genelev bile kuruluyor. Mühendis ve amir olarak çalışan Almanların yanında hesap işlerini gören Ermeni ve Rus asıllı görevliler ve elerinde kazma kürek ile her türlü beden işinde terleyen Osmanlı/Türk insanının birlikte sonuçlandırdıkları bir proje Almanların Toros tünellerinin kısa hikayesi.
Bir yandan Asya-Avrupa pazarında söz sahibi olmak isteyen Almanların ürettikleri malları Osmanlı topraklarından geçirerek Bağdat ve biraz daha ilerdeki Hindistana ve Çine ulaştırma hayalleri sonucu yapımına başlandı Toros tünelleri. Belemedikten sonra derin vadilerden ilerlemek durumunda kalan trenlerin Taşdurmaz denilen yerdeki yapımını düşünmek ve çekilen zahmetleri hissedebilmek çok şey hatırlatır insana. Demiryoluna döşenen ray demirleri, birbirleri ile bağlantıları, aralara destek için konulan taş parçaları…Trenler gelirken çıkan sesler. Ve daha da önemlisi vagonlarda cephelere savaşmak için giden askerlerin görüntüleri.
1918 yılı ekim ayı sonlarında 1. Dünya Savaşının yenik ülkesi Osmanlı’nın teslim olmasının ilk şartı olarak Toros tünellerinin kontrolü maddesini anlaşma metni kağıt üzerine yazdıranlar bir şeyi çok iyi biliyorlardı: Toros geçitleri elde tutulmadan Anadolu’yu kontrol etmek mümkün değildir. Uygulamada bu yönde oldu. 17 Aralık 1917 tarihinde Fransız işgalciler adana7ya giriş yaptılar. Birkaç gün sonra 25 Aralı tarihinde Pozantı ve Belemedik tren istasyonlarında Fransız bayrakları dalgalanıyordu. Bundan sonrası ise Anadolu’da bağımsızlık mücadelesini yürüten Kuvayı milliyeciler ile işgalci durumundaki Fransızlar ile onlara yardımcı olan Ermeniler arasında yaşanan kıyasıya ve de kanlı çatışmalar. 6 Nisan 1920 tarihinde Belemedik’i ele geçiren Kuvayı Milliye güçleri, 25 nisan’da da Pozantıya hakim olmuşlardı. Ve de böylelikle Çukurova ve Toros tünellerini kontrol etmek isteyen işgalcilere karşı en güçlü tokatı atmışlardı.
Bir an için bütün bu yaşananları hatırladıktan onra “Flickr”nin yayınladığı tarihi resimlere baktım. Ve hayallerim o günlere götürdü beni. Bir kış günü tren sesini eşliğinde sallanarak giden vagonların bir köşesinde başı dönen ve midesi ağzına gelen Osmanlı askerlerinin neler hissettiklerini anlamaya çalıştım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder